15. Bölüm

15.Bölüm

Dolunay
dolunay89

Yataktan kalkıp üzerime birkaç parça bir şeyler giyip evden çıktım. Direk abimin mezarına gelmiştim. Berkay'a sonra gidecektim şimdilik abime ihtiyacım vardı. Mezarının yanında güzel bir manolya açmıştı. Çok güzel duruyordu ilk abimin mezarını sulayip dua ettikten sonra manolya'yı sulamıştım.

"Abim,ben geldim yine" hafif gülüp "Baş belan geldi abi." Deyip mezarın yanına oturdum.Elimi mezar taşına koyup hafif okşadım.

"Beni kandırdı ya da kandırdılar abi. Ben o adamı sevdim abi o adama aşık oldum ben ya! Peki şimdi ne yapacağım bilmiyorum ama şunu biliyorum ki onunla ben bir daha asla olmayacağız." Dediğimde gözümden bir damla yaş aktı.Umursamayıp abimin mezarına daha çok sarıldım.Tek huzur bulduğum yer onun yanıydı ölse bile beni yine rahatlatan oydu.Öz abim olmasa bile onu hala çok seviyordum. Bu hayatta en çok değer veren kişiydi o bana. Tabi ki ailemde öyle onları hala seviyorum fakat bana yalan söylemeleri onlara olan güvenimi sarsmıştı. Benim bu hayatta en nefret ettiğim şey yalandır ve bunu bana en değer verdiklerim yapıyor ya canım daha çok yanıyor. Onları kolay kolay affetmeyecektim. Ailemi belki çünkü onlar beni bu yaşa kadar getiren insanlar ama Alaz işte onu asla affetmeyecektim.Ben onun gözlerinin önünde kahrolurken o sadece beni teselli ediyordu ben yana yakına beni bırakan aile denen mahlukatları ararken o biliyordu onları.

Kafamda daha fazla düşünmek istemediğim için abimle vedalaşıp Berkay'a gittim. Eve geldiğimde sadece ikimiz vardık yolda gelirken aramıştım kimse gelmesin diye. Sadece bir süre yalnız kalmak istiyordum ama ilk önce hesap sormam gereken biri vardı. Sonra ise öz abimi bulup her şeyi öğrenmek ve buralardan defolup gitmekti amacım. Berkay'a aklıma gelen planı anlattıktan sonra halledilmesi gereken işleri ona yığıp eve geri gitmiştim. Odama çıkıp ilk Alaz'ı aradım. Birkaç çalmadan sonra açmıştı.

 

"Alo"

 

"Alaz"

 

"Efendim güzelim."

 

"Napıyorsun?"

 

"İşteyim güzelim sen napıyorsun?"

 

"Bende bugün evdeyim akşam bulaşalım mı diyecektim."

 

"Olur uzun zaman oldu."

 

"Tamam o zaman görüşürüz."

 

"Tamam sevgilim sonra görüşürüz."dedi ve kapattık.

 

Bana son kez sevgilim diyordu ama onun haberi yoktu.

 

Akşam için hazırlanmaya başladım. İlk duşa girdim sonra kahvaltımı yaptım. Şansıma evdekiler yoktu babam işteydi annem ise güne gitmişti. Akşam olana kadar oyalanıp yavaş yavaş hazırlanmaya başlamıştım. Üstüme siyah zarif bir elbise giymiştim.Dizimin bir karış üstünde bitiyordu.Alt kısımları ve kol kısımları dantelliydi. Ayakkabı olarak siyah stiletto giymiştim. Saçlarımı hafif dalgalı bırakıp iki yandan perçemlerimi ayırdıktan sonra at kuyruğu yaptım. Makyajımı ise hafif yapıp bitirdikten sonra ayağa kalkıp boy aynasından kendime baktım. Çok güzel olmuştum , Alazla benim ilk ve son yemeğimizdi ve bunun güzel olmasını istiyordum her ne kadar sonu bitecek olsa bile.

İşim bittikten sonra Alaz'ı arayıp hazır olduğumu söyledim o ise tamam deyip 5 dakikaya aşağıda buluşalım demişti. Hazır olduğumu gördükten sonra evden çıktım. Benden birkaç dakika sonra da Alaz çıkmıştı. Bana bakıp ıslık çaldı.

 

"Bu ne güzellik prenses."

 

"Ee yemek yiyeceğiz dedik sevgilim güzel olsun istiyorum. Ayrıca sende çok yakışıklı olmuşsun."

 

"Teşekkür ederim hanımefendi."

 

"Rica ederim beyefendi." Dediğimde gülümseyip elimi tuttu. Diğer eliyle ise arabanın kapısını açıp oturabilmem için yardım etti.Hemen oturup onun geçmesini bekledim. Kendi yerine geçtikten sonra hemen arabayı çalıştırıp benim söylediğim yere geldik. Her şey planladığım gibi gidiyordu. Şimdi sadece nefret hissetsem de sonra darmaduman olacağımı biliyordum. Yüzüm düşmüştü fakat çaktırmadan geri düzelttim. Alaz geldiğimiz yeri inceliyordu. Şaşırmış bir şekilde bana dönüp

Güzelim burası çok güzel de neden kimse yok."

"Ee bizim için kapattırdım Alaz." Dediğimde gülüp

"Aslında bunu benim yapmam gerekmiyor mu?"

"Yoo hayır öyle bir kural mı var?"

"Yok öyle bir kural yokta ne bileyim değişik oldu."

"Ben seni davet ettim Alaz olabilir neyse boşverelim bu konuyu. Hadi masaya oturalım."
Deyip bizim için hazırlanmış bir masaya oturduk. Biraz yemek yiyip konuştuktan sonra asıl can alıcı yere geldik.

"Ya Alaz hiç senin küçüklük arkadaşların yok mu beni onlarla tanıştır sen benimkileri hep biliyorsun."
Dediğimde biraz tedirgin oldu ama çaktırmadan bana cevap verdi. Kaçırdığı bir şey vardı ben her şeyini yakalamıştım.

"Yok güzelim ben küçükken evden çıkmayan bir çocuktum bizim mahalle tehlikeliydi annem o yüzden beni dışarı salmazdı."
Yalan söylüyordu. Her zaman dışarıdaydı hatta annen seni döve döve sokarmış Alaz ve mahalleli bu olayı her gün görürmüş hatta beklerlermiş çünkü komik olurmuş. Bunları seni araştırmamdan biliyorum ben Alaz. Sana olan güvenimi yok ettin söylediğin yalanlarla ben sana artık nasıl inanacağım ki?

"Demek öyle neyse yapacak bir şey yok desene boşver o zaman." Dediğimde bana üzgün bir şekilde bakıyordu. Bu sana kaçıncı şans verişimdi Alaz kaç sefer sordum sana ama sen sürekli red ettin .
Bir şey demeyince yemek yemeye devam ettik. Artık son anlara yaklaşıyorduk ve ben ona son kez sarılmak istiyordum.Ayağa kalkıp yanına ilerledim.

"Noldu güzelim?"

"Hiç sarılmak istiyorum sana sadece."

"Hmm öyle mi?"diyerek kollarını açtı. Kafasıyla kollarını işaret edip yanına çağırdı. Fazla beklemeden hemen kollarının arasına girdim. Şu an senden nefret ediyorum ama son kez sarılmak istiyorum. Sana dokunurken nefret ediyorum kendimden ama aşkım daha ağır basıyor. Onun kokusu burnuma vurunca bütün kinim nefretim kızgınlığım uçmuştu. Biraz daha sıkı sarıldım. O ise kafasını boynuma gömüp

"Seni çok seviyorum bunu bil tamam mı?" Dedi ben ise onu umursamayıp biraz daha sıkı sarıldım.Gözlerim dolmuştu Allah seni kahretsin Alaz bana bunu yapmayacaktın. Gözlerimin arasından yaş akmasıyla artık her şeyin bitme zamanı geldiğini anladım.Biraz daha öyle kalıp onu kendimden sert bir şekilde ittim. Alaz ise böyle bir şey beklemediği için sarsılmıştı.

"Noldu Gaye neden ittin beni?"
Ona gülüp büyük bir kinle bakış attım.

"Neden mi? Hahahhah nedenmiş?"

Elimle karşımızda duran büyük ekranı gösterdim. Ekranda Alaz'la abim olacak o adam vardı. Alaz gösterdiğim ekrana dönünce ilk şok oldu. Sonra bana endişeyle baktı. Anladı her şeyi bildiğimi fakat hiçbir şey demedi.

"Sen beni kandırdın! Sen bana yalan söyledin. Ben sana ne dedim ilk başta Alaz bana her şeyi yap ama sakın yalan söyleme ben bu dünya da her şeyi affederim ama yalanı affetmem demedim mi?" Diye bağırdım yüzüne karşı o ise gözleri dolmuş şekilde bana baktı.

"Gaye bak.."

"Sus sakın tek kelime etme sakın! Ben sana sorucağım sen evet ya da hayır diyeceksin. Duydun mu?" Dediğimde kafasıyla onayladı sadece.

"Bana o abim olacak adamla bilerek mi yazdın?"
Dediğimde gözlerinden yaş aktı. Biliyordum sadece ondan onay bekliyordum. Bana sadece bakıyordu.

"Bana cevap ver Alaz." Dediğimde gözlerini kaçırarak "Evet." Dediğinde kalbimin yerinden koptuğunu hissettim. Ama ona belli etmedim.

"Bana aşık oldun mu?"

"Evet" dedi anında verdiği cevaba sadece güldüm hem de kahkahalarla.

"Peki ben köpek gibi abim olacak mahlukatı ararken eğlendin mi hatta eğlendiniz mi?"
Dediğimde kafasını iki yana sallayıp

"Hayır hayır sadece abin zaman istedi bende mecbur kaldım."

" Zaman... Zaman öyle mi ben senin yanında sinir krizi geçirirken o arkadaşın nasıl hissetti ya da boşver o umrumda değil sen ne hissettin he Alaz sevindin de mi? Benim o halde olmam sana muhtaç olmam senin hoşuna gitti de mi?" Dedim yine bağırarak o ise sadece bana bakıyordu.

"Cevap ver bana susma cevap ver!" Ama beni duymuyordu sadece özür dilerim deyip duruyordu. Sonunda sıkılmış bir şekilde "Yeter!" Diye bağırdım o ise sarsılmış bir şekilde bana baktı.

"Artık her şey burda bitti bizim ilişkimiz yok artık ve bir daha karşıma çıkma eğer çıkarsan bugün yaptıklarımın yanında yapacaklarım az kalır Alaz. O arkadaşın olacak adam beni beklesin onunla hesaplaşmam çok büyük olacak duydun mu beni?"

Alaz söylediğim kelimelere sinirlenmiş olmalı ki bana yaklaşıp kolumu sıktı.

"Bunu bize yapamazsın Gaye."

"Öyle bir yaparım ki yapmayı bırak yaptım bile."

"Hayır bitemez ben daha bir şey söylemeden kolayca bitemez." Dedi kolumu biraz daha sıkarak canımı yakmıştı.

"Kolumu bırak Alaz ve ayrıca ben sana birçok kez şans verdim ama sen umursamadın."

"Hayır Gaye bunu bize yapma!"

"Eğer kolumu 3 saniye içinde bırakmazsan kötü şeyler olacak."dedim dişlerimi sıkarak o ise hiç duymamış gibi kolumu tutmaya devam etti. Sonunda kolunu tutarak ters çevirdim ve sırtına dayadım.

"Sakın bir daha böyle bir şey yapmaya kalkışma Alaz!"deyip onu itip arkama bakmadan onu orda bırakarak terk ettim. Dışarı çıkınca tutmaya çalıştığım sinir krizim tetiklemişti. Nefes alamıyordum , elimi göğsüme çıkarıp ovaladım fakat yine işe yaramıyordu. Artık dayanamayacak olduğumu fark ettiğimde kendimi yere bıraktım. Krizim çok kötü zamanda gelmişti. Ne yapacağımı bilmiyordum sadece kendime zarar veriyordum. Sonunda birinin bana seslendiğini hissediyordum fakat ona cevap veremiyordum. Sonunda ağızıma bir şey konulduğunu hissettim.
"Çek şunu Gaye!"dedi veren kişi onu dinleyip çektiğim an verilenin hava olduğunu anladım. Birkaç sefer daha çektikten sonra kendime gelmeye başlamıştım. Ağızımdan çekilen havayla bana yardım eden kişiye döndüm. O adamdı , Alaz'ın yanında duran onun arkadaşı benim öz abim olan Polat Öztürk'tü.

Bölüm : 15.07.2025 18:40 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...