22. Bölüm

22.Bölüm

Dolunay
dolunay89

Aşağı indiğimde Berkan ve Alaz’ın salonda oturduklarını görüp onların yanına gittim. Benim geldiğimi gören ilk Berkan olmuş ayağa kalkmıştı. Kolunu açarak bana kısa bir sarılmış günaydın demişti. Alaz ise sadece bakmakla yetinmişti. Gözlerim Polat’ı ararken onu görmemiştim. Hala gelmemişti. Benim bu halimi gören Alaz histerik şekilde gülerek “O akşam gelecek şirkette şuan.”dedi

Ben ise bir şey demeyip Berkan’ın yanına oturdum. Birkaç dakika kimse konuşmamıştı. Bir sessizlik hakim olmuştu ki karnımdan gelen ses ortamı bozdu. İkisi bana bakıp güldüler. Ben ise rezil olmanın duygusuyla onlara çaktırmamaya çalışarak “Ne var yani acıktım olamaz mı?”dedim onlar ise daha çok gülmüşlerdi.

“Normal güzelim.”diyen Berkan o halde bile gülüyordu. En sonda gülmeleri durmuştu. Alaz kalkıp “Hadi sofraya geçelim. Bizim küçük prenses acıkmış.”diyerek yemek odasına doğru yürümüştü. Biz ise onu takip ederek odaya gelmiş masaya oturmuştuk. Baş sandalyeye Alaz onun sağına ben diğer tarafına da Berkan oturmuştu. Kahvaltıyı sessizce bitirip dağılmıştık. Alaz şirkete gitmiş Berkan da birkaç işim var diyerek evden çıkmıştı. Ben ise evde yalnız kalmış olmanın fırsatıyla kendime bir kahve yapmış odama çekilmiştim. Biraz kendimi dinlemeye ihtiyacım vardı. Bu sırada staj yaptığım hastaneye rapor alarak birkaç gün gelemeyeceğimi bildirmiştim. Sabah Alaz’ın söyledikleri aklıma gelince yanaklarım kızarıyor ve sinirleniyordum. Çünkü benden mal gibi bahsetmesine sinir olmuştum. Neymiş onunmuşum yok ya sanki ben eşyaydım. Bir yandan da aşık olduğunu söylemesi hoşuma gitmişti. Kafam çok karışıktı onu affetmek istemiyordum. Ama kalbim adeta affet diye bağırıyordu. Gururum mu yoksa kalbim mi öne geçecekti bilmiyordum. Zamana bırakmıştım.

İçimden bir başka seste Polat’ı arayıp nasıl olduğunu sor diyordu. Ona fazla yüklenmiştim. Adeta yüzüne karşı seni kullanıyorum demiştim kim olsa bu cümleme kırılırdı. Bu dengesiz tavırlarım onu çok yoruyor ve ne hissettiğimi bilmiyordu. Ben onu içten içe kabul etmiştim ama kendime konduramıyorum. Çünkü Batuhan abimin yerine geçecekmiş gibi hissediyordum. Ona da bağlanırsam onu da kaybedecekmiş gibi düşünüyordum. Ama şimdilik ne ona ne de Alaz’a bunu hissettirecektim. Biraz zamanı vardı her şeyin.

Hava kararmaya başlamıştı. Kendi kabuğuma çekilmem iyi olmuştu. Sakinleşmiştim iyiydim. Daha sağlıklı düşünebiliyordum artık. Aşağıdan sesler gelmesiyle bizimkilerin geldiğini zannedip aşağı inmiştim. Ama bizimkiler değil sadece Polat vardı. Beni görünce bir selam vermiş sonrasında kendi odasına çekilmişti. Ben ise koskoca salonda yalnız kalmıştım. İçimdeki ses yine onun yanına git diyordu. Bu sefer dinleyerek adımlarımı onun odasına yönlendirdim. Kapısının önüne gelmiş birkaç dakika boş boş durmuştum. Kendimi gaza getirip buraya gelmiştim ama kapıyı çalacak cesaretim gitmişti. Ona söylediğim sözler aklıma gelmiş kendimi geri çekmiştim.

‘Hadi ama Gaye yapma sen özür dilersen o seni affeder. O sana kıyamaz öz abin senin o. Ağızına bakıyor ne dersen kabul eder o.’dedi yine çok bilmiş iç sesim.

‘Korkuyorum’

‘Korkma Gaye hadi hadi yaparsın sen.’dedi ben gaza gelip kapıya vurmuştum. Birkaç saniye sonra içeriden gel sesi gelmiş ve ben içeri girmiştim. Beni görünce şaşırmış tuhaf bir bakışla bakıyordu. Üzerini değiştirmiş gri bir eşofman ve siyah tişört giymişti. Bu haliyle bile yakışıklı olduğunu fark ettim. Yakışıklı adamdı vesselam. Birbirimize uzun uzun bakmış ilk kim konuşacak diye bekliyorduk. Sonunda o dayanamamış olacak ki konuşmaya başladı.

“Ne oldu Gaye? Bir şey mi isteyeceksin?”dedi ben ise kafamı iki yana sallayarak “Hayır ben sadece…”

“Sen sadece.”

“Seni merak ettim.”dedim direk o ise daha da şaşırmıştı. Şaşırmakla haklıydı dün ona kızıyor şimdiyse merak ettiğimi söylüyordum. Ona kötü şeyler söylemiştim.

“İyiyim bir şeyim yok”dedi geri eski haline dönerek

“Özür dilerim dün için. İyi bir ruh halinde değilim. Sana kötü şeyler söyledim.”

“Sorun değil.”

“Hayır sorun gerçekten özür dilerim.”

“Tamam dedim Gaye.”dedi sert şekilde umursamıyormuş gibi yapıyordu. Ama hissediyordum. Yine de bir kırgınlığı vardı. Ben ilk defa birinin hislerini hissediyor ve şaşırıyordum kendime. Tam odadan çıkacaktı ki kolundan tutup sarıldım. Onunda benim gibi sarılmaya ihtiyacı vardı. Daha sabah onu affedeceğimi ona yansıtmayacağım diyen ben ondan özür dilemiş ve sarılmıştım. Duygularım beni dinlemiyor sadece kendi istediklerini yaptırıyordu bana. Ama böyle olması iyi olmuştu. En azından ikimizde yalnız hissetmezdik.

İlk şaşırmış sonra ise o da kollarını belime sarmıştı. Birkaç dakika sarılmış sonra yavaş yavaş ondan ayrılmıştım.

“Evet hala seni affedemiyorum ama buna ihtiyacın olduğunu biliyorum. Dediğin gibi bizim kan bağımız var. En azından ondan dolayı bu şekilde yalnız olmadığını ve yanında olduğumu hissettirebilirim. Başka bir şey bekleme benden Polat.”dedim o ise bana hafif dolmuş gözleriyle bakarak “Bu bile bana yeter Gaye’m. Sen yeter ki yanımda ol.”dedi elini yüzüme koyarak ben ise sadece bakmakla yetinmiştim. Sonra ise “Tamam”demiş odadan çıkmıştım. Mutlu olmuştu,sevinmişti. Eve geldiği ilk hali gibi değildi,çöken omuzları dağınık saçları ile eve girmiş sanki benden gelecek bir daha ki tepkiyi bekliyor gibiydi. Ama şimdi öyle değildi ona sarıldığımda gözleri parlamıştı. Çöken omuzları geri dikleşmiş kendinden emindi. Onun bu halini sevmiştim.

Kendi odama geçince elime telefonu alarak annemi aradım. Birkaç dakika çalan telefon sonunda açılmış annemin narin sesi duyulmuştu.

“Kızım…”demişti. Öyle içten söylemişti ki iyiki onun gibi bir anneye sahip olduğum için Allah’a şükrettim.

“Annem… nasılsınız iyi misiniz?”

“Biz iyiyiz kızım sen nasılsın asıl? Senin yanına gelmek istedik ama Berkan engel oldu. Sen tehlikedeymişsin bize de bir zarar gelir diye gelemedim yanına. Yavrum benim senden haber alamayınca içim yandı Gayem kızım.”

“Şimdi iyiyim annem. Berkan iyi yapmış anne gelmemen iyi oldu. Sizide bu belaya bulaştırmak istemiyorum. Siz benim ailemsiniz. Size zarar gelirse ben mahvolurum.”

“Bizi düşünme kızım. Sen kendini düşün abin yanında diye içim rahat yoksa seni oraya göndermezdim.”

“Korkma sen anne Polat yanımda bana kimsenin dokunmasına izin vermez.”

“Biliyorum kızım.”dedi birkaç dakika daha konuştuktan sonra annemle konuşmayı bitirmişti m. Birkaç dakika sosyal medyada dolandıktan sonra aşağı inmiş mutfağa girmiştim. Polat’ın evinde bir abla ve 2 genç kız çalışıyordu. Onlardan müsade isteyip mutfağı ele geçirdim. Akşam yemeği için mercimek çorbası yanına birkaç yemek daha yapmayı planlamış işe koyulmuştum. Bütün yemekleri yapmış ve tadlarına baktıktan sonra mutfağı ablaya devretmiş sofrayı hazırlamalarını rica etmiştim. Yemek yapmak bana iyi gelirdi. Ruhumun iyi olmadığını bildiğim zaman kendimi direk mutfağa atardım. Şimdi de öyle olmuştu. Rahatlamış gibi hissediyordum. Ben yemekleri yaparken Polat’ın odasında uyuya kaldığını öğrenmiştim. Bende odaya çıkıp duş almış üzerime gri eşofman ve uzun overize bir tişört giymiştim. Aşağı indiğimde Berkan ve Alaz gelmiş bir şeyler konuşuyorlardı. Beni fark ettiklerinde susmuş bakmışlardı. Ben ise sorgular şekilde ikisine bakıp kafamı hayırdır gibisinden sallayınca bana ikisi de aynı anda bir şey yok dediler. Kesin bir şey vardı. Polat’ın aşağı inmesiyle masaya geçmiştik. Benim hazırladığımı anlayan Berkan “Ooo sen mi yaptın Gaye?”

“Nerden anladın sen?”

“Senin meşhur yemeğin sarmadan çok güzel yaparsın ve benim en sevdiğim yemek.”deyip hemen ağızına bir tanesini atmıştı. Ona gülüp diğerlerine döndüğümde ikiside bana şaşkın bakışlar atıyordu.

“Ne var yani benden yemek yapmayan bir tip mi var?”

“Hayır sadece hepimizin en sevdiği yemeği yapmana şaşırdık.”dedi Alaz nasıl yani tamamen kafamdan uydurarak yaptığım bir menüydü.

“Denk gelmiş yoksa öylesine yaptığım yemekler.”

“Ben mantıya bayılırım. Polat ise mercimek çorbası ve bulgur pilavını çok sever.”

“Şansınıza hadi afiyet olsun.”dediğimde yemeye başlamışlardı. Polat’ın sesi çıkmıyordu. Gözleri hafif dolmuş şekilde mercimek çorbasını içiyor arada ise göz göze geliyorduk. Tamamen yemeğine gömülmüştü. Hafif gülümseyip ondan bakışlarımı çekmiş yemeğimi yemeye başladım. Herkes sus pus iştahla yemeklerini yemişti. Alaz karnını ovalayarak “Hayatım boyunca bu kadar güzel yemek yememiştim. Ellerine sağlık güzelim.”dedi o güzelim deyince Berkan’la Polat gözlerini ona dikmiş sinirle bakıyorlardı.

“Bir şey değil.”deyip masadan kalktım. Salona gidip oturdum. Birkaç dakika sonra da üçüde gelmişti. Kimse bir şey demiyor birbirlerine bakıyorlardı. Sanki bir şey söyleyeceklermişte çekiniyorlarmış gibiydi. Sonunda bu durumdan sıkılıp konuşmaya başladım.

“Hadi söyleyin ben yine ne öğreneceğim acaba?”

“Hayır öyle değil.”dedi Polat

“O zaman söyleyin?”

“Ben birkaç günlüğüne burda kaldım ama artık kendi evime gitmek zorundayım Gaye. İşleri çok boşladım. O yüzden benimle gelmeni istiyorum.”dedi Alaz ben ise Alaz’a boş bakış atmış kafamı Polat’a çevirip “Ben bu adamın yanından ayrılmak istemiyorum.”dedim Alaz kaşlarını kaldırmış sen ciddi misin diyordu.

“Evet gayet ciddiyim. Beni koruyacak olan öz abimdir. Sen benim hiçbir şeyim olmuyorsun.”

“Polat’ı kabul ettin yani böyle dediğine göre.”

“Bu seni ilgilendirmez Alaz.”

“İlgilendirirde neyse. Bu herif seni koruyamıyor. O yüzden benimle gelmek zorundasın.”

“Sen kimsin Alaz? Beni abimden en iyi şekilde beni nasıl koruyacaksın. Bu ev sanki imparatorluk gibi korunuyor zaten. Seninle gelmeme gerek yok.”

“Bu ev imparatorluk gibi korunuyor evet ama benim ev şehir korur gibi korunuyor. Ben kimim ona gelecek olursak artık söylemenin zamanı bence. Ben yer altının lideri avcıyım.”dediğinde ona şok olmuş şekilde baka kaldım. Ne demek yer altının lideriyim demişti. Şok ve korkudan dilimi yutacaktım neredeyse. Resmen mafyaların içine düşmüştüm. Normal mafyalarda değillerdi. Biri yer altının başı diğeri lideriyim diyordu. Bu nasıl bir şeydi yahu. Film mi çekiyorduk? Hani kamera el sallayacağım.

“Hayatım dizi oldu. Hatta diziyi geçti kitap oldu. Eski sevgilim yer altının lideri öz abim başı oluyor.”diyerek kahkahamı patlattım. Onlar ise bana boş bakışlar atıyorlardı.

“Sen ne diyorsun Polat?”

“Alaz haklı ben seni koruyamadım. O yüzden o nerdeyse sende ordasın.”

“Hayır ben senin yanında burda kalıcam konu kapanmıştır.”deyip odama çıkmıştım. Berkan’ın bir şey dememesi beni sinir etmişti. Belki de elinden bir şey gelmiyordu. Adamlar çok güçlüydü. Ama ben onlar güçlü diye onlardan korkacak değilim. Artık yetmişti, ikiside benim hayatım hakkında bana sormadan kendi istedikleri gibi yönlendiriyorlardı. Pijamamı giymiş yatağıma yatmıştım. Gözlerimin ağırlaşmasıyla uyuya kaldım. Birkaç tıkırtı geliyordu fakat o kadar uykum vardı ki gözlerimi açamıyordum. Sesler hala devam ediyordu. Birinin sesini duyuyor ve hareket edemiyordum. Ağızıma bir şey kapanmasıyla gözlerimi reflekse açıp beni bayıltmaya çalışan kişiyi görünce çırpınmaya kesmiş şaşkınlıkla kala kalmıştım. Tam o anda gözlerim kararmıştı.

Bölüm : 20.09.2025 00:06 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...