Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Sevgi dikkenli teller gibidir.

@dolunay_061722

Bir yerde okumuştum içimi açmıştı bu söz.

 

Aklın bahar olunca , fikirlerin çiçek açarmış.

 

Büyük yaraları insan nasıl alır bilirmisin?

En büyük yaraları bize sevdiklerimiz açar sonra o yarayı bizim kapatmamız için bizi kırarlar. Yaralarını kendin sararsın kırıldıklarınla sararsın kırıldıklarınla sardığın yaralar seni bir daha eskisi gibi yapmaz.

 

Aşk? Ne kadar güzel bir Duygu ama kısa o kadar güzel başlar ki çok sesli başlar gülüşler, hayaller, eğlenmeler ve biter çok sesiz yavaş yavaş.

 

Ben aşk oldum. İnsan aşk oldu diye oruspu damgası mı alır? Bazen gerçekten yaşadıklarımın kendim yaşamış gibi hissediyorum. Herşeye rağmen ben aşkı seçtim. Aşk için ya! Aşk için vardım. Beni aşk kurtaracaktı ben öyle sanıyordum. O kadar seviyordum ki onlarca yanlışını tek bir kelimesinde unuturdum " seni seviyorum" bu hataları daha fazlalaştı ben her seferinde onu affetmek için kendime bile bahaneler bulmaya başladım. Sonra tek bir sözcüğü beni aydınlatı ' sen bencilsin' durdum düşündüm ben bencilik ne etmiş olabilirim. Sonra madem ben bencilik yapıyorum dedim o zaman yapmayacam dedim ona yaptığım bütün hareketlerimi yaklaşımlarımı geri çektim.

 

Sonra ne mi oldu yaptığı hatalar artık gözüme batmaya başladı ona duyduğum hisselerin yerini boşluk aldı, güvensizlik,hayal kırıklığı doldu.

Ben hayal kırıklığına alışığım sanmıştım. Ama her defasında beni yerle bir etti.

 

Ben aşk'a olan inancımı kaybettim. Ben onun için herkese karşı geldim. Onunla ayrıldıktan sonra elimi kesmiştim o kendinin affetirmenin peşindeydi ama daha çok kırıyordu. Arkadaşım yanımdayken aradı kırıcı sözler söyledi o kadar çok dolmuştum ki. Telefonu kapatıp hıçkırarak ağladım. Arkadaşım bana şu cumleyi kurdu; elinde oluk oluk kan akarken ağlamadın onun tek bir kelimesiyle hıçkırarak ağladın. Kendi can acıma anlamamıştım.

 

Herşey geçti gitti dedim. Bir daha aşk olmaya töbe ettim. Bize kafa tuttuğun kişi nerde dediler sustum. Öyle bir sustum ki paramparçaydım parçalarımı bile kırıyorlardı. Bu hayatta daha çok kırıldım. Hep bir kırgınlığım var.

 

Yanlışlığıma birini almıştım güneşi verdi bana, beni de verdiği ışığıda aldı gitti ,hepten karanlık ve yanlız oldum.

 

Siz hiç sevdiğinizin kolyesini boynunda ağırlık yaptığını hissetiniz mi?

 

O kadar kırgınım ki bu dünyaya bu insanlara.

Ne ailem var ne evim ne tutulacak dalım bana ne yaptıklarını bilmiyorlar ki bilseler ömürleri boyunca özür dilerler.

 

Bir keresinde babamdan tokat yemiştim. Herşey o an bitti bende ondan bir daha ne sevgi ne babalık beklerdim zaten o da bana düşman oldu. Bir baba kızına düşman oldu durup dururken tokat yiyişimi asla unutmyacam

 

Babalar kızlarının kahramanıdır. Peki benim neden kahramanım yok!

 

Neyse dedim bişe olmaz.

 

Gerçekten o kadar kırgınım ki artık taşıyamıyorum.

 

Daha geçenlerde hastalandım. Bırak başını yastıktan kaldırmayı kolumu bile kaldıramıyorum. Yüksek ateş kalbim sıkışıyordu. İki gün boyunca öleyi bekledim. Artık kalp ağrılarına dayanamıyordum bunu tün aile de biliyordu. Kalkıp kendim tek başıma hatanede gittim. O an o kadar kimsesizdim. Hemen müşahede odasına alındım damar yolu açıldı ilaçlar serum verildi oksijen tüpü bağlandı kalp için cihazları ellerime nabız için biseyler. Müşahede odasında yataklar yan yana arda perdeler oldur etrafına baktım yatan hastaların yanında birilerinin vardı. Arda kalp çarpıntısı oluyor doktorlar gelip bakıyor tekrara gidiyorlardı. Susadım dilim damağım kuruydu ama kimsem yoktu. O an ağladım doktor geldi yanıma kalp çarpıntısından dolayı ağladığımı düşündü " ağlama birazdan ağrıların dinecek " dedi. Ona gülümsedim gözyaşlarıyla nerden bölecek ki ben kimsesizlikten ağladığımı. O kadar hastaydım ki konuşmamiyordum sabah yedi de gittiğim hastanede akşam beşte çıkmıştım kendim çıkmak istemiştim. Ee geldiğimde o kadar yorgunum ki uzandım. Uyumak istiyordum ne kadar uyudum bilmiyorum ama babamın kalkıp bize" yemek koy "dediğinde " hastayım" dedim iki gündür uyukusuzdum. "Mahsus yapıyorsun"¹l dedi. O an ölmek istedim. Sustum o da çekti gitti. Gece tekrar fenalaştım hatırladığım gidip ilaç içecektim ayağa kalktım bir kaç adım sonra bayılmışım odamda tek kalmıyordum ablam kız kardeşim de vardı. Hatırlamıyorum gerisini sabah gözümü açtığımda yerde yatıyordum.

 

 

Kalktım oturup ağladım neden ölmedim ki.

Bir insan neden bu kadar gözden çıkartılır neden? Benim duygularım yok mu? Bir şey olsa ilk ben gözden çıkartılırım. Yoldan herhangi birini çevirin babama sor bu kızın mı yoldan geçen mi? O yoldan geçeni seçer.

 

Biz kızlar neden hiç babalarımız tarafından sevilmedik ki? Suçumuz neydi bizim?

 

Şimdi diyeceksiniz ki sen ne yaptın bu kadar hiç birşey ben herşeyde kendimi sorguladım. Artık bende ben kalmadım. Bir sabah aslı bulurlar cansız bedenimi herkese herşeye kırgınım. Çokça anne ve babama neden hiç sevilmiyorum diye çok düşündüm güzel mi değilim. Neşeli mi değilim, çok mu suskunum. Şaheserleri ailem.

Bu dünyada sevilmeyecek tek insan benim galiba çok mu şey istedim. O kadar kırgınım ki dünyayı verseler de bu kırgınlığım geçmez. Onlar Bedua etmeyeceğim benden çaldıklarıyla yaşasınlar.

 

 

Sen hiç gülerken ağladın mı?

 

Kahkaha atmak demiyorum hafif bir tebessüm olur yüzde ama gözler hep yaşlı ıslak.

 

Belki de dünyaya gelmemesi gereken tek insan bendim kırgınlık artık ben olmuşum.

 

Kimseye kızgın değilim. Herkese kırgınım hemde çokça yere düşene her yağmur damlası kadar hemde. Bazen susamak en büyük cevap en büyük sır. Çok küçükken arkadaşlarımla oynadığım zamanı hatırlıyorum hile yapıyor diye arkadaşıma kızdığımı hatırlıyorum. Ama sadece sözlü kızmak. Annemde oradaydı annem... Annem yerden bir taş aldı ve bana fırlattı benim arkam dönüktü annem beni sırtımdan vurmuştu acımıştı hemde o kadar çok acımıştı ki ona doğru bakıp sadece gözlerimden yaş akıttım. Öyle bir aktı ki o gözyaşları her biri bir ölüm gibiydi. Sanki lavlar akıyordu yanıma gelip kolumdan tuttuğu gibi Eve götürdüğünü hatırlıyorum beni eve girer girmez yere fırlattışını ve küçük bedenimin taşıyamayacağı o sözleri.

 

 

" Senden neferet ediyorum , düşmanım olsan bu kadar nefret etmezdim" hala bu söze ağlarım.

 

O küçük beden ya çocuktum, küçüktüm o sözlerin ağırlığını hep kalbimde taşıdım.

 

 

Bir kelebek kadardı yüreğim, ellerine konmuştu neden bu zulüm bu kelebeğe zaten ömrü birgün değil mi ?

 

Çok aradım seni ama hiç bulamadım.

Tekrar tekrar aradım seni bulamadım ama kendimi kaybettim hayal kırıklıklarıyla.

 

Acı da neymiş sen hiç hayal kırıklığına uğradın mı?

 

Sen yalandan ibaret bu dünyada tek gerçek olmanın ağrılığını nerden bileceksin?

 

Söylesene sevilmek nasıl bir duygu?

 

 

Ben hiç bilmeyeceğim sevmeyi layık görülmemişim...

 

 

 

Loading...
0%