Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@dolunay_061722

 

Hayatta farklı darbelerle güçleniyor insanlar. Güçlümüyüm evet fiziksel gücüm hafife alınmaması gerekirdi. Ama ya ruhsal güç üstesinden gelemediğim şeyler vardı. Sadece kendimi korudum diye 15 yıl hapis yedim bu hayat çocuklara zor heleki kimsesizlere daha zor.

 

 

Herkesin hayat hikayesi farklıydı.

 

 

İki gündür burdaydım asil'i en son beni odaya bıraktıktan sonra hiç görmedim iki gündür bu koca evde tek başımaydım.

 

 

Şu an ne mi yapıyorum bahçede şınav çekiyorum.

 

 

" Ve 100" kollarım kopacak yakında o kadar terlemişim ki boncuk boncuk damlıyordu.

 

 

Kulağımdaki kulaklıkların sesini fulemiştim. Bana iyi hissetiyor. İyi hissetmeye ihtiyacım var.

 

 

Ayağa kalktım daha bitmemişti işim korumlardan biriyle dövüşmek istiyordum.

 

 

Omuzlarımda bil el hissetim. Hemen o kolu kavrayıp geri döndüm ve göğsüne bir tekme attım geri sendeliyip düştü.

 

 

Etrafımı korumalar sarmıştı yerde yatan kişiye baktım Asil Barbaros. Kulağımdaki kulaklıkları çıkartım.

 

 

" bay Barbaros bana dokunulmasından hoşlanmam." O kadar sert tekme atmıştım ki göğsüne nefesi kesilmişti korumalara baktım beni şu an öldürecek gibi bakıyorlardı" hepinizle aynı anda dövüşürüm ve hepinizin sonu olurum." Yerde yatan asil ayağa kalktı.

 

 

" Çok iyi " diye mırıldandı. " Dövüşmeye ne dersin " onunla dövüşsem güç oranını öğrenebilirim. " Bence güzel bir teklif ne dersin Barbaros" kahveleri alev aldı.

 

" Üçüncü kes bana Barbaros dersen yaşatman seni iris Kayra!" Sesi oldukça güçlüydü oysa ben ondan daha güçlüyüm. " Dövüş benimle Bay Barbaros" dudaklarım yukarı Kıvrıldı. Onun ise gözleri alev alev öfkeyle yanıyordu.

 

 

" Öyle olsun iris adil bir dövüş olsun " sözlerinde hala öfke vardı.

 

" Kesinlikle Barbaros adil olacağım" ve ona sinsi bir gülüş gönderdim.

 

 

Korumalar etrafımızda büyük bir çember kurmuş çemberin içinde ben ve asil vardık.

 

 

Asil'e elimi uzattım " adilce " dedim amacım başkanıydı elini uzattı elini kavradım gibi arkasına geçtim ve sırtına tekme attım bir kaç adım öne sendeledi ama düşmedi sert vurmamıştım zaten.

 

 

Asil bana döndü ne yapıyorsun der gibi bakıyordu." Ne rakibinin elini sıkmak aptallık" sözlerim onu kendine getirmesi içindi. Bana yaklaştı yumruk attı yumruğundan eğilerek kurtuldum tam o sıra diziyle karnıma vurdu. Yere düştüm kesinlikle çok iyi hissettiriyor. Ayaklarını kavradım kurtulmaya çalıştı ama beceremedi bacaklarımı onun bacaklarına kenetlemiştim bacaklarımı kendime doğru çektiğim de o da yeri boylamıştı. Ondan önce davranıp ayağa kalktım. Onu kısaca düzdüm gayet iyiydi. Altuğ dışında ilk defa biriyle dövüşüyorum beni yene bilmesi için arkamada olmadı gerekirdi. Ona doğru yürüdüm. Sağ yumruğumu ona doğru salladım yumruğumu tutu sol yumruğumdan kurtulamamıştı.

 

 

" Bitirelim mi rezil olmanı istemem korumalarına" dedim ona sinsizce gülerken.

 

 

" Düşündüğümden daha iyisin şimdi başlayabiliriz." Görelim Asil Barbaros.

 

Bana yaklaştı sol yumruğunu attı yumruğundan kurtuldum ama sağ yumruğundan kurtulamadım. Kesinlikle yumruları çok sert. Ona döndüm ve hayal ettim karşımda o vardı kabusularımın adamı sol yumruğumu sıktım şimdi gözüm öfkeden kör olmuştu. " Sen! Bana yaptığının bedelini ödeyeceksin hemde canınla! " Sesim bu denli öfkeliyken onu sağ kurtulması imkansızdı.

 

 

Ona doğru koştum yükselip göğsüne tekme attım ama bu bana yetmezdi. Yere düştüğünde iki kolumu dizlerimin altına aldım peş peşe yumruklarımı onun yüzüne geçirdim. " Seni öldürdüm! Anlıyor musun lan beni !" Öfke herşeyimdi. Sırtıma büyük bir darbe aldım ben onun karnının üstüne oturmuştum dizlerini sırtıma geçirmişti dengemi kaybettim bunu fırsat bilen asil bu sefer o benim üstüme çıkmıştı. Ve benim tersime bana vurmuyordu elini boynuma götürdü beni boğacaktı.

 

Nesfes alamadım giderek elleri daha güçleniyordu. İstediğim sona ulaşacaktım belki de ama şimdi değil şimdi olmamalı. Gözlerim kararmaya başladı boğazımı sıkan el gevşedi yüzüme yediğim art arda yumruklar benim bilincimi yetirecek durumdaydı kahkaha attım gülüşüm acıydı. Bana yumruk attan eller durdu. Yerde sıt üstüydü yüzüm kan çanağı olmuştur ama ben gülüyordum.

 

 

Gülüşümün arasından " Altuğdan daha güzel yumruk atıyorsun" dedim.

 

 

" Kalk! Ve gülmeyi kes !" Onun sesi çok güçlü çıkıyordu.

 

 

" Benim hiç kalkasım yok açıkçası " dedim onun öfkeli yüzü bana yaklaştı. Elli çenemi kavradı ve sıktı.

 

 

" Sana fazla güç harcamadım ve bir daha bana Barbaros demiyeceksin anladın mı! " Yumruğumu yüzüne geçirdim. Yüzü sağa düştü.

 

 

Asil" Bitirdik sanıyordum " öfkeli sesi içime işledi.

 

 

"Ben pes etmem ya ölürüm yada kazanırım ama pes etmem Barbaros'" dedim.

 

 

" Öyle mi göreceğiz bakalım" sesi kötülüğün habercisidir gibi çıkmıştı.

 

 

Ayağa kalktı. " Kalk ve benimle dövüş" dedi ayağa kalktım.

__

 

 

Belki yarım saaten fazladır ona ulaşmaya çalışıyordum ama her defasında engel oluyordu sadece bir kaç defa ayağına karnına vurabilmiştim iki defa yere sermiştim onu ama kendini çok iyi koruyordu.

 

 

" Sıkılmaya başladım iris hadi gel " sesi sakindi.

 

 

" Merak etme Barbaros geliyorum " ona doğru koştum ona tekme atmayı düşünüyordum bendne önce davranıp yana çekilip sırtıma tekme attı yüz üstü düşmüştüm.

 

 

" Bu kadar yeter! Herkes işine" korumalar çemberi dağıttı her biri malikane'nin etrafına dağıldılar.

 

 

" Ama ben pes etmedim. " Sesim beni bile korkutuyordu.

 

 

Asil" Bu kadar yeterli başka bir sefere ölümüne belki " göz kırptı.

 

 

Asil beni arkasında bırakarak içeriye girdi hafif hafif çiseleyen yağmur şiddetlendi. Hiç kıpırdamadan ıslanmak istedim. Yerde yüz üstü uzanıp öylece ıslandım yüzüm gülüyordu çünkü onbeş yıl sonra yağmuru hissediyordum özgür olmak bu kadar güzelmiydi.

 

 

Bu dünyada hapishaneye düşmeden de tutsak olanlar vardı. Karanlık her yerdeydi bizler onun esiriydik.

 

 

Ne denli acılar yaşamış olsakda onları gizleyen yanımız her zaman daha güçlü olmuştur.

 

 

" Böyle duracakmısın" gözlerimi açtım

 

" Sen de gelmek istermisin yaralı adam " hâlâ gülüşüm yüzümde asılıydı.

 

 

" Yok kalsın kaçık bayan " kahkaha attım dudaklarımı büzdüm üzüldüm ifadesi yerleştirdim.

 

 

" Üzüldüm ama bak kabim kırıldı" yüzündeki tebessüm silinmemişti.

 

 

Kara" Bence sen çok kalma yağmurda hasta olursan ölüme terk ederler seni " dedi ve arkasını dönüp gitti.

 

 

Aklıma bir şarkı düştü. Hayranı olduğum bir şarkı.

 

Adele: Set Fire ire To The Rain.

 

 

Ama ben yağmuru ateşe verdim.

 

 

Yağışını izledim yüzüne dokunurken

 

 

Ben ağlarken o yanıyordu.

 

 

Sırtımı yerden ayırdım ayaklarımı kendime çektim ve bağlaç kurdum. Şarkı zihnimde çalarken kendimi daha rahatlamış hissediyorum avluda üzerime boşalan soğuk suya göre daha sıcaktı.

 

 

Ayağa kalktım ve kapıya doğru yürüdüm salondan bahçeye çıkan kapıdan içeriye girdim. Asil üstünü değiştirmiş oturuyordu dudağı patlaktı. Beni farketti ve başını kaldırıp bana baktı ona gülücük attım. Ve merdivenlere yöneldim merdivenlerde kara ile karşılaştım ona da tebessüm edip yanından çekip gittim. Odaya geldiğimde ilk duşa yönelip soğuk bir duş aldım. Havluyu bedenime sardım ve çıktım. Odadaki giyinme odasından bir kaç parça olan kıyafetlerimi aldım ve boy aynasının önüne geçtim havluyu açtım vücudumda bıçak darbeleri vardı ve kurşun. İç çamaşırlarımı üstüme giydim ve sırtıma baktım çok fazla dikiş izi ve kapanan yaralar vardı ve bir de ölüm çiçeği.

 

 

Evet sevmediğim bölgem sırtımdı. Üstümü değiştirdikten sonra aşağı indim. Arslan ve Asil oturmuş konuşuyordı salonda bu evi gelirken hiç gezmedim heryere yabancıyım sadece kendi odam mutfak ve salon bildiğim.

 

 

" Gelsene iris " Arslan'ın sesi üzerine onlara doğru yürüdüm

 

 

" Kıza bari acısaydın bu ne dudakları patlamış yüzü vurduğun için morarmış oğlum çürümüş lan kızın yüzü" Arslan'ın dedikleri üzerine Asil arslan' a baktı.

 

 

Asil" Adil bir dövüştü" gözlerim onu buldu.

 

 

" Evet adil bir dövüştü benim tenim diğer insanlara göre fazla hassas bu ondan kaynaklı morarmalar " kendimi açıklama yapma gereği duymuştum.

 

 

" İris biz de tam kara balo hakkında konuşuyorduk" dedi arslan. Kara balo da neyin nesi?

 

 

Arslan " İris sen koruyucu olduğun için bu baloya katılacaksın kara balo her sene bir kere düzenlenir bu sene ise Aralık ayında yapılacak her sene farklı ayarlarda yapılır. Amacı örgüt üyelerinin yeni katılanlarla tanışıp kaynaşması bu örgütün üyeleri ve en yakınları katılır " demek kara balo kaynaşma için neden olmasın.

 

 

" Ben daha önce hiç baloya katılmadım ve biri bana dokunursa onu öldürebilirim" bunlar gerçeklerdi insanlarla temas etmekten neferet ederdim çıplak elleri bana değecek diye ödüm kopuyor.

 

 

" Merak etme kavalyen lider olacak " arslan pis pis gülerken.

 

 

" O zman varım" dedim gülerek " yanlız en ne yiyeceğim Sırtı açık olmamlı ayrıca pek makyaj yapmayı bilmem ki nasıl yapacam ay benim düşündüğüm şeylere bak kafayı yiyorum kesin " dedim ayağa kalkarken sonra neden katıgımı anlamayıp tekrar oturdum.

 

 

Arslan sırıtıyordu" sen bunları dert etme biz sana ayarlarız" dedi arslana güldüm sevmiştim aslında onları iyi insanlar Altuğ müdürün söyledikleri aklıma düştü ' kimse kimseye boş yere iyilik yapmaz' önceden bir hayatım vardı kötü de olsa bir hayatım vardı. Sevdiklerim vardı şimdi yoklar ama vardılar.

 

Derin nefes aldım " Asil Barbaros sizden bir yardım istiyecem karşılığında kolye hariç ne isterseniz veririm ,yaparım " dedim şimdi herşey başlayacaktı. Hala tutsaktım özgür olmam gerek ve bunu yapmak zorundayım.

 

Bir iç çektim. " 3 kişiyi bulmanızı istiyorum sizden annem , kardeşim dediğim iki kişi " ona karşılığında ne verebilirdim bilmiyorum ama elimden geleni yapardım.

 

 

" Bulmaya çalışırlar çocuklara isim soyisim ver yeter " asil'e gülümsedim acı bir gülüş,hüzün vardı.

 

 

" Fırat karalı , selim deniz , alya Kayra onları bul bana" yoksa bu hapis devam edecek özgürlük yakınımda değil geri sayım onbeş yıl önce başladı.

 

 

Asil " onları buluruz hatta iki kişiyi şimdiden Bulduk"

 

 

" Nasıl buldunuz onları tanıyormusunuz "

 

 

Asil" evet hemde çok yakından "

 

 

Gözlerim doldu yutkunamadım. Sol gözümden bir yaş firar etti.

 

 

Asil " Onlarda balo da olacakalar yanlız onlar benim üyelerinin yakınları"

 

 

Yutkundum acaba nasıllar kesin çok değişmişlerdir acaba evlendiler mi ? Onları çok özledim hemde çok .

 

 

Asil " senden kendin hakkında bana rapor vermeni istiyorum nasıl hapise düştün? Veya neden kayıtlarda bir şey yok ? " Beni araştırmıştı ama Altuğ çok zekiydi herşeyi silmişti.

 

 

" Ben birini öldürdüm o yüzden hapis yattım ve kayıtlar da neden bir şey yok bilmiyorum "

 

 

Ona karşı bu sefer düst olmazdım onlara bu gerçeği söyleyemezdim bir örgüt liderini kendime düşman etmek istemezdim.

 

 

Beni bırakıp giden iki kişi belki çok mutluklardı.

 

***

 

Yüzümdeki morluklar az da olsa geçmişti.

 

İki gün boyunca odama bir sürü elbise göndermişlerdi

 

kendimi çok garip hissediyorum sanki yüzleşmekten korkuyordum. Acımasız ol iris! Acımasız olacam.

 

Akşam için fazla heyecenlıydım balo için değil onları görüceğim acaba beni tanıyacaklar mı? Selim o beni tanır o her gece uyuduğu saçların kokusunu tanır.

 

Ya tanımazsa lütfen tanısınlar beni.

 

Odanın kapısı çaldı " gel" içeriye iki bayan girdi.

 

" Merhaba iris hanım eğer hazırsanız başlayalım makyajınıza " başımla onay verdim. " Yanlız saçlarım düz olacak ve makyajı çok abartmayın sade ve şık olsun" sarışın kadın tebessüm etti. Geçip oturdum makyaj masasına gece nasıl geçecek diye kendi kafamda kurup kurup durdum.

 

 

Çoktan makyaj bitmiş elbisemi giyme zamanı gelmişti aşağıda asil ve Arslan bekliyorlardı beraber çıkacaktık. Elbisemi üstüme geçirdim kırmızı göğüsten başlayıp aşağıya doğru inen bir dekoltesi vardı. Kolları kısa ve balon kolu uzun ve yırtmacı kalçalarıma kadar çıkıyordu çok güzel ve şıktı. Saçlarım fönlenmiş hafif aşağıdan buklelendirilmişti. Sade makayaj yapılmış giydiğim elbiseye göre hafif kırmızı bir ruj sürülmüştü.

 

Siyah topuklu ayakkabıların aldım bileğimi sarıyordu ince ipleri . Boy aynasından kendime baktım gerçekten güzel olmuştu sırtım gözükümüyor bu beni rahatlatıyordu.

 

 

Kapıyı açtım ve odama giden koridordan merdivenlere yöneldim aşağıya doğru inmeye başladım ayakkabıların çıkarttığı tıngırtı yankı yapıyordu. Merdivenlerden inip salona doğru gececktim ki Arslan ve Asil karşımda durmuştu. Baştan aşağı beni düzdür arslan ıslık çaldı.

 

Gülümsedim " bugün bütün gözler üzerinde olacak " dedi. Kıkırdadım " tabi ne sandın ben her zaman güzelim" dedim alayla .

 

 

Asil" artık çıkalım " arslan bana yaklaştı ve kolunu uzattı koluna girdim ve evden çıktık asil'in spor arabasına bindik arakamızda yine bir ordu arslan kendi arabasıyla bizi takip edecekti.

 

 

Asil" sakın olurmusun " dedi

 

 

" Ben sakinim "

 

 

" O yüzden mi arabaya girdiğinden biri ayaklarını ritim tutuyorsun elindeki deriyi yüzdeceksin "

 

 

Gerçekten de elimi o kadar tırmalamıştım ki artık kızarmıştı ayaklarımı durdurdum.

 

 

Arabanın camından etrafı izlemeye başladım.

 

 

Başka bir malikanenin önünde bütün araçlar durdu. Korumlardan iki kişi benim ve asil' in kapısını açtı.

 

Araçtan indik Asıl yanıma geldi kolunu uzattı koluna girdim benden uzundu adam 1.90 iris! Evet keisnlikle o boylardaydı. Ayakkabıların çıkarttığı ses beni daha özgüvenli hissettiriyordu. Merdivenlere kırmızı halı serilmiş. Her yerde kameralar vardı. Merdivenlerden çıkmaya başladık asıl beni durdurdu. Elini belime gitti tuttu ve poz verdi. Şaşkınca ona bakıyordum o bunu fark etmiş aynı şekilde bana bakıyordu. Tam şu an da nabzım çarptı. Eli belimde bana yön veriyordu merdivenlerden çıktık kocaman kapı açıldı.

 

İçeriye girdiğimizde bütün gözler bizi buldu herkes şaşkın bir şekilde bize bakıyordu.

 

 

Asil kulağıma eğildi " senden istiyeceğim şeyi itiraz etmeden yapacağına söz verirmisin ?"

 

 

Onun duyacağı şekilde fısıldadım " sözüm şerefimdir sana söz ne istersen itirazsız yapacağım "

 

Benimle aynı fısıltı da.

 

 

" Ne istersem mi?"dedi

 

 

" Ne istersen Asil"

 

 

Fazla yakındık insanların şaşkın bakışları arasında ilerlemeye başladık. Boş bir masa bulup yerleştik bir kaç dakika sonra arslan geldi " abi yaktınız ortalığı içinden geçtiniz az önce internette düştü fotoğrafınız beş dakika olmadı bir milyon kişi beğendi" ne dedi o bir milyon mu ? Fotoğraflarımız nasıl düştü. Asil sırıtıyordu" benim güzeliğime gelmiştir beğenmeler " asil kafasını iki yana salladı. Arsalan ise kıkırdıyordu.

 

 

İnsanların hala gözü bizim üstümüzdeydi.

 

 

Bizim masaya yaklaşan orta boylu bir adam yanında manken gibi duran bir bayan vardı kızı gibi duruyordu.

 

 

" Merhabalar W nasılsın"dedi orta boylu adam sesi kısık çıkmıştı.

 

 

Asil " iyim Kenan bey siz nasılsınız" hafif bir tebessüm etti.

 

 

" İyim W yanında bu zamana kadar kimseyi görmedik bu hanım kız kim?" beni soruyordu Kenan bey.

 

 

" O benim müstakbel nişanlım " ışık hızıyla ona döndüm o dudakları yukarıya Kıvrıldı. Ben şaşkınlıktan dilimi yutmuş olabilirdim.

 

 

Adamın gözleri yerinden çıkacak şekilde şaşkındı.

 

 

" Memnun oldum ben Kenan kala" elini bana uzattı .

 

 

" Memnun oldum Kenan bey kusura bakmayın temas sevmiyorum elinizi indirebilirsiniz ben iris Kayra" Kenan beye hafif tebessüm ettim. Adam arkasını döndü ve gitti.

 

 

Şimdi sen öldün Asil " ne demek müstakbel nişanlım be adam nerden nişanlın oluyorum." O bana sırıtarak bakıyordu.

 

" Yakında karım da olursun merak etme söz verdin unuttun mu ? Ne istersem ve evlenmek istiyorum merak etme sadece kağıt üstünde böylelikle seni koruyabileceğim" onunla evlenmiyeceğim.

 

 

" Bu koca bir saçmalık seninle evlenmiyecem başka bir şey iste kendimi koruyabilirim sana ihtiyacım yok" dişlerimin arasından konuşuyordum .

 

 

Asil " Benim isteğim bu " kelimeler baskı yaparak konuştu.

 

 

Yutkundum.

 

 

Salak iris söz veren sendin evlen de gör günü! İç sesimin susması gerekiyor yoksa onu da öldürürüm.

 

Saçmalama iris ben ölürsem sen de ölürsün ayrıca sen ölmeden benden kurtulamazsın.

 

 

Derin nefes aldım asil yanımdan yarılmış başka maslarda insanlarla sohpet ediyordu.

 

 

" Eee iris düğün ne zaman" arslan sırıtıyordu.

 

 

" Arslan ölmek istemiyorsan sus ne evliği ya ben daha çok gencim" dedim sitemkar şekilde.

 

 

" Kızım evde kaldın evde ne genci " dedi ona öldürücü bakışlar atıyordum

 

 

" Arslan beni delirtme yoksa seni burda tanınmaz hale sokarım " kahkaha attı derin nefes aldım ve geçen garsondan içki tepsisini aldım tepsiden aldığım bardağı kafama diktim. Ancak böyle rahatladım sürekli gözlerim etrafı arıyordu iki çift mavi göz bulamak istiyordum.

 

 

Dev kapılar açıldı bakışlarım oraya kaydı.

 

 

" Eee asolister en son gelir naber W üyeleri tanımayanlara tanıtayım buranın üyesi değilim ben fırat karalı" kahkaha attı ve içeriye girdi asil'in boylarında hafif kumral saçları mavi gözleri kesin yüz hatları ile heybetli bir şekilde yürüyordu. Asil' e baktım tek kası havada onu izliyordu. Asil yanıma gelmek için adım attı.

 

 

" Ooo Asil' de burdaymış gece çok eğlenceli olacak. " Sırıttı asıl ona bakmadan gözleri bendeydi ve bana doğru geldi hasret kaldığım gözlere baktım gözlerim doldu deniz gözlüm. Abim içimde büyük bir özlem belirdi beni küle çevirecekti. Çok mutlu gözüküyordu. Bensiz bu kadar mutlulardı. Yanında ondan 5 cm kısa bir adam belirdi bu selim di siyah saçları takım elbisesi kara gözleri etrafı arıyordu.

 

 

Gözlerimiz kesişti yutkundu. Sonra gözlerini başka yöne çevirdi iki saniye baktı bana tanımadı saçlarının kokusunda uyuduğu kişiyi tanıyamadı .

 

 

Kalbime bir bıçak saplandı acı dolu bir bıçak özlem, kırgınlık sol gözümden bir yaş aktı. Fırat başka masaya geçti ve gözleri asil ve benim aramada mekik dokuyordu.

 

 

Gözümdeki yaşı sildim " Asil lavaboya gidiyorum " Asil garsonu çağırdı " lavaboya kadar eşlik edin " dedi.

 

 

Garson beni lavabonun önüne getirmiş sonra arkasını dönüp gitmişti. Lavaboya girdim ağlamak istiyordum ama hatır ağlamak yok iris sakinlestikten sonra ellerimi yıkadım küçük siyah çantadan kırmızı ruju çıkarıp dudaklarıma sürdüm ve dağıttım lavabodan çıktım ve Asil ile Arslan'ın yanına ilerledim benimle aynı zamanda fırat' da Asil'e doğru yürüyordu.

 

Masaya yaklaştım asil'in yanında durdum asıl iyimisin der gibi baktı tebessüm ettim.

 

 

" Ooo Asil hatun kim dedikodu dönüyor burda da bilirsin dedikodulara pek inanman sana sorayım dedim " asil anladığım kadarıyla firattan hoşnut değildi Fırat'ın sesi fazla baskındı.

 

 

Asil " ne duyduysan doğru duymuşsun karalı müstakbel nişanlım kim olduğunu öğrendiğinde sen de çok memnun olacaksın" Fırat'ın mavilerine dalmıştım.

 

 

Fırat" ee tanıştırdı bizi de kaynaşalım " dedi sırıtarak

 

 

Asil "merak etme çok güzle kayanaşacaksın!"

 

 

" Ben İris Kayra , Fırat karalı " kas katı kesilmişti direkt gözlerine baktım donmuş gibiydi mavileri kahvelerimde kaldı tutsak oldular onca yıl sonra bu onun gözlerindeki özlem benim gözlerimde kırgınlık hüzün vardı.

 

 

" İris" yutkundu sesi kısık çıkmıştı ki sadece ben ve Asil duymuştu. Sesinde acı vardı özlem vardı.

 

....

 

 

Arkamı onlara verip dışarı çıktım.

 

 

" İris!" Asil'in sesine döndüm "beraber çıkalım, arslan arabaları getirin " geldiğimiz kapılardan tekrar çıktık kameralar flaşlar parlıyordu.

 

 

Asil ile önden gidiyorduk diğerleri bizi takip ediyordu.

 

Çok çabuk ayrılmıştık ordan onları görmüştüm.

 

Bu ilk defa bu kadar yoğun duygular hissediyordum ne hissettiğimi bilmiyordum özlem, kırgınlık her ikisini de birden hissediyordum bir yanım özlem ile yanarken bir yanım kırgındı bir yanım beni unutup hayatlarına devam etmelerinin acısı vardı.

 

 

Ben onlardan koptuğum günden beri hiç mutlu olmamıştım ama onlar çok mutlu gözüküyordu.

 

 

Belki de karşılarına çıkmamalıydım. Ağlamak istiyorum saatlerce günlerce sadece onlara.

 

 

Malikaneye geldik yeni fark ediyordum sağ tarafta W. malikanesi yazıyordu.

 

 

Malikane'nin kapıları açıldı kapının önünde durdu araçlar kapımızı iki koruma açtı arabalardanindik malikane'ye doğru yol alırken yeni araçlar geldi bunlar ne korumaların arabalarıydı ne de tanıdıktı.

 

 

Asil yanıma geldi kollarımız çarpışıyordu.

 

 

Araçlara arkadan korumlar akın etti. Ortada ki aracın kapıları açıldı. Arabadan iki kişi indi

 

 

Fırat ve selim.

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%