Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Amanda’nın Sırrı

@dora_ve_gece

Okuldan eve geldiğimde, anneme dışarı çıkacağımı söyledim ve ondan hiç beklemediğim bir cevap aldım "hiç bir yere gitmiyorsun Scarlet!"diye bağırdı. Yüzünde beni korkutan bir ifade vardı. Azarlanacağımı anlamıştım. Derin bir nefes aldı"Bir az gelir misin konuşmamız lazım"

-Pekiii geliyorum. (Teslim oldum. umarım çok kızmaz.)

- Son birkaç gündür neden bu kadar sık dışarı çıktığını merak ediyorum.

- Şeyy... (Nasıl açıklayacağımı bilmiyorum)

- Söylemek zorundasın Scarlet. Ben senin annenim ve neler olup bittiğini öğrenmem gerek.

- Off tamam söylüyorum

Meraklı ve kızgın gözüküyordu.

- Lunanın Cinayetinin aslını öğrenmek istiyorum sadece.

- Emin misin,bu kadar mı? Diye sordu kaşlarını çatarak.

Annem işte. Nasıl da biliyor beni.

Gözlerimi kaçırdım ve " araştırıyorum" dedim. Bittim ben. Kesin ceza vericek.

Annem ne olursa olsun derslerime odaklanmamı ve hep iyi bir öğrenci olmamı dilerdi.

- Telefonunu ver!

Hiç bişey demeden telefonumu cebimden çıkartıp verdim çünkü bir şey daha söylesem çok kızardı.

-Derslerini düzene sokana ve bu işin peşini bırakana kadar sana telefon falan yok!

-Ama ann-

- Peki sen istedin. iki, eğer akılanmazsan 3 hafta okuldan eve gitmek dışında o kapıdan bir adım bile atamazsın.

Sert adımlarla odaya gittim, kapıyı çarptığım anda annemden " o kapı bir daha çarpılmayacak" diye bir ses geldi.

Kafamı yastığa gömüp bütün gece ağlamak istiyorum yada boş bir alanda çığlık atmak. Neden böyle davrandığını anlamıyorum, altı üstü merak duymaya başladım ve araştırıyorum. Bütün büyükler aynı bence. Hatta bence değil bütün çocuklar böyle düşünüyor. Neden sessiz kalıyoruz ki? Bizden büyük oldukları için mi? Ailemiz oldukları için mi? Hayır, cevabı bende bilmiyorum. Ne olursa olsun araştırmaya devam edeceğim.

O anda aklıma eğer evde kalacaksam babamın yanına gidemeyeceğim geldi. Of anne gerçekten bunu şimdi mi yapman gerekiyordu. İki saatlik uykuyla okula gittim. Gözlerimin altı mosmordu. Dersi nasıl dinleyeceğimi merak ediyordum. Amanda tabiki halimi fark etti ve ne olduğunu sordu. Az kalsın uyuyacaktım. Amandaya neler olduğunu anlattım. Benim adıma üzüldüğünü söyledi ve daha önce düşünemediğim bir şey söyledi. "Ben size gelsem?" O kadar mantıklıydı ki. Nasıl akıl edememiştim. Hatta belki benim yerime bir yerlere gidebilir. Böyle düşünerek onu kullanmış mı oluyorum? Neyse zaten buna sıcak bakacağını düşünmüyorum.

"Evet! Bu müthiş bir fikir. Yürü be kızım!" Dedim Amanda'ya.

 

Bir kaç gün böyle geçti. Evden okula, okuldan eve. Çok sıkıcıydı. Kardeşim evden çıkamadığımı öğrendiğinde çok üzülmüştü çünkü annem babamı görmek istemiyordu. Kardeşimi götürebilecek tek kişi bendim.O da aklınca anneme tripliydi. Kardeşimi üzgün görmek hoşuma gitmiyordu. Şu yasak bir bitsin ilk yapacağım şey kardeşimi alıp babama gitmek olacaktı.

 

Hafta sonu Amanda bize geldi. Annem Amanda'yı görünce bana ters bir bakış attı ama bir şey diyemedi çünkü sadece benim çıkmam yasaktı birilerinin bize gelmesi değil.

Amanda ile odamda konuşurken, lavaboya gitmek istediğini söyledi. Çantası tam yanımda duruyordu ve telefonu çantasının üzerinde ekranını rahatça görebileceğim bir şekildeydi. Telefon çaldı. Normalde açmayacaktım taki SEVGİLİM yazısını görene kadar. Telefonu elime aldım. Arayan Max ti. Ses tonundan anladım. Ufak bir şok geçirdim. Amanda orada mısın? Dedi max. Konuşsam fark eder miydi? Çoğu kişi sesimizi benzetiyor. Denemekten zarar gelmez.

- Ha! Evet buradayım.

- Yemeğe kaçta geleceksiniz?

- Ne yemeği?

- Hani sen ben Spencer ve Scarlet

- hee doğru ama ben dışarı çıkamam ki.

- Amanda sen iyi misin? Kaç gündür bu yemeği planlıyoruz.

- iyiyim sadece biraz kafam dağınık. Bi proje var da.

- Belli Neyse, Saat 19:00 da orada olun

- Tamam

- Görüşürüz güzelim

Kapı sesini duyduğum gibi telefonu yerine bıraktım.

 

Max ve Amanda! Ne! Ve benim bundan haberim yok. İnanmıyorum. Bana bunu nasıl anlatmaz. Diye düşünürken Amanda içeri girdi

-Sana bir şey söylemem lazım. Dedi

Max ile olan ilişkisini söyleyeceğini düşünüyordum ki söyleyeceği şey yemeğe gideceğimizmiş.

Hiç bilmiyormuşum gibi "Kiminle?" Diye sordum

-Hani şu senin defteri bulan çocuk ve Max.

- Aa doğru Max bana defteri bulduğumuz gün söylemişti de şöyle bir sıkıntımız var ben nasıl geleceğim?

- Bende Max e öyle söyledim ama kaçmamızı söyledi.

- Aslında anneme yalan söyleyebilirim, Proje ödevi için video çekeceğimizi söylerim böylece odaya girmezler

- Peki ya Jake ne olacak?

- O kolay bi dondurma bi park deriz o susar.

- İsteyerek söylemiyorum ama tamam.

Her şey plânladığımız gibi gitti. Annem zaten odama girmeye pek niyetli değil. Jake'in de yaz hariç dondurma yeme izni olmadığı için teklifimi red edemedi tabii. Kapıdan çıkamayacağımız için pencereden atladık. Zaten birinci kattaydık. Odamdaki pencere bahçeye açıldığı için sıkıntı olmadı. Bahçe kapısından çıktık. Bütün yol Amanda ile konuşmadık.

 

Yemeğe vardığımızda, Max'in yanında oturan esmer hafif kıvırcık saçlı biri vardı. Sanırım şu Spencer denilen çocuktu. Max bizi gördü. "Gelin" diye seslendi. Oraya doğru ilerledik. Max ile Amanda'yı yan yana gördüğümde içim bi garip oldu. Hala Amanda'nın nasıl böyle bir şeyi bana söylemediğini anlamıyorum. En yakın iki arkadaşım sevgili ve benim bundan haberim yok. Ben bunları düşünürken Spencer bana elini uzattı ve "Merhaba, nasılsın" dedi. Ona döndüğüm gibi koyu yeşil gözleri dikkatimi çekti. Çok hoş biri gibi gözüküyordu. Ben düşüncelere dalmışken onun beni izlediğini fark ettim ve cevap verdim: İ- iyiyim sen? Sesim titriyordu. "Bende iyiyim sağol."dedi Spencer

Max bir anda şöyle dedi; Eee projen ne oldu? Alaycı bir tavırla.

Amanda anlamadı " Ne projesi max?

- Hani şu kafana taktığın proje var ya. Dedi

- Ne diyorsun ya. ne zaman?

- Bu gün aradım ya kaçta çıkacağınızı sormak için.

"Şimdi sıçtınız" dedim içimden

Amanda: Beni aramadın max.

Scarlet: Telefonda konuştuğun kişi bendim max.

"Ne" dediler bir ağızdan.

Amanda: sen benim telefonumu mu açtın scarlet?

Scarlet: SEVGİLİNİN aradığını görünce açtım

Amanda: Scarlet gerçekten açıklayabilirim.

Scarlet: Neyi açıklayacaksın Amanda? Her şey apaçık ortada.

Max: Biri bana neler olduğunu açıklayabilir mi?

Scarlet: Şöyle açıklayayım. Amanda bana sizin sevgili olduğunuzu açıklama gereği duymamış ve ben bunu bu gün öğreniyorum.

Max: Fazla abartıyorsun Scarlet.

Scarlet: Abartan ben mi oldum yani.

Max: Scarlet bir az sakin olup bizi dinler misin.

Scarlet: Buyur dinliyorum.

Max: Bu yemeği sana bunu açıklamak için ayarladık. Tabi tek sebebi bu değil ama.

Scarlet: Peki söyleyin bakalım ne zamandan beri birliktesiniz.

Amanda: Yaklaşık bir buçuk ay oldu.

Scarlet: İnanmıyorum size. İki ay oldu ve bunu bana şimdi mi söylüyorsunuz

Amanda: bir buçuk yalnız o. Hatta iki hafta sonra iki ay oluyor.

Scarlet: Bir de utanmadan dalga mı geçiyorsun? Ben sana her şeyimi anlatırken senin bana bunu anlatmaman normal bir şey mi? Bir de abarttığımı söylüyorsunuz. Gerçekten yazıklar olsun diyip masadan kalkacaktım ki Spencer kolumdan tuttu ve " Sakin ol çözeceğiz"dedi. "Üzgünüm Spencer başka zaman görüşürüz bu ortamda daha fazla duramam.Ben gidiyorum." "O zaman ben de geliyorum" diyip kalktı Spencer. Hızlı adımlarla yürüyorum. Spencer da peşimden geliyor. Adımlarımı hızlandırıyorum. Restorandan çıkınca, Spencer "Dur"diye bağırdı. "Ne var?" Dedim.

- Bir dakika bekler misin?

- bekliyorum

- Bu gün çok konuşamadık. Bir gün buluşabiliriz sen de istersen.

- Sağol ama bu olaylardan sonra, bir daha Amanda ve Max ile görüşmek isteyeceğimi sanmıyorum.

-Yok yanlış anladın ben sadece ikimiz buluşuruz diye düşünmüştüm.

- Hmm sanırım olur. Ama benim ne zaman müsait olacağım belli olmaz.

- O zaman numaranı verebilir misin.

- Olur.

Numaramı verdim.

-Annem telefonumu aldı ve bir ay boyunca vermeyecek. Eğer istersen bir kağıda numaranı yaz ve bana ver. Telefonumu geri alınca seni ararım veya mesaj yazarım.

- Tamam. Dedi ve bir kağıda numarasını yazdı.

Vedalaştık ve tam gidecekken aynı yöne yürüdüğümüzü fark ettik.

- Aa sen de mi bu taraftan gidiyordun?

- Evet bende bu taraftan gidiyorum.

Yağmur yağmaya başladı ve dikkatimi çeken Spencer ın elinde tuttuğu şemsiye tek kişilikti. Neyse sanırım yakınlarda otobüs durağı vardı

-Yağmur yağıyor ben en iyisi otobüsle gideyim.

- Ben de geleyim bu saatte tek başına gitme.

Neden beni düşünüyordu altı üstü bu gün tanıştık ama çok cömert. Ne dicem ki şimdi? Gel mi dicem? Gerek yok mu? off... Bilmiyorum.

-Evet?

-Ha? Tabi gelebilirsin. Ya kızım sen manyak mısın ne bu "tabi tabi". Kimsin sen, herkese bu kadar açık olmamalısın.

Her neyse biraz daha yürüdükten sonra otobüs durağına vardık. Ne ben ne de Spencer konuşmaya başlayabildik. Zaten bir süre sonra otobüs geldi.

- Scarlet? Geliyo musun? diye sordu otobüse doğru ilerlerken.

-Evet evet geliyorum. Sadece dalmışım.

- Peki.

Otobüse geçtik.

- Orda boş koltuklar var. diyerek çıkıştım.

- Tamam gel geçelim.

Oturduk, konuşmak için konu arıyordum. Lakin ben bişey söyliyemeden Spencer " Sen hangi durakta iniyorsun?" diye sordu ben düşüncelere dalmışken.

- 2 durak sonra downing sokağı. Sen?

- Bende Fleet sokağında, yani 3 durak sonra.

- Yakınmışız.

-Evet yürüyerek gidip gelinebilir, yakın duraklar.

-hıhı.

Muhabbetimiz burada sona erdi. Zaten 1 durak sonra iniyordum, gözümü açıp kapayana kadar vardık.

- E, görüşürüz o zaman.

- Bay bay scarlet!

- Bay bay!

Otobüsten temkinli adımlarla indim. Yürürken kafamın içinde tek bir soru vardı. Acaba annem farketmiş miydi? Tahminimce etmemiştir, ama odama girdiyse... İşte o zaman işim bitti. Bizim apartmana geldiğimde, odamın penceresine doğru ilerledim. Sanırım tüm şansımı birinci katta oturarak kullanmışım. Hemen Jack'e yazdim.

Odamın penceresini açması için bir mesaj gönderdim. 2 dakika içerisinde pencereyi açtı.

-Teşekkürler Jack, hadi annem farketmeden odana geç.

- Tamam. Ama unutma dondurma ve park sözün var.

- Biliyorum. Götüreceğim dedik ya.

- Oley be!

- Bağırma bağırma, annem gelecek.

- Pekii...

Zıplaya zıplaya odadan çıktı. Annem tahmin ettiğim gibi farketmemiş. Kendimi kıyafetlerimle doğruca yatağa attım. Derin bir nefes çektim. Aaa şu Spencer denen çocuk neden aklımdan çıkmıyordu. Kendine gel Scarlet! Sen böyle bir kız değildin. Bunlarla uğraşacak vaktin yok senin. Ayrıca o sana bakmaz. Zaten baksa ne olacak ki. Ayy hiç bilmiyorum. Neyse,bunları düşünmemeye karar verdim. Aklımda hala Amanda vardı. Ne olucaktik biz? Özür dileyince herşey düzelecek mi sanıyor? Bana neden söylemedi? Biraz daha Amanda hakkında düşündükten sonra aklıma bişey geldi;

Cinayet. Ben şimdi nasıl araştıracağım? Amanda ile bir süre konuşmayız diye düşünüyorum, e telefonum da yok ve dışarıda çıkamıyorum. Ben nasıl araştırıcam? Son zamanlarda hiç bir gelişme kaydedemedim. Artık Luna'nın sevgilisi ile görüşmem lazım. Belkide annemden telefon için değil de dışarı çıkma izni alabilirdim ama bu telefondan daha imkansızdı. O zaman nasıl Luna'nın sevgilisi ile nasıl görüşeceğim ki. Off... Gerçekten çok sinir bozucu. Neyse ki bir bilgisayarım vardı. Annem bunu yasaklamadı, aklımda kalan ve merak ettiğim bisey var. Not defterime bir isim not almıştım "William Wake", bu adam kim?

 

Hemen bilgisayarı alıp dizlerim üzerine koydum. İnternette bu adam ile alakalı bisey var mı acaba? Arama motoruna "William Wake" yazdım. Karşıma yüzlerce sonuç çıktı tabii hepsine tek tek tıklarken bir süre sonra haber siteleri çıkmaya başladı, cinayetlerle ilgili. Hemen "William Wake cinayeti" diye arattım. Sonuçların hepsinde farklı şeyler yazıyordu. Girdiğim haber sitelerinin hepsi yasaklanmış olarak görünüyordu. William Wake ile ilgili hiçbir şey bulamadım. Artık vazgeçtim cezam bittiğinde devam edeceğim.

 

BİR AY SONRA

Loading...
0%