Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Cevaplanamayan Sorular

@dora_ve_gece

"Luna fullerton'ın cesedi Akıl hastanesinde bulundu"

Alarm sesi yerine bu sesle uyandım. salona doğru ilerledim, annem ve kardeşim koltukta oturmuş haberleri izliyorlardı, umursamadım.

Annem seslendi "çıkıyor musun Scarlett?"

-hazırlanıp çıkıcam. Dedim uykulu bir ses tonuyla.

 

Kulaklıklarımı takıp yürümeye başladım. Okulun koridorunda yürürken kulağımda cinayetle ilgili sözler yankılanıyordu. Pek anlam veremedim. Bu kadar büyütmelerinin sebebi neydi? Sonuçta her gün birileri ölüyor. Acaba çok önemli biri mi öldü? Yada cinayet garip mi işlendi? Gerçi bizim okulda en ufak şey bile büyütüldüğü için çok önemli olmaya da bilir.

 

Zil çalınca sınıfa girdim. Amanda bile bu olaydan etkilenmişti. Onunla küçüklükten beri tanışırız. Çok yakın arkadaşımdır. Ne olursa olsun yanımda olacağını biliyorum. Aslında sosyal bir kızımdır. Amanda ile ilk yakınlaştığımız zaman çok içe kapanıktı. Ama benim arkadaş çevrem geniş olduğu için o da bu duruma alışmaya başladı. Artık çok daha sosyal bir kız. Hatta bazı arkadaşlarımla daha iyi anlaşıyor. Ama bu durumdan rahatsız değilim. Onu böyle görmek iyi hissettiriyor.

 

Olayı merak etmeye başladım. konunun aslını öğrenmek için sorular sordum. Bu kimin cinayeti,neden öldürüldü, kim öldürdü, neden bu kadar abartılıyor? Herkesten farklı bir cevap aldım. Öncelikle kimin öldürdüğü belli değil. Yani cinayet henüz çözülemedi. Bu kadar abartılmasının sebebi de zaten buymuş aman ben niye bu kadar merak ediyorum ki. Banane cinayetten. Polisler bulamadıysa ben ne yapayım. Çözecek halim yok.

 

Dersimiz İngilizceydi, öğretmen gerçekten yaşlıydı. Dersi çok yavaş anlatıyordu. Hiç sevmiyordum, çok sıkıcıydı. İçeri girdiği gibi yutkundu ve sessizlik diye bağırdı, gergin gözüküyordu. Bütün sınıf mızmızlanmaya başladı. "Off" "ders İngilizce miydi" "bunu mu çekeceğiz sabah sabah" Öğretmenin neden bu kadar gergin olduğunu anlamamıştık. Ders başladı. Her İngilizce dersi gibi sıkıcı geçti. Öğretmen de bugün ayrı bir gerginlik vardı. Bunu hepimizi sezmiştik. Öbür derslerde böyle geçti. Okul bugün fazla sıkıcıydı. Öğretmenlerin hepsi gergindi. Ama hepsi. Cinayetten etkilenmiş olduklarını pek zannetmiyorum. Demekki farklı bir olay oldu. Neyseki okul bitti. Evlere dağıldık.

 

İçeri girer girmez annemin yaptığı yemeklerin kokusu burnuma geldi. Yorucu bir gündü, çok acıkmıştım. Masada kardeşim Jack okulda neler yaptığını anlattı. Annem her zamanki gibi işteki dedikoduları anlattı. Özellikle sürekli bahsettiği Emma diye bir iş arkadaşı var. Anladığım kadarıyla birbirlerini sevmiyorlar. Özellikle annem. Çok dinlemediğim için konunun ne olduğunu bilmiyorum. Zaten annem her gün farklı birinden nefret ediyor. Annemin nefis yemeklerini yedikten sonra odama geçtim

 

Amanda'yı aradım. Umrumda değilmiş gibi davranıyordum ama nedense şu cinayet konusu hakkında içimi bi merak sardı. Bu konu hakkında konuşmak istiyordum. Onu eve davet ettim, izin alıp geldi. Ders çalışacağımızı zannediyordu. Ama benim niyetim farklıydı.

 

" Hangi dersten başlayacağız?" amanda gerçekten saftı. Ders çalışacağımızı mı düşünüyordu?

-Seni buraya çalışmak için çağırmadım

-Peki ne için çağırdın?

-Of Amanda hala anlamadın mı; Şu cinayet mevzusunu konuşmak için çağırdım

Sanırım bu sefer anlamıştı.

-Hmm, peki. Ne söylememi istiyorsun?

-Bildiğin her şeyi.

- Zaten haberleri izlemedin mi? Oradan fazlasını bende bilmiyorum.

- Sabah pek de umrumda olmamıştı.

-Peki şu an neden bu kadar umrunda?

-Her yerde bu konuşuluyor. Evde, okulda, otobüste ve büyüklerin neden bu kadar garip davrandığını bilmek istiyorum

- Aslında haklısın İngilizce öğretmeni ve bizim evdekilerin davranışları pek normal değildi.

- Aynı zamanda Luna'yı tanıyordum. Babamın iş arkadaşının çocuğuydu.

 

Babam, ben henüz 11 yaşındayken bizi terk etmişti.Bu olaydan en çok kardeşim ve annem etkilenmişti. Kardeşim, babama benim olduğumdan daha çok bağlıydı. Okuldan eve geldiğimde, annem ve kardeşimi birbirlerine sarılmış ağlarken görmüştüm. Annemi ilk defa bu kadar üzgün görmüştüm. İçim bi garip olmuştu. Ne olduğunu sordum ama ağladıkları için cevap verememişlerdi. Annemin gözleri kıpkırmızıydı kardeşim ise kafasını annemin göğüsüne gömmüş hüngür hüngür ağlıyordu.Neler olduğunu anlamak için gözlerimle evin içinde babamı aradım, ama o evde yoktu. Babamın nerede olduğunu sormak için anneme döndüm. O sadece "gitti"diyebildi.

Sanırım ne olduğunu anlamıştım ama nereye ve neden gittiğini bilmiyordum. Daha fazla düşünmek yerine onlara sarıldım.

 

Neden ve nereye gittiğini hala bilmiyorum, ne yaptığı da beni ilgilendirmiyor. Bizi çok üzmüştü. Ona karşı olan nefretim asla geçmeyecek.

 

- Luna'yı tanıdığını bilmiyordum.

-Evet tanıyordum. Şimdi bana ne olduğunu anlatır mısın?

- Bildiğim pek bir şey yok. Sadece akıl Hastanesinin Bodrum katında bulunduğunu ve bazı organlarının olmadığını biliyorum.zaten çoğu kişinin kafasını karıştıran da organlarının olmadığı.

- Organları eksik miymiş? Ne kadar da garip. Bu bizim için büyük bir ipucu.

- Ne ipucu ya. Sen gerçekten bu olayı araştıracak mısın?

- Neden araştırmayayım? Sen hiç merak etmiyor musun?

-Kızım sen manyak mısın? Polisler varken neden sen çözüyorsun?

Cevap vermedim. Beni anladığını düşünmüyordum. Aramızda bir sessizlik oldu ve bir süre sonra Amanda sessizliği bozdu:

Neyse ben kalkayım artık zaten geç oldu.

Henüz sorularıma cevap alamamıştım ama Amanda evine gitmek istediği için her ne kadar konuşmak istesem de amandayı evine uğurladım. Aslında bu olay hiç ilgimi çekmiyordu ama artık sebepsiz yere cinayeti çözmek istiyorum. Herkezin bu kadar gergin olmasının başka bir sebebi olmalıydı. Ama bu olayı tek başıma çözmem imkansız gibi bir şey di Amanda'yı buna ikna etmem lazımdı. Gerçi o da ikna olacak gibi değildi. Offf nasıl halledeceğim ben bu durumu annem duysa mahveder beni. Böyle işler ile uğraşmamı sevmiyor. Daha çok derslerime yoğunlaşayım istiyor. Ama ne yapayım. Bende böyle şeylere merak sarıyorum. Gerçi niye merak ediyorsam. Sanırım araştırmaya başlayacağım. Bu olayı tek de olsa çözmeye çalışacağım

Loading...
0%