Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Yabancı

@dracomalfoy_hp

Karşımda bir yabancı duruyordu.

Akşam yürüyüşüne çıkmıştım biraz ilerledikten sonra karşımda duran birini gördüm. Bana bakmasıyla birlikte içimde kötü bir his oluştu. Bana doğru bir adım atınca bende geriye doğru bir adım attım. Ardından arkamı dönüp hızla yürümeye başladım. Biraz yürüdükten sonra arkamı dönüp baktığımda onunda bana doğru yürüdüğünü gördüm. Önüme dönüp daha hızlı ilerlemeye başladım çok korkuyordum. Yardım istemek için etrafıma baktım ama sokak bomboştu. Tekrar arkama baktığımda hala peşimdeydi. Korkudan kalbim çok hızlı atmaya başlamıştı. Bu sefer tam koşmaya yeltenicektim ki arkadan bir el ağzımı kapattı. Korkum git gide daha fazla büyüdü. Bağırmaya çalıştım belki biri beni duyar diye ama ağzımı kapatan eli yüzünden sesim çıkmıyordu. Arkamı dönüp yüzüne bakmak istedim ama karanlıktan hiç bir şey göremiyordum. Boynumda hissettiğim bir acıyla bütün gücümü kaybetmiş gibi pes ettim ve kendimi ona bıraktım.

 

Gözlerimi açtığımda çok büyük bir evde olduğumu gördüm. Doğrulup etrafı incelemeye başladım. Asıl soru buraya nasıl geldim ve neden buradayım.

Birinin geldiğini görünce ayağa kalktım ve geriye doğru yürümeye başladım. Artık eve dönmek istiyordum.

"İklim sakin ol." Dedi odaya giren kişi bana bakarak. Bu durumda nasıl sakin olabilirdim ki kaçırılmıştım!

"Beni kaçıran senmisin. Benden ne istiyorsun?" Dedim korku dolu bir sesle.

"Ben seni kaçırmadım korkmana gerek yok sana her şeyi anlatacağım ama öncelikle ben Ediz Yıldırım." Dediğinde bu olanların doğru düzgün bir açıklaması olduğunu umdum. Bu Ediz denilen kişinin kestane rengi düz saçları vardı ve saçlarının dağınık olması onu daha yakışıklı gösteriyordu. Kahverenginin en güzel tonuna sahip olan gözleri ise tam beyaz olmasada açık renkli teninin üstünde çok güzel görünüyordu.

Ediz, "Hem rahat ol seni kaçıran kişi bir katil." Diğince şok içinde yüzüne bakmaya başladım.

"O kadar rahatladimki bir katil tarafından kaçırıldığım için anlatamam!" Dedim.

"İklim bir düşünsene seni her şartta koruyacak." Dediğinde onun cümlesini tamamladım.

"Yada öldürecek." Ediz bu ihtimali sanki yeni düşünmüş gibi gözlerini kısarak yüzüme baktı.

"Pekala o zaman katilim nerede?" Dediğimde Ediz bana kapıyı gösterdi. Onun gösterdiği tarafa baktığımda kapı açıldı ve o içeriye girdi. Uzun boyluydu ve hafif dalgalı koyu kumral saçları vardı saçlarının hafif dağınık durması ona çok yakışmıştı üstelik açık mavi gözleriyle bembeyaz teni çok uyumluydu. Hadi ama bir katil bu kadar yakışıklı olmamalıydı

"Sen kimsin?" dedim sakin bir ses tonuyla.

"Eren Koçalar." Dedi tek düze ve duygusuz bir sesle.

Bana doğru gelmeye başladı. Ama korkmama rağmen kaçmamıştım. Yanıma geldi ve önümde durdu. "Benden kaçmadın neden?" Dedi gözlerime bakarak. Ona, "senden korkmuyorum bende nedenini bilmiyorum." Diye karşılık verdim. Hoşuna gitmiş gibi dudağının bir tarafı kıvrıldı. Tabiki bu uzun sürmemişti kısa sürede yine ciddi tavrına geri dönmüştü. Arkasını dönüp gidecekken birden duraksadı ve geri bana döndü. "Bu arada gözlerinin rengi çok güzel." Dedi ve arkasını dönüp gitti. Aslında öyle olağanüstü bir renk değildi gözlerim sıradan bir renk. Gözlerim amber rengindeydi. Az önce bir katil bana iltifat mı etti?

Katilimin arkasından bakarken Ediz geldi. "Seni yeni odana götürmemi istermisin?" Diye sordu ona başımı salladım odamı merak etmiştim evin ikinci katına çıktığımızda evin gerçekten çok büyük olduğunu fark ettim. Üstelik oldukçada modern görünümlü ev çok şık dekorasyon edilmişti. Ediz beni odama getirdikten sonra "Bir şey olursa aşağıdayım." Dedi ve gitti. O gittikten sonra odama girdim ve etrafa bakmaya başladım odam oldukça büyüktü hatta kendine ait bir banyosu ve giyinme odası bile vardı. Üstelik nasıl olduğunu bilmiyorum ama odamdaki her detay benim zevkime göre dizilmiş gibiydi. Sade ve şık. Duvarlarım beyazdı zeminin ise siyaha çalan bir griydi. Büyük yatağımın yanında çok hoş bir gece lambası vardı duvarımda ise dekoratif bir kitaplık vardı. Üstelik en sevdiğim ve okumayı çok istediğim kitapların hepsi vardı. Odanın içinde son olarak duvara monta edilmiş bir televizyon, bir makyaj masası ve bir oda bitkisi vardı. Banyoya ve giyinme odasınada kısa bir göz attıktan sonra banyo yapmak bütün bu stresi üzerimden atabilir diye düşündüm ve banyoya girdim. Çıktığımda ise hızlıca üzerimi giyinip saçımı bile kurutmadan kendimi yatağa attım. O kadar yorgundum ki daha neler olduğunu ve neden burada olduğumu bile bilmiyordum. Penceremden baktığımda havanın karardığını gördüm. Odamın kapısı çalınca kapıya doğru ilerleyip kapıyı açtım. Evet katilim tam karşımda duruyordu.

"Yemek hazır gel hadi." Dedi ona başımı salladım ve kapıyı kapatıp peşinden gittim. Yemek salonuna gelince sadece iki tane tabak gördüm. Sadece ikimiz mi vardık?

"Ediz yokmu?" Diye sordum.

"Yok, o evine gitti burası bizim evimiz ve Ediz seni ilgilendirmez." Sadece bir soru sormama rağmen nasıl bu kadar sinirlenmeyi başarmıştı hem bizim evimiz ne alaka. "Burası benim evim değil!" Diye karşılık verdim ona. "Artık öyle" dedi iç çekerek. "Bana burada neler oluyor anlat." Dedim gözlerine bakarak. Katilim, "Zamanı gelince öğreneceksin." Dediğinde hiç bir şey söyleyemedim çünkü ne dersem diyim buradan çıkamayacağımı biliyordum. Tekrardan yemeğime dönünce aklıma yemeğin zehirli olabileceği geldi ve ne kadar aç olsamda yemedim.

"Ben tokum." Dedim ve masadan kalkıp gittim. Ancak kapıdan çıkarken bir ses duydum. "Saçını kurut İklim." Katilimin dediğine kaşlarımı çattım. Bu onu ilgilendirmezdi. "Bu seni ilgilendirmez." Dedim o ise beni daha çok meraka sokacak bir şey dedi. "Hasta olacaksın ve en az bir hafta daha hasta olmaman gerek." Ama bu dediğini sorgulamadım bile. Evet sorgulamam gerekiyordu ama ben bunu yapmadım ve merdivenleri çıkıp odama gittim. Saçlarımı kuruttum ve yatağa uzandım o kadar yorgundumki uykuya dalmam pek vakit almadı.

Sabah gözlerimi açtığımda önce bir süre daha yatakta durdum sonrasında yataktan kalkıp kapıya doğru gittim. Tam kapıyı açıcaktımki gözüm masadaki nota takıldı. Gidip notu açtım ve içindekini okumaya başladım.

"İklim bir yere gitmem gerekti akşam dönerim. Aşağıya in ve kahvaltını yap dün neden yemek yemediğini biliyorum ama merak etme yemeklerin içinde sana zarar verecek herhangi gibi bir şey yok korkma. Bide evden kaçmaya çalışma her tarafta güvenlik var."

Notu okuduktan sonra aşağıya indim ve hazır olan kahvaltı masasını gördüm. Dün hiç bir şey yememiştim katilime güvenmekten başka çarem olmadığı için kahvaltı masasına oturdum ve yemeğimi yedim. Kahvaltımı bitirdikten sonra canım sıkılınca bahçeye çıktım ve bahçede gezinmeye başladım. Evin bahçesi çok büyük ve çok güzeldi. Her tarafta çeşit çeşit çiçekler vardı. Üstelik bir havuzu ve oturmak için çok güzel bir köşesi vardı. Bahçenin yan tarafına geçtiğimde ise minik bir sera olduğunu gördüm. Evin içide bahçeside gerçekten çok güzeldi. Bahçede gezinirken kapının açıldığını duydum. Bu Eren olamazdı çünkü o akşam geleceğini bana söylemişti. İçeriye normal bir ten rengine sahip olan siyah saçlı yeşil gözlü ve oldukça uzun birisi girdi.

"Merhaba İklim ben Giray Bilgiç Eren'in arkadaşıyım. Sende..." son dediği şeyde duraksadı ve söylemekten vazgeçti.

"Merhaba." Dediğim tek kelimelik cevaba karşı gülümsedi.

"Buraya seninle tanışmak için geldim yolumun üzerindeydi bir uğrayim dedim." Giray'ın dediklerine gülümsedim ve "memnun oldum." Dedim.

"Pekala o zaman ben şimdi gidiyorum zaten sonrasında çok görüşücez." Dedi ve gitti. Benim ise aklımda son cümlesi kalmıştı. Zaten sonrasında çok görüşücez. Katilim gelince artık buralarda neler olduğunu anlatması gerekiyordu.

Çok sıkıcı bir gündü ve nihayet akşam olmuştu içeriye geçip koltuğa oturdum. O sırada kapıdan biri girdi evet bu katilimdi. Ayağa kalktım ve ona doğru yürüdüm.

"Kimi öldürmeye gittin!"

"Bu seni ne ilgilendirmez!" Diye sesini yükseltti bana.

"Bana burada neler olduğunu anlat."

"Bak İklim sana söz veriyorum yarın anlatıcam ama lütfen şuan bu konuyu kapatabilirmiyiz?" Diye sordu bana ona başımı salladım. Ama eğer yarın bana her şeyi anlatmazsa büyük olay çıkarırdım.

"Çok sıkıldınmı?" Diye sordu. Ona, "Bahçeyi gezdim çok olmasada evet sıkıldım." Dedim beni kolumdan tutup götürmeye başladı. Bir odadan içeriye girdiğimizde oda minik ama güzel duruyordu ve büyük bir bilgisayar vardı. Katilim beni bilgisayar koltuğuna oturttu.

"Oyun oynayalım mı?" Dedi bana bakarak ona gülümsedim ve "Tamam" dedim. Yaklaşık yarım saatin sonunda oyunu az çok öğrenmiştim ama bu bir silah oyunuydu. Katilim bana yardım ederken bende birilerini vurmaya çalışıyordum. Ve evet sonunda birilerini vurmuştum.

"Onları öldürdüm." Dedim ve ekrandaki oyuna bakıp gülümsedim. Katilim gülüşünü saklamaya çalışmıştı ama oda dediklerime gülmüştü. "Sende oynasana." Dedim ona bakıp bana başını sallayıp benim kalktığım koltuğa oturdu. Ben birilerini vurmak için çok uğraşmıştım ama o ise oturduğu anda birilerini vurmuştu bile. "Bugün vurduğum tek kişiler." Dedi bana bakıp ardından ekrana geri döndü. Kimseyi öldürmeye gitmemişti kimseye zararda vermemişti. En azından gece gündüz birilerine öldüren biriyle yaşamıyordum.

Katilimi sevmiyordum ama onunla oyun oynarken çok eğlenmiştim. Oyunumuz bittiğinde ise saat çok geç olduğu için hemen odama gitmiştim. Odamdaki kitaplığın önünde durup bakmaya başladım ve başlamak için rastgele bir kitap seçtim. Yatağıma oturup kitabın ilk sayfasını açtım. Kitabı biraz okuduktan sonra kapatıp baş ucuma koydum. Üstümek yorganı çekip gözlerimi kapattım.

 

Sabah olmuştu üstümden yorganımı atıp hava almak için penceremi açtım. Bugün katilim bana her şeyi anlatacaktı. Banyoya girip aynaya baktım. Kendimi incelerken, açık kumral saçlarımın çok uzadığını fark ettim ve sadece kırıkları kesmek için elime makası aldım. Makası saçlarıma dokundurup kestim. Aman Tanrım saçımı kestim ne yapıyorum ben. O sırada elimdeki makas yere düştü ve bir çığlık attım gördüğüm şey karşısında. O kadar çok bağırmıştım ki bütün evin içinde sesim yankılanıyordu. Kapı açılınca içeriye katilim girdi. Büyük bir telaşla yanıma geldi. Hemen ona doğru döndüm. O ise bana bakıyordu anlamaz bir ifadeyle.

"İyimisin?" Diye sordu yanıma yaklaşarak.

"Değilim ben çok kötü bir şey yaptım!" Dediğimde hala bana anlamayan gözlerle bakıyordu.

"İklim sana inanamıyorum sen saçınımı kestin?" Dedi, neden dercesine bakıyordu adeta.

"Sorun da o zaten sadece ucundan iki parmak kırıkları gitsin diye kesecektim hem çok fazla uzamıştı ama eğri kestim." Konuşmaya devam edecektimki araya girdi "Arkanı dön." Dedi az önceki yüz ifadesi o kadar komikti ki neredeyse gülmeye başlicaktım. Onun dediğini yaptım ve aynaya doğru döndüm. Makası yerden aldı ve arkama geçti. Ardından ellerini saçlarımda gezdirdi. Ellerindeki makasın oynadığını hissettim. Sanırım kesmeye başlamıştı. Benim o sırada gözlerim kapalıydı çünkü çok kısa ve eğri kesecek diye korkuyordum. Yaptığım şeyin yeni farkına varmış gibi gözlerimi açtım saçlarımı bir katilin eline bırakmıştım! Katilim son bir makas daha oynattı ve geriye çekildi. Aynadan saçlarıma bakıyordum. Eskiden belimde olan saçlarım şimdi omzumdan dört parmak aşağıda duruyordu. Nasıl bu kadar güzel kesmişti? Neyseki perçemlerime hiç dokunmamıştı.

Katilimin sesini duydum arkadan "Çok güzel oldu en azından düğün günü saçını kestirmek zorunda kalmican." Gözlerimi açarak ona baktım. "Ne?" Dedim sinirle ve şaşkınlıkla o ise beni daha çok sinirlendirmek için yemin etmiş gibi "Sana söylemeyi unuttum bu arada haftaya düğünün var." Dedi ve bunları söylerken gayet ciddiydi.

"Eren ben kiminle evleniyorum!" Dedim korkuyla.

Gülüşünü saklayarak "Benimle." Dedi. Gözlerine baktım. "Seni öldürürüm!" Dedim ama haklı olarak gülmeye başladı. Harika bir katile seni öldürürüm diyip rezil olmuştum!

Katilim yine ciddi bir tavır aldı ve konuşmaya başladı. "Her şeyi anlatıcam ama öncelikle şu banyodan çıkabilirmiyiz?" Cidden tek derdi bumuydu. Yinede artık bana her şeyi anlatsın diye sinirimi içime gömdüm birazdan çıkarmak şartıyla ve salona doğru yürüdüm. Salona indiğimizde Ediz ve Giray'da buradaydı. Üçüde karşımda durdular ve katilim konuşmaya başladı.

"Öncelikle ben isteyerek katil olmadım beni zorladılar Ediz ve Giray'ıda. İklim bir örgüt var ve bizim görevimiz bu örgütü çökertmek bundan hiç bir şekilde polisin haberi olmamalı çünkü onları yakalayıp hapse atsalar bile diğer adamları bulana kadar onlar bizi öldürmüş olur veya hapisten çıktıktan sonra ilk bizi öldürürler. Biz bu örgütü tamamen çökerticez. Bazen bizi toplantı yerlerine çağırıyorlar ve herkese sıra sıra seçim yapmaları için iki seçenek sunuyorlar ve bu seçeneklerin hepsi ölüme çıkıyor. İşte böyle bir ruh hastaları tarafından takip ediliyoruz güvenli olan tek yer bu ev. Benden ise seninle evlenip seni onlara vermemi istediler. Korkma tabiki böyle bir şey yapmicam benim senden tek istediğim bu örgütü çökertmek için bize yardım etmen. Bu arada yapacağımız evlilik sadece kağat üstünde bir sahte evlilik yani istediğimiz zaman bunu bozabilicez. Senden bir şey daha istiyorum en azından onların yanında bunlardan haberin yokmuş ve bana gerçekten aşıkmış gibi davran. Düğünden hemen önce sizinle bir plan hazırlicaz büyük ihtimalle düğündede olacaklar ve düğünden hemen sonrada. Katil konusuna gelince ben onlar yüzünden katil oldum onlar bana bunu seçtirdiler kendi canıma karşılık başkasının canı. Sonrasında ise acımı dindirmek için can aldım. İklim sana söz veriyorum sonunda ölüm olsa bile seni koricam ama lütfen bana yardım et. Sana ilerleyen zamanlarda bunlar hakkında daha çok bilgi vericem. Bilmen gereken bir şey daha var bu iş düşündüğünden çok daha fazla tehlikeli." Gözleri adeta yalvarır gibi bakıyordu. Ona yardım etmelimiydim bilmiyordum. Ondan nefret ediyordum. Ama bunu yapmakta istiyordum. Her ne kadar evime gitmek istiyorum desemde evimi sevmiyordum. "Bizi öldürecekler İklim buna mecburuz." Dedi bir kez daha gözümden bir damla yaş geldi. Ben neden bunları yaşıyordum?

"Tamam." Dedim bir anlık cesaretle. Katilim nefesini uzun zamandır tutuyormuş gibi derin bir nefes verdi ve gülümsedi "Teşekkür ederim." Dedi bana bakarak.

"Gerçekten evliliği istediğim zaman bozabilicekmiyim senin gibi biriyle evli kalacağıma ölürüm daha iyi!" Dedim evet onu kıracak her şeyi yüzüne vuruyordum. Ona kalpsiz gibi davranıyordum. Her şeyi anlatmasına rağmen. Gerçi kalpsiz olduğu doğruydu. "Evet" dedi gözlerini kaçırarak. Ona evet demiştim ama canım tehlikede olursa onu sırtından bıçaklamaktan çekinmezdim.

Evet ben artık Eren Koçalar'ın karısıydım yani bir katilin.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%