Herkese yeni bölümden selam ♥️
Oy ve yorumlarınızı bekliyor olacağım efendim, keyifli okumalar dileriz ♥️
Bölüm şarkısı • Pinhani, Hele Bi Gel
***
"Hazır mısın yavrum? Geldim ben."
Ömer'in söylediği ile yatağın üzerindeki çantamı aldım. "Hazırım, iniyorum ben de şimdi." dedim ve telefonu kapattım.
Abimler ev bulmuş ve mobilyaları da halletmişlerdi. Hafta sonu düğünleri vardı. Artık misafirler de gelmeye başlardı. Bu yüzden babamlarda kalacaktım düğün bitene kadar. Anneme yardımcı olmak için.
Aşağıya indiğimde Berivan Dâye "Ömer geldi kızım?" diye sordu bana dönerek.
"Geldi Dâye, kapıda bekliyor beni." dedim hızlıca. Berivan Dâye başını 'anladım' anlamında sallayınca evden çıktım.
Ömer'in arabasını görmem ile gülümseyerek hızlıca yanına gittim. Arabaya bindiğim gibi "Hoş geldin Rojda'm." dedi.
"Hoş bulduk ağam." dedim tam olarak yerleşip Ömer'e dönünce.
"Kalmasan olmaz mı?" diye sordu. Gitmemi, daha doğrusu yanında olamayacağım bir tık üzüyordu kocamı.
"Kalmam lazım kocacım." dedim yaklaşıp yüzüne elimi koyarak. "Hem merak etme birkaç güne geleceğim ya zaten."
"Sen birkaç günün benim için ne kadar zor olduğunu biliyor musun?" diye sordu. Ardından yüzüne koyduğum elimi tutup avuç içime öpücük bıraktı. "Ben sen yanımdayken seni özlüyorum bir de birkaç gün ayrı kalıyoruz. Olacak iş değil resmen."
Onun bu haline gülümseyip "Ya Ömer, konuşuruz hep merak etme. Hem annemlere gidiyorum. Sanki nereye gidiyorum." dedim. "Ayriyeten dün anlaşmıştık diye hatırlıyorum. Niye mızıkçılık yapıyorsun şimdi?"
"O şekilde ikna edersen tabi anlaşırız." dedi muzip bir tonda. "Ama bu ayrı kalmayacağız anlamına da gelmiyor hem."
"Ömer." dedim uyarıcı bir tonda. "Anlaştık sonuçta sen ona bak."
"Tamam tamam. Artık geldiğinde bu süreci telafi ederiz diye umuyorum." diyerek arabayı çalıştırdı.
*
Babamların evinin önüne geldiğimizde Ömer arabayı durdurunca beraber indik. Ömer gelmişken bizimkilere selam vermek istemişti. Kapıyı çaldığımız gibi hemen açılmıştı. Kapıyı açan Meryem beni görünce "Ablam." diyerek çığlık atıp kucağıma atladı.
"Yavaş ablam." diyerek ben de sıkıca sarılıp saçlarına öpücük bıraktım. Bu sırada içeriye girmiştik. Ömer de bekletmeden arkamızdan dış kapıyı kapatmıştı.
Kucağımda Meryem hemen arkamda da Ömer'le beraber salona girdik. Annem tek vardı salonda. Bizi görünce ayaklanmış ve hemen sıkıca sarılmıştık. Ardından da geçip koltuklara oturmuştuk.
Anneme "Babamlar, abimler nerde?" diye sordum oturur oturmaz.
"Baban kahveye gitti. Ali abin de yengenle, eve son kez bakmaya gittiler. E Eren de işte." dedi annem de kısaca özetleyerek.
Başımı salladım. "Abla şimdi sen bizde mi kalacaksın?" diye sordu Meryem de.
"Evet ablacım, burda kalacağım." dedim gülümseyerek.
Meryem "Çok kal tamam mı? Hemen gitme." diyerek bana sıkıca sarıldı. Cevap vermeyip susmak ile yetindim zira tamam desem yanımda oturan kocam kalp krizi geçirebilirdi her an, Allah korusun. Zaten Ömer de yanımda Meryem'in bu dediğine karşılık öksürük krizine girmişti.2
"Helal helal." dedim yandan bakış atarak. Bir şey demeyip gözlerini büyütüp Meryem'in dediğine dikkat çekti. Ben de onun bu haline gülümsemek ile yetindim.
Annem biraz sonra Ömer'e dönüp "E oğlum, annenler nasıl?" diye sordu bu sefer.
Ömer de "İyi Dâye, selamları vardı size." diye cevapladı.
"Aleyküm selam oğlum. Sen de gidince selamlarımızı iletirsin." dedi annem.
Ömer "Baş üstüne." diyerek başını salladı.
*
Ömer biraz daha oturunca artık kalkmak için ayaklandı. Ben de peşine kalktım. Ama Ömer dış kapıya gitmeyip odama doğru gitti. E ben de el mecbur peşine. Kapıyı kapatır kapatmaz. "Buraya niye geldik?" diye sordum.
"Kapıda bunu yapamazdık değil mi?" diye sordu ve ben daha anlamazken, beni belimden tutup duvara yasladı. Ben ona şok ile bakarken bekletmeden dudaklarımızı birleştirdi.
Ömer, afallamış halime karşı ellerimi tutup ensesinde birleştirdi. Ardından elleri belimi bulup kendine yasladı. Yaptığı hareket ile "Ömer." dedim ağzına doğru.
Dudaklarımızı ayırıp bana baktı. "Ne yapıyorsun?" dedim. Bir elimi ensesinden çekip yanağıma koydum. Şu an kızardığıma emindim. "Annemler içeride." diye devam ettim.
"E zaten annenler için buraya geldik ya." dedi ve yaklaşıp yanağımı öptü. Oradan dudaklarını çekmeden dudaklarıma doğru ıslak bir yol çizdi. Bu hareketi ile gözlerim istemsiz kapandı. Düşecekmişim gibi olduğum için bir elimi kollarına sardım. "Ömer." dedim kısılmış sesimle.
"Duramıyorum." dedi beni tekrar kendine çekince. Hissettiğim sertlik ile yutkunup iyice kendimden geçtiğimi hissettim. "Görmüyor musun halimi? Yanımda olman bile beni ne hâle sokuyor." dedi. Boynuma inip oraya da bir öpücük bıraktı. Kollarını sıkmaktan tırnak etim ağrıyordu resmen.
Bizi o halden ayıran şey ise Meryem'in abla diye seslenmesi hemen ardından da odaya dalması olmuştu. Neyseki bu süre zarfında Ömer geri çekilmiş ve hızlıca toparlanmıştık.
*
Ömer'in gitmesinin üzerinden yarım saat geçmişti ki babam gelmiş ve düğün için akrabaların yolda olduğunu söylemişti. Bizim buralarda böyleydi. Düğün olan evinde bir hafta öncesinde toplanılırdı.1
Biz de babamın söylediğiyle annemle kollarımızı sıvayıp direkt mutfağa geçip yemek yapmaya koyulmuştuk. Her şey hazır olunca son kez evi toplamış ve salona geçip oturmuştuk. Geldiğim gibi hızlı bi giriş yapmıştım resmen.
Çalan kapı ile ayaklanmıştık. Meryem önden ben de hemen arkasından kapıyı açmaya gittim. Meryem kapıyı açtığında Ali abim görüş alanıma girdi. "Rojda, güzelim. Sen de mi buradaydın?" diye sordu bana sarılırken.
"Geleli iki saat oluyor abim. Hallettiniz mi siz işinizi?' diye sordum geri çekilirken.
"Hallettik hallettik. Ömer ağa burda mı?" diye sordu bu sefer de.
"Yok o beni bırakıp biraz oturdu sonrasında da gitti." dedim. Abim başını 'anladım' anlamında sallayıp Meryem'i kucağına aldı. "Sen napıyorsun kız?" diye sordu Meryem'in burnunu iki parmağı arasında sıkıştırırken.
Meryem "Ya abi bırak burnumu." dedi Ali abimin bu hareketine karşılık. Elini de kaldırıp abimin parmakları arasındaki burnunu kurtarmaya çalışıyordu.
Abim Meryem'in bu yakarışına karşı gülümseyip burnunu serbest bıraktı ardından bana dönüp. "Kim var içeride?' diye sordu.
"Babam ve annem var." dedim. "Birazdan da misafirler gelecekmiş."
"İyi o zaman. Eren daha gelmedi mi?'
"İyi, misafirler gelince sofrayı Eren'le kurarız biz. Sen hazır olunca bizi çağır tamam mı?"
Abimin söylediğine karşılık gülümseyerek "Tamam." dedim. Ardından başını sallayıp kucağında Meryem ile içeriye girdi. Ben de hemen peşlerinden.
"Ne yaptınız oğlum?" diye sordu annem biz oturur oturmaz.
Ali abim "Hallettik annem. Her şey tamam." diye cevapladı annemi.
"Kim gelecek baba?" diye sordu Ali abim babama dönerek.
"Düğün icin Diyarbakır'dan akrabalar gelecekler. Amcamın oğlu varya Kazım, ha o." diye kısaca açıkladı babam da.
"Ailecek mi geliyorlar?' diye sordu bu sefer Ali abim.
"Evet oğlum. Ailecek geleceklermiş." diyerek başını salladı babam.
Yani bu demek oluyordu ki Kazım amca, eşi, iki oğlu ve iki kızı da gelecekler. Kızları ile yaşlarımız hemen hemen aynıydı ama erkek çocukları benden büyüktü.
Bir süre sonra da Eren abim eve "Açım, midem sırtıma yapıştı. Az daha yemezsem acile kaldırılacağım.' diyerek ortama giriş yapmıştı.1
Neyseki babam, Eren abimi susturmuştu. Zaten çok geçmeden de misafirler gelmişti. Biraz oturup dinlendikten sonra abimler salona ben de kızlarla mutfağa sofrayı kurmuştum. Ardından da hep beraber oturup yemeğimizi yemiştik.
Yemekten sonra babamlar misafir erkeklerini alarak kapıya çıkmıştı. Biz de Merve ve Yasemin ile mutfağa girmiş çıkan bulaşıkları yıkıyorduk. Annem de Kazım amcanın eşi olan Hüsniye teyze ile salona geçmişti.
"Önceden mutfağınız böyle değildi diye hatırlıyorum." diye sordu benle yaşıt olan Merve.
"Evet." dedim elimdeki bulaşıkları tezgaha dizerek. "Yeni yapıldı sayılır."
"Ekrem amca kimseye güvenmiyordu. Nerden buldu ustayı. Hep diyordu ya babamdan kalma ev, başkasının eline verip de bozmak istemiyordum diye."
Hak verircesine başımı salladım zira öyleydi. "Ömer yardımcı oldu usta konusunda." dedim.
"Ay iyi yapmış enişte. Hem sizin için de kolaylık olmuş" dedi Yasemin.
"Öyle valla." dedim. "Dur su kaynıyor, çayı demleyeyim." dedim, ardından elimi kurutup dem kutusunu elime aldım.
Çayı demledikten sonra el birliğiyle mutfağı halledip bitirmiştik. Kızlarla beraber çay bardaklarını falan da hazırlayınca beraber salona, annemlerin yanına geçtik.
"Kızım hayırlı olsun bu arada. Düğününe de gelemedik." diye söze girdi Hüsniye yenge.
"Sağol Hüsniye yenge. Nasip değilmiş demek ki." dedim ben de.
"Rojda." Eren abimin seslenmesi ile yerimden kalkıp kapıya doğru gittim. Açık olan kapıdan "Efendim abi." dedim. "Çay hazır mı?" diye sordu Eren abim kapıda.
"Hazır abi, dur getireyim."dedim. Abim peşimden gelip demlikleri aldı ben de çay tepsisini alarak peşinden ilerledim.
Tepsiyi masaya koyduktan hemen sonra telefonum çaldı. Cebimden çıkarıp arayana baktığımda ekranda "Kocam" yazısı vardı.
Gülümseyerek telefonumu açtım ve "Efendim." dedim cilveli çıkan ses tonum ile.
"Efendin sana kurban olsun." dedi o da iç çekerek. "Ne yapıyorsun?"
"Misafirler geldi. Öyle yemektir çaydır uğraşıyorum." diye cevapladım ve içeri geçtim.
"Yani şu anlık değil." dedim. "Sen ne yapıyorsun?" diye sordum mutfağa girerken.
"Yatağımızdayım." dedi iç çekerek. "Kokunla kendimi avutuyorum."
"Bence bir hafta dayanabilirsin?" diye sordum gülerek.
"Öldürmeyen acı güçlendirir." dedi.
Söylediğine gülmeden edemedim, tabi o da bana eşlik etmişti.
Tam Ömer ile sohbete dalmıştım ki annemin içerden "Kızım çay nerde kaldı?" diye seslenmesi ile el mecbur Ömer ile telefonları kapatıp içeriye geçtim.
Mutfakta kadınlar için hazırladığım çay tepsisini alıp salona geçtim. Ardından gidip demlikleri de getirdim. Çayları doldurduktan sonra Merve annemlere verip yanıma oturdu. Tam çayımdan bir yudum alacaktım ki kapıdan gelen araba sesi ile bu hareketim yarım kaldı.
Araba sesinin durması üzerine bir de kapı açılıp kapanma sesi geldi. Ben dışarıya dikkat kesilmişken "Abla, Ömer eniştem geldi." Meryem'in içeriye girip söylediği ile şaşkınlıkla gözlerim büyüdü. Bana niye söylememişti?
Ayağa kalkıp kapıya çıktım. Cidden Ömer gelmiş ve oturanlar ile el sıkışıyordu. "Hayırdır oğlum? Bir sorun mu var?"
Babamın sorusunun üzerine Ömer "Yok baba. Sabah Rojda'yı getirirken sizi göremedim de gelip bi göreyim." dedi. Babam da başını sallamak ile yetindi.2
Ardından başını kaldırıp beni görünce yanında oturan abime bir şey söyleyip ayağa kalktı ve yanıma geldi. Ben de hemen arkamı dönüp içeriye girdim. Ama salona geçmeden bir kol tarafından durduruldum. "Sen gelsene bi şöyle." diyerek odamı gösterdi. Kimse bir şey demesin diye kaşlarımı çatarak önden odama girdim, hemen arkamdan da Ömer girip kapıyı kapattı.
"Niye geleceğini bana söylemedin?" diye sordum.
"Çünkü ben de geleceğimi bilmiyordum." dedi ellerini beline koyarak.
"O ne demek öyle ya?" diye sordum anlamayarak. "Hem babama sizi görmek için dedin."
"Orası ayrı yavrum. Babanlara diyemezdim herhalde değil mi?" ben dediğine anlam veremezken derin bir nefes alıp anlatmaya devam etti.
"Kokun yetmedi yavrum. Hiç öyle bakma valla." dedi benim bu halime karşı. "Mecbur geldim." diyerek saçımdan bir tutam alıp burnuna götürdü, ardından da derince bir nefes çekti içine.
"İnanamıyorum sana." dedim hayretle,
"Gerçekten onca yolu bunun için mi geldin?" diye sordum.
"Saçının her bir teli için binlerce kilometre yol kat edebilirim." dedi gözlerime hayranca bakarak.3
E söylediğiyle tabi ki anında düştük
"Ömeer" dedim hayranca. "Çok seviyorum." diye devam ettim. Ardından da beklemeden boynuna sıkıca sarılmıştım.
"Çok seviyorum." diyerek bana sıkıca sarılıp ayak uydurmuştu bu halime.
**
Günler geçmiş ve kına günü gelmişti sonunda. Bu bir haftadır ev o kadar doluydu ki. Ne yatabiliyor ne de kalkabiliyordum. Bir yandan yemekler bir yandan gelen misafirlere hizmet etmek beni fazlasıyla yormuştu.
Ama neyseki bugün Fulya yengem ile kuaföre gidecektim. İşlerden biraz da olsa uzak durmak mükemmel bir durumdu. Tabi bize Asuman da eşlik ediyordu. O da bir haftadır boş olduğu her an bana yardıma geliyordu. En az benim kadar o da yorulmuştu.
Kuaförde işimiz bitince Ali abimi beklemeye başlamıştık artık. Ben kırmızı, dizlerimin altında biten, ince askılı ve göğüs dekolteli kırmızı bir elbise giymiştim, tabi biraz yırtmacı da vardı unutmamak lazım o detayı. Asuman ve yengem ile son karar olarak bunu kılmıştık. Bana biraz açık gelmişti ama bu elbisenin güzel olduğunu değiştirmiyordu tabi.3
Bir hafta boyunca Ömer ile sürekli telefondaydık, görüntülü konuşuyorduk. Ömer işten gelir gelmez beni arayıp ne yaptığımı falan soruyordu. E bu durum Ömer'e de yetmiyor aynı şekilde bana da.
Fazla bağlanmıştım, kısa sayılacak bir zaman diliminde hem de.
Biz beklerken Ali abim kuaföre gelmiş ve Fulya yengemi görünce gözleri parlamıştı resmen. Dudakları sırıtmaktan düz bir hal almamıştı.
Eve geçtiğimizde ise bizi karşılayan kalabalık da haliyle fazlaydı. Biz de Asuman'la, yengem ve Ali abimin hemen arkasından ilerliyorduk.
Fulya yengemlerin salonuna geçince Ali abim biraz oturmuş ardından da gitmek için ayaklanmıştı. Böylece sadece kadınlar kalmıştı. Kına yoğunluğundan yorulduğumuz için Fulya yengem, Asuman ve ben de içeriye geçmiştik bir süre sonra.
Fazlaca mutlu olduğum bir gündü. Ali abim sonunda hayırlısıyla yuvasını kuruyordu. Sevdiği kadınla beraber. Onun adına o kadar mutluydum ki bu anlatılamaz. Normalde sevdiklerimi kimse ile kolay kolay paylaşamayan biriyimdir aslında. Ama bu karar Fulya yengem için geçerli değildi zira Ali abime en az bizim kadar değer veriyordu. E tabi bu durum Ali abim kadar bizi de mutlu ediyordu.
Akşam olana kadar kadınlar kapıda halaylar çekmiş durmadan oynanılmıştı. Arada yemek yemek için biraz mola vermiştik onun dışında ful devamdı halaya.
Artık abimlerin gelme vakti olunca Fulya yengem heyecanla yüzüne hava yapıyordu. "Ay bu durum bu kadar heyecanlı mı oluyordu ya. Ellerim titriyor valla."
Fulya yengemin dediğine hak verircesine başımı salladım "Valla yenge o yaşadığım anı bir ben bir Allah bilir. Nasıl bayılmadım hayret ediyorum." dedim.
"Ben de bayılmazsam iyidir." dedi Fulya yengem.
"Asu?" diye seslendim. Yanımızda oturan ama sırıtarak telefona gömülmüş arkadaşıma.
"Hı." diye bir tepki verdi sağolsun.
"Ne yapıyorsun sen orda?" diye sordum telefonu işaret ederek. "Geldiğimizden beri iki dakika gözünü ayırmadın."
"Eren ya." dedi telefonunu sallayarak. "Bu bir haftadır birbirimizi doğru dürüst göremiyoruz da o yüzden sürekli telefondayız." dedi açıklama yapmak istercesine.
"Siz de baya ilerlettiniz bakıyorum." dedim kaşlarımı havalandırırken.
"Konuşuyoruz yani. İlerliyoruz gibi de." dedi Asuman.
"Desene bizden sonra sıra sizde diye."
Fulya yengemin söylediğine ben gülerken Asuman şaşkınlıkla "Dur ya ne evliliği?" diye sordu.
"Görünen köy kılavuz istemiyor yalnız." dedi tek kaşını kaldırarak.1
"Benim evliliği kapatın da Eren yaklaştık diyor." dedi Asuman.
Fulya yengem "Ay ne diyorsun? Ben fazla heyecan yaptım." diyerek tekrar yüzüne eliyle hava yaptı.
Bu sırada yengemin odasının kapısı açılıp içeriye Emine teyze girdi. Dışarı çıkmamızı söyleyince ayaklanıp önden Fulya yengemi çıkardık. Biz de hemen arkasından yardımcı oluyorduk ona.
Dışarı çıktığımızda insanlar hâlâ halay çekiyordu. Halay aşkımız sorgulanmasın...
Fulya yengem kendi yerine geçince biz de hemen yanında yerimizi almıştık. Biz oturalı çok olmadan kornalar çalındı, arabalar yaklaştı. Heyecandan benim de kalbim güm güm ayıyordu.
Ali abim önden yürüyordu. Yanında Eren abim ve arkadaşları vardı. Abim diye demiyorum ama fazlaca yakışıklı olmuştu. Bir kez daha abime hayran olmuştum.
Onlar yaklaştıkça Fulya yengem de heyecanla elime yapışmıştı resmen. Onun bu haline gülümseyerek destek olarak bir elimi omuzlarına koyup okşadım.
Abimler yaklaştıkça Ömer'i de arkada gördüm. Hadi abim damat da kocama ne oluyor? O niye bu kadar yakışıklı olmuştu?1
Ömer beni görünce baştan aşağıya çekinmeden beni süzdü. Süzdükçe de kaşları çatılıyordu. En son göz göze geldiğimizde kaşlarını havalandırmış dudağını ısırıyordu.
Yapma işte şöyle şeyler ortalıkta. Sonra kendimi tutamam bak.
Abim gelip yengemin elini tuttu ve avuç içine de öpücük bıraktı ardından da geçip yanına oturdu. Onlar oturunca ben de Ömer'in yanına geçti.
Yaklaşıp bana sarıldı ve saçlarımın arasında da bir öpücük bıraktı. "Yavrum." dedi, burnu saçlarımda olduğu için sesi boğuk çıkmıştı.
"Efendim." diye mırıldandım ve geri çekildim. Ama Ömer izin vermeyip tekrar beni kendine çekti. "Ömer? Ne yapıyorsun? Kına bitene kadar böyle mi gezeceğiz?" diye sordum tekrar geri çekilmeye çalışırken.
"Gerekirse evet." dedi ve biraz uzaklaşmama izin verdi. "Delireyim diye mi böyle yapıyorsun anlamadım ki?"
"Ne yaptım ki?" diye sordum alttan alttan. Aslında gayet de iyi anlamıştım. Büyük ihtimalle elbisemin dekoltesinden bahsediyordu ama çaktırmadan dinlemeye devam ettim.
"Rojda'm" dedi sinirle gülümseyerek. "Sence ben neyden bahsediyorum?" diye sordu.
"Bilmem?" diyerek dudağımı büzdüm. "Sen neyden bahsediyorsun ki?" dedim tatlı tatlı.
Gülerek etrafta gözünü gezdirdi. "Bu haldesin." dedi ve beklemediğim bir şey yaparak elini kaldırıp gerdanımda gezdirdi.
Bu hareketi ile yutkunup hızlıca elini çektim. "Ömer." dedim şaşkınlıkla "İnsanlar var etrafta."
"Bunu farketmene sevindim güzelim." dedi ve beni kendine çekip dans etmeye başladı. Ben bir kez daha afallarken "Müzik çalıyor, Abinler dans ediyor." diye açıklama yaptı.
Etrafıma baktığımda gerçekten de öyleydi. Neden Ömer'le yan yana geldiğimizde etrafımda kimse yokmuş gibi oluyordu anlamıyordum. Ali abim ve Fulya yengemin o hallerine anlam veremiyordum ama şimdi anlıyordum onları. İnsan yaşayınca anlıyormuş.
"Özledim." dedi kulağıma fısıldayarak.
Bir kez daha yutkundum söylediğiyle. "Ben de." dedim omuzlarındaki ellerimi ensesine çıkartarak. O dediğime gülerken ben ensesindeki saçlarla oynamaya başladım.
Gülmesi iç çekişine dönünce bana hayranca baktı. E haliyle ben de. "Bu akşam seni alabiliyor muyuz?" diye sordu.
Bu sefer ben güldüm. Kaşlarımı yukarıya kaldırıp başımı sağa sola salladım. "Maalesef kocacım." dedim. "Ama yarın alabilirsin tabi."
"Kesinlikle yarın alıyorum." dedi ve yaklaşıp alnımdan öptü.
*
Kına bitmiş ve biz de bitmiştik. Ben ve Asuman da eve gitmeyip Fulya yengemin yanında kalmıştık. Son gecesiydi anne evinde ve kalıp destek olmak istedik.
Annem de geç vakite kadar burda bizimle kalmıştı. Yengeme kına yakıldıktan sonra gitmişti.
Yengemler salonda otururken ben de mutfağa geçmiş ve kızlara kahve yapmıştım. Biraz oturduktan sonra artık yatağa geçecektik.
***
Herkese bölüm sonundan selam ♥️
Nasıl buldunuz bölümü efendim?
Oy verdiğiniz için ve yaptığınız yorumlar için teşekkür ediyorum, seviliyorsunuz 🫶
Okur Yorumları | Yorum Ekle |