54. Bölüm

Eren&Asuman ÖZEL BÖLÜM

Derya
dreamdey

Helloooo

 

Herkese yeni bölümden selam

 

Bölüm başlığında da yazdığı gibi özel bölümdür.

 

Keyifli okumalar dileriz 🤍

 

 

 

********

 

 

 

Genç kız dolmuş gözleriyle aynadaki yansımasına bakıyordu. Ağlamak istemiyordu ama aynadaki yansıyan beden, şu an içinde olduğu oda bu duyguyu körüklüyordu. Derin bir nefes alıp aynadaki bakışlarını çekti. Dünyada olduğunu belirtmek adına başını sallayıp kendine gelmeye çalıştı.

 

"Evet güzelim." Duyduğu kadının sesiyle ufak bir gülümseme peyda oldu dudaklarında.

 

Rojda, yaklaşıp elini tuttu Asuman'ın. Karşısında çocukluk arkadaşı duruyordu, en yakını, kız kardeşten fazlasıydı onun için. Nasıl kendisi evlenirken yanında dört dönüyordu, şimdi de aynısını kendisi yapıyordu arkadaşı için.

 

Eren ve Asuman için uzun yıllar geçmiş gibi sayılabilecek o gün gelmişti. Günler sonra evlilik için son adımları atılıyordu. Bugün yapılacak kına gecelerinin ardından yarın düğünleri gerçekleşecekti.

 

"İçim böyle bir değişik Rojda. Sanki kalbim yerinden çıkacak yemin ederim." İçindeki hüznü geriye atıp, heyecanını ön plana aldı. Bir elinin avuç içini alnına, diğerini de karnına koydu. "Kusacak mıyım acaba?" Alnındaki eli boğazına gitti bu sefer de. "Bakayım bir... Aslında kusmak da istemiyorum." Derin bir nefes alıp bir Rojda'ya, bir de yatakta kızını emziren kadına döndü.

 

"Saçmalama" Dedi Fulya kızını yatağa bırakıp ayağa kalkarken. "Kusma falan, çıkart önce bir onu aklından. Ne demişler aynı şeyi tekrarlarsan eninde sonunda olurmuş." Rojda da onaylar şeklinde başını salladı bu söylenene.

 

Pes edercesine ellerini bıraktı Asuman. Başını salladı. Başka da bir şey demedi. Kulağı dışarıdan gelen seslere kaydı. Çalan halay şarkıları, bağırtılar, gürültüler hat safhadaydı. Bunun yanında onun için bu seslerin olması, kendisine garip duygular hissettiriyordu.

 

"Ben sizinkinde böyle gülüp eğleniyordum da bu kadar stresli miydi bu ya?"

 

Rojda ve Fulya aynı anda kendisine gülmüştü. "Tabi sen eğlenirken hiç kendini düşünmedin."

 

Fulya'nın söylediğiyle Asuman burnunu kaldırdı. "Eğlenecektim tabi, ne var bunda?" Diye söylendi kendinden emin bir tavırla. "Ben şimdiyi yaşarım. Modumu düşürmek için geleceğe bakmam. Söyleyeyim de yani."

 

"Sonunda be." Dedi Rojda. "Ha şöyle kendine gel ve eğlenmene bak. Keyfini bozma, çok fazla da düşünme." Son söylemesi gerekeni de söyleyip sustu.

 

Ardından odada çok fazla kalmamak adına çıkmak için ayaklandılar. İlerlemekte zorlanıyorlardı zira ortalıkta koşuşturan çocuklar, odalara girip çıkan insanlar yüzünden...

 

Bahçeye çıktıklarında gelin için ayrılan kısma geçtiler. Rojda'nın dediği gibi yapmışlardı. Hiç bir şeyi takmadan sadece günü geçirdiler. Halaylar, oynanan çifte telliler... Bir ara ayakları dâhi ağrımaya başlamıştı.

 

Bu an, erkeklerin kına alanına girmesiyle son buldu. Eren, Ömer, Ali , abileri ve birkaç adam yanlarında geldi. Yalnızca üçü bu tarafa geldi. Diğerleri tanıdıkları akrabalarının yanına ilerledi.

 

Eren ilk olarak adımlarını müstakbel karısının yanında son buldurdu. Ali, eşinin yanına geçerken. Ömer kucağındaki oğluyla beraber karısının yanında yer buldu kendine. Karısının gününün rahat geçmesi adına oğlunu bir süreliğine kendi yanına almıştı.

 

"Ne yapıyorsunuz? Çok yoruldunuz mu?" Erenin ortaya bıraktığı soru ile kızlar birbirine baktı, yorgun muyuz diye bir düşünce geçti aralarında. Lakin Eren sorduğu soruyu Asu'ya bakarak sormuştu. Şu an gördüğü tek yüz ona aitti çünkü.

 

En çok o istiyordu bu düğünün bir an önce gerçekleşmesini. En çok o istemişti bu anları yaşamayı. Beliren hisleri, bugüne kadar uzanacak bir yol çizeceğini biliyordu. Belki de bu nedenle vazgeçmemişti, pes etme ihtiyacı duymamış, sabretmişti. İyi ki de etmişim düşüncesi sürekli de zihninde, göğsündeki kalpteydi.

 

Asuman kendisine bakılarak sorulan soruya dudağında bulunan gülüşüyle cevap verdi. "Yorulmadık." Dedi. "Eğlendik aksine."

 

Eren aldığı cevap ile memnunca başını salladı. Sanki böyle bir cevap duymayı bekliyordu ki, Asuman'ın konuşmasıyla aldığı derin bir nefesi bırakıp o da güldü karşısındaki kadına.

 

Bilmiyorlardı ki içinde zıplayıp duran bir çocuk vardı. O çocuğu şimdilik bu gülüşün ardında saklamış anın tadına odaklanmıştı.

 

Eren'in yardımıyla yerine oturduktan sonra, hemen yanında yer bulmuştu sevdiği adam.

 

Asuman dönüp sevdiği adama baktı. "İyi ki geldin." Dedi gözleri parıldarken.

 

Eren söylenenden mutlu olsa da tebessüm eden dudaklarına karşılık anlamadığından çatılan kaşlarıyla, "Bir şey mi oldu?" Diye sormadan da edemedi.

 

Asuman içine sığdıramadığı mutluluk ile tebessüm etmeye devam ederken konuştu. "Bir şey olmadı, senin yanımda olman iyi hissettirdi."

 

Eren bu sefer rahatça gülümsedi. Şu an Asuman'ı tutup göğsüne çekerek sıkı sıkıya sarılmak istiyordu. Bunu yapamayacağını bildiğinden uzanıp yanındaki kadının elini tuttu, sıkı sıkıya tuttu. Hissettirdi. İçinde ne var ne yok, o ellere aktardı. Tüm sevgisini, tüm güvenini, tüm saygısını... Bütün varlığını.

 

Asuman mesajı almış gibi gülümsedi. Yalnızca bu anda beklemediği, gözlerinde oluşan bulutlar kırık bir tebessüm oluşturdu yüzünde...

 

İçinde yaşadığı duygu yükü bir anda fazla gelmiş gibiydi. Eren'den gözlerini kaçırdı. Bu mutlu günlerinde böyle bir âna şahit olmasını istemezdi..

 

Eren ise bir anda Asuman'ın dolu gözleriyle karşılaşınca anlam veremedi. Hemen ardından kadının gözlerini kendinden kaçırması da cabasıydı. Kaşları çatıldı istemsizce.

 

Etrafa baktı. Kimsenin bir şey gördüğü yoktu. Çalan çalgı seslerinden dolayı kafasını biraz Asuman'a yaklaştırdı. "Güzelim." Dedi duyacağı bir tonda.

 

Asu duyduğu ses ile derin bir nefesle beraber baktı dibindeki adama. Elbette bu halini anlamıştı. Fark etmişti Eren'in sorgulayıcı sesi ve bakışlarından.

 

"Ne oldu birden bire?" Diye sordu Eren kendisine tekrar bakan kadınla.

 

Asuman'ın gözleri belki şimdi puslu değildi ama o bakışlardaki kırıkları da görebiliyordu. Birden bire ne olduğunu anlamaya çalışıyordu

 

Asuman gülümsedi hiçbir şey olmamış gibi. "Hiç." Diyebildi sadece.

 

Hem ne diyecekti ki?

 

Ondan önce hiç kimsenin, kendisine böyle güzel ve anlamlı bakmadığını mı? Dünyada bir tek kendisi varmış gibi özel hissettirdiğini mi?

 

Bu yaşına kadar, başında oğullarım diye gezen bir anneyle yaşadığını, bunların hiçbirini umursamayan bir babayı mı anlatacaktı.

 

Böyle bir aileden sonra ona en güzel duyguları hissettiren adama, kına gecelerinde böyle bir şeyden bahsedemezdi elbette.

 

Eren'in bu cevap hiç hoşuna gitmese de bir şey demedi. Ama şimdi susması sonra konuşmayacağı anlamına gelmiyordu elbette.

 

Henüz ayrılmayan elleri sıkı sıkıya kenetlenmişti. Asumanın gözleri ise her ikisinin de bileğinde gezindi.

 

Kırmızı ipten oluşan bileklikler.

 

Eren bunu henüz yeni yeni konuşurlarken almıştı, ilk buluşmalarının birinde. Hâlâ bileklerinde durması ise gülümsetmişti kendisini.

 

 

****

 

 

Kınanın yakılacağı ana gelene kadar kendine gelebilmişti en azından. Tâ ki çalan hüzünlü şarkıya kadar. Kendini sıkı sıkıya tutsa da gözlerinde akmaya hazır bekleyen damlalara engel olamıyordu.

 

Göz yaşları sicim sicim akıp yanaklarını ıslatırken şarkı devam etti çalmaya.

 

Hayatı boyunca ilk defa bu kadar çok dışına ağlıyordu.

 

O genelde içine hapsederdi göz yaşlarını. Ve sanki o hapsettiği odanın kapısı yılları sonra açılınca akmaya hazır olan göz yaşları beklemeden salmışlardı kendisini.

 

Asuman'ın kına gecesinde doya doya eğleneceğini düşünürken göz yaşlarından tamamen habersiz olmasıydı.

 

Eren ise dibindeki kadının sallanan omuzlarına sabrediyordu. Gözlerini yumdu bir kaç kez, kendini sakinleştirmek için. Bir eli kucağında yumruk iken diğer eli de o yumruğu saklamak ister gibi üzerine kapanmıştı.

 

Dayanamadı, kız kardeşine işaret edip etrafında dönmelerini durdurdu. Kısılan şarkının sesiyle Asuman'ın iç çekişleri daha net bir boyuttaydı.

 

Rojda abisinin isteği üzerine durdurdu etrafta dönen kadınları. Oturdu biricik kardeşinin önüne. Kırmızı duvağı kaldırıp baktı omuzları sallanan kıza.

 

Asuman kendini sakinleştirmeye çalışıp derin nefesler almaya çalışırken sanki içindeki ağlama isteği artıyordu. Rojda gördüğü manzara karşısında gözlerinin buğulanmasına engel olamadı.

 

Arkadaşını bir an önce o sandalyeden kaldırmak için kına sürme işlemini en kısa sürede halletti. Annesinin gelip Asuman'ın avucuna koyduğu altının üzerine kınayı sürüp ellerini kapattı.

 

Kına sürme işlemi bitince artık yerlerine geçen misafirlere karşı Rojda, Asumanın koluna girerek ayaklandı. Genç kızı odasına götürmek için hareketlendi.

 

Asuman odasına girmesiyle duvağını açıp arkadaşına baktı. Rojda dayanamayarak yaklaşıp sıkı sıkı sarıldı ona.

 

Asuman kendini sakinleştirmek için uğraştığı zamanı boşa gitmişçesine tekrar fazlalaşan ağlamasıyla sıkı sıkı sarıldı dostuna.

 

Onun bu haline Rojda'nın gözlerinden dökülen damlalar eşlik etti.

 

Anlıyordu arkadaşını. Ne için ağladığını da neden kendini sakinleştiremediğini de. Bu yüzden durmasını istemeyip eşlik ediyordu ya.

 

Onlar birbirlerine sıkı sıkıya destek olurken açılan kapı ile irkildiler. Gelen kişiyi görünce Rojda arkadaşından uzaklaşıp abisini başıyla onaylayıp odadan çıktı.

 

Odada yalnız kalan çift ile Asuman, göz yaşlarını görmemesi adına Eren'e arkasını çevirdi. Ağlaması azalmazken göz yaşlarını bir umut silmeye çalıştı.

 

Eren umursamadı. Yaklaştı. Asumanın kolunu tutup kendine çevirdi. Kadın inat etmedi, edecek hali de yoktu ya. Ama başını kaldırıp bakamadı.

 

Eren ise durmadı. Parmaklarını çenesine koyup başını kaldırdı. Gördüğü manzara, içinde cam kesiklerinin tenine batması kadar acıtmıştı.

 

"Bana sığın." Dedi karşısında kendisini sıkıp iç çeken kadına. "En çok, bir tek bana sığın."

 

Asuman bu cümleyi bekliyormuş gibi yaklaşıp sıkıca Eren'in gövdesine sığındı. Üzerinde olan kınalık istediği gibi sarılmasına engeldi ama buna rağmen elinden geldiğince sıkı sıkıya sarıldı.

 

Eren, bir kolunu beline sararken bir elini saçlarına koydu. Yavaşça okşuyor, arada saçlarıyla dudaklarını buluşturuyordu. Ta ki Asuman rahatlayana, ağlaması, iç çekişleri azalana kadar.

 

"İyi ki varsın Eren." Göğsüne sığındığı adama minnet duyarcasına kollarını bir kez daha sardı.

 

"İyi ki varsın güzelim."

 

Eren'in göğsünde biraz soluklanınca hafifçe geri çekildi genç kız. "Şu halime bak." Dedi derin bir nefes alırken. "Sözde kına gecem.

Eğleneceğimize ne yapıyoruz burada."

 

Eren umursamadı onun bu düşüncesi. "Evet kına gecemiz ve altını çizmem gerekirse bizim kına gecemiz. Ne yapmak istiyorsan yap." Elini kaldırıp yamacında duran kadının yanaklarına yerleştirdi. Parmakları akan yaşları sildi. "Ağlamak mı istiyorsun ağla." Dedi ufak bir tebessümle. "Gülmek mi istiyorsun gül." Yanaklarındaki eli durmadı, o yaşlar kuruyana kadar devam etti. "Oynamak mı istiyorsun oyna." Elini indirip alnına dudaklarını değdirdi. "Sadece sen ne istiyorsan, ne yapmak istiyorsan Asu."1

 

Asuman sevdiği adamın sözleriyle kendini daha iyi hissetti. Eren çok uzaklaşmadan yanağına sıkı bir öpücük bıraktı. Eren'in şaşırmasına aldırmadan sıkı sıkıya sarıldı. Teşekkür etti. Söylemedi ama hareketiyle anlattı.

 

 

 

*********

 

 

 

Düne göre daha iyiydi Asuman, en azından Eren'in kendisine olan desteği onu daha iyi hissettirmişti.

 

Daha iyi olsa da bu tamamen iyi olduğu anlamına gelmiyordu. Zira dışarıdan yaklaşan araba sesleriyle o anların yaklaştığını anladı.

 

Her ne kadar da mutlu mükemmel yıllar yaşamasaydı da doğduğundan beri bu evdeydi. Ayrılacak olması da buruk hissettiriyordu bu nedenle.

 

Kapının açılmasıyla Rojda belirdi. Erkek tarafı olduğundan o da ailesiyle gelebilmişti. Herkesten önce Asuman'a bakmak istemişti.

 

Beyazlar içinde gördüğü kadın ile birlikte büyülenmişçesine gözlerini gezdirdi. "Asuman." Dedi yavaş adımlarla yaklaşırken. "İnanamıyorum... çok... çok güzel olmuşsun."

 

Asuman arkadaşının bu tepkisine karşı keyifle gülümsedi. "Ya," Dedi. "Olmuş muyum?" Bakışları aynadan kendisine kaydı. "Sabahtandır yüz kez şu aynaya baktım." Tekrar Rojda'ya dönerek devam etti. "O kadar baktım ki beğenerek aldığım gelinlik gözüme battı resmen."

 

Rojda güldü bu söylenene. "O kadar bakarsan öyle olur tabi." Demeden duramadı. Yaklaşıp elini tuttu Asumanın. "Heyecanlı mısın?"

 

Asuman derin bir nefes aldı. "Kalbim çıkacak sanki." Diyerek heyecanın boyutunu net bir şekilde açıkladı.

 

"Her şey en güzel şekilde olsun. Her şeyin en güzelini hak ediyorsun." Gözlerinin yavaştan dolduğunu hissediyordu her ikisi de.

 

Asuman burnunu çekip derin bir nefes aldı. "Şöyle konuşma, sanki çok uzağa gidiyormuşum gibi hissedip moda giriyorum." Kaşlarını çattı ciddiyetle. "Ağlatma beni. Zaten dün mahvoldum. Valla bugün de artık kendimi toparlayamam."

 

Rojda da burnunu çekip aceleyle nefes aldı. "Sakın." Dedi uyarırcasına. "En mutlu günlerinden biri."

 

Başını salladı. "İyi ki hatırlattın." Dedi. "Ayriyeten az önce senin yüzünden ağlayacağımızı da unutma yani."

 

Rojda arkadaşının bu haline gülüp sarıldı tüm içtenliğiyle.

 

Bir süre sonra kapı tekrar açılmıştı. Odaya giren aile üyeleri, Eren ve ailesi görünüyordu. Elbette arkasında olacakların merakıyla dikilen bir çok insan da vardı

 

Eren beyazlar içinde bir meleği andıran kadına hayranca bakarken, yengesinin koluna kendisine gelmesi için vurmasıyla geldi kendine. Yaklaşıp Asuman'ın yanında yerini aldı tüm heyecanıyla.

 

Herkes olacakları izlerken Asuman'ın abisi Miran elinde kırmızı kuşakla yaklaştı. Kardeşinin önünde durdu. Bir kez daha tüm duruluğuyla karşısında olan kız kardeşine baktı. Tek kız kardeşinin de evden ayrılacak olmasının verdiği hüzün vardı içinde.

 

Gözlerinin yavaştan bulutlandığını hissedince derin bir nefes alıp kırmızı kuşağı açtı. Yaklaşıp Asumanın belinden üç kere geçirdi, en son kuşağı iki yandan tutup belinin kenarına bağladı.

 

Kırmızı kuşağı bırakıp kardeşine döndü Miran. Bu duygusal anı uzatmak istemiyordu. Ne kendisi ne de kardeşi başa çıkabilirdi, farkındaydı.

 

Asuman'a yaklaşıp yanaklarını avuç içine aldı. Alnını öptü. Geri çekilip kardeşinin gözlerine baktı. "Ne olursa olsun yanındayım, abin olarak buradayım." Dedi net bir tavırla

 

Asuman kendini zor tutarken başını salladı. Konuşursa ağlamaktan korkuyordu, bu nedenle kırık bir gülümsemeyle karşılık verdi abisine. Çünkü biliyordu, yanındaydı, olacaktı da.

 

Annesi, Yusuf abisi ile de görüştü.

 

Sona babası kalmıştı... Asumanın içinde hep yara olan babası...2

 

Bu evden kırık bir şekilde çıkıyorsa, bir parça da babasının suçuydu. Yıllardır kızını görmeyip umursamadığının suçlusuydu.

 

Asuman karşısında olan bedene buruk bir tebessüm ile bakabildi.

 

Keşke şu an babası, içindeki kalbin ne halde olduğunu bilseydi.

 

Keşke bu kırıkların hiç yaşanmamasına sebep olsaydı.

 

Keşke...

 

Geride kalan bir defter olarak kalacaktı. O defteri ise babası yazdırmıştı.

 

Babası vardı ama görmeyişiydi onu üzen.

 

"Kızım." Dedi babası. O da zorlanıyordu. Belki bir şey yapmamıştı ama çok şeye sebep olmuştu.

 

Farkında değildi, belki de işine gelen bir durumdu.

 

Asuman cevap vermeyince bir adım daha atıp yaklaştı kızına.

 

Asuman tepkisiz kaldı, babası ise pişmanlığını gözleriyle anlattı.

 

Evden çıktıklarında bedenini taşımakta zorlanıyordu genç kız.

 

Hani düğünler eğlenceli geçiyordu? Hani mutluluktan oturulmuyordu? Peki onun ayakta bile duramamasına sebep olanlar?

 

Düğünü vardı ama cenazeye ev sahipliği yapıyordu sanki.

 

Yıllardır içinde tuttukları, evlendiği güne mi kalmıştı? Böyle mi evlenmek zorundaydı?

 

Güç kaynağı yanıda, sıkıca tutuyordu kendisini. Şükrediyordu işte buna.

 

Bundan sonraki hayatında her şeyiyle yanında olan bir adam olacaktı.

 

Önce odadan çıktılar, sonra da evde. O dört duvardan çıkmak yine duygusunu fazlalaştırdı ama yine de sıktı kendisini. Bugün ne olursa olsun ağlamayacaktı, bunun için de elinden geleni yapacaktı.

 

 

*****

 

 

Arabalarına binince tüm gün kendisini sıktığı bedeni gevşedi. "Yoruldum." Diyerek yanındaki adama döndü. Şu an arabada ve yeni evlerine gidiyorlardı.

 

Eren dişleri görününceye dek sırıttı. "Dünya gözüyle evlendiğimizi gördük ya." Dedi keyifli bir sesle. "Ölsem de gam yemem her halde."

 

Asuman tebessüm ederken kaşlarını da çattı aynı zamanda. "Ölüm falan.. Allah korusun şimdi, deme öyle."

 

"Amin güzelim, amin. Demem öyle."

 

İki genç de evlenmelerinin vermiş olduğu rahatlıkla derin bir nefes aldı.

 

Sabahki halinden eser kalmamıştı Asuman'ın, gücü yanındaydı ne de olsa. Bu nedenle onun için de ne yapıp edip toplanmıştı. Şu an mutlu hissediyordu, heyecanlı hissediyordu.

 

Diğer yanda da Eren vardı. Şu anki müstakbel eşinin sabahki hali gözünün önüne gelince içi anlamadığı nedenle yanıyordu. Asuman'ın babası ile arasında tam olarak ne olduğunu sormamıştı hiç ama elbette bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı. Bu olay en çok da annesi üzerinde kendisini belli ediyordu.

 

Özellikle de bir kaç kere şahit olduğu olaylar. Annesi, sevdiği kadını birkaç gez gözlerinin önünde küçük düşürmeye çalışmıştı. O anlarda ise büyüktür dememiş Asumanın önünde durmuş, korumuştu onu.

 

Asumanın yanında, onun gönlünde, kendi yerini ne kadar büyüttüğünü bilmiyordu tabi.

 

Duran arabayla ikisi de birbirine baktı heyecanla.

 

Arabadan inmiş. El ele tutuşarak, evli bir çift olarak evlerine doğru yürümüştü.

 

Bir apartmanın ikinci katında oturacaklardı artık. Asansöre binip kapının önüne gelene kadar aralarında bir sessizlik hakimdi. Bunun nedeni de elbette heyecandı.

 

Eren cebinden çıkarttığı anahtar ile kapıyı açtı ve Asumanın önden girmesi için kenara kaydı. Ardından da kendisi girdi.

 

Evli olmaları bir yanda ilk defa bir evde baş başa kalıyorlardı.

 

Eren tam konuşacaktı ki Asuman ilk konuşan oldu. "Benim duşa girmem gerekiyor."

 

Bu da Eren'in ağzının kapanmasına yetti zaten. Ağırca yutkunurken başını salladı. Asuman onayı almış gibi bildiği yere yatak odasına girdi. Ebeveyn banyosu vardı odalarında, bu da onun için rahatlıktı.

 

Eren ise ne yapacağını bilemez gibi bir süre olduğu yerde bekledi. Ardından kendine gelmek adına başını sallayıp mutfağa doğru ierledi. Şu an soğuk su içmek hakkıydı. Lakin olmadığı için bardağı çeşmeye dayayıp doldurdu. Ayak üstü bardağı kafasına dikti.

 

Değişen bir şey olmamıştı, rahatlama olmamış aksine artan duygular mevcuttu.

 

Asuman kısa bir duş alıp alışverişteyken aldığı kırmızı geceliklerden birini giydi. Gayet iddialıydı.

 

Aklına Rojda'ya alması için ısrar ettiği anlar gelmişti. Rojda da buna dem vurarak alışveriş zamanında söylediğini hatırlatmıştı genç kıza. Ama Asuman gocunmamış, gayet de beğenerek gecelikler almıştı.

 

Tamamen hazır olunca titreyen parmaklarıyla uzanıp kapı kolunu tuttu. Diğer eli bir süredir hızla atan kalbini sakinleştirmek ister gibi sol göğsündeydi.

 

Kapıyı yavaşça açıp odaya girdi. Odanın ortasında ayakta dikilen beden ile adımları banyo kapısının önünde durdu.

 

Aynı anda duyduğu kapı sesiyle bakışları banyoya kaydı. Eren gözleriyle gördüğüne inanamıyormuş gibi baktı. Lakin utanmadan açık açık süzdü de bedeni.

 

Adımları ağır ağır genç kıza ilerlerken, Asumanın da adımları genç adama doğru ilerledi. Karşı karşıya gelmeleriyle ilk konuşan Eren oldu. "Çok güzel olmuşsun." Dedi hayranlık barındıran ses tonuyla. "Fazla güzel."

 

Asuman heyecandan ağzını açıp da Eren'e cevap verecek hali kendinde bulamıyordu. Sadece titrememek için kendine sıkıyordu.

 

Eren yaklaşıp sevdiği kadının elini tuttu. Yaklaşıp alnına dudaklarını bastırdı. Bu ânda hem kendisi hem de Asuman huzur bulmuştu.

 

Genç adam sevdiğinin gözlerine baktı. Ne yanlış bir şey yapmak istiyordu ne de bir zorlama. Ne olacaksa rızayla olsun.

 

Asuman başını salladı. Bunu yapması da derin bir nefes aldırtmayı sağlamıştı. Bu bile heyecanının artmasında etkiliydi.

 

Eren aldığı cevapla aralarındaki kısa mesafeyi de kapattı. Dudakları korkutmak istemezcesine yavaş bir o kadar da nahif dokundu kadının dudaklarına.

 

Asuman'a bu dokunuş yetmişti de. Hissetttiği sıcak ten ile beraber gözlerini yumdu. Düşmemek adına her iki kolu kalktı. Elleri sevdiği adamın hâlâ üzerinden çıkarmadığı gömleğe tutundu.

 

Bu hareketi Eren'e fazla duygu yüklemesi yapıyordu. O da bir elimi Asuman'ın beline koydu. Hissettiği çıplak ten ile yutkundu. Diğer eli Asuman'ın boynuna çıkıp sıkıca sarmaladı.

 

Bedenleri o gün bir oldu. Kavuşan tüm hislerinin, duygularının yanında bedenleri de eklendi. Eşsiz anlara sahiplik yaptılar. İlklerini yaşadılar....

 

 

 

*********

 

 

Asuman bebek kızım🥹1

 

Sonunda kavuştay yaşandı. Biraz daha yaşanmasaydı artık Eren kitaptan fırlayacaktı üzerime1

 

Mutluyuz huzurluyuz bu nedenle.

Bölüm : 13.12.2024 16:37 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...