Yeni Üyelik
18.
Bölüm

17. Bölüm: Görevin İlk Adımı

@duslerkutuphanem

 

"Hâlâ nefes alıyorsun değil mi?

 

O zaman umut var demektir."

***

Alper'in gözünden...

Birkaç saat önce...

 

Profesör ne olursa olsun seni bulacağım...

 

Alper, "Çok ileri gittiler. Proje-7 için profesörü kaçırmak mı? Deniz bilgilendirdiğin için teşekkür ederim."

 

Deniz, "Ne demek. Sana güveniyoruz Alp. Bir bilgi akışına ihtiyacın olursa ben her zaman bir arama uzaklıkta olacağım."

 

Aramayı sonlandırdım.

 

Üstümü değiştirmem gerekiyordu. Bu kanlı kıyafetlerin üstümde daha fazla kalmasını istemiyordum. Siyah deri eldivenlerimi giydiğim sırada mağaranın içerisine doğru yankılanan ayak seslerini duydum. Ardından ayak sesleri giderek uzaklaştı.

 

Mağaranın derinlerinden uzaklaşarak girişine yöneldiğim sırada mağaranın içinde yankılanan ayak seslerini yeniden duydum. Bir yere gizlenerek mağaraya sızan casusun kim olduğunu öğrenmeye çalışıyordum. Şu an kimliğimin deşifre olmasına izin veremem.

 

Belimdeki silahı elimle sıkıca kavradım. Gizlendiğim yerden çıktım.

 

Mağaranın girişinin önünde, ay ışığının altında beliren silüetle karşı karşıya kaldığımda ani bir refleksle geri çekildim. Biraz daha dikkatli baktığımda bu silüetin benden yaşça küçük bir çocuğa ait olduğunu fark ettim. Silahı belimdeki kemere geri taktım.

 

Bu kötü hava koşullarında yolu buraya nasıl düşmüş olabilirdi? Çantasını almış mağarayı terk etmek üzereyken yüzüne tuttuğum fenerle bir an duraksadı. Eliyle yüzünü kapatmaya çalışıyordu.

 

Duygusuzluk akan sert ses tonum mağarada yankılanıyordu.

 

Alper, "Senin burada ne işin var?"

 

Aradan kısa bir süre geçmesine rağmen sorumu yanıtsız bıraktı.

 

Alper, "Sana soruyorum, burada ne yapıyorsun?"

 

Eli ayağına dolaşan küçük çocuk bir yandan sırt çantasının askılığını çekiştirirken bir taraftan da yüzüne gelen ışığı montunun şapkasını çekiştirerek engellemeye çalışıyordu. Başını başka bir yöne çevirdiği sırada tavrımın yanlış olduğunu düşündüm.

 

Onu endişelendirmiş olmalıyım. Onunla daha sakin bir şekilde konuşmaya başladım.

 

Alper, "Burası senin gibi küçük bir çocuk için çok tehlikeli. Burada olmaman gerekiyordu. "

 

"Peki, sizin burada ne işiniz var?"

 

Sonunda sessizliğini bozup benimle konuştu. Titreyen sesi fazlasıyla ince. Yoksa...

 

Mağaranın çıkışına yönelmiş gidiyordu, sessiz ve aceleci adımlarla.

 

Alper, "Dur, bir dakika!"

 

Yavaşça arkasını döndü. Başı önüne eğik bir şekilde bekliyordu. Çantasının askılığını yine sıkmaya başladı. Başını hafifçe kaldırdığı sırada telefonum çaldı.

 

Kimin aradığını gördüğüm gibi arkamı dönüp telefonu açıyorum. Bu konuşmayı onun duymaması için elimden geldiğince ses tonumu düşürdüm.

 

"Alp görevin kızı ve profesörü en yakın zamanda bulmak. Zamanımız kısıtlı. Dosyanın ve anahtarın ellerine geçmesini istemiyoruz. Görevi kabul ediyor musun? Geri dönüşü olmayacak."

 

Olanlardan sonra zaten benimle iletişime geçeceklerini biliyordum.

 

Alper, "Görevi devralıp kızı ve profesörü bulacağım. Ancak öncesinde küçük bir pürüzle ilgilenmeliyim."

 

"Umarım, işin ciddiyetinin farkındasındır."

 

Alper, "Evet, biliyorum. Engelleri ortadan kaldırmalıyım. Yoksa onlar beni ortadan kaldıracak."

Loading...
0%