Yeni Üyelik
20.
Bölüm

19. Bölüm

@duslerkutuphanem

3. kişi anlatımıyla...

Etrafı ay ışığının aydınlattığı bir gecede bembeyaz bir labirentin içinde, profesör nefes nefese koşuyordu. Buz gibi gecenin karanlığında nefes alışverişleri buhar oluşturuyor ve bu buhar kaybolmadan yeniden oluşuyordu. Omzunun acısını dindirecek bir ilacı yoktu. Tek yapabildiği eliyle sol omzuna sıkıca bastırmaktı.

 

Kar yağışının ve fırtınanın dindiği bu zaman diliminde canı pahasına ilerlemek zorundaydı. Peşinden acımasız bir katilin geldiğinin farkındaydı. Ancak tek canını yakan omuzunu sıyıran kurşun değildi.

 

Birkaç yıl önce organizasyondaki öğrencisinin bir katile dönüşü, bu durumu düşündükçe kendisini suçluyordu. Nerede hata yapmıştı? En iyi saha ajanlarının olduğu sınıftan bir öğrencisinin hain oluşu. Alp'in dostu şimdi'nin düşmanı olmuştu.

 

Bu koşuşturmaca içinde yolunu bir köpek kesmiş ve aniden duraksamıştı. Gecenin sessizliği bozulmuştu. Köpek havlıyor, profesörün paltosunu çekiştiriyordu. Profesör köpeğin havladığı yöne yöneldiğinde, köpek karla kaplı yeri kazmaya başladı. Ardından kenara çekildi. Profesör duruma anlam verememesine rağmen elleriyle karla kaplı alanı açtı. Birkaç dakikanın ardından üstü karla kapanan kızı fark etti. Bir an ne yapması gerektiğini düşündü. Peşinde bir katil ve karın altına donmak üzere olan bir kız. Vicdanını yokladı ve vicdanı bir seçim yaptı. Riski göze alarak kızı karların altından kurtardı.

 

Kızın yüzü solgun, elleri buz gibiydi. Korkuyla karışık bir duygu kapladı, profesörün bedenini.

 

Kızın nabzını yokladı. Eli ayağına dolaşan profesör derin bir nefes aldı. Kızı karın üstünde bıraktı ve ayağa kalktı.

 

Köpeğin yanına ilerlediği sırada hırçınlaşan köpeğin gözleriyle karşı karşıya kaldı. Ancak köpek ona bakmıyordu. Profesöre yaklaşmakta olan kar maskeli kişiye gözlerini kenetlenmişti. Baştan aşağı siyah giyinmiş deri eldivenli, kar maskeli bu kişi ağır adımlarla ilerliyordu. Elindeki silahı sırtı dönük olan profesöre yöneltti.

 

Acar, "Uzun zaman oldu profesör."

 

Profesör arkasını döndüğü sırada bir el ateş sesi duyuldu. Profesör acı içinde tek bir kelime sarf etti.

 

Profesör, "Neden?"

 

Profesör yaşadığı ikinci acı dalgası ile sendeledi. Elini yavaşça karnına götürdü. Elindeki kana baktığı sırada yere yıkıldı. Silah sesinden korkan köpek kaçtı. Karla kan birbirine karıştı.

 

Şimdi ise Acar kıza doğru ilerliyordu.

 

Acar, "Daha fazla nefes almasına izin veremem."

 

Silahı kıza doğrulttu. Tetiği çekeceği sırada tanıdık bir ses duydu.

 

"O tetiği çekmeyi düşünme bile!"

 

Acar, "Peki bunu yapmaktan beni kim alıkoyacak?"

 

Kahverengi saçlı, gözleri grinin en derin tonlarına sahip baştan aşağı siyah giyinmiş bir silüet ağacın arkasından çıktı.

 

Acar, "Anlıyorum. Demek sendin, eski dostum."

 

Alper içinden, "Bu noktaya gelmiş olmamız içler acısı bir durum."

 

Acar içinden, "Nasıl beni bulmayı başardı? Tabi, hepsi profesörün işidir. Kendisi gittiği yetmiyormuş gibi birde üstüme Alp'i salmış."

 

Acar'ın yüzünde sinsi bir gülüş belirdi.

 

Acar, "Buraya geldiğine pişman olacaksın."

 

Silahı kıza yöneltmekten vazgeçerek Alper'e doğrulttu. Bu sırada ikisinin de telefonuna mesaj geldi. Alper'de ani bir refleksle silahını Acar'a doğrulttu. Alper mesajına hızlı bir şekilde göz atarken Acar gelen mesajı okumaya tenezzül bile etmedi. Alper Acar'ı göz ucuyla kontrol ediyordu. İkisininde nefeslerini tuttuğu o an Acar tetiği çekti.

 

Uzaktan gelen bir kurşun Acar'ı saliseler içinde omzundan vurdu ve silahın yönü değişti.

 

Hem atışı sapmış hemde vurulmuştu. Alper, Acar'ı etkisiz hale getirmek için üstüne atladı. Amacı onun elindeki silahı almaktı. Kısa bir debelenmeden sonra 2. bir silah sesinin duyulmasıyla ani bir refleksle ikiside başka yönlere çekildi. Çıkan arbedede ellerindeki telefonları düştü. Acar etrafına bakındı ama onu vuran kişi gözükmüyordu. Ağır yaralandığı için uzaklaşmaya karar verdi.

 

Acar uzaklaşırken Alper elindeki silaha baktı. Kıza doğru ağır adımlarla ilerliyordu.

 

Bu esnada çalan telefonu yerden alarak açtı.

 

Murat, "Acar kızı ve babasını bulabildin mi?"

 

"Kızın babası yanımda, yakında kızı da bulurum."

 

Murat, "1 saat sonra buluşma noktasında ol. Bu arada aracın bagajında teslim etmen gereken bir kutu ve bir dinleme cihazı var. Aralıklı gönderdiğin mesajlara artık bir son verebilirsin. Dinleme cihazını kullanmanı istiyoruz. Son mesajı yollamaman sonucu bu durumu bir önlem olarak düşünebilirsin."

 

Arama sonlandı.

 

"Çatışmanın ortasında birde mesaj yollamamı istiyorlar!"

 

Telefonu kapattığında sol cebine attı. Profesörü araca götürdü. Aracın bagajından kutuyu ve dinleme cihazını aldı.

 

"Bu kadar sıkı denetim..."

 

Derin bir nefes aldı. Dinleme cihazını çalıştırmadan cebine attı.

 

Arkasını dönüp kıza birkaç saniye baktı. Yanına gidip nabzını yokladı. Kızı karın üzerinde bırakarak oradan uzaklaştı. Yerdeki diğer telefonu alarak sağ cebine koydu ve araca bindi.

 

Aradan geçen saatlerin ardından bir petrol istasyonuna yaklaştığı sırada sağ cebinden aldığı telefondan bir numarayı tuşlayarak birini aradı.

 

Aradan geçen yarım saatin sonunda telefonu çaldı.

 

"Abi kız yok."

 

"Ne demek kız yok?"

 

"Şimdi ne yapalım abi?"

 

O sinirle elini direksiyona vurdu.

 

"Geri dönün."

 

Konuşması bitince telefonu kapattı. Sinirli bir ses tonuyla söylendi.

 

"Onca sorunun arasında bir de bu çıktı. Orada bu duruma son vermeliydim."

 

Cebindeki dinleme cihazını alarak çalıştırdı. Petrol istasyonuna vardığında aracın camını açarak oradaki çalışanlara paketi teslim etti. İstasyondan uzaklaştığı sırada 2 araç yolunu kesti. Araçtan siyah takım giymiş güneş gözlüğü takan 4 kişi indi.

 

Deniz, "Araçtan in. Elini havaya kaldır. Sakın ters bir hareket yapma."

 

Araçtan indiği sırada çevresini 4 kişi sardı. İçlerinden biri kulağındaki kulaklığa basarak konuştu.

 

Cenk, "Talimatınız nedir?"

 

Bir an duraksadı.

 

Cenk, "Pekala."

 

4'ü aynı anda silahı ona doğrulttu. Üzerindeki dinleme cihazından ötürü her an ortalık karışabilirdi. Ancak şu an dinleme cihazından daha büyük bir sorunla karşı karşıyaydı.

 

"Ne istiyorsunuz?"

 

Deniz, "Bizim için önemli olanı alıp buradan gideceğiz."

Loading...
0%