Yeni Üyelik
21.
Bölüm

20. Bölüm

@duslerkutuphanem

Pelin'in gözünden...

Korulukta geçirdiğim saatler boyunca kimse gelmedi. Hava kararmak üzere. Babamın arkadaşım dediği kişiler nerede? Burada geçirdiğim zaman aleyhime işliyor. Daha fazla kalamam. Bir çıkış yolu bulmalıyım...

Ben bu düşünceler içerisindeyken koruluğa girdiğimiz yerin yakınlarında bir araç duruyor.

Arabanın içinden inen adam hararetli hararetli biriyle konuşuyor. Babamın arkadaşlarından biri olabilir mi?

Bulunduğum konumdan bu kişinin nasıl biri olduğundan emin olamıyorum.

Aracın durduğu yere yakın bir ağacın arkasına geçebilmek için saklandığım yerden çıkıyordum ki araçtan inen adamın yanına birinin gelmesiyle kendimi biraz daha geri çektim.

Yoksa, bu... Olamaz. Kalp atışlarım hızlanıyor. Derin derin nefes alıp vermeye başlıyorum.

Hemen buradan uzaklaşmalıyım.

Geri geri gittiğim sırada bir dal parçasına basıyorum ve o an elim ayağım boşalıyor adeta.

Patron, "Acar, işte kız orada!"

Var gücümle nefes nefese koşuyorum.

"Dur, kaçma!"

Peşimdeler, "Ne yapmalıydım, ne yapmalıyım?"

Bu koşuşturmaca sırasında gözüm karanlığa alışıyor. Nefesim kesiliyormuş gibi hissediyorum. Soluklanmalıyım. Nefes nefese kaçarken bir an duraksıyorum. Büyük bir ağacın yanından geçiyorum. Kısa bir sürede olsa o ağaca elimi dayayıp soluklanıyorum.

Belki de farkında olmadan yanından geçeceğim bu ağaç kovuğunun içine saklanırsam kurtulabilirim. İçine giriyorum. Gerçekten bu takip cihazı şu an işe yarasa çok iyi olacak. Elimi montumun cebine atıyorum ama yok. Koştuğum sırada düşmüş olabilir mi ya da belki çantamdadır. Çantamın içini arıyorum ancak bulamıyorum.

Derinden yankılı bir ses geliyor.

"Buradasın değil mi? Çok uzaklaşmış olamazsın."

Bu ses patronla hararetli hararetli konuşan adama ait.

Saklandığım ağacın önünden hızlı bir şekilde geçip gittiği sırada hızlanan kalp atışlarımın sesini duyabiliyorum. O an nefesimi tuttuğum anlardan biri.

Bir süre daha bu ağacın kovuğunda saklandıktan sonra çıkıyorum. Ancak nereye gideceğimi bilmiyorum. Geldiğim yönün tersine doğru ilerliyorum.

Fazlasıyla yoruldum. Elimi bir ağaca dayayıp nefes alışverişlerimin düzelmesini bekliyorum.

Başımı kaldırdığım o an bir çift gözle karşılaşıyorum.

"Sonunda onu buldum."

Bu cümle tekrar tekrar yankılanıyor beynimde. Beynim düşünmeyi bırakıyor. Sadece koş, arkana bile bakma diyor. Hissedebiliyorum, çok yakın.

"Kaçmayı bırak artık. Yoksa babana olacaklardan sen sorumlu olursun."

O an duraksıyorum. Yoksa babam kaçmayı başaramadı mı? Ancak beni kandırıyor da olabilir. Tekrar hareketlendiğim sırada bir el ateş sesi duyuyorum. O an duraksıyorum.

Fiziksel bir acı hissetmiyorum.

"Bu sadece bir uyarıydı. Sen her yaramazlık yaptığında babanın canı biraz daha yanıyor."

Olduğum yerde dona kalıyorum. Arkamdan yaklaşıyor, yavaşça kulağıma eğilip fısıldıyor.

"Kaçmasaydınız baban vurulmayacaktı."

Telefon konuşması aklıma geliyor.

"Evet Alp'in peşindeler. Uzun zamandır beklediğimiz bir fırsattı bu. Yakın zamanda işi bitmiş olur. Bu sayede Acar'ı deneme fırsatını bulacağız."

"Sanırım Alp olaya dahil olmuş. Ancak Acar Alp'in işini bitirmiş. Profesörü aramaya devam ediyoruz."

"Demek sonunda Alp'te tarih oldu. Bundan sonrası artık daha kolay olacak."

Sesim titriyor. "Yoksa... sen?"

Sırtıma silahı dayıyor. "Sonun onun gibi mi olsun istiyorsun?"

Cümlemi tamamlayamıyorum. Gözlerimdeki ışıltı sönüyor, göz bebeklerim büyüyor.

Donakalıyorum. Şimdi de beni tehtid ediyor. Usulca göz yaşlarım toprakla birleşiyor.

Özgürlüğüme kavuşamadan yine bir çıkmazın içine giriyorum. Sırtıma dayadığı silahla beni itekleyerek kulübeye götürüyor.

"Kızı buldum."

***

3. kişi anlatımıyla...

Ercan, "Patron Acar'a kurulan pusu hakkında içlerindeki ajanımız tarafından bize bir bilgi sızdırılmadı."

Patron sinirleniyor. Elini yumruk yapıp sıkıyor.

"Sinirlenmeyin. Kızı elimizde olduğu sürece endişelenmenize gerek yok."

Patron, "Murat, Acar' ın bizimle anlaştığı ilk görevinde dinleme cihazı vermen onun suçlanmasını engellemiş oldu."

Murat'ın biraz yüzü bozuluyor ama elinden geldiğince belli etmemeye çalışıyor.

Murat, "Ben sadece onun güvenilirliğini test ediyordum. Ne yazık ki tam da bu sırada beklenmedik bir pusu kuruldu."

Patron, "Alp gibi birini santranç tahtasından atmayı başaran Acar'ın bir ödülü hakettiğini düşünüyorum."

Patron, "Ancak görevi daha bitmiş değil. Git ve profesörü bul."

Loading...
0%