Yeni Üyelik
26.
Bölüm

25. Bölüm

@duslerkutuphanem

Işıl'ın gözünden...

Çok üşüyorum, Gözlerimi kapatsam ve uzun bir uykuya dalsam. Göz kapaklarım artık dayanmıyor. Evet, biraz uyumak iyi gelecektir.

Uzaktan boğuk boğuk sesler duyuyorum. Ne dediklerini anlayamıyorum. Sanki sarsılıyor gibiyim, bir beşik misali.

Pelin, "Işıl, uyuma Işıl."

Sadece biraz uyumak istiyorum. Uyursam ısınabilirim.

Pelin, "Işıl uyumamalısın, aç gözlerini."

Boğuklaşan sesler yeni bir kişinin keskin sesiyle netleşmeye başlıyor.

"Her yerde sizi arıyordum. Bu kadar uzaklaşabileceğinizi düşünmemiştim."

Gözlerim yavaşça aralanıyor.

Pelin masmavi gözleri büyümüş bir şekilde karşısındaki kişiye bakıyor. Ağlamak istese de kendisini tutuyor gibi bir hali var.

Elleri titreyerek işaret parmağını üstü kanla kaplı karşısındaki kişiye doğrultuyor. Titreyen sesiyle soruyor.

Pelin, "Sen... Sen değil misin? Babamı..."

Bu sırada yavaşça doğruluyorum. Pelin beni görünce cümlesini tamamlayamadan benden dayanak alıyor. Bana acı dolu gözlerle bakıyor. Bense olayın şokundayım.

Karşımızdaki kişi belindeki silahı kavrıyor. Sert ve soğuk bakışları yüreğimde hafif bir sızı hissetmeme neden oluyor.

"Nereye gittiğinizi sanıyordunuz?"

Pelin'e ağır adımlarla yaklaşıyor ve silahı ona doğrultuyor. Tetiği çekeceği sırada bedenim ben daha durumu idrak edemeden harekete geçiyor. Durumu fark ettiğimdeyse kendimi Pelin'in önünde buluyorum.

Pelin'e doğrulttuğu silahı sola çekerek,

"Önümden çekil." diyerek sert ve soğuk ses tonuyla konuşuyor ve silahı yeniden Pelin'e doğrultuyor.

Işıl, "Hayır çekilmeyeceğim. Pelin'in vurulmasını istemiyorum. Kimsenin vurulmasını istemiyorum. Buna bir son ver."

"Fazla cesursun. Durumun farkında değilsin sanırım. Senin o karların üzerinde donarak öldüğünü düşünüyordum. Buraya hiç gelmemeliydiniz. Orada olmaman gerektiği gibi."

Bu sefer de telefon çalıyor ve açıyor.

Murat, "Acar zorlanıyor gibisin. Şimdiye işlerini bitirmen gerekiyordu."

"Görevimin profesörün kızını bulmak olduğunu sanıyordum."

Murat, "Durum değişti. Artık kıza ihtiyacımız yok."

"Ama..."

Murat, "Kapatıyorum Acar."

Pelin'i vurmasına izin veremem. Buradan bir kurtuluş yolu yok mu?

Tekrar o gri ve donuk gözleri bana döndü.

"Şimdi çekil önümden. Fazla zamanım yok."

Beni itmesiyle birlikte karların üzerine düşüyorum.

Pelin, "Işıl'ı rahat bırak."

"Zaten benim sorunum seninle. Sen olayın görgü tanığısın. O ise olaylar yaşanırken baygındı ama düşünecek olursak..."

Cümlenin sonunu vurgulayarak söyledi.

"Artık çok şey biliyor."

Bir şey anlamamış gibi Pelin'e bakıyorum. Pelin ise sessiz kalıyor.

"Baban bu kız için duraksamasıydı. Bu kadar acı çekmeyecekti."

Pelin bana bakıyor. Beni karın altından Pelin'in babası mı kurtardı?

Işıl, "Üzgünüm Pelin. Ayıldığımda sadece iki ormancı ile karşılaştım. Baban o sırada orada değildi."

Yerden kalkıyorum.

Işıl, "Bunu neden yaptığını bilmiyorum ama Pelin'e zarar vermene izin vermeyeceğim."

"Madem kendinden bu kadar eminsin..."

Silahı yeniden Pelin'e doğrulttu.

"Kurtar o zaman arkadaşını. İlk önce arkadaşın. Hiçbir tanığın yaşamaması lazım. Bu durumda sen de yaşamıyorsun aslında."

Telefonu tekrar çalıyor.

Murat, "Sinirleniyorum Acar. Bir işi bitiremedin. Sana yardım etmesi için Mert'i yolluyorum."

İçinden, "Bir rahat vermedin ki Murat."

Telefonu kapatıyor.

"Anlamıştım ama bu kadar erken olacağını düşünmemiştim. onun gelmesi işleri iyice karıştıracak..."

Kısık bir sesle Pelin'in kulağına fısıldadım.

Işıl, "Pelin, buradan gitmemiz gerekiyor."

Pelin sadece başını sallamakla yetindi. Telefonda konuşmaya dalmışken uzaklaşabileceğimiz kadar uzaklaşacaktık. En azından bu şekilde ummuştuk. O sesle irkildik.

"Nereye kaçtığınızı sanıyorsunuz?"

Pelin'in başına silahı dayadı. Elindeki cihaza bastı ve cebine attı.

"Sana bir seçenek sunuyorum. Arkadaşını burada bırakarak özgürlüğü seçebilirsin veya arkadaşınla beraber ölebilirsin. Seçim senin."

Pelin, "Üzgünüm Işıl. Hepsi benim hatam, seni hiç aramamalıydım."

Işıl, "Arkadaşımı bırakıp hiç bir yere gitmiyorum."

"O zaman bu iple arkadaşını bağla. Yoksa arkadaşını vururum."

Pelin'i bağlamak zorunda kaldım. Ardından zorla araca bindik. Araca binerken ellerimi ve ayaklarımı bağladı. Uzun sallantılı bir yolculuktan sonra araç ani bir fren yaparak durdu...

Loading...
0%