Yeni Üyelik
30.
Bölüm

29. Bölüm

@duslerkutuphanem

Işıl'ın gözünden...

Acar dedikleri bu katil, Alp denen kişiyi öldürdüyse ya abimden haber alamama nedenimde abimin çocukluk arkadaşının suçuysa, ya o, o ona...

Devamını tamamlamak istemiyorum. Abi şu an neredesin? Ne yapıyorsun?

Şu son yaşadıklarımız sonucu artık sağ duyulu düşünemiyordum.

Ağzımız bantlıydı. Ellerimiz, ayağımız bağlıydı. Şu an elimden ağlamak dışında bir şey gelmiyordu. Oysaki ben Pelin'i bulmak için yola çıkmıştım. Anlaşılan gerektiği kadar güçlü değildim ve bu savaşı kaybetmiştim. Ağzımızdan bantı, bağlı olduğumuz ipleri çözdüler ve sorgu için yeniden ağacın olduğu yere geldik.

Şu an ise ağaca bağlanmış bir halde Pelin'in vurulmaması için yeni bir mücadelenin içine girmiştim. Savaşı kaç kez kaybedersem kaybedeyim, yinede vazgeçemem mücadelemden. Vazgeçersem benden geriye ne kalır ki?

Işıl, "Yaşadıklarımız her zaman olduğu gibi bir hatırada saklanacak."

Bu abimi son gördüğüm zaman bana bıraktığı değerli bir cümleydi. Çünkü abim her gelişinde, önemli bir anı olduğunda, bu sözü bana söylerdi. Bu anlar çok nadirdi. Ancak her biri benim için çok değerliydi."

Nedense bu öfke duyduğum donuk gri gözler beni geçmişe götürüyordu...

Ve o gece Mert dedikleri adamın beni vurma girişiminde bulunduğu gece. Uzun bir aradan sonra ilk defa biri ismimi haykırmıştı ama bu kez acı içinde.

Bu haykırış, abimin bana kolyemi verdiği zamanı aklıma getirdi. Kolyem, kolyem neredeydi?

Şu an ise Mert denen kişi ortalarda gözükmüyordu. Ortam sessizliğe bürünmüştü adeta.

Acar denen katilde ortalıkta yoktu. Derin bir nefes alabileceğimi düşündüğüm sırada siyah bir araç bahçeye giriş yaptı. Araçtan ilk inen kişi dolaba saklandığım kulübedeki adamdı. Diğerini ise tanımıyordum.

Patron, "Acar neredesin?"

Alper, "Geldim."

Murat, "Mert nerede?"

Alper, "Etrafı kolaçan ediyor."

Patron, "Demek hala yeni bir bilgi vermediler."

Alper onaylarcasına başını salladı.

Patron, "Pekala, Gökberk arabadan in."

Gökalp, "Peki, Patron."

Gökberk mi? Bu bizim doğu temsilcisi değil mi? Gökberk filan değil Gökalp o. Pelin'de benim gibi şaşırmış olacak ki. Ağzımız bantlı olduğu halde konuşmaya çalışıyorduk.

Gökalp bize göz kırptı.

Gökalp, "Üzülmeyin az sonra acınızı dindireceğim."

Korksam mı? Umutlansam mı bilemedim. Şu son bir ayda karşımıza çıkan insanlar ya katil ya organizasyon başı ya da korumaydı.

Patron, "Ormanın en ücra yerinde işlerini bitir ve ortada kanıt bırakma. Daha fazla sabrım kalmadı. Ajanlarımızdan aldığımız bilgiye göre profesör ölmüş. Dosya hakkında ağızlarını bıçak açmıyor. Sadece bizi oyalıyorlar. Artık onlara ihtiyacım kalmadı."

Pelin ağlamaya başlamıştı.

Gökalp iplerimizi çözdü. Bize doğrulttuğu silahla ormana girmemizi istedi. Tereddüt etsekte o an yapabileceğimiz bir şey yoktu. Silahlı adam sayısı giderek artıyordu ve Gökalp gerçekten kötü olabilir miydi? Bir yanım onun kötü biri olabileceğini kabullenemiyordu.

Epey bir ilerlediğimizde aradan yarım saat geçmişti. Hava kararmaya başlamıştı. Ormandan kurt uğuldamaları geliyordu. Pelin'le birbirimize tutunuyorduk. Gökalp birden bağırdı.

Gökalp, "Çökün!"

Bu yoksa bu Dünya'daki sonumuz muydu? En azından öbür tarafta katiliydi, patronuydu derdim olmayacaktı.

Işıl, "Pelin, özür dilerim. Ne kadar denediysemde olmadı."

Pelin, "Bu sonsa senden özür duymak istemiyorum ama ben teşekkür ederim."

Gökalp, "Çökün dedim."

Gökalp, "Duymuyor musunuz? Fazlasıyla uzaklaştık. Çalıların arasından ilerleyeceğiz."

Işıl, "Ne, nasıl?"

Pelin, "Anlamadım."

Gökalp, "Doğu temsilciniz sizi kurtarmaya geldi bayanlar. Şimdi buradan çabucak uzaklaşmalıyız. Daha katılacağım bir çatışma var. Sizi Deniz abiye teslim edip Alp abiye yardıma gitmeliyim."

Işıl, "Alp yaşıyor mu?"

Gökalp, "Şu öfkeyle baktığın kişi Alp abi."

Işıl, "Acar değil mi?"

Gökalp, "Oooo, size her şeyi en baştan anlatmak gerekiyor. Benim o kadar zamanım yok. Sizin çok fazla bilgi edinmemeniz gerekli. Evet, Deniz abi gözüktü. Sizi ona bırakayım. O gerekli açıklamayı yapar."

Deniz dediği kişinin yanına gitmiştik. Peki o Acar değilse ve Alp ise ben Alp'i nereden tanıyorum?

Deniz, "Hele şükür kurtuldunuz. Neler çekti Alp sizi oradan kurtarana kadar."

Işıl, "Alp kim? Acar kim? Acar zannettiğim kişi Alp çıktı. Bense Alp'i Acar'ın öldürdüğünü sanıyordum."

Deniz, "Öncelikle aktarma hakkım olduğu kadarını ileteceğim. Sonra beni sorumlu tutmayın. Acar Alp'in 1 numaralı düşmanıydı ve bu görev için Alp Acar'ın yerine geçti. Acar ise şu anda hapishanede."

Deniz Pelin'e döndü.

Deniz, "Ayrıca bu görev için gerekliydi Pelin. Baban seninle irtibata geçemediği için çok üzgündü. Artık gönül rahatlığı ile söyleyebilirimki baban yaşıyor."

Pelin bu kezde mutluluk gözyaşları içinde benden destek alıyordu...

Peki benim içimdeki bu boşluk nedendi? Hem Pelin hemde ben günler sonra kurtulmuştuk. Hemde günlerce yüzüne öfkeyle baktığım kişi sayesinde. Şu an inanılmaz derecede o kişiyle konuşmak istiyordum...

Loading...
0%