Yeni Üyelik
4.
Bölüm

3. Bölüm: Hafıza Kaybı

@duslerkutuphanem

Okulda çıkan yangında yaralananlardan birinin gözünden...

(Kimliği ilerleyen bölümlerde çözmeniz bekleniyor.)

En son hatırladığım ağır bir duman kokusu ve etrafı kaplayan kara dumanlar...

Hastanede açtım gözlerimi. Bembeyaz bu alanın içerisinde perdeler hafif hafif dalgalanıyor. Gözümün önüne kesik kesik, ambulansa taşınan öğrencilerin görüntüsü geliyordu.

Birçok öğrenci dumandan etkilenmiş ve ambulansla hastaneye getirilmişti. Yalnızlık çekmeyeceğim gibi. Hemen yanımdaki yatakta Ece vardı. Kolumda ise serum. Yavaşça doğrulmak istedim. Ancak başıma aniden bir zonklama girdi ve gerisin geriye yattım. Acaba başımı bir yere mi vurdum, yoksa bu zehirlenmenin mi etkisi? Gözümü tavana dikmiş bakarken yan taraftan kıpırdanma sesi geldi. Ece de uyanmıştı ve başını tutuyordu.

Ece, "Neredeyim?"

"Hastaneye kaldırılmışız."

Ece ilk önce kendine sonra bana baktı. Gözlerinde korku vardı.

Ece, "Peki, neden benim sol ayağım sargıda?"

"Ne olduğunu hatırlayamıyorum. Düşünmeye çalıştıkça başıma daha çok ağrı giriyor."

Hemşire ve bir doktorun odaya girmesi sonucu konuşmamız bölündü.

Hemşire, "Ece, seni boş bir odaya alacağız."

Ece'yi götürdüler.

Azra doktor, "Nasılsın bakalım?"

Hayat güzel. Hava güneşli. Kuşlar uçuyor. Nasıl olabilirim.

"İyiyim ama başım biraz zonkluyor."

Azra doktor, "Endişelenme zamanla düzelecektir. Sağ kolunla ani hareketler yapmaktan kaçınmanı istiyorum. Kolunun birkaç hafta alçıda kalması gerekiyor."

Sağ koluma baktım. Alçıya alınmıştı.

"Kolum düzelecek mi?"

Azra doktor, "Birkaç hafta içinde düzelecek."

"Peki, Nasıl oldu?"

Azra doktor, "Okulda çıkan yangından etkilendiniz ve tahliyeler sürecinde yaralandınız."

Acı içinde gülümsedim.

"Tahliyeler pek iyi gitmemiş gibi gözüküyor."

Azra doktor, "Birçok öğrenci merdivenlerde yaralanmış. Öğrencilerin panik olmasına yoruyoruz bu durumu."

Bir dakika ne yangını? Ben yangın filan hatırlamıyorum. En son kantinde sıra bekliyordum.

"Ne yangını? Ben yangın çıktığını hatırlamıyorum, kantindeydim. Evet kara dumanlar hatırlıyorum ama kantinde yangın mı çıktı? Çok fazla öğrenci yoktu ki. Ece orada bile değildi."

Azra doktor, "En son ne yapıyordun?"

Ne mi? Patronun isteğini yerine getirmeye çalışıyordum ve evet, aynı zamanda okul kantinindeydim.

"Öğle arasında okul kantinindeydim."

Azra doktor, "Peki, biz hangi gündeyiz?"

"Salı, değil mi?"

Azra doktor, "Yaşadığın trajik olaydan ötürü etkilenmiş olmalısın. Hafızanın zamanla düzelme ihtimali var. Test sonuçların iyi geldi. Yarın hastaneden taburcu olabilirsin."

Ardından doktor odadan çıktı ve odaya ilk giren hâlâmdı. Ardından arkadaşlarım, öğretmenlerim...Kısa ziyaret sürelerinin ardından halam refakatçi olarak yanımda kaldı.

Ertesi sabah taburcu oldum ve eve gidip dinlendim. O günün akşamı telefonuma gelen bildirimle dinlenmem son buldu. Teyzemden beni almasını istedim.

"Teyze beni almaya gelebilir misin?"

Banu, "Şu an nasılsın?"

"Bir gün içinde yaşadıklarıma bakacak olursak şu an daha iyiyim."

Banu, "Az sonra orada olurum." diyerek telefonu kapattı. 10 dakika sonra aracıyla geldi ve sorgular bir bakış attı.

"Kızıl Kargalar..." dedim.

O da bu oluşumun bir üyesiydi.

Banu, "Kolun bu haldeyken ve durumunu bildikleri halde mi, seni çağırdılar?"

"Ne yaparsın, teyze? Acar kadar başarılı değilim sonuçta." diyerek araca bindim.

Banu, "Kuzeninle kendini kıyaslama. Bak, geldik işte. Çıkınca ararsın beni. Alırım yine seni."

"Tamam, teyze."

Binaya girdim. Görevliler üstümü taradıktan sonra asansöre yöneldim. Asansörün gelmesini beklerken Melis ile karşılaştım.

"Seni de mi çağırdılar?"

Melis, "Hiç sorma. Rahatça dinlenmemize bile izin vermiyorlar. Sen kaçıncı kata çıkacaksın?"

"En üst kata çıkmam istendi. Senin...?"

Melis, "Ben araştırma ekibindeyim. Zemin kata gideceğim."

Tek sorun zıt yönlere gideceğimiz gerçeğiydi. İkimizde birbirimizi beklemek istemiyorduk.

Melis, "Az sonra diğer asansör gelecek. Benim katım az olduğu için yandaki asansörü bekleyebilirim."dedi.

"Teşekkür ederim." dedikten sonra gelen asansöre bindim.

En üst kata çıktığımda Efe ve Naz taramadan geçiyordu. Hızlıca onlara yetiştim. Patronun odasına doğru yürüyorduk. Yanımdakiler konuyu kolumdan açana kadar kolumun sargılı olmasını çokta umursamıyordum.

Efe, "Koluna ne oldu?"

"Sizi ilgilendirmez. Kendi işinize bakın."

Naz, "Geçen gün çıkan yangın yüzünden oldu değil mi?"

"Sadece ufak bir başarısızlık."

Koridorun sonuna geldiğimizde kapının önündeki iki koruma içeriyi bilgilendirdikten sonra bize kapıyı açtılar ve içeri girdik.

Patron tok ve sert bir sesle sordu.

Patron, "Çocuğu bulabildiniz mi?"

Efe saldırıyı savuşturmak için öne atlamıştı. Bize bir nevi kalkan olmaya çalışıyordu. Kolum kanadım kırık diye erkeklik gururu mu yapıyordu, bilemedim. Ondan beklenmedik hareketlerdi.

Efe, "Bulamadık patron."

Patron, "O okula sızalı bir buçuk ay oldu ama sizde bir gelişme yok. Zamanınız daralıyor. Anladığınızı var sayıyorum. Beni daha fazla oyalamayın. Bir taraftan çocuğu araştırırken bir taraftanda profesörün çalıştığı liseye sızacaksınız."

Bu kez Naz öne atladı.

Efe, "Nasıl sızacağız?" Biz daha ortaokul öğrencisiyiz."

Patron, "Ortaokul öğrencisi olmanız bir engel teşkil etmiyor. Profesörün çalıştığı okula bir tanıtım gezisi düzenlenecek ve sizde o etkinliğe katılacaksınız. Geri kalan bilgilendirmeyi Burak yapar."

Patronun odasından ayrıldık. Burak abinin yanına giderken bir taraftanda konuşuyorduk.

"Yürek yemiş gibi ne öne atladınız?"

Efe, "Kolunun hali ortada. Kendini savunamazdın. Görevde başarısız olmuşsun anlaşılan."

Naz, "Koluna ne oldu?"

"Hatırlamıyorum desem inanır mısınız?"

Naz, "Ben bir alt sınıfınım. Olay sırasında orada değildim. Akıllı Efe'de o sırada sınıftan çıkmış. Kazadan ucuz kurtuldu."

Efe, "Beni bu konuda bilgilendirmeliydiniz."

Naz, "Görev sana verilmemiş demek ki bilgilendirilmen gerekmiyor."

Efe, "Yani kendi üyelerinden birini kaybetmek onlar için sorun değil?"

Naz, "Neden sorun olsun ki?"

Burak abinin yanına gittiğimizde ne yapmamız gerektiğini anlattı. Bu görev için Efe kendini yakacak desek yeriydi. Biz ise işi içeriden yürütecektik. Tüm planlar tamamlandığında gün bizim için son bulmuştu.

Loading...
0%