Yeni Üyelik
37.
Bölüm

36. Bölüm

@duslerkutuphanem

Işıl'ın gözünden…

Haftasonu gelmişti. Telefonumu almak için yola koyuldum. Abimden gelen mesaja tekrar bakmalıyım. Birde KİLİT meselesi vardı.

Telefoncunun önüne geldiğimde Gökalp malzemelerin taşınmasına yardım ediyordu.

Gökalp, “Siz içeri geçin ben şu kutuları alıp geliyorum.”

İçeri geçip bir sandalyeye oturdum. Kutuları arka tarafa koyduğunda içeri geldi.

Elindeki telefonu cam masanın üzerine koydu.

Gökalp, “Telefonunuzu alabilirsiniz.”

Telefonu aldım.

Işıl, “Teşekkür ederim.”

Gökalp, “Ne demek görevimiz. Şuraya bir imza alabilir miyim? İletişim bilgilerini de üste yazabilirsiniz.”

Garanti belgesindeki önemli yerleri doldurduktan sonra telefonumu aldım. Sipariş sırasında ödemeyi yapmıştım. Biraz riskli oldu. Ancak bu kez göz ardı ettim.

Telefonu aldığım gibi telefoncudan çıktım. Bir banka geçtim. Telefonun güç tuşuna bastığımda beni her zaman bekleyen logoyla karşılaşmadım. Bu logo neye benziyordu? Biraz baykuşu anımsatıyordu.

Bu logoyu daha önce görmüştüm. Nerede görmüştüm?

Doğru, dayımın şirketinde bu logodan vardı. Bir teknoloji şirketi. Belki, kendi telefon markaları vardır.

Bu anımsamanın ardından açılan ekranda titreyen elim mesaj kutumu buldu.

“Rüya! Seninle konuşmam gerekiyor. Ancak uzun zamandır sana ulaşamıyorum.”

“Mesajlarımı gördüğün zaman dönüş yapmalısın.”

“Rüya, çok fazla zamanım yok. Buradan ayrılmadan önce sana vermem gereken çok önemli bir parça var.”

“Anahtar'ın zincirini sana ulaştırmam gerekiyor.”

Bu mesajlar neydi böyle? Titreyen ellerim sinirden sıktığım telefon… Abim telefon numaramı bulsa konumumu bulamaz mıydı?

Anahtar, şu anahtar bu Kilit'in işi olmalı. Beni aklınca saf yerine koyacak.

“Rüya bu konuma gelmelisin. Bir daha seni göremeyebilirim.”

Zaten uzun bir süredir birbirimizi görmüyoruz.

Peki ismimi nereden biliyorlar?

Dayımla konuşmam gerekiyor. Bu oyuna bir son vereceğim…

Loading...
0%