Yeni Üyelik
9.
Bölüm

8. Bölüm: Soru Kuşu

@duslerkutuphanem

Işıl'ın gözünden...

Birkaç saniye sonra uykumun açılması için cama dirseğimi yaslayıp dışarıyı izliyorum. Hava kararmış araçların karanlıkta ışıkları parıl parıl parlıyor. Eskiden abimle oynadığımız oyun geliyor aklıma.

***

Rüya, "Abi çok sıkıldım."

Aras, "Bu uzun yolculuk böyle geçmez. O zaman seninle bir oyun oynayalım."

Rüya, "Annemle babamda katılacak mı?"

Aras, "Onlar çok yorgun Rüya. Bırak biraz dinlensinler."

Rüya, "Abi bu otobüs ne zaman mola verecek?"

Aras, "Az önce bir dinlenme tesisinde mola verdi. Yakın zamanda olacağını sanmıyorum."

Rüya, "Babam az kalsın yetişemiyordu. Çok endişelendim. Yetişemese ne olurdu?"

Aras, "Bende endişelendim ama sonuç olarak yetişti değil mi? Bu tarz bir durum daha önce yaşamadığım için bilmiyorum kardeşim."

Rüya, "Abi neden bu araçta oyun tableti yok."

Aras, "O ne Rüya?"

Rüya, "Hani koltuklara yapışmış tabletler oluyor ya geçen bindiğimizde vardı. Onda oynamıştık."

Rüya, "Abi...?"

Aras, "Evet, soru kuşum sor?"

Rüya, "Soru kuşu ne abi?"

Aras, "Senin gibi çok soru soranlara deniyor. Gel bakalım buraya. Şimdi sana bir renk söyleyeceğim ve kim ilk önce o aracı görürse o kazanacak."

Rüya, "Abi ben bazı araçların gülümsediğini bazılarının üzgün olduğunu düşünüyorum. Gerçekten gülümsüyorlar mı?"

Aras, "Bende öyle düşünüyorum abicim. Hadi şimdi oyuna başlayalım. Bundan sonra da en çok durak işareti görenin kazandığı bir oyun oynayacağız."

Rüya, "Tamam."

***

Hava karardığında artık yavaş yavaş evlere dağılıyoruz. Tabi Pelin benimle birlikte iniyor.

Pelin, "Işıl, teyzem gelecek diyordun."

Işıl, "Senin geleceğini öğrenince biraz daha çalışmaya karar verdi. Zaten birikmiş işlerini daha tamamlayamamış, istese de gelmem bir iki günü bulur diyordu. Gerçi bu, 2 gün önceki konuşmamızdı."

Pelin, "Şaka mısın sen, Işıl. Neden şimdi söylüyorsun."

Işıl, "Sormuş muydun daha önce?"

Pelin, "Her şeyi sormam mı gerekiyor. Hani arkadaşız. Hani kaç yıldır bize abinle gelip gidiyordun. Kaç yıllık bir dostluğumuz var."

Işıl, "Anlıyorum, evet."

Pelin, "Anladığını düşünmüyorum. Ancak bir gün anlayacağını umuyorum."

Işıl, "Bu sohbete eve girince devam etsek nasıl olur."

Pelin, "Yok anlamamışsın."

Hava bu aylarda yavaş yavaş soğumaya başlamıştı. Geceninde etkisi göz ardı edilemezdi. Belki de bundan ötürü yüreğimdeki esen soğuk rüzgarlar bir tık daha canımı yakıyor, kendini hissettiriyordu...

Loading...
0%