Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@duygu_alp

Mardin yolculuğu başladıktan kısa bir süre mola verdiğimizde hem birşeyler yemiştik hemde Afsa minik oğlunun daha doğrusu oğlumuzun karnını doyurmuşdu. Ben de o arada haber vermem gereken kişileri arayıp geldiğimi söylemiştim. Hayatımda ki tek kadına da ana sana gelinini ve torununu getiriyorum demeyi unutmamışdım. Aklımdaki düşünceler ve planlar ile konağa yaklaşırken bir yandanda Afsa'nın hareketlerini inceliyordum. Zor olacaktı onun için bilmediği bir yerde ve kalabalık bir çakal sürüsünün içinde...
Afsa'dan
Stresten ne yapacağımı bilmiyordum. Ne düşüneceğimi nasıl davranmam gerektiğini ama en çok da korkuyordum kendim için değil oğlum içindi bu korkum. Söz vermişti kendi oğlum gibi canımdan bir parçamız gibi koruyacağım demişti. Lütfen yanımda olduğunuz sürece onu oğlum gibi benimsemek istiyorum diyerek sözlerini bitirmiş ve uzun bir süre daha konuşmamış yola odaklanmışdık.

Mardin sınırlarına yaklaştıkça vücudumda gerginliğin hat safhaya çıktığını hissediyordum.
Ve sonunda araç iki kanatlı kocaman kapıların açılması ile kesme taşlardan oluşan gösterişli konağın bahçesinde durdu.
- Hadi Afsa inelim diyen Ahlas'ın sesi ile yerimde hareketlendim önce oğlumu kucağıma aldım sonra araçtan indim. O sırada Ahlas'da hemen yanıma gelmiş ve ailesinin tam karşısında duruyorduk herkesin sinirli ve şaşkın bakışları bir bana birde kucagimdaki oğluma gidip gelirken daha çok gerildiğimi hissettim...
Sevgili ailem tanıştırayım eşim Afsa ve oğlum Gurur Yıldırım demesiyle bir kadının bayılması bir olmuş ve gözlerinde farklı duygular olan bir kadının Ahlas'a gelip bağırması ne olduğu belli olmayan birini gelin olarak istemiyorum diyerek beni kolumdan tutup dışarı atmaya çalışması ile bulunduğum transtan ancak çıkabilmistim.
- Anne bırak karımı ve çocuğumu ben evlendim ister kabul edin ister etmeyin alın buda nikah cüzdanı ve en kısa sürede düğün hazırlıklarına başlayın
- Hadi meleğim biz odamıza gidelim ve bir bak eksik bişey var mı ?
Cevap vermeme fırsat kalmadan elimden tutup beni kendi odasının bulunduğu kata getirdi. Odada beşik görmek bana yetmişti. Zira fazla birşey de gözüm yoktu. Bu sırada aşağıda kıyamet kopuyordu ve ben Ahlas'ın nişanlı bir adam olduğunu duymuştum. Bir genç kızın hayallerini yıkmıştım bunun vicdan azabı da omuzlarıma yük olmuştu. İçinde bulunduğum durumdan pişmanlık duymaya başladım vicdanımı da susturamıyordum. Odada ki adam sanki düşüncelerimi anlamış gibi karşıma geçip açıklama yapmaya başladı asla kendisinin onu bir eş olarak görmediğini aksine amcası ve ailesinden nefret ettiğini ve aile zoruyla bu nişanın olduğunu belirtti..

Tabi bu sırada aşağıda aile arasında kopan kıyamet ile meşguldü herkes Ahlas'ın amcası Haşim eşi Delal hanım oğlu Azat ve ailelerinin kıymetli kızları Zilan diğer tarafta içinden göbekler atan Ahlas'ın annesi Melek hanım ama dışardan bakan en çok onun bu durumdan rahatsızlık duyduğunu sanıyordu.. Melek hanımla aynı düşüncede olan kardeşinin ona emaneti olan İzem ve şuan yurtdışında olan abisi Asaf....

Haşim ağa ve Delal hanım büyük bir sınır ve nefret ile konuşmaya başladı.

- Melek bu da ne demek senin bu oğlun benim kızımı yarı yolda bırakamaz birde utanmadan resmi nikah ile evlenmiş. Dedi Haşim ağa, Melek Hanım ona bakarken Delal hanım söze başladı.

- Derhal o kızı boşayacak ve kızıma nikah kıyacak ve resmi nikah kıyacak diye belirtmeyi de unutmadı.

- Oyyy anam oyyy kafam, ayyy tansiyonum çıktı. Bu oğlan ne olduğu belli olmayan kızı gelin getirmiş bana siz hâlâ nikah diyonuz ya, kalk kız İzem şu başıma patates getir birde tuzlu ayran yap hemen.. Sizde merak etmeyin ben o kıza nefes aldırmam bu konakda..

- Melek hanım kızımız ne olacak peki ortada kaldı ya, bu durum duyulursa vay başımıza gelenler Haşim Ağam diyerek Haşim ağayı sahada sinirlendirmek istedi.

O sırada İzem bir tespside patates ve tuzlu ayran ile aşağı indi önce teyzesine ayranı içirdi sonrada tam patatesleri başına bağlıyordu ki Melek hanım bir patatese bir İzem'e baktı.

- Kız Allah seni almaya kızartmalık değil başıma bağlamak için istedim patatesleri ne bunlar gözüm görmesin seni yürü git hemen. De haydi sizde kalkın ben bakacam o kızın carsine zaten kafam çatlıyor.

- Melek dedi. Delal hanım ama sonra sustu kimse onun kızının ve çocuklarının gururunu ayaklar altına alamazdı. Eğer Melek onu göndermezse kendisi gönderirdi. Bu durumdan sıkılan Melek hanım herkesi sakinlestirip evlerine gönderdi ve yavaş yavaş yeni gelinin odasına doğru yol aldı.

Kapıyı açınca minik oğlunu uyutup yorgunlukdan yanına kıvrılmış kadına baktı ve sonrada sakince odadan çıktı. Bir süre gelininde uzak durmalıydı.

 

Loading...
0%