Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm

@duygu_alp

 

 

 

Bölüm 3

          

Ertesi gün herkes bir koşuşturmanın içerisinde güne başlamıştı. Ahlas Ağa düğün yapacağını tüm doğuya duyurmuş. Herkes Ahlas Ağanın evleneceğini biliyordu. Amcaoğlu sözünden dolayı amcakızı ile evlenmesini beklerken o İstanbul’dan bir kız getirmiş. Zaten eşi ve oğlunun annesi olduğunu söyleyince ortalık karışmış. Amcasının kızı ile sözlüyken nasıl böyle bir şey yaparsın diye amcasının oğlu yakasına yapışmış.

“Ben sözü vermedim söz kesildiğinde bile İstanbul’da karımın yanındaydım bu söz beni bağlamaz.” Diyerek Ahlas kendisini açıkladı.

“Lan amcakızın o senin nasıl yaparsın bunu namusuna laf gelecek hiç mi düşünmüyorsun. Sahip çıkacaksın bacıma kimsenin ağızına sakız etmem ben bacımı, o İstanbullu sürtüğü göndereceksin.” Azat esip gürlemeye başladı. Azat’ın lafını Ahlas’ın attığı kafa böldü.

“Adam gibi konuşacaksın karım hakkında adam gibi o aşiretin hanım ağası bundan sonra, soyumu devam ettiriyor. Lan it sen benim bacımı düşünmedin ben neden senin bacını düşünecekmişim.” Diyerek sözlerini bitirdi. Ahlas ve konağa doğru yol almaya başladı. Konak kapısından içeriye bir deli rüzgâr gibi girip oğlu ve karısının yanına gitti. Gururu kendi oğlu gibi sahiplenmişti. Hele boynunu koklayınca evlat kokusu alıyordu. Kendisi babasız büyümüştü. On yaşında babasını kaybetmişti. Tek sığınağı annesi ve ablası iken ablasını da kaybetmişti. İşte o zaman yakınlarına karşı vicdanını da gömmüştü. Bebek kokusunu derin derin soluyup ciğerlerine çekerken birden odanın kapısı açıldı. Afsa morali bozuk bir şekilde odaya geldi. Ahlas Afsa’yı süzdü. Ah dedi yüzü güzele kırk günde doyulur da hem yüzü hem gönlü güzelle ben ne yapacağım. Yaralı bir serçe gibi pencereme konmuş. Gözünden tek bir damla yaş aksa onu kaybedecek gibi hissediyorum. Daha on dokuz yaşına bir gün hayat ona gülmemiş. Hayatın ona verdiği tek hediye oğlu, onu yaşama bağlayan sebepte oğludur.

“ Hoş geldin Afsa oda da yoktun bende ufaklık ile biraz vakit geçireyim dedim.” Diye açıklama yapmaya başladı Ahlas…

“Şey ben de Gurur’ bakmaya gelmiştim. Aşağıda da sıkıldım. Herkes yabancı olunca.” Dedi.

“Gel Afsa seninle konuşmamız gerekiyor.”

“Dinliyorum şey yanlış bir şey mi yaptım?” Dedi Afsa yanlış bir şey yaptığını düşünmüştü.

“Yok, yanlış bir şey yapmadın sadece senin böyle durmanı istemiyorum kendin için olmasa bile oğlun için dik duracaksın kimseye annem de dâhil kendini ezdirdiğini görmek istemiyorum.”

“ Ama annen ile aran açılır zaten beni istemiyor. Aranızın kötü olmasını istemem. Yapamam ben annen ile aranı bozmak istemiyorum. Hem oğlum ile odadan da dışarı çıkmam burası bize yeter.”

“Afsa sen anneme bakma ve benim dediğimi yap bu konağın hanımı gibi sen davranacaksın. Oğlun ve senin için böylesi daha iyi emin ol.”

“ Denerim elimden geleni yaparım ama ben öyle cazgır birisi değilim ki.”

“ yaparsın yaparsın hadi gel aşağı inelim birazdan senin için seçtiğim gelinlikler gelecek gel beraber bakalım.”

“Gelinlik mi?”

“ Evet, ama beğenmezsen mağazaya gideriz oradan seçersin olur mu?”

“ Bu kadar şey çok fazla hem de benim gibi bir kadın bu kadar masrafa girme değmez. Hem yalandan evleniyoruz.”

“ Afsa ne demek değmez yalandan da olsa değer hem senin de hakkın gelinlik giymek bu konu da itiraz istemiyorum. Hatta sen ve oğlumuz için yaptığım hiç bir şeyi sorgulama itiraz etme. Hadi ben paşamızı alayım da gelinlik seçelim.” Diyerek Ahlas ve Afsa el ele büyük salona indiler. Fakat Ahlas gördüğü kişiler ile morali bozuldu. Ağız ucuyla hoş geldin diyerek koltuğa oturdu. Afsa ise sırayla herkesin elini öpmek için yaklaştı. Sadece kayınvalidesi sözde zoraki bir şekilde elini öptürdü. Ahlas ise minik oğlunu kucağına almış onu nazlandırıyordu. İzem de diğer tarafına geçti.

“ Abi bu çok tatlı bir şey ya maşallah ya…”

“ Şey ne İzem Allah aşkına yaa onun adı GURUR hani şu bazılarında olmayan şey ve bu konağın küçük ağası benim oğlum anneside hanımağa ona göre herkes ayağını denk alsın.”

“Ne demek oğlum annesi hanımağa annen dururken hem bu örfümüzü âdetimizi bilmez bu mu hanımağa olacak.” Diyerek zehirli dilini çıkardı Delal cadısı.

“Benim karım hakkında düzgün konuş yenge az önce uyardım.”

“Yalan mı? Zilan dururken bu ne olduğu belli olmayan kızı getirdin gelin diye Allah bilir bu çocuk da senden değildir.” Delal son zehrini akıttı. Afsa’nın gözlerinde birkaç damla gözyaşı aktı. Ahlas görmesin diye sildi ama görmüştü. Ahlas gözlerinin karardığını hissetti bir kadına şiddet uygulayamayacağını biliyordu. Bu yüzden oda zehrini akıttı.

“Yenge kızın o kadar hanımağa olmak istiyorsa olsun o zaman hakkını yemeyelim.” Delalin gözleri parladı.

“ Geçen aşiret toplantısında Mahmut ağa evlenmek istediğini söyledi. Zelal’i ona verelim üçüncü eş olarak. Hanımağa olsun.” Diyerek sözlerini söyleyip karısının beline elini attı. Karısını daha çok kendine çekti.

“Ne dersin oğul kuma mı olacak kızım. Hem siz evleneceksiniz.”

“Ben evlendim yenge varisimde var paşa gibi ben senin kızını ne yapayım? Ancak karımın getir götürünü yapar o yılan kızın hadi misafirliğin kısası makbul ben karımla gelinlik seçeceğim,” diyerek herkesi kovdu İzem hariç

 

 

Loading...
0%