@duygu_alp
|
2.BÖLÜM Şu anda kucağımda minik paşamızla annesinin odasına gidiyorduk. Sanki ilk dakikalar onu istemediğimi anlamış gibi beni gördüğü zaman yüzünü buruşturuyor. Haksızda sayılmazdı ama işte... “Biz geldik annesi bak ne kadar güzel.” Odaya bizim girdiğimizi gören güzel arkadaşım ağrılarına rağmen gülümsemeye çalışmıştı. “Canım oğlum, Zeynep biraz kucağıma alsam ne olur zaten emziremiyorum. “Afsa böyle söyleyince nedense çok kötü hissetmiştim. “Olmaz canım dikişlerin çok taze, şimdilik benim kucağımda bu kadar görebilirsin.” “Desene o da annesi ilk doğduğun da anne sütünden de kucağından da mahrum kaldı.” “Saçmalama canım sadece bir süre, hem ben yanındayım ben ilgilenirim ikiniz ile bizim kimimiz var ki?” Sen yanım da ol kardeşim yeter ki ben dert diye dünyaları yüklenirim sırtıma. “Ama bak o da beni gibi...” “Sus Afsa senin gibi değil o, annesi yanında bak bana bak asıl sen öldün sandım nefes alamadım ben ikimiz için bu yüzden iyileşmeye bak hemen… “Tamam az yakınım da dur koklayayım biraz yavrumu.” Canım oğlum benim karanlıkta ki ışığım yaşama sevincim. “Zeynep hayal meyal hatırlıyorum beni kucağına alan adamı tanıyor musun? “ “Yok canım tanımıyorum ama sen ameliyattan çıkana kadar kapıdan arkadaşı ile bir saniye bile ayrılmadı.” “Bir yerden tanıdık geliyor. O an sancıdan pek hatırlayamıyorum.” O an açılan kapıya baktık Zeynep ile odaya elinde çiçek ve poşetler ile iki genç adam girdi. “Merhaba, ben Ahlas yanımdaki de arkadaşım Aziz dün siz o durum da görünce yardımcı olmak istedim.” “Çok teşekkür ederim Ahlas Bey, siz olmasaydınız şuan çok ben veya oğlum hayatta olmaya bilirdi.” “Ne demek rica ederim insanlık vazifemiz. Bunlarda ufaklık için cinsiyetini bilmediğim için ortak renklerde aldım.” “Abi dedim ben sana hastanede ki adamlardan birini arayıp cinsini soralım diye.” “Kaniş...” “Anlamadım doktor hanım.” “Yavrunun cinsi diyorum kaniş.” “Ne saçmalıyorsunuz siz, Zeynep aşk olsun sana da benim oğluma ne demeye çalışıyorsun.” “Kuzum ya yanlış anladın o gıcık öyle söyleyince tutamadım kendimi.” “Arkadaşın arkadaşımda pek haz etmiyor. Neyse kusura bakmayın, bir arkadaşım yan odada kalıyor, yardımcı olabileceğimiz bir şey eğer olursa çekinmeden söyleyin.” “Teşekkür ederim Ahlas Bey, Zeynep var yanım da zaten yine de teşekkürler.” Neden geldiler neden gittiler anlamadım, özellikle Zeynep ve diğer adam arasında ki atışma kafama soru işaretlerinin oluşmasına sebep oldu. “Afsa şist sana diyorum.” “Ne oldu? Dalmışım.” “Adam çok yakışıklı değil mi?” “Yakışıklı olduğu için mi adamla laf dalaşına giriyorsun.” “Saçmalama Afsa o dağ ayısından bahsetmiyorum Ahlas Beyi diyorum çok kibar ve yakışıklı. Biliyor musun? Dün seni bir kucağına alıp hastaneye koşması vardı.” “Eeeee Zeynep” “Sanki bir yabancı değil de karısını kucağında taşıyordu. Herkes hayran hayran adamı izledi.” Zeynep’in Ahlas beyi övmesini dinlerken yine kapı açıldı ve görmeyi beklemediğim birisi içeri girdi. “Kerim, senin ne işin car burada?” “Oğlumu görmeye geldim. Ayrıca babası olarak oğlumun yanım da büyümesini istiyorum.” “Zeynep, oğlum dedi.” “Bir dakika Afsa sen şimdi kerem efendi oğlun ve Afsa’yı kabullendin mi?” “Siz beni yanlış anladınız ben sadece oğlumu istiyorum ve benim yanım da beni babası eşimi de annesi olarak büyüyecek.” “Lan şerefsiz sen ne diyorsun bu kız dokuz ay ne çekti biliyor musun? Ölümden döndü, oğlu için ölümü göze aldı sen gelmiş oğlumu istiyorum diyorsun.” “Beni m oğlum benim yanım da benim istediğim gibi büyüyecek şimdi DNA testi yaptıracağız ve oğlumu babası olarak alacağım.” “Baba diyor ya ne babası ne babası siktir git o testi yapsan da oğlumu vermem sana anlıyor musun?” “Afsa Afsa güzelim kendine gel alamaz o şerefsiz oğlunu bırakmayız. “
____________________________________
“Abi dediğin dikkat çekmeden afsa hanımın odasının önünde oturuyordum. Bir adam geldi. Bebeğin babası olduğunu ve bebeği istediğini söyledi.” “Eee ne var bunda Ömer, bebeğin babası işte sahip çıkıyor.” “Öyle değil, sadece bebeği istiyor. Birde Afsa Hanım hamileyken bu şerefsiz başkası ile evlenmiş. Afsa Hanımı bu kadın ile aldatıyormuş. Bebeği de nüfusuna alacakmış babası olarak sahip çıkacak annesi olarak şimdi ki eşi gözükecekmiş.” “Şerefsize bak sen ya, şimdi de DNA testi için laboratuvara gitti.” Ömer konuştukça Aziz’in gözlerine bakıyordum, bir insan ne kadar şerefsiz olabilirdi ya da sırları ne kadar zorlayabilirdi bir anne ile evladını ayırmak için. “Ahlas ne yapmayı düşünüyorsun?” Önce bana soru soran Aziz’e baktım sonra odada bulunan Ömer ve Hamza’da gözlerimi gezdirdim. “Ortaya bir bomba atacağız.” “Ne bombası abi söyleyeyim çocuklara hastane yerine o şerefsizin arabasına koyalım bombayı temiz iş olur.” Diyen Hamza’ya baktım Ömer ‘de ona hak veriyordu. “Oğlum öyle bomba değil. Hastaneye gerçek bombayı neden atalım. Hamza sen hastaneden taburcu olmadan Ömer ile DNA raporunu hallediyorsun. Aziz sende benimle geliyorsun.” _________________________________________ Afsa yaşadığı şoktan sonra eve gitmek istemişti bende yıllık iznimi ne kadar kullanmak istesem de izin allamayınca istifamı verip bu lanet hastaneden çıkmış eve gidiyorduk. Aklımdaki düşünceler beni sanki bilinmez bir dehlizin içine çekip boğuyordu. Kerem ve ailesine karşı nasıl direneceğimizi bilmiyorduk. Kerem zengin ve güçlü bir aileye sahipti. Afsa’dan bebeğini rahatlıkla alırdı ama bir anneye bebeğini göstermemek çok canice bir davranıştı. Özellikle afsa ve ben gibi aile eksikliği ile büyümüşken minik bir bebeğinde annesinden ayrı büyümesini istemiyorduk. “Afsa aklında ne var ne düşünüyorsun? “ “Bilmiyorum sadece bildiğim çok iyi bir avukata ihtiyacımızın olduğu. Para ve güçten önce vicdanının sesini dinleyen şerefli bir avukat bulmamız gerekiyor.” “Hadi şimdi bir süreliğine bunları unut ve dinlen hem lohusasın hem de kalbinden ameliyat oldun ben bebişe bakarım.” “Canım iyi ki varsın sen olmasan ne yapardım. Of çok borçlandım sana şu sıkıntıları atlatınca hemen bir işe başlamam da lazım.” “Saçmalama kim bakacak el kadar çocuğa hem ben doktorum benim doktor maaşım hepimize yeter iki yıl bilemedin üç yıl evin reisi olarak bütün maddi manevi sorumluluklar bende.” “Üç yıl mı? Biraz fazla bir süre değil mi?” Bizim bıdık ancak kreşe başlar o yüzden canım arkadaşım.” “İyi ki varsın Zeynep gerçekten sen ve oğlum olmasa nasıl dayanırdım bilmiyorum.” “Dediklerin ikimiz içinde geçerli birimiz olmazsa diğerimiz eksik kalır. Hadi uyu lohusasın bak al basması olursan bakmam ha ona göre stres üzüntü yok hele lohusa sendromu düşünemiyorum. Aman tanrım anasını ben kaçtım.” Ah Zeynep hiç mi? Hayatına birisini almayacaksın şimdi de üç yılını bize harcayacaksın senin hakkını nasıl ödeyeceğim bilmiyorum. Kafam da bir sürü düşünce var. Oğlumu nasıl koruyacağım bilmiyorum. Hâkimin biraz vicdanı varsa bu kadar küçük bir bebeği annesinden ayırmazdı. Bir şekilde oğlumu korumak zorundayım Kerim’in oğlunu sevdiği için istediğini düşünmüyorum. Başka bir planı vardı. Uyumaya çalıştım sağa döndüm yok sola döndüm yok en sonunda Zeynep’in kaldığı odaya gittim. Umut’un beşiğine baktım yoktu. En son Zeynep’in yanına baktım teyzesinin koynunda uyuyordu. Biliyordum bana bir şey olsa oğluma ne kadar istese de bakamazdı. O da kendini kaybederdi. Sanırım kan bağı olmadan kardeşlik böyle bir şeydi. Tekrar yatağıma gidip gözlerimi zorlasa da olsa kapattım. Sabah gözlerimi açtığım da bugünün diğer günlerden güzel olmasını diledim. |
0% |