Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1.Bölüm

@duyguaslankurt

Hayatta öyle bir an gelir ki, sen daha ne oldu demeden kader ağlarını örerek eline vermiştir bile. Ya şükredip kabullenir bu yola devam edersin,yada elinin tersiyle iter yoluna devam edersin..

 

Bugün Nazlı için önemli günlerden birisiydi. Sevdiği ile buluşacağı için. İçi, içine sığmıyor yerinde duramıyordu.Ilk önce babasının çalıştığı konağa giderek yapması gereken işleri kısa sürede bitirerek sevdiğine kavuşmak için bir an önce yola koyuldu.

 

Babası Yörük köyünün sahibi Zahit ağanın konağında kahyaydı. Nazlıda evin işlerine, çoğu zamanda konağa giderek yardımcı olurdu. Köyde oldukça sevilen birisiydi Nazlı. Dillere destan güzelliği ile köylü dilinden düşüremezdi güzelliğini. Yirmi yaşında uzun sarı saçlı, saçlarında yer yer açık renk geçişleri yer edinmişti. Yeşil gözlerine gölge düşüren uzun kiprikleri, kemersiz küçük burnu ile dolgun pembe dudaklarıyla bütün ilgiyi kolaylıkla üstüne çekiyordu. Bir yetmiş boyu ince fiziği ile giydiği herşeyi onun için dikilmiş edası yaratıyordu. Geçtiği her sokakta farklı görünümü ile ilgiyi çabucak üzerine çekiyor bu durum hergün kapısını birisininçalmasına vesile olurdu. Nazlı kimseyi istemez red ederdi. Onun bir tek helali vardı. Bakkal Hasan beyin oğlu Samet. Tek bir hayali vardı birgün sevdiği adamla evlenerek evinin hanımı kocasıyla aynı yastığa ömür boyu baş koymaktı. Bugün ilk firsatta Samet'e yine çıtlatacaktı bu konuyu.. Babasının diline düşmüştü artık iyice her gelen dünürcü kapıdan döndürmek iyi sayılmazdı yörük köyünde yaşıda akranlarına göre bir hayli geçikmişti. Babası adı çıkacak diye korkuyordu artık. Nazlı bu duruma daha fazla dayanamayarak birgün gönlü olsada olmasada birine verecek diye deli gibi korkuyordu.

 

Hızlıca işe koyularak bir an önce bitirmesi gerekiyordu. Konakta bütün işleri bitirdiği zaman bir oda kalmıştı sadece buraya Zahit ağa dan başkası girmesi yasaktı.İşlerin bitme noktasına geldiğinde yine aynı kapıya denk geldi. Odanın içerisinde ne olduğunu deli gibi merak ediyordu Nazlı. Annesi bir türlü odanın yanından bile geçmesine müsade etmiyordu. Elbet birgün öğrenirim diyerek hızla konaktan ayrıldı. Şuan tek düşündüğü bir an önce Sametine kavuşmaktı.

 

Buluşacakları yere hızlıca gitmeye başladı burasını çok seviyordu Nazlı ormanın yeşilliği ile kokusu insanı büyülerken ağaçların kurduğu patika yolun sonunda yörük köyünü ayak altına seren uçurumun kenarına geldi. Buradan köyünü izlemek özellikle sevdiği adamın omzundan bakmak ayrı bir zevk veriyordu..

 

Birden beline sarılan ellerle irkildi arkasına döndüğün de o çok sevdiği çimen gözlerde kaybolacağını sandı sevdiği ile göz göze geldiği zaman. Yirmi beş yaşında yanık teniyle kara kaşlı kara gözlü diye hitap edilen kişi Sametten başkası olamazdı Nazlı için. Yeşil gözlerine çimen gözlüm diye hitap ederdi nefes aldığı sığındığı tek limandı onun için bu gözler ;

 

"Seni çok özlemişim."

diyerek daha çok yaklaştı genç kıza. Nazlı genç adamın ne söylediğini yada ne yaptığının farkında bile olmadan sadece gözlerinde kaybolmuş bir şekilde bakıyordu. O kadar güzeldi ki gözleri orada kaybola bilirdi. Kendi gözlerini bile bu kadar sevmemişti. Karşında ki adamın gözlerini sevdigi kadar. Tekrar yine yeniden emin oldu hayat arkadaşı kesin bu adam olmalıydı.

 

"Yine daldın derinlere güzellik biliyorum çok yakışıklıyım."

Nazlı genç adamın omzuna vurdu gülerek.

"Bakıyorum yine egolar tavanda. Yakışıklı değilsin sadece benim gözümde teksin."

Diyerek başını Samet'in göğsüne koydu o çok sevdiği kokusunu içine çekti. Artık daha fazla beklemenin faydası yoktu eninde sonunda evleneceklerdi. Ha bugün ha yarın. Genç kız heyecanla söze başladı.

 

"Samet'im bu hasret ne zaman bitecek gel iste artık beni babamdan."

Samet genç kızın yüzünü avuçlarının içine alarak gözlerine bakmasını sağladı.

"Az daha dayan güzelim biraz daha zaman ver bana babamla konuşacağım benimde dayanacak gücüm kalmadı artık. Ama işte herşey istediğimiz gibi olmuyor."

"Olsun sen yanımda olda ben bir ömür boyu yine beklerim seni."

Diyerek gülerek baktı genç kız sevdiği adama. Samet yavaşça genç kızın dudaklarına yaklaşmaya başladı sırada Nazlı hızla geri çekilerek geldi yoldan koşmaya başladı.

 

"Evlenmeden olmaz söylemiştim. Sende beklemek zorundasın Samet'im,benim seni beklediğim gibi sende beni bekle." Diyerek arkasını dönerek oradan uzaklaştı. Koşarak en yakın arkadaşı Leyla'nın evinin avlusuna hızla girerek kapıyı kapatarak arkasına yaslandı gülerek nefes nefese kalmıştı. Yinede pişman degildi ömür boyu böyle olmaya razıydı yeterki sevdiği adam yanında olsun yeter. Ne zaman Samet'in yanından gelse kalbi hep göğüs kafesinden çıkacak gibi atardı.

 

"Nazlı canım hoşgeldin. Hayırdır! Bu halin ney böyle görende sevdiğinin yanından geldin sanacak."

"Ya dalga geçme Leyla."

"Tamam,tamam bu ne heyecan böyle yoksa Samet artık evlenmek istediğini mi söyledi."

"Samet'in yanından geliyorum evet ama hayır evlenme teklifi etmedi. Tekrar konuyu açtığımda en kısa zamanda babasıyla konuşacağını söyledi."

 

Leyla genç kızın ellerini tutarak, çekinerek konuşmaya başladı;

"Bak Nazlı üzüleceksin ama dost acı söyler. Gel vazgeç bu sevdadan Sametten sana yar olmaz baksana oyalayıp duruyor seni kullanıyor gör bunu."

Nazlı hızla ellerini Leyla'nın ellerinden geri çekti.

"Yinemi aynı konu Leyla ne zaman vazgeçeceksin artık böyle düşünmekten. Elbet birgün istiyecek beni babamdan. Bugün degilsede yarın."

 

Leyla ne desede inan dıramıyacağını bildiği için sessiz kalmayı yeğledi. Nazlı birden aklına gelen düşünceyle Leylaya döndü;

"Konaktaki gizemli odaya kimse ne gire biliyor, ne de yanından geçe biliyor. Senin bir bildiğin var mı?"

"Yok canım ben nereden bileyim! Bunu en iyi baban bilir. Yalnız duyduğum o odada gizli şeyler olduğu. Köylülerde o odaya yaklaşmaya korkarmış. Içeriden tuhaf birinin olduğunu söylerler."

 

Nazlı daha da meraklanmaya başlamıştı. Bilemezdi ki bu merakı başına bir gün büyük bela açacaktı.

"Ya ben çok merak ediyorum o odayı Leyla birgün bakmam gerekli yoksa çatlarım."

"Saçmalama Nazlı başına iş alırsın."

Leyla ne derse desin genç kız kafasına koyduğunu elbet yapacaktı.

 

Nazlı eve gittiğinde plan kurmaya başlamıştı. Şans Nazlıdan yanaydı. Aradığı firsat ayağına gelmişti, bir kaç gün sonra Zahit ağa şehre gideceğini ve evde kendisi yokken her yerin temizlenmesi için babasını tembihlemişti.

 

Ağanın şehre indiği gün Nazlı annesiyle konağı temizlemeye başladılar. Nazlı planını uygulamak için can atıyordu.

"Anne sen buradan başla bende üst kattan."

"Olmaz beraber yaparak çıkarız."

"İşimiz çabuk biter. Ayrı yerlerde yaparsak. Aynı yerde ikimiz oyalanırsak bu işler hiç bitmez."

Fikir Necla hanımın kafasına yatmıştı işleri bitirerek evine gitmek istiyordu bir an önce .

"Tamam ama sakın ola gizli odaya gireyim deme. Vallahi başımız beladan çıkmaz aman diyim kızım çok dikkatli ol."

 

"Tamam merak etme anne."

Nazlı hızla yukarı çıktı. Annesinin inanması için odanın birini hızlıca bitirdi. Yavaşca gizli odaya geldi. Bir an kapının üstünde anahtarı görmesiyle şaşırdı. Bu kadarını kendisi bile beklemiyordu. Bugün bütün işleri rast gidiyordu. Bu duruma sevinse mi ? Üzülse mi ? Bilemedi. Sonuçta her kolay erişen işin sonu başa beladır. Yavaşca kapıyı açarak içeri girmeye başladı. Kalbi yerinden çıkacak mış gibi atıyordu adete içeri girdiğinde gözlerini devirdi anlatıldığı kadar çokta farklı bir havası yoktu burasının. Hayal kırıklığı ile odayı incelemeye devam etti. Sadece duvarlarda kazılarak çizilmiş resimler,çizikler vardı. Bir tanede duvarda büyük bir resim vardı. Resimin yüzü çizilmişti. Çıkara bildiği kadar güzel bir yüzü vardı. Tek fark edilen insanı içine çeken gözleriydi. Çok güzel mavileri vardı.

 

"Eskiden kusursuz bir resim olduğun aşikar seni bu hale getiren kişi gözlerin çok güzel olduğu için kıyamamış sanırım."

Peki ama neden karalamışlardı resimi, bunu kim yapmış olabilirdi?

 

Odaya iyice baktığın da gizlenecek bişey olmadığını fark edince bütün hayal ettiği herşey yerle bir olmuştu. Omuzları düşük bir şekilde dışarı çıktı.

 

"Ne bekliyordun akılsız kafam alt tarafı bir oda başıma durduk yere belaya sokacaktım boş bir oda için."

Kapıyı kapatıp arkasını döndüğü sırada Zahit ağayla karşılaşınca ufak bir çığlık attı. Bir suç işlemiş çocuklar gibi bakmaya başladı.

 

Zahit ağa oldukça endişeli görünüyordu.

"Bu odaya girdin mi?"

Nazlı utanarak kafasını salladı.

"Bişey gördün mü? Yada birşey oldu mu?"

"Hayır ağam oda boştu zaten ben çok özür dilerim. Haddi mi aştım. "

Zahit ağa derin bir nefes alsada aklında tek bir soru oluşmuştu. Bu odaya kimse giremezken bu kız nasıl olurda gire bilirdi. Üstelik hiç bir olay olamadan sağ sağlim çıkabilmişti.

 

Bu duruma bir an sevinmişti Zahit ağa.

"Tamam kızım merakın gitmiştir umarım fakat bu kadar merak iyi değildir. Birgün başına bela açarsın. İnsanın başına ne gelirse meraktan gelirmiş."

Diyerek yanından geçerek gitti. Genç kız elini kalbine koyarak derin nefes aldı verdi.

"Boş bir oda yüzünden başıma bela alıyordum." Diyerek oradan uzaklaşarak annesinin yanına geldi. Necla hanım kızını görünce bir an telâşlandı.

"Kızım bu yüzünün hali ney kireç gibi olmuşsun."

"Yok bir şey anne şekerim düştü heralde. Bir an önce işler bitsin diye soluklanmadan bütün işleri bitirmeye çalıştım. Biraz dinleneyim iyi olurum."

Nasıl derdi annesine gizli odaya girip Zahit ağaya yakalandığını büyük bir azar işitirdi. Bunu kaldıracak bir durumda da değildi zaten.

 

Yavaşça konaktan çıkmak için avluya geldi bir an gözü gizli odanın olduğu cama kaydı anda perdede bir kıpırdama olduğunu fark etti. Kafasını kaldırıp iyice incelemeye başladı fakat perdeler kapalıydı, kimse yoktu.

Bir an beyninin oyunu sanarak konaktan ayrıldı.

 

Nazlı bilmeden de olsa kaderinin ağının ilk ilmeğini atmıştı bile.. Bakalım nasıl bir kader bekliyor Nazlıyı kim bile bilir allahtan başka..

 

 

Loading...
0%