
❗Saygılı ve sevgili okuyucularım, bu bölümde de maalesef argo sözcükler bulunur rahatsız olabilecekler için not düşmek istedim.
*******************************************************************************************************************************************************************
Karan Arslanbey
İzlediğim o görüntüler hala aklımda dolaşıyordu. Kardeşim, benim kınalı kuzumu ne hale getirmişlerdi. Her aklıma geldikçe yüreğim sıkışıyor, gözyaşlarım firar ediyordu. Fakat şimdi Salih ve ekip arkadaşları ile beraber saptanılan konuma gidiyoruz. O sülalerini s*ktiklerim İpar'ımın canını yakmışlardı, bende onların canlarını bedenlerinden koparmazsam Karan Arslanbey değilim. Konuma geldiğimizde Salih ve diğer polisler binanın çevresini sarıyorken bizde arabalardan iniyorduk. Binadan 2 el silah sesi gelince hepimiz binaya doğru koştuk ben Boran'la üst kata diğerleri de alt kata bakıyordu. Biz aramaya devam ederken aşağıdan Faysal'ın sesi duyuldu “bulduum”. Hemen aşağıya indiğimizde Faysal'ın kucağındaki her yeri kana bulanmış kardeşime bakıyordum. Yazık benim kuzuma. Onu gördüğümde gözlerim yanmaya başlamıştı bile. Kuzum, canım, yavrum. Bir anda başı ve eli yana düştüğünde Faysal bağırmaya başladı “ambulansı çağırın, doktor” “nabzı çok az” “yardım edin”. Boran arıyordu fakat ben donmuş kalmıştım. Yoksa geç mi kalmıştık? Yoksa yıllar sonra bulduğum kardeşimi tekrar mı kaybediyordum? Kendime gelip ambulansa doğru yürüyordum. İpar'ın yanında ben gidecektim. Ambulansa yerleştikten sonra elini tuttum. “Buradayım kardeşim”
********************************************************************************************
4 Gün Sonra
Uyanmıyordu. Uyanmıyordu bir türlü. Artık o şerefsizler ne yaptılarsa kardeşim uyanmıyordu. Ameliyatı bile çok uzun sürmüş, dün akşam normal odaya almışlardı. Doktorun “ilacı yeni kestiklerini” ve “2-3 saate uyanır” demesinin üzerinden 3 saat geçmişti. Hala bir harekette bulunmamıştı. Sadece ara sıra mırıldanıyordu. Hepimiz pür dikkat odada ona bakıyorduk çünkü hiçbirimiz tek bir hareketini kaçırmak istemiyorduk. Ve 4 günün ardından parmakları hareket etmeye başladı.
🐚
İpar Arslanbey
Faysal gelip beni kucağına aldığından beridir sol göğsümdeki acıya dayanmaya çalışıyordum fakat artık dayanacak gücüm kalmadığı için kendimi karanlığa bıraktım.
***************************************************************************************************
4 Gün Sonra
Kendime gelmeye başladığımda sanki gözümde taş vardı da açamıyordum. Uzun uğraşlar sonucunda gözümü açabildim. Neden buradaydım ben neler olmuştu. Kaçırıldım, elektrik verdiler, vuruldum... Hatırladıklarımla ağlamaya başladım. Ben bunları hak edecek ne yapmıştım? Etrafıma dolanan kollarla ve gelen huzurla buranın Karan abimin kolları olduğunu anladım. Daha sonra Yaman abi, Boran abi, Kenan ve Faysal bana kollarını dolamıştı. Sanki hepsi bir ağızdan seni asla bırakmayacağız demek istiyorlardı. Biraz daha sakinleştikten sonra hepsi kollarını geri çekti ama yataktan kalkmadılar. Ben hepsine baktıktan sonra ağzımı açıp konuşmaya başlayacaktım ki boğazımın çok kuru olduğunu fark ettim. Fısıltı şeklinde de olsa “su” diyebilmiştim. Hepsi telaşlı bir şekilde bana su arıyordu fakat hızlı davranan Yaman abim oldu. Suyu bir dikişte yarısına kadar indirmiştim. Ona minnettarca baktıktan sonra konuşabildim:
“Bana ne oldu?”
Hepsi bir anda konuşacaktı ki Yaman abim yine hızlı davranmıştı:
“Abiciğim, kurşun kalbine çok yakın geldiği için uzun süren bir ameliyat geçirdin ve 2 gün yoğun bakımda kaldın ve dün akşamda bu odaya alındın. Ameliyat çok başarılı geçti ama fazla kan kaybettiğin için uzun bir süre evde bakım göreceksin ve bunu da tabi ki de ben yapacağım.”
“Niye sen yapıyorsun?”
“Çünkü abicim ben son sınıf tıp öğrencisiyim” dediği ile baş salladım.
“Peki bana bunları yapanlar yakalandı mı?”
“Sadece bir tanesi ama diğerleri aranıyor”
“Anladım. Peki beni nasıl buldunuz?”
“Bizi aradıklarında karakoldaydık ve öyle senin konumunu tespit ettik”
Kafamı sallayıp bir süre sessiz kaldım. Sonra Yaman abim konuşmaya başladı:
“Abiciğim bak, biliyorum bu olay olmadan önce daha bir hafta süre dolmamıştı ama lütfen bize yerleş. Hem biz senin aileniz.” biraz dediklerini düşündükten sonra Faysal'a baktım. Bana kıyamayan gözlerle bakıyordu. Kafasını salladığında bende karar vermiştim.
“Tamam, kabul ediyorum”
Gelip bana sarıldığında bende ona sarıldım. Hep beraber otururken kapı çalındı ve Zeynep girdi.
“Civcivimm”
“Kumralımm” bana sarılınca bir anda ağlamaya başladı. Onunla birlikte bende ağlıyordum. Sakinleşince ayrıldık ve uzun bir sohbete daldık. O gidince benimde uykum gelmişti. Herkes odadan çıktıktan sonra rahat bir pozisyona geldim ve uyku mooduna geçtim. Tam gözümü kapatacakken kapı açıldı. Gelene baktığımda Faysal'ı gördüm. Sessiz adımlarla geldi, geldi ve bana sımsıkı sarıldı. Biraz sonra beni hızlıca kucağına aldı. Kokusu beni rahatlatıyordu.
“Özür dilerim güzelim” kaşlarımı çatıp ona baktım:
“Niye özür diliyorsun?”
“Sen, "hava alacağım sen git" dedikten sonra ben kapı girişinde durup seni izledim. O adamların sana yaklaştığını gördüm fakat ne yapacaklarını merak ettiğim için hareket etmedim.” derin bir nefes aldıktan sonra devam etti “Yemin ediyorum sana zarar vereceklerini bilseydim gelir onları döver seni de kurtarırdım ama bilmiyordum” cümlesi bitince sol gözünden bir damla yaş geldi. Onu sildikten sonra ben konuşmaya başladım:
“Hayatım, ben kimseye kızmıyorum. Bu bilgiden sonra sana da kızgın değilim evet belki gelip beni kurtarabilirdin ama
senin de canın tehlikeye girerdi ve ben vicdan azabıyla yaşayamazdım”
“Beni böyle bir azaba sürüklemek ister miydin?”
Kafasını sağa sola salladıktan sonra devam ettim:
“O zaman kendine kızmayı bırak. Bak şimdi güvendeyim. Yanımda sen varsın, abilerim var, kardeşim var, en yakın arkadaşım var.
Ben artık mutluyum. Hem eğer iyileşirsem okuluma devam edebileceğim. Ben daha ne isteyeyim”
Ben tebessüm ederek ona bakıyorken o bir anda beni gülüşümden öptü. Ben şaşkın ve birazda utanmış bir şekilde bakarken o konuşmaya başladı:
“Ben bu kadar harika bir kadını hak edecek ne sevap işledim acaba. Seni çok seviyorum kadın”
“Ben de seni çok seviyorum adam”
Biz birbirimize aşık aşık bakarken kapı bir anda açıldı ve içeriye Kenan girdi.
“Gözlerim kör olaydı da bu sahneyi görmeyeydim. Yetişin komşular ablam elden gidiyor. Vay ben başımı nerelere vurayım, daha baba ocağına girmeden koca ocağına gidiyi. Yetişin” Kenan mahalle karıları gibi konuşurken ayağımdaki terliği çıkartıp ona fırlattım. Tam koluna geldi.
“Ablacığım elimden kaza çıkmadan yürü git kapıyı kapat”
“O terliğimi de getir”
“Tamam ablacığım al terliğini, siz rahatınızı bozmayın ben gittim” kapıyı kapattıktan sonra Faysal'a döndüm fakat o beni zaten seyre dalmıştı. Beni kucağında kaldırdı, yatağa bıraktı.
“Dinlenmen lazım. Ben çıkıyorum ama bir kapı ötendeyim haberin olsun” alnıma bir buse bıraktıktan sonra çıktı. Ben de uzun bir süre sonra rahat bir uykuya daldım.
***************************************************************************************************
Güneş ışınları gözüme ulaşınca sabah olduğunu anladım. Yataktan kalktığımda kendime baktım. Bacaklarımda ve kollarımda sargılar vardı. Ayrıca sol göğsümden başlayıp komple omzumu saran bir sargı vardı. Kendime bakmayı bitirip odadan çıktığım da karşımda ki manzarayla dejavu yaşadım. Ben her hastane anımızda bu sahneyi yaşamalı mıydım? Abilerim, Kenan ve Faysal karşı duvarın dibine çökmüş uyuyorlardı. Ben de geleneği bozmamak adına 7 adım mesafesinde durdum ve yüksek bir sesle:
"Koğuş kalk”
“Emredersiniz komutanım”
“Emredersiniz komutanım”
“Emredersiniz komutanım”
“Emredersiniz komutanım”
“Emredersiniz komutanım” onlar her zaman ki gibi kalktıkların da ben kahkaha atmaya başlamıştım. Karan abim ben gülerken sahte bir kızgınlıkla konuştu:
“Aşk olsun sana kız, utanmıyor musun bizim yüreğimizi hoplatmaya?”
“Ne yapayım be abi geleneği bozmayayım ded-”
“Allllahhh abi dedi valla dedi ilk bana dedi abii dedi” derken beni etrafımda döndürüyordu. Ben de kahkaha atıyordum bu kadar mutlu olacağını bilsem daha önce söylerdim. Abim beni bıraktığında Yaman abim kıskançlık kokan sesiyle konuştu:
“Tamam be sizde ne abarttınız alt tarafı abi dedi ne diyecekti dede mi?”
“Kıskanma abicim send-”
“Allllahhh valla bana da dedi kıskanın da kıskanın patlayın da çatlayın abi dedi bana da dedi” sımsıkı sarıldığı için hem nefes alamıyordum hem de yaram acıyordu. Boran abim sanki zihnimi okumuş gibi konuşmaya başladı:
“Yav bıraksana abi kızın canı acıyor” Yaman abim hemen geri çekildi. Ben derin nefes alırken Boran abime bakıp tebessüm ettim:
“Sağ ol abi”
O da 3 büyük adımda yanıma gelip sakin ama uzun bir süre sarıldı. En son dayanamayıp Kenan, beni kolumdan tuttuğu gibi yanına çekti:
“Yahu yeter bırakın ablamı kız sizin yüzünüzden tekrar yataklara düşecek” “İyi dedim demi abla”
“İyi dedin kardeşim aferin sana”
O da bana sarıldı ama hızlıca bıraktı. Bu sefer ben Faysal'ın yanına gidip ona sımsıkı sarıldım.
“Hepsiyle sarıldım sana da sarılmazsam kollarım eksik kalırdı”
“Teşekkürler hayatım” abilerimin homurtularını duyduktan sonra ayrıldık. Yaman abim konuşmaya başladı:
“Aman tamam aşık kumrular doğru düzgün durun büyükler var burada” ben de yanına gidip koluna girdim:
“Abiciğim ben acıktım sen Faysal'ımla beni boş ver de gel yiyecek alalım”
Kafasını salladıktan sonra gidiyorduk ki Kenan'ın Karan abimin kulağına söylediklerini duydum:
“Abi sahiplik ekini fark ettin mi?”
“Kenan oraya gelirsem yine terlik yersin sus otur oturduğun yerde”
“Taaaaamaaam ablaaa”
“Aferin”
Kahvaltılık şeyler aldıktan sonra hep birlikte kahvaltı ettik gerçi abimler Faysal'la birlikte oturduğumuz için biraz homurdandılar ama olsun. Taburcu işlemelerimi hallettikten sonra eve geçecektik fakat Faysal kendi evine geçeceği için o farklı bir arabayla gidiyordu. Evde yeterince kıyafet olduğu için ekstra eşya almayacaktım. Eve gelince Hasan Bey bizi kapıda karşılamış hatta kızım diyerek sıkıca sarılmıştı. O an onu da tıpkı abilerim gibi kabul ettiğimi fark ettim. Seher Teyzeye de Seher anne deme kararı almıştım. Salonda otururken abilerim ballandıra ballandıra onlara abi deme anlarımı anlatıyorlardı. Bende onları sessizce dinliyordum. Çok uykum gelmişti. Karan abim bana seslenince ağırlaşan kafamı zor da kaldırıp ona baktım.
“Abiciğim hadi üstünü değiştir ilaçlarını iç yat. Çok yoruldun sen”
Kafamı sallayıp “tamam abi”
Odama girdiğimde mavi bir pijama takımı giydim ve tuvalette ki işlerimi hallettim. Telefonumu şarja takarken mesaj sesi ile telefonu açıp mesaja tıkladım. Mesaj Faysal'dan geliyordu.
“İyi geceler güzelim🌛”
“İyi geceler hayatım🌜”
Telefonu şarja takıp mutfağa indim. İlaçlarımı içtikten sonra salona gittim hepsi orada oturuyordu.
“Herkese hayırlı akşamlar”
Hepsi hayırlı akşamlar dedikten sonra odama gittikten sonra derin bir uykuya daldım.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 2.29k Okunma |
178 Oy |
0 Takip |
21 Bölümlü Kitap |