20. Bölüm

15. Bölüm İşler Karıştı

Deniz Etiman
duygudeniz331

İpar Arslanbey

Duyduğum sesle adeta buz tutmuştum. Acaba olabilir miydi? Beni doğduktan sonra düşman aşiretle kaçıran, herkese öldüğümü söyleyen, yetimhaneye bırakıp 20 yıl acı içinde yaşamama sebep olan kadın geri dönmüş olabilir miydi? Derin nefes alıp arkamı döndüm. 45'li yaşlarının sonlarında benim gibi yumuşak yüz hatlarına sahip bir kadın vardı karşımda. Gerginlik ve sinirden vücudum kasılmış konuşamıyordum. Kadın tekrar konuştu:

“İpar? Sen misin kızım?”

Ben daha çok gerilirken arkamda bir el hissettim, dönüp baktığımda Faysal'dı. Bana güven veren bakışlarıyla beni izliyordu. Biraz daha rahatlamıştım. Bu sefer Yaman abime döndüm. O ise kadına nefret dolu gözlerle bakıyordu. Artık emin olmuştum. O kadın “anne” demeye layık olmayan annemdi. İfadesiz bakışlarımla O'na döndüm;

“Sanmıyorum hanımefendi. Benim annem 20 yıl önce öldü.

Size iyi günler.”

Ben dönüp gidecekken o yine konuşmaya başladı.

“Yaman? Ben Ayşe Teyzen. Hani sana masal okurdum. Hatırladın mı beni?”

O an anladım ki karşımdaki kadın ben dışında herkese annelik yapmıştı. Benim ne günahım vardı, benim niye saçımı okşamayıp, masal okumamıştı? Bunları daha sonra düşünecektim. Zira Yaman abimin cevabını bekliyordum.

“Pardon hanımefendi, galiba beni biriyle karıştırdınız. Benim tek tanıdığım Ayşe Teyzem 20 yıl önce öldü. Kardeşimin de dediği gibi size iyi günler”

Abimin son sözü söylemesiyle arkamızı dönüp hareket etmeye başladık. Şuan tek isteyim yatağıma yatıp hıçkıra hıçkıra ağlamaktı.

Eve adımımızı attığım an gözüm kararmaya başladı ve en son kendimi Faysal'ın kucağında hatırlıyorum geri kalan boşluk...

🐚

Faysal Karatürk

Duyduğumuz sesle şoka girmiştim lakin İpar'ın bana ihtiyacı olduğunu hissetmiş yanında olduğumu göstermek istemiştim. Gergin vücudu titriyordu. Eve gidene kadar kimse bir şey dememişti. İpar'ın bayılacağını anlayınca onu kucağıma almış ve arabaya geri binmiştik. Hastaneye geldiğimizde serum vermişlerdi. O uyurken ben de kalkıp Karan'ın yanına gittim.

“Karan”

“Efendim”

“Ne düşünüyorsun?”

“Bilmiyorum abi. Ama hissediyorum. Ortalık karışacak. O kadının gelişi hiçbir zaman

hayra alamet olmamıştır. Allah'tan tek dileğim İpar'ın zarar görmemesi”

“Amin”

Biraz sessiz kaldıktan sonra aklıma gelen fikirle tekrar konuştum:

“Karan”

“He?”

“Abi, birkaç günlüğüne tatil mi yapsak?

Hem İpar' da olaylardan uzak kalmış olur.”

“Mantıklı. O sırada da olayların aslını astarını öğrenmiş oluruz.”

“Bizim Çeşme'de yazlık var ya 2 haftalığına oraya gideriz”

“Tamamdır abi”

Konuşma bitince ben de İpar'ımın yanına döndüm. Telefonumu çıkarıp fotoğrafını çektim. Ben onu izlerken kıpırdanmaya başladı. Gözlerini açınca göz göze geldik.

“Faysal?”

“Söyle güzelim”

“Beni hiç bırakma olur mu?”

O böyle deyince yanına gidip kucağıma aldım ve öyle yatağa oturdum.

“Nereden çıktı bu güzelim”

“Rüyamda ben böyle karanlık bir yerdeydim. Sonra bir ışık gördüm ve o ışıkta senden geliyordu. Ben sana seslendim ama sen bana bakmadan, arkanı dönüp gittin. Ben çok üzüldüm.” En son cümleyi söylerken sesi titreyip dudağı büzülmüştü. Yüzüne gelen saçları kulağının arkasına atıp gülümsedim;

Ey benim gülen yüzüm

Sevgilim;

Senin güzelliğin,

Dünya'ya dedikodudur.

Bu ne güzellik, bu ne yüz, bu ne güldür.

Acaba saçın amberi görüp mis kokulu olmuş

Bu ne saç, bu ne kâkül, bu ne zülüftür.

Aklım saçının kokusuyla doludur.

Bu ne güzel koku, bu ne ıtır, bu ne hoştur.

Gözyaşı dalgaların başımdan aştı,

Bu ne deniz, bu ne ırmak, bu ne nehirdir.

Muhibbi ansızın divane oldu,

Bu ne dert, bu ne aşk, bu ne huydur

Şiiri bitirdiğimde usul usul gözyaşları akıyordu uğuruna canımı feda edeceğim gözlerinden. Bana sımsıkı sarıldı. Burnumu boyun girintisine koyup mest olduğum kokusunu içime çektim. Kafamı çektiğimde bana aşk dolu bir gülümsemeyle bakıyordu.

“Ben nasıl büyük bir sevap işledim de sen karşıma çıktın be adam” Kafasını usulca yaklaştırıp masum bir buse kondurdu dudaklarıma. Dudaklarımız ayrıldığında bir süre birbirimize sarılı kaldık. Kapı tıklatılınca bedenlerimiz ayrıldı. İpar'ı yatağa bırakıp koltuğa oturdum. Kapı açılınca abileriyle doktor girdi.

“Geçmiş olsun İpar Hanım. Sürekli bayılmaktan mustaripmişsiniz. Biz gerekli testleri yaptık lakin fiziksel olarak herhangi bir belirti bulamadık. Bundan dolayı sizi hastanemizin psikoloji danışmanlık bölümüne sevk edeceğim. Taburcu olmadan önce seans günü ayarlamanızı tavsiye ediyorum. İyi günler.”

 

Doktor çıktıktan sonra Karan ile ben taburcu işlemlerini ve seans gününü ayarladık. Eve vardığımızda tam ben gidecekken Seher Abla beni yemeğe davet etti.

🐚

İpar Arslanbey

Eve geldiğimizde direkt üst kata çıkıp kıyafetlerimi değiştirdim. Yemeğe Faysal'ın da kalacağını öğrendiğim için birazcık özendim. Aşağı indiğimde Seher Anne sofrayı hazırlamıştı. Hemen Faysal'ın yanına kuruldum. Canım hiç yemek yemek istemiyordu. Faysal'ın da yemek yemediğini fark ettiğimde yemeklere doğru uzandım. Ben yemeyebilirdim ama sevgilimin aç durmasına izin veremezdim. Faysal'ın tabağına her yemekten koyduğuma emin olunca rahatlayıp arkama yaslandım. Hala yemeğine dokunmadığını görünce çatalına uzanıp yemekleri ağzına teptim. İki çataldan sonra çatalı elimden alıp kendisi yemeğe başladı. Önüme dönünce abimlerin bize baktığını fark ettim. Özellikle Yaman abim çok ters bakıyordu. Gözlerimi kaçırınca Kenan'la göz göze geldim, bana sırıttığını görünce iyice utandım. Sessizliği Karan abim bozdu.

“Baba”

“Efendim oğlum”

“Biz diyoruz ki şöyle 2 haftalığına tatile çıkalım. Çeşme'de ki yazlığa gideriz. Hem kafa dağıtmış oluruz”

“İyi düşünmüşsünüz tamamdır ne gün çıkıyorsunuz yola?”

“Yarın hazırlanır, pazartesi çıkarız yola”

“Tamamdır oğlum dikkat edin kendinize”

Çok mutluydum şuan. Faysal ve abimlerle çıkacağımız ilk tatildi bu. Yemek bittikten sonra hep beraber sofrayı kaldırdık. Şuan Faysal'ı uğurluyordum:

“Hoş çakal aşkım.”

“Hoş çakal aşkım. Kendine iyi bak”

“Tamamdır canım dikkatli git”

Sarılmamız bittiğinde arkasını döndü. O an aklıma gelen şeyle seslendim:

“Faysal”

“Efendim gülüm”

Hızlıca yürüyüp yanağına buse kondurdum.

“Bugün bana destek olduğun için teşekkür ederim.

İyi ki varsın, iyi ki benimlesin”

O da benim yanağıma buse kondurdu.

“Her zaman seninleyim gülüm”

Son bir kez sarıldıktan sonra o gitti ben de eve girdim. Herkese iyi geceler deyip odama çıktım. Pijamalarımı giydikten sonra makyajımı çıkardım. Yatağıma uzanıp telefonumu şarja taktım ve mesaj yazmaya başladım:

“Civcivimmm”

“Nasılsınn?”

“Bir süredir konuşamadık “

“Biz pazartesi günü 2 haftalığına tatile çıkıyoruz. “

“Hazır sen de tatile girmişken bizimle gelir misin?”

“Lütfen, lütfen, lütfen”

Çevrim içi olduktan sonra o da yazmaya başladı:

“Kumralımmm”

“Ben iyiyim. Sen nasılsınn?”

“Yani bilemedim ben gelmek çok isterim de fazlalık olmaz mıyım?”

“Civcivimm saçmalama tabi ki de fazlalık olmazsın.

Aksine sen olunca daha güzel olacak ayrıca

çok dedikodu birikti hasret gidermemiz lazım”

“Tamam o zaman kumralım. Ben de geliyorum”

“Ve teşekkür ederimmm”

“Neden civcivim?”

“Beni unutmadığın için”

“Seni asla unutmam civcivimm.”

“Seni çok seviyorum”

“Ben de seni çok seviyorum”

“İyi geceler”

“Sana da iyi geceler”

Telefonu kapattıktan sonra kapım çaldı. İçeri Karan abimin girdiğini gördüm.

“Abi?”

“Ne oldu?”

“Bu gece de benle uyumanı istedim”

Ona tebessüm ederek yana kayarak yatakta yer açtım. İkimiz yatakta sarılarak uyumaya başladık. Tam dalacakken abimin sesini duydum.

“İpar”

“Evet abi”

“Yarın seni benim için çok özel biriyle tanıştıracağım”

Kafamı sallamakla yetindim. Derin bir uykuya dalmamda kısa sürdü.

Bölüm : 24.09.2025 21:59 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...