
İpar Arslanbey
Sabah uyandığımda bayılmanın, yaşadıklarımın ve ilaçların da etkisiyle başımda müthiş bir ağrı vardı. Yaklaşık 1 saat boyunca ağlayarak doğumumdan bu güne kadar yaşadıklarımı düşündüm. Fakat bu düşüncelerimin ardından hırsla ayağa kalktım ve yaşadıklarımın hesabını sormaya karar verdim. Kapıdan hışımla çıkıp yürüyecekken gördüğüm manzarayla bütün öfkeme buz gibi bir su döküldü. Karan, Boran, Yaman ve Kenan duvara çökmüş bundan önceki hastane anımızda ki gibi duruyorlardı fakat bu sefer aralarına Faysal da katılmıştı. Hemen önlerine geçtim ve geçen sefer Kenan'ın yaptığını bu sefer ben onlara yaptım;
"Koğuş kalk"
"Emredersiniz komutanım"
"Emredersiniz komutanım"
"Emredersiniz komutanım"
"Emredersiniz komutanım"
"Emredersiniz komutanım" diyerek hepsi bir anda kalktı ve karşımda hazır ol da durdular. O kadar ciddilerdi ki ben gülmeye başlayıncaya kadar hiçbiri ifadesini bozmadı. Ben kahkalarla gülerken yere düştüm. En sonunda gülmem kesilince onlara baktım abilerim sempatiyle, Kenan şok olmuş bir şekilde Faysal ise gözlerinde farklı bir duyguyla bakıyordu ve benim yanaklarıma kan hücum ettiği için kafamı eğdim. Bu hareketimden sonra hepsi gülmeye, Kenan'da yanıma gelip beni gıdıklamaya başladı. Kahkahalarımız bütün koridoru inletiyordu. Çok şükür ki Kenan beni gıdıklamayı bırakıp ayağa kaldırdı. Bir süre sonra konuşmaya başladım:
"Benim teklifim kahvaltı yapıp şu gündemde olan meseleyi konuşalım"
"Mantıklı bir teklif. Bence kardeşimin dediğini yapmalıyız" diye konuştuğunda Karan'a baktım ve o da bana tebessümle bakıyordu bu yüzden hafifte olsa yanaklarım kızarmış olma ihtimali yüksekti. Bu sefer Kenan söze girdi
"Bence de mantıklı da nereden senin kardeşin oluyor o bir kere benim ablam. Değil mi abla?" ona kolumu kaldırıp gelmesini işaret ettim. O kolumun altına girmesiyle konuşmaya başladım:
"Evet ablacım ben senin ablanım da cıvıma istersen"
"Peki ablammmmm" biz konuşurken diğerlerinin yüzünde kıskançlıkla mutluluğun arasında gidip gelme vardı. Biz sarılırken bir tarafından çekildim, ona baktığımda Yaman olduğunu gördüm.
"Tamam bu kadar kardeşimle sarılman bittiyse gidip kahvaltılık alalım kızcağız acıktı." ona baktığımda bir tebessüm gönderdim. Herkes odama geçtiğinde Kenan'da kahvaltılık almaya gitti. Geldiğinde beraber yemeğe başladık fakat Faysal yemiyordu sadece beni izliyordu. O yemeğince boğazımdan geçmiyordu. Elime reçelli gevrek alıp ona verdim. Abilerim yemek yemeği bırakmış benim ne yaptığımı izliyordu. Faysal anlamaz bir ifadeyle bir bana birde reçelli gevreğe bakıyordu.
"Akşam bir şey yemedin sabah da yemezsen bütün gün başın ağrır zaten bu aralar programın yoğun o yüzden lütfen ye"
Bu söylediklerimin cesaretini sadece abilerimin ve onun benim uyuduğumu düşünürken yaptığı konuşmadan alıyordum. O bana tebessüm ederek gevreği aldığı gibi yedi bende kahvaltıma dönmeden önce abilerime baktığımda kıskançlıktan kudurur bir halde gördüm. Hatta Kenan Yaman'ın kulağına eğilmiş "daha bize bile vermeden ona verdi kız bizi kabul etmeden elden gidiyor abi" dediğinde ona kötü kötü baktım. Kahvaltı yenilmiş ve çaylar içildiğine göre artık bir karara bağlanılmalıydı. Boran konuşmaya başlayacağını belli etmek amacıyla boğazını temizledi:
"İpar biliyorsun ki zor bir durum. Tabi ki baskı kurmak istemiyoruz ama bunca yıl geç kalmışlığında etkisiyle bize taşınmanı istiyoruz." bitirince Yaman konuşmaya başladı:
"Bak İpar biz sadece senin iyiliği isteriz. Biz senin abilerin, kardeşiniz. Yıllar sonra olsa da aileniz eğer emin olamıyorsan yada kafanda her şeyi oturtmak istiyorsan DNA testi yaptırabiliriz."
Aslında şuan evet veya hayır demem gerekirdi fakat ben ağlamaya başladım. Hıçkırmaya başlarken ilk önce Kenan sonra sırasıyla Faysal, Karan, Boran ve Yaman sarıldı hepsinin sarılması dışımı sararken aslında aynı zamanda onları içime kabul ediyordum. Benim ağlamam kesilince onlarda geri çekildi. En nihayet daha iyi olunca konuşmaya başladım:
"DNA testine lüzum yok fakat hemen taşınmaya hazır değilim bu konuyu 1 hafta sonra konuşmamızın sakıncası var mı?"
"Tabi ki de sakıncası yok küçüğüm" dedi Yaman abim. Biraz daha sohbet ettikten sonra Hasan Bey'in yanına geçtik. Kapıyı Faysal çaldı ve içeri geçtik yanında Kenan'ın annesi olduğunu düşündüğüm kadın vardı. Hasan Bey beni görünce gözleri doldu. Ben ise olabildiğince düz bakıyordum. Dakikalarca sessizlikten sonra sadece "özür dilerim" deyince ben de şalter atmıştı.
"Gerçekten mi? 20 sene sonra kızını buldun ve sadece bu kadar mı? O kadar yıl çekilen acının ardından sadece bir özür mü?"
Sesimi ne kadar düz tutmaya çalışsam da gözlerim doluyordu. Devam ettim bunca yıl suskunluğun patlamasıydı bu.
"Öldüğünde sorgulamadığın araştırmadığın kızını 20 yıl sonra yaşadığını öğreniyorsun ve sadece özür mü diliyorsun? Neden ya ben onca acıyı çektikten sonra sadece bir özür layık görülüyor bana neden? "
Artık ağlıyordum fakat sadece ben değil Hasan Bey de ağlıyordu hatta Kenan'ın annesi de. Tam dizlerim tutmadığı için düşüyordu ki Faysal beni tutarak kucağına aldı. O kadar benim gibiydi ki burası tam benim içindi onun kucağı. Beni odadan çıkarttığında hıçkırarak ağlıyordum. Odamdaki yatağa oturduğunda beni bırakmadı. Sakinleştiğimde kıpkırmızı olduğunu düşündüğüm gözlerimi ona kaldırdım, onunda bana çok yoğun baktığını gördüm. Derin nefes alarak konuşmaya başladım:
"Sence aşırı mı tepki verdim?"
Gözümün önündeki saçları kulağımın arkasına koydu. O sırada içimde çok büyük duygular horon tepiyordu.
"Hayır sen içinde biriktirdiklerini yansıttın bu yüzden kendine kesinlikle kızmamalısın" dedi ve devam etti "Sen ne yaparsan yap abilerin ve ben hep arkanda olacağız, hep seni koruyacağız" dediğini doğru mu anladığımdan emin olmadığım için sorma ihtiyacı hissettim
"Abilerim tamam da sen niye koruyorsun?"
"Uyuma numarası yaparken dediklerimi duyduğunu biliyorum ama yine de söyleyim" uyku numarası yaptığımı nereden biliyordu ki? "Ben seni kalbime kazıdım eğer sende kabul edersen ömrüme de kazımak istiyorum kabul eder misin?"
"Bende senin yarabandın olmak isterim. Seninle hayatımı, ömrümü, kalbimi birleştirmek isterim. Hep senin yanında olmak, karalarında kaybolmak isterim."
Onun bana söylediklerini değiştirerek aşk itirafı yapmamdan ötürü gayet memnundu. Söyledikten sonra bana sımsıkı sarıldı. Ayrıldığımızda benle birlikte ayağa kalktı. Beni yere bıraktığında dengemi 1-2 saniye sağlayamadım. Daha sakin bir şekilde odaya gireceğimiz sırada alnımı öptü. Odaya girdiğimizde abilerimin delici bakışlarıyla karşılaştım. Onların tarafına bakmazken Kenan yanıma geldi.
"İyi misin?"
"Hıhı iyiyim sadece yaşadıklarımın ağırlığıyla sert tepki verdim"
"İyi madem. Ha bu arada Faysal'la aranızda ne var bilmiyoruz lakin abimler sizi kıtır kıtır kesmek istiyor gibi bakıyor haberin ola"
"Sağ ol ya ben hiç farkında değilim sanki"
Benden uzaklaştığında hala yatakta yatan Hasan Bey'e baktım. O da sanki bunu bekliyormuş gibi konuşmaya başladı:
"İpar'ım canım kızım." şunu duymak için 20 yıl beklemiştim. "Neler yaşadığını bilmiyorum fakat zor şeyler yaşadığın belli anlatmak için hep ben buradayım bunu bil. Elbette sadece bir özrü hak etmiyorsun. Biz burada abilerinle, kardeşinle ailen olarak sana destek vermek, yanında olmak için buradayız. Kabul edersen bizimle yaşamanı istiyoruz fakat gördüğüm kadarıyla bir müddet süre istiyorsun. İstersen bütün zaman senin olsun lakin sadece bir söz vermeni istiyorum. Bana iyi veya kötü kararını verdiğinde bunu bizim evde yemekte söyler misin?"
"Öncelikle biraz sert bir tepki vermiş olabilirim. Fakat size söz veriyorum 1 hafta sonra kararımı yemekte söyleyeceğim. Bu arada geçmiş olsun"
Hasan Bey'in dinlenmesi için odadan çıkıp benim odama girdik. Faysal benim yanıma oturunca ona bakıp tebessüm ettim. Karan abim biraz daha bize kısık gözlerle bakarsa gözleri içine göçecekti. En sonunda ayağa kalktım. Tuvalete giderken Karan abimin sesini duydum, Faysal'a "beni üzmemesini eğer üzerse sonuçlarında kendisinin sorumlu olmadığını açıklıyordu." Tuvaletteki kadın bana tiksinerek bakıyordu. Moralim bozuk bir şekilde odaya geri döndüm.
"Neyin var kuzum?" diyen Boran abime bakarak konuşmaya başladım.
"Tuvaletteki kadın bana iğrenerek bakıyordu. Neden öyle baktı anlamadım."
"Oyyyy benim kınalı kuzumun morali mi bozulmuş" diyerek sarıldığında ben de ona sarıldım. Yaman abimin telefonu çaldığında yönümü ona çevirdim.
"Kim arıyor?"
"Amcamlar gelmişler odadalarmış haber veriyorlar."
Hep beraber Hasan Bey'in odasına gittik tekrar. Odaya girdiğimizde Hasan Bey'in ve yanında ki beyefendinin gülümsediğini gördüm. Odadakilere göz gezdirdiğimde odadaki kızın tuvaletteki kız olduğunu fark ettim ve yine aynı şekilde bakıyordu. Yanımdaki Faysal'ın koluna girdiğimde bana baktığında kulağına yükseldim.
"Şuradaki kız kim Faysalım"
"Faysalım diyen diline kurban olduğum o Selim amcanın kızı İrem niye sordun ki?"
"Tuvaletteki kız oydu"
Ona baktığımda sert bakışlarını ona atıyordu. Bende koluna biraz daha girerek önüme döndüm. O sırada Selim amca da bana bakıyordu ona tebessüm ettim.
"Sen nasılsın kızım?"
"Çok şükür iyiyim Selim amca siz nasılsınız?"
"Hamdolsun iyiyim ben yeğenimi buldum kardeşim kızını nasıl iyi olmayayım?"
"Allah mutluluğumuzu daim etsin"
Ben susunca İrem denen kız son derece cırtlak olan bir sesle konuşmaya başladı
"Eee Faysal sen nasılsın? Uzun zamandır bir şeyler yapmadık bir ara buluşup yapalım"
Faysalım onun aksine oldukça sert bir bakış ve donuk bir ses tonuyla konuştu:
"İyiyim çok şükür de biz seninle uzun zamandır değil hiçbir zaman bir şeyler yapmadık yapmayacağız da" sonra bana döndü ve yüzü güller açmaya başladı bende ona daha da yanaştım. Bu sefer de bana sardı ama sesinden bile iticilik akıyordu:
"İparcım hoş geldin aileye 20 yıldır yoktun ama olsun. Biz misafirperver bir aileyizdir."
Ben ise sakin olmaya çalıştım:
"Hoş buldum İremcim. Ben misafir olmadığım için bu ayrıntı çok da önemli değil benim için."
Kenan'a baktığımda dudağını okuyabildiğim kadarıyla "İpar vurdu gol oldu" diyordu. Fakat kız kaşınmaya devam ediyordu. Sessiz olduğunu düşündü bir şekilde konuştu
"Geçici gelişlere alışmak üzereyim. Hala farkında değil bu ailede de Faysal'ın kalbinde de geçici"
"İremcim burada kalıcı olan benim. Bu kişiler benim ailem. Faysalımın kalbide benim kalıcı yuvam. Sen ise misafir olduğuna göre geçici olan oluyorsun. Senin ailen misafirperver olabilir lakin ben hadsiz misafirlere karşıyım o yüzden çeneni kapalı tutmalısın"
Dediklerim ona koymuş olmalı zira ağlayarak odadan çıktı. Selim amcaya dönüp konuşmaya başladım:
"Kusura bakma amca ama kızın canımı biraz sıktı saygısızlık ettiysem kusuruma bakma"
"Ne kusuru kızım o bunu çoktan hak etmişti." Abilerim gelip bana helal olsun diyerek sarıldı. Akşam olunca geç olduğu için abimlerde kalacaktım. Zeynep'e olayların özetini geçince o da abimlerde kalmamı fakat dikkatli olmamı tembihledi. Şuan Faysal şoför koltuğunda Boran abim yanında benim yanımda ise Kenan ile Karan abim vardı. Karan abim konuşmaya başlayınca dikkatimi ona verdim.
"Faysal, kardeşimle olan ilişkinize karışamam lakin seni uyarıyorum bu kız senin yüzünden 1 damla göz yaşı döksün ben seni o göz yaşında boğarım."
"Abicim dediğim gibi Faysalla olan ilişkine bir şey diyemem sadece senden tek ricam yanımızda çok sıkı fıkı olmayın bizde abiyiz yani " bana ve Faysal'a yaptığı konuşmanın farklılığı ile ona sıkıca sarıldım. Faysal'ı bıraktığımızda eve doğru yola çıktık. Eve gelince Kenan hızlıca beni alıp evi gezdirdi. En sonunda bir odada durdu ve odayı açtı. Genelde sade bir tasarımı olan lilanın ağırlıklı olduğu bir odaydı.
(İpar'ın odası temsili)
"Bu odada senin odan."
"Geçekten mi? Ama burası çok güzel"
"Zaten o yüzden senin. Merak etme içinde ihtiyacın olan her şey var" Ona sımsıkı sarıldım.
"Çok teşekkür ederim"
"Rica ederim haydi sen üzerini değiştir bizde seni yemeğe bekleyeceğiz"
Üzerime eşofman altı ile kazak giydim. Yemeğe indiğimde herkes beni bekliyordu. Karan ile Boran abimin ortasına oturdum. Kenan'ın annesi olan Seher teyzenin eli çok lezzetliydi. Yemek yemeğe başladığımızda Boran ve Karan abim tabağımı dolduruyordu. En sonunda ufak bir tepecik oluştuğunda konuşmaya başladım:
"Hasan Bey oğullarınıza bir şey söyler misiniz önümde küçük bir tepe oluşturdular ve ben bunların yarısını anca yerim."
Hasan Bey hemen konuşmaya başladı
"Haytalar siz dönün önünüzden yiyin bırakın benim güzel kızımı."
"Teşekkürler"
Yemek boyunca her şey çok eğlenceli geçmişti. Şuan oturmuş çay içiyorduk.
"Ablacığım beraber ders çalışalım mı?"
"Olur abla ama ilk önce uyarayım odam bir tık dağınık olabilir"
"Olsun ablacığım bir şey olmaz"
Tam kalkacakken Seher teyze konuştu
"İpar kızım sen Kenan'dan büyük değil misin niye aynı sınıftasınız?" bunu aslında sadece meraktan sormuştu
"Öyleyim ama ben yetimhanedeyken darp edildim o yüzden 1 yıl hastanede yattım 1 yılda anca kendime geldim bundan dolayı aynı sınıftayız" bunu Hasan Bey'in yüzüne bakarak söylemiştim.
Seher teyze gelip bana sımsıkı sarıldı
"Kusura bakma kızım kırmak için söylememiştim"
"Biliyorum Seher teyze merak etme kırılmadım"
Kenan'ın odasına girince şok oldum
"Kenan sen beni Hiroşima'ya mı getirdin odana mı?"
"Abla ya ben sana söyledim dağınıktır diye"
"Ablacım bu dağınıklık değil buraya atom bombası atılmış"
"Neyse abla gel çalışalım" beraber 2 saat çalıştıktan sonra Yaman abi gelip bizi sinema gecesine çağırdı. Bizde aşağı inince harika bir görselle karşı karşıya geldim. Koltukları genişletip yan yana getirerek yatak yapmışlar ve projeksiyonla filmi yansıtmışlar. Ben Yaman abi ile Kenan'ın arasına yattım. Hababam Sınıfı'nı izlemeye karar verdik. Bir süre sonra uyuya kaldım.
***********************************************************************************************
Merhaba canlarım nasılsınız? Hayat nasıl gidiyor? Sorularıma geçiyorum;
İpar nasıl davranacak?
Faysal aşkını nasıl yansıtacak?
Abilerimiz neler yapacak?
Size öpücük atıp kaçıyorum🐚.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 2.29k Okunma |
178 Oy |
0 Takip |
21 Bölümlü Kitap |