Uzun sisli bir yolda yürüyordum etraf karanlık inmişti ve neresi oldugunu bilmedin bir tahta kapının önünde durdum etrafa baktıgmda hiç bir şey yoktu tekra önüme dönüp kpıya bakıtıgmda hapıda büyük bir alev simgesi vardı kapıya doğru adımladıgmda yorgun cılız zayıf güçsüz bir kadın sesi duydum “ o ateş seni yakar zümra” dediginde hızlı bir şekilde arkamı. Dödügümde yaşlı bir kadın vardı hiç anlamadıgım halde kadına doğru adımladım tam önünde dürdügmda bişey farketim bu kadın nasıl olabilir bu bendim ona biraz yaklaşıp “ sen bensin “ dedigmde kadın acıçeker gibi gülmsedi ve o an bişey farketim kadının anlınnda alev simgesi vardı tuaf bir şekilde bana bakan kadın elerimi sıkı bir şekilde kavrayıp sol elimi yanagıma koyup “ senin suçun degil bu senin
Kaderin sen o ateşte alev alaçaksın bunu untma zamansızlıgın kaderi bu zümra “ dediginde birde etrafimizi alevler sarmaya başladı şok olmuş bir halde etrafıma bakıp tekrar önüme baktıgımda kadın yok olmuştu Nasıl olmuştu bilmiyorum ama birden tanımadıgım sesşer işitim “ kaerin bu senin “,” sen alevin ta kendisin” diyen seleri karşılık “ neyin kaderi siz kimsiniz kurtarın beni “ diye bağırdım an alevler yok oldu her yer karanlıga büründü an uzaktan bir seler gelmeye başladı tenıdık bir ses “ zamansızlıgın bedeli bu zümra ateşoglarını ateşinde yanacaksın “
Zümra Mağlaz
🤍
Devran Ateşoğlu