Yeni Üyelik
4.
Bölüm

Bölüm 4

@duygusal_yazar__

 

-16 yıl önce-

Mira,evin bahçesinde oynuyordu. Rüzgar, yüzünü okşarken, gülümseyerek koşuyor, çiçeklerin arasından geçiyordu. Bahçe, annesinin sevgisiyle dolup taşan bir yuvaydı; her köşesinde mutluluk ve huzur vardı fakat o gün, o huzurun yerini korku alacaktı.

Birden, uzaktan yükselen yüksek sesler Mira’nın dikkatini çekti. Aniden kapı çarpıldı ve annesinin sesi duyuldu. Yüzü solgun, gözleri korkuyla doluydu. “Mira, hemen içeri gel!” diye bağırdı. Mira, annesinin telaşını anlamasa da, içindeki huzurun kaybolduğunu hissederek evin içine koştu.

Evdeki kalabalık, gergin bir hava yaratıyordu. Mira, annesinin elinden tutarak onu takip etti. O sırada babası, kapıda bir grup adamla konuşuyorduı. Adamların gözlerinde zalim bir parıltı vardı. Mira, bu durumu anlamaktan uzaktı ama içindeki korku büyüyordu.

“Mira, saklan!” dedi annesi, onu başka bir alana yönlendirirken. Mira, içgüdüsel olarak annesinin söylediklerine itaat etti ve arka odaya doğru koştu. Kapının arkasında, annesinin sesinin yükseldiğini duydu. “Lütfen, çocuğum burada,” diye yalvarıyordu. O anda, Mira’nın kalbi çarpmaya başladı; her şey bir anda karanlığa bürünüyor gibiydi.

Bir çığlık duyuldu. Mira, içeriye doğru bir adım attığında, gözleri kapıdan gördüğü manzaraya takıldı. Babası, adamlarla boğuşurken, annesi bir köşede yere yıkıldı. Mira, derin bir korkuyla gözlerini ovuşturdu; gerçekliği anlamaya çalışırken her şey hızla akıp gidiyordu.

Gözleri dolarken, o anı asla unutamayacaktı. Bir anlık boşlukta, babası yere düştü. Mira'nın kalbi durdu; içindeki dünyası, o anla birlikte parçalandı. Yalnızca onlardan birkaç metre uzaktaydı ama hissettiği uzaklık, ona hayatının en acı kaybını yaşatıyordu.

Adamlar, annesinin çığlıklarını bastırırken, Mira o anın içinde kaybolmuştu. O an, hayatındaki en karanlık anı, yıllar sonra bile onu takip edecekti. Daha sonra her şey sessizleşti. Mira, korkunun ve acının içine hapsolmuş bir şekilde, onları kaybetmenin derin acısını yaşarken, hayatı asla eskisi gibi olmayacaktı.

Hayatında en çok sevdiği iki insanın gözlerinin önünde kaybolduğunu izlemek, ruhunda bir daha asla onarılmayacak bir yara açtı; artık gülen bir yüzle uyandığı her gün, kaybettiklerinin hayaletiyle sarmalanmış bir cehennemde hayatta kalmaya çalışmaktan başka bir şey değildi.

 

 

-Şimdiki Zaman-

Mira, karanlık bir odada uyumaya çalışırken, kalbinin hızlı atışı, bir kabusun yeniden başladığını haber veriyordu. Gözlerinin önünde, yedi yaşında yaşadığı korkunç anlar belirmeye başladı: ailesinin gözlerinin önünde, onları kaybettiği o dehşet verici sahne.

Sürekli aynı kabus, aynı dehşetle ona geri dönüyordu. Annesinin çığlığı, babasının çaresizliği; tüm bunlar zihninde yankılanıyordu. "Bırakın onları!" diye bağırıyordu ama sesini duyan yoktu. Mira, o anların acısını hissederek uykusundan fırladı. Ter içinde kalmıştı, gözlerinde yaşlar süzülüyordu.

Yatağının kenarında otururken, içindeki boşluğu daha derin hissetti. "Yeter!" diye haykırdı, sesini odanın karanlığına fırlatarak.

Gözyaşlarını silerken derin bir nefes aldı. O anki çaresizliğinin yerini, içinde büyüyen bir öfke ve kararlılık aldı. Annesinin ve babasının hatıraları, ona devam etmesi için gereken gücü veriyordu.

Odanın karanlığında, geçmişinin gölgeleri arasında kaybolmamak için daha fazla mücadele etmesi gerektiğini biliyordu. Her gece yaşadığı bu kabus, sadece bir hatırlatmaydı; onu uyandırmak ve harekete geçirmek için bir çağrıydı.

Kalkıp pencereden dışarı baktığında, karanlık sokakların altında gizli sırların yattığını hissetti. Ailesinin katilinin hâlâ dışarıda olduğunu biliyordu. "Bir zamanlar sevdiklerimi koruyamayan o küçük kızdım ama artık büyüdüm," diye düşündü.

 

                                    ***

 

Mira, şehir merkezinde yer alan lüks bir apartman sitesinin önüne geldi. Burası, dışarıdan bakıldığında sakin ama içeride neler olduğunu bilmediği bir yerdi. Apartmanın dışı modern mimarinin zarif örnekleriyle doluydu; büyük pencereleri ve parlak renkleriyle dikkat çekiyordu. Ancak Mira, tüm bunların ötesinde bir amaca sahipti.

İçeri girmeden önce derin bir nefes aldı. Dikkatli bir şekilde çevresine göz attı. Apartmanın girişi güvenli bir şekilde korunuyordu; bir güvenlik görevlisi, gözleriyle kapının çevresini tarıyordu. Sahte kimlik belgesini göstererek içeriye giriş yaptı.

İçeri girdiğinde, etrafı inceledi. Lobi, modern sanat eserleriyle dolu ve ışıklarla aydınlatılmıştı. Yüksek tavanlar ve geniş pencereler, mekana ferah bir hava katıyordu. Mira, hedef dairenin bulunduğu kata doğru ilerlerken, dikkatli olmalıydı; çevresinde bir gözlemcinin olmaması, onun için önemliydi.

Hedef dairenin kapısına geldi. Kapı zili ve yanındaki güvenlik kamerası, onu her an izliyor gibi görünüyordu. Ancak bu, Mira’nın azmini kıramazdı.

Elinde, dairenin anahtarının izini taklit eden bir anahtar kartı vardı. Geçen hafta, güvenlik sistemine dair bazı detayları öğrenmişti. Giriş yapmak için gereken her şeyini planlamıştı. Tek ihtiyacı olan, doğru zamanda doğru hamleyi yapmaktı.

Kartı kapının yanındaki okuyucuya doğru yaklaştırdı. Kart okuyucunun yeşil ışıkla yanmasını bekledi; bu, sistemin kartı tanıdığını gösteriyordu. Kart okuyucudan gelen “bip” sesi, ile yavaşça kapıyı iterek içeri girdi. Odanın içi, lüks bir tasarımla döşenmişti; mermer zemin, büyük bir oturma grubu ve modern sanat eserleriyle süslenmişti.

hedefinin odasının yerini bulmak için sessiz adımlarla yürüdü. Odanın kapısının yanına geldiğinde, yavaşça kapıyı araladı. Etrafa kısaca göz gezdirdi. Masanın üstünde dağınık halde duran evraklar, dosyalar ve birkaç kişisel eşya, onun dikkatini çekti. Hızla dosyaların arasına daldı. Dikkatini dağıtmadan, her bir evrakı dikkatlice inceledi.

Birden, gözüne başka bir dosya çarptı. Üzerinde etiket olan kalın bir dosyaydı. Mira, dosyayı çektiği anda, masanın üzerindeki birkaç kalem devrildi ve bir sesle yere düştü. Kalbi bir anlığına duraksadı. Dikkatini dağıtan bu ses, onu yakalanma korkusuyla yüzleştirdi. Etrafa hızlıca göz attı; kapının önünde bir hareket yoktu, ama süre kısıtlıydı. Hızla dosyayı açtığında tam olarak aradığı şeyi bulmuş olmanın sevinciyle gülümsedi.

Aradığı şeyi bulmuş olsa da etrafı biraz daha kurculamanın kötü olmayacağını düşündü. Mira meraklı bir kızdı. Zaten başına ne geliyorsa bundan geliyordu. Sadece kendine verileni değil hep daha fazlasını arzu ederdi.

Masanın üzerinde işe yaramaz birkaç dosyadan fazlası yoktu. Çekmecelere bakmaya karar verdi. Yavaşça, masanın altındaki çekmecelerden birinin kulpunu çekti. Çekmece açıldığında, içindeki karışıklık ona göz kırptı; bazı belgeler, eski faturalar ve birkaç kırtasiye malzemesiyle doluydu.

Çekmecenin arka tarafında, diğerlerinden farklı olan bir kutu dikkatini çekti. İçinde, farklı boyutlarda birçok fotoğraf vardı. Hızla fotoğrafları karıştırmaya başladı. Birkaç tanıdık yüzle karşılaştı, ancak hepsi geçmişten kalma, muhtemelen yıllar önce çekilmiş görüntülerdi. Aralarındaki bir fotoğraf onun dikkatini çekti; O an, içindeki duygular birbiriyle çarpıştı. Fotoğrafların birinde, annesinin ve babasının gençlik yıllarına ait bir fotoğraf gördü. Mira'nın kalbi, o an yıllardır bastırdığı duygularla dolup taştı. Annesinin gülümseyen yüzü, babasının güçlü duruşu karşısında duyguları kabardı.

Aniden, dışarıdan gelen bir sesle irkildi. Bir kapının gürültüyle kapanması, onu gerçekliğe geri getirdi. Kalbi hızla çarparken, zihninde alarm zilleri çalmaya başladı.

Hızla, elindeki fotoğrafı ve dosyaları çantasına koydu ve diğer fotoğrafları kutunun içine yerleştirip, çekmeceyi kapattı. Koridordan bir çift ayak sesi duydu. Yavaşça geri çekilip, odanın köşesine doğru ilerledi. Mira, Gülüşme seslerini duyunca hemen perdelerin arkasına doğru kaydı. Perdeler, odayı kaplayan gölgeli bir örtü gibi üzerini kapatmıştı. Mira, kalbi hızlıca atarken, hareket etmemeye özen gösterdi.

Kapı açıldı ve içeriye sevgili oldukları belli olan bir kadın ve erkek girdi. Erkek uzun boylu ve kaslı bir vücud yapısına sahipti. Kadın da aynı şekilde uzun boylu ve oldukça zariftii. Üzerinde, vücut hatlarını ortaya koyan, siyah bir elbise vardı. Elbisesinin dekoltesi, şıklığını daha da arttırıyordu. Mira gizlendiği yerde onları rahatça görebiliyordu.

Kadın, içeri girer girmez erkeğin yanına sokuldu. "Beni bu kadar yalnız bırakmana anlam veremiyorum," diye fısıldadı, sesi oldukça çekiciydi. Erkek, onu yanına çekerek belinden sarıldı ve "Senin için her an buradayım, biliyorsun," diye yanıtladı, gözleri kadının gözlerine kilitlenmişti.

Kadın, gülümseyerek erkeğin boynuna sarıldı. "O zaman bu geceyi unutmamalıyız," dedi ve yavaşça dudaklarını erkeğin boynuna doğru yaklaştırdı.

Mira, saklandığı yerden bu manzarayı izlerken kalbi hızla çarpmaya başladı. İçerideki ortam, odanın havasını gergin ve yoğun hale getirmişti. Erkek, kadının elini tutarak onu daha da kendine çekti ve bir anlığına odanın ortasında durup göz göze geldiler.

Kadın, bir adım daha öne çıkıp erkeğin yüzünü avuçlarıyla kavradı. "Bu anı asla unutmayacağım," dedi. Erkeğin elleri beline kayarken, Mira bu sahneyi izlemeye devam etti. İçerideki gerilim artarken, Mira'nın yüzü hem merak hem de rahatsızlıkla dolmuştu.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%