Son 1 saat kalmıştı. Sonunda annemin ve babamın kararı belli oldu. Ve bu kararı duymak için herkes salonda beni ve kardeşlerimi bekliyordu. Salona ilk adımı atan abim Tony oldu. Onun simsiyah ve dalgalı saçları, kızları etkilemek için kullandığı bakışları ile çok karizmatik bi duruşu vardı. Bense hemen arkasından girdim salona. Herkes meraklı gözlerle bakıyordu bana. Ee sonuçta bu kadar güzel bi prensesi ilk defa görmüş olabilirler. İnsanların üzerinde gözümü gezdirirken diğer prensesler ve prenslerin oturduğu masayı gördüm. Arkadaşlarım oradaydı. Keşke oraya gidebilsem fakat babamın yanındaki prenses tahtına oturmalıydım. Arkadaşlarıma gülümserken abim arkasına dönüp bana sert bi bakış attı. Ondan ve sıkıcı baskısından kurtulmak isterdim doğrusu. Kardeşlerimde gelince babam ayağa kalktı.

"Bugün herkesin merakla beklediği varisimi seçeceğim gün. Ayrıca neden buz ve su krallığının olmadığını düşünüyorsunuzdur ve bunun içinde açıklama yapacağım."

Babam arkadaki hizmetçiye seslenip tacı getirmesini söyledi. Bana göre kesinlikle abimi seçerler çünkü o katı kurallı ve merhametli haliyle babamın tıpkısıydı. Nihayet taç geldi. O kadar güzeldi ki ona sahip olmayı isterdim. Babam ayağa kalktı.

"Bu tacın sahibi ve benden sonra Ateş Krallığını yönetecek kişi..."

Kalbim hızlanıyordu.

"...çocuklarımın arasında en iyi yetiştiğini düşündüğüm..."

Kalbim...

"...kızım Ella'dır."

Ne?! Ben mi? Nasıl? Abim dururken beni mi seçti neden?

Ayağa kalktım ve o mükemmel tacı başıma koyması için babamın önünde hafif eğildim. Babama taç takıldıktan sonra neden bakışları atıyordum. Salondaki herkes bana bakıyordu ve alkışlıyordu. Ben tabiikide abimden daha iyiyim ama babamın gözdesinin Tony olduğunu düşünüyordum. Abim bana bakarken gülümsüyordu,sanki benim hakkım olduğunu biliyormuş gibi bakıyordu. Ama neden?

Babam ikinci konuyu konuşmak üzere yöneticiler ile toplantı salonuna geçti. Bende sonunda arkadaşlarımın yanına gidebildim. Benim canım prensesim hava krallığını varisi beyaz hafif dalgalı saçları, masmavi gözleri ve her zamanki gibi mükemmel kıyafetleri ile Mile orada duruyordu. Bana el salladı.

" Tebrik ederim beybi"

"Teşekkür ederim beybi"

Aramızda böyle hitap ediyoruz hoşumuza gidiyor.

Mile'ye buz ve su krallıklarının neden gelmediklerini sordum. Çünkü hava krallığı ile çok yakınlar.

" Buz ve Su Krallıkları, Ateş Krallığı ile anlaşmazlık yaşıyormuş. Ateş Krallığı'nın avcı ekibinden bir kişi av oklarına ateş verip ateş oklarını buz askerine atmış. "

Çok şaşırdım. Bu nasıl olur?

"Ama nasıl olur bu, avcı ekibi her zaman beraber dolanır tek gezemezler."

"Bilmiyorum. Su Kraliçesi ise bu haksızlıktan sonra avcının ceza almasını istemiş."

" Eee"

"Ancak baban kim olduğunu hala bulamadım diyormuş."

"Hımm peki bu konuda birleşmek yerine kavga mı çıkarıyorlar yani ne kadar aptalca!"

" Bencede! "

" Neden böyle düşünüyorsunuz?"

Dedi yanımızda Khloe. O biraz soğuktur sonuçta bir toprak bükücü. Öyle diyince şaşırdım.

"Ne demek istiyorsun Khloe?"

"Bence Su Krallığı Kraliçesi olayı yanlış anlamış olabilir."

"Hımm"

"Yani Ateş Kralının yalan söylediğini düşünüyor olabilir."

Evet bu çok mantıklıydı. Khloe'yi severim ama o herkesle arasına biraz mesafe koyar. Uzun kahverengi saçları ile çok güzel gözüküyor. Toprak Kraliçesi Luna ile Su Kraliçesi Kayle çok iyi anlaşırlar. Ancak bu konuda hemfikir olmadıkları kesin.