@eah1015
|
"Kızlar gitmiş sanırım." Diyor sırıtarak. "Evet. Hepsi uyumaya gitti." "Ya sen?" "Benim uykum gelmedi. Geceleri oturup düşüncelere dalmayı çok seviyorum." "Bende. Gece bana huzurlu hissettiriyor. Heryer sessiz. Etrafta kimse yok." "Aron sence başarılı olacak mıyız?" "Ne konuda?" Göz deviriyorum. Ne konuda olabilir acaba şapşal. "Kayle" "Bilmiyorum. Belkide ölüm büyücüsü bizi beğenmez." "Seni beğeniceği kesin."diyorum ve gülüyorum. "Bence daha çok seni beğenir. Seni yem mi yapsak acaba?" "Ha ha ha çok komik. Ben gidiyorum. Biraz daha kalırsam ortamın kalitesizliğinden ölücem." Kahkaha atıyor. Beni sinir etmeyi çok seviyo sanki. "Daha demin bir kız vardı. Minicik. Bana laf sokmaya çalışıyordu. Minnacık boyuyla uyumadan önce kulağının dibine gelip duran ve asla öldürmediğim sineğe benziyordu." Birazdan öleceğine haberi olmayan Aron'a bakıyorum. Tek kaşımı kaldırıyorum. Elimle ateş çıkarıyorum. "Ah buradaymışsın! İyi ki ateş yaktın. Yoksa seni göremezdim. Minik şey." "Bence suratında yanık iziyle dolanmak istemezsin." "Sanırım kaçmam gerek." Kahkaha atarak gidiyor. Huzurlu huzurlu otururken neydi bu şimdi. Bu aptalı yanımıza almasaydık keşke tamamen israf kendisi.
Kendi kendime gülümsüyorum ve tekrar masaya oturuyorum. Acaba kimlerle karşılaşıcaz? Bu gruba girecekler olucak mı? Avcının kim olduğunu nasıl bulabilirim? Ölüm Büyücüsü bizi kabul eder mi? Kayle'yi durdurabilir miyiz? Durdursak bile onun hiç çocuğu yok. Kim başa geçebilir ki? Yeğeni mi? Halk buna izin verecek mi? Sanırım aklımdaki sorulardan şuan düşünmem gereken bir sonraki krallıkta kimlerle karşılaşacağımız. Küçükken ölüm büyücüsünü anlatırken annem "Eğer bütün bükme güçleri birleşirse oraya kabul edilebilirsiniz" derdi. O zaman Celine'da bizimle gelmeli. Ve diğer krallıktan varislerde. Varislerin gelmesi daha iyi olur evet. Çünkü onlar özel eğitim alıyorlar ve daha güçlüler. Eğer beraber gidersek ölüm büyücüsü bizi kabul eder. Yani öyle umuyorum.
"Ella uyan artık Ella" "Masada mı uyumuş cidden" "Hahahahahhahhaah" "Ella!" Gözümü zar zor aralıyorum. Karşımda Mile,Khloe ve Ava var. Uyku sersemi olduğum için zorla ayağa kalkıyorum. "Ne oldu?" "Ella gece burada uyuya kalmışsın hahahahah" Khloe Ava ile beraber kahkaha atıyor. "Düşüncelere dalmışım. Uyuduğumun farkında bile değilim." "Tamam beybi. Burada fazla kalamayız. Bir an önce Güneş Krallığı'na gitmeliyiz. Celine ile konuşup onu ikna edelim." "Olur." "Ama ilk önce yüzünü yıka seni böyle görürlerse korkup kaçabilirler." Khloe ve Ava bir daha kahkaha atıyor. Khloe ve esprileri hiç bitmeyecek sanırım. "Alisa nerde?" Diyor Mile. "Bilmem. En son açlıktan öldüğünü söylemişti." "Ee cenaze töreni ne zaman?" "Hahahaha" Khloe ve Ava bugün çok neşeliler. "Ben yüzümü yıkamaya gidiyorum. Sonra plan yapmalıyız."dedim. Tam dışarıya çıkacakken kapıda bir asker beliriyor. "Mile Krey'e mektup var " "Benim! Alıyım ben onu." Mile'ye mektup mu? "Kimden gelmiş Mile?" Diyor Ava. "İsimsiz" Mile öyle deyince yüzümü yıkamayı boşveriyorum. İlginç bir şey. "Mektubu açsana" diyorum. Mektubun içindeki kağıt çok ilginç bir şekilde çıkıyor. Etrafı ağaç yaprakları ile sarılmış,hafif yanık izleri olan bir kağıt bu. "Sevgili Mile Krey, Aslında bu mektubu sadece sana yazabilirdim çünkü varislerden bir tek seni tanıyorum. Kaylee'nin planlarını biliyorum. Benim kim olduğumu zamanı gelince benden öğreneceksiniz ancak bunu yazmam ölümüme sebep olabilir. Diğer varisler ile beraber olduğunu duydum. Burada hiçbir Su Krallığı insanı güvende değil. Bende öyle. Ayrıca ben gelecekte kullanılacak bir silah gibi eğitiliyorum. Kimin doğru tarafta olduğunu bildiğim için bu mektubu sana yazdım. Beni bulun ve kurtarın. Lütfen!" "Bu neydi şimdi?" Diyorum. Mektupta çok gizem var. Bunu kim yazdıysa Kaylee için önemli biri olmalı. Onun için kimse önemli değil. Kim bu? "Bunu yemekte hep beraber mi konuşsak?" Diyor Khloe. Bunu duyar duymaz odadan çıkıp yüzümü yıkamaya gidiyorum. Merdivenlerden inerken Celine'nın dalgın bir şekilde bahçede oturduğunu fark ediyorum. Acaba ne oldu? Hızlıca yüzümü yıkayıp Celine'nın yanına gidiyorum. "Noldu bizim prensese?" Celine duymuyor. "Hu huuu kimi düşünüyorsun?" "Hı ah sen miydin Ella!" "Evet. Hayırdır bu kadar dalgın ne düşünüyorsun?" "Şey sana söylemekte kararsızım." "Bana güvenebilirsin." "Zamanı gelince söylerim." "Peki sen bilirsin ama şunu bil ne kadar üzülürsen üzül yada ne kadar mutlu olursan ol her zaman geçecek." Deyip ona sarılıyorum. Belki bana söyleyemiyeceği bir şeydir ancak yine de arkadaşımın yanında olmalıyım. Celine'nın yanından ayrılıp mutfağın olduğu yere gidiyorum. Mutfakta Alisa,Mile,Khloe,Aron,Ava ve biri daha var. Selam verip Mile'nin yanına oturuyorum. Yeni gördüğüm çocuk bizim yaşlarımda görünüyor. Kıvırcık gibi mavi saçları var. Esmer tenli ve 1.90 görünüyor. Aron ondan daha uzun olsada sonuçta ikisinin yanında cüce gibi oluyorum. Yemekler getirilince başlamak için çatalıma uzanırken Mile kulağıma eğiliyor. "Bu çocuğu tanımıyorsun değil mi?" "Evet. Kim bu?" "Bu Bob. Celine'nın kardeşi. Bizden 2 yaş küçük. " "Pek göstermiyor." "Bencede." Sohbeti bitirip yemeğine odaklanıyorum. Bir şey yerken ona odaklanmayı ve keyfini çıkarmayı çok severim. Bunu Mile de bildiği için ses çıkarmıyor. Herkes huzurlu huzurlu yemek yerken Aron'ın bana baktığını görüyorum. Kafamı "ne bakıyorsun?"der gibi sallıyorum. Gülüyor ve yemeğine dönüyor. Bu çocuk neden benimle uğraşıp duruyor anlamıyorum ki. "Ee ne zaman Güneş Krallığı'na ne zaman gidiyoruz minik?" Aron'a öldürücü bakışlar atıyorum. Cidden öldürücem çünkü. "Birileri ölmek istiyor sanırım ha?" "Ölsem bile bunu bir cücenin yapmasına izin vermem." "Hah bir cüce hayatını kaydırabilir tatlım biliyorsun değil mi?" Gülüp yemeğine dönüyor. Masadakiler bu konuşmadan sonra kahkahalara boğuluyor. "Aron hayırdır kardeşim önünde yürek de yok halbuki" diyor Ava. Aron'ın ise yaptığı tek şey gülmek. Bob da onlarla gülüyor. Sanki çok komik. Minikmiş tamam kısayım ama bu beni zorbalayabileceği anlamına gelmiyor. Aptal Aron. "Bu arada bugün yola çıkmayı planlıyorum."diyerek konuyu kapatmaya çalışıyorum. Daha fazla gülmelerine tahammül edemem. "Peki akşam yola çıkalım." "Celine'da gelecek. " "İşte bu!" Şimdi tek yapmam gereken sabırla akşam olmasını beklemek. |
0% |