@ealena
|
Bir sona geldiğin için ağlama, onu yaşadığın için gülümse..." yol boyunca kitabımı okudum ordu tabelasını görünce kafamı cama doğru cevirdim yoları izlemeye başladım denizler çok güzeldi . şoförden camı açmasını istedim başımı camdan dışarı çıkardım ellerimi de dışarı çıkardım yüzüme sert hava vurmasına aldırış etmeden derin derin nefes aldım. şoför " Asya hanım kafanızı içeri sokun sizin için güvenli değil ." dedi onun demesiyle yüzümü astım ve içeri girdim benim girmem ile cam yavaş yavaş kapandı ama ben hala camdan dışarı izlemeye devam ettim. şoför benzin istasyonunda durdu pompacı arabayı doldurmaya başladı , şoför de markete gidip yiyecek almak için dışarı çıktı . bende de oturmaktan ayaklarım uyuşmuştu. arabadan çıkıp biraz etrafa baktım soğuk rüzgarı içime derin derin çektim... ben etrafa bakındım biraz ileri gittim .kaç tur attım ama hala şoför gelmemişti elimdeki yüzük ile oynuyordum can sıkıntısından. oynadığım yüzük bir anda parmağından kayıp düştü . Ben Yüzüğümün düştüğünü anlayınca kafamı eğip yere bakmaya başladım lanet olsun ki gümüş rengiydi ve yerlerde betondu ve göremeiyordum . daha da eğilip eğik bir şekilde etrafa bakınmaya devam ettim. Ben yerlere bakınırken önümde biri ile çarpıştım eğik olduğum için kafam onun beline gelmişti olan benim kafama olmuştu taşamı çarptım yoksa insanamı belli değil .! çarpışma haliyle doğruldum önümde benim yaşlarda yakışıklı bir adama vardı yeşil gözlü uzun boylu kahverengi saçlı beyaz tenliydi buralı olduğu her haliyle anlaşılıyordu . gözlerinin yeşili bir anda kararmış bana sinirler bakıyordu elindeki kahveler yere düşmüştü. bana bakarak " önüne baksana kızım ne diye yerlerde sürünüyordun !" .dedi . içimden ' ne kaba bir adam ' dedim ne kadar hatalı olsamda kendimi ezdirmek istemiyordum ."özür dilerim ama suçlu olan ben değilim sensin ben yerde eğiktim . sen neden önüne bakmıyorsun daha dikkatli olabilirdin ". dedim net bir tavırla. adam elini saçlarına geçirdi iki dudağını birleştirip kafasını sinirle aşağı yukarı salladı "hem suçlu hem güçlü bide ... olan benim kahvelere oldu ." cebimdeki cüzdanı çıkarmak yüzüne para atmak istedim ama cüzdanım arabada kalmış . " merek etmeyin ben kahvelerin masrafını ödeyeceğim .burda iki dk bekleyin ." dedim . adam yerden eğildi ne yaptığını anlamaya çalışırken doğrulduğunda elinde yüzüğüm olduğunu gördüm iki parmağının arasına almış inceliyordu "bunumu arıyordun". başımı iki yana salladım "evet teşekkürler "elimi almak için yüzüğe uzatım tam alacaktım ki birden yüzüğü avucuna alıp yumruk yaptı . bana bakarak " birdaha karşıma çıkma küçük kız ," dedi . şuan da tek hedefim yüzüğümü almaktı o yüzden bu boş tehtitleri bana pek işlemedi ." tamam çıkmam ama önce yüzüğümü ver de paranı getireyim konu burda kapansın ". adam avucunu açarak yüzüğü hızlıca elinden kaptım yüzüğü parmağıma takıp " iki dk bekleyin ben parayı getireyim ". adam " gerek yok ." tam itiraz edecekken arkadan bir kaç motosikletli adam buraya doğru seslendi "rüzgarr hadi abi geç kaldık !!" adını yeni öğrendiğim adam arkasını dönerek el işareti yaptı. yüzüme bile bakmadan arkadaşlarının yanına gitti arkadaşlarının sesi duyulmasada birşeyler konuştular ve rüzgar bana dönüp baktı bakışmamız fazla sürmeden rüzgar motosikletçi montunu giyip kaskını taktı konvoy halinde geldikleri motosikletlerine bindiler hepsi bir anda çalıştırıp gözden kayboldular . ben arkalarından onlara bakarken yanıma şoför geldi "asya hanım siz niye dışarıdasınız ." dedi. ya sabır çekip " siz geç kalınca bende hava almak istedim ." şoför " özür dilerim sıra vardı ." şoför elindeki poşeti ve elinki kahveyi uzatı . " yolculuk için atıştırmalık ve kahve buyurun ." ben poşeti ve kahveyi alıp arabaya bindim şoför de arkamdan gelip arabaya bindi arabayı çalıştırıp yola koyulduk ben camdan dışarı izleyerek kahvemi içmeye başladım kahvemi her içtiğimde aklıma o geliyordu kahvelerini benim yüzümden de olsa düşürmüştü ve parayıda almamıştı ister istemez kendimi kötü hissetim . ne zaman varacağımızı bilmiyordum ama kaç saatir yoldaydık canım aşırı sıkılmıştı . annem ben gittikten sonra mutlu olmuşmudur acaba .?bence olmuştur neticede evliliklerinin bütün sorunlarını bana yüklüyordu ben olmayınca rahat etmiştir . araba sonunda işlek caddelere girdi . ve biraz daha yol aldıktan sonra büyük bir evin önüne durduk ben arabadan çıkıp dışarıya bakınmaya başladım. buradaki evlerin bir çoğu tek kişilik müstakil evler'di. şoför arabadan inip valizimi aldı karşımdaki evden güler yüzlü 35 40 yaşlarda bir kadın çıktı . kadın hafif kilolu başına türben bağlasada saçlarının beyazı gözüküyordu . yanıma gelip. " merhaba kızım ben melek bulut ." kadının samimi davranması benim içimin rahatlamasına neden oldu neticede hiç bilmediğim bir eve geliyordum . " merhaba efendim bende asya yıldırım ." dedim. kadın " bana melek teyze de kızım ." dedi tebessümle " peki melek teyze. "dedim . melek teyze şoföre seslenerek " oğlum sen onları içer götür ." şoför valizimi alarak evin içine girdi bende onunla beraber eve girdim ev üç kattan oluşuyordu geniş ve ferah bir evdi evin hizmetlisi zannettiğim kadın şoföre " sen onları yukarı çıkarın bende arkadan geliyorum."dedi . onların ikisi yukarı doğru çıkınca bizde oturma odasına geçtik. duvarlarda tüfek ve silahlar asılıydı büsürü aile fotoğrafları vardı . melek teyze oturunca bende yandaki koltuğa oturdum. melek teyze " ee kızım nasılsın kolay oldumu yolculuğunuz ." - evet kolay oldu . dedim hala bulunduğum durumdan rahatsızdım melek teyze de bunu anlayacak ki " kızım biz babanın aile dostu sayılırız senin baban ile benim rahmetli kocam çok iyi arkadaştı senin annenide iyi tanırım iyi kadındır . ama kocam ölünce eskisi gibi görüşemedik şimdi seni bana yoluyacaklarını öğrenince çok sevindim ." - babamın beni buraya neden gönderdi bilmiyorum ama sizede rahatsızlık verdim . özür dilerim. melek teyze koltuğundan uzanarak elimi tutu " ne özürü be kızım sen benimde kızım sayılırsın hem ben mutlu oldum evde zaten çok sıkılıyordum sen geldin bana da bir değişiklik oldu ." - yalnızmı yaşıyorsunuz melek teyze . melek teyze başını sallayarak " yok yalnız yaşamıyorum bir tane oğlum var . ama oda varmı yokmu belli değil soğuk Nevale benim oğlum ." dedi son cümlesine gülerek . melek teyzenin dedikleri beni de güldürmüştü . en son ne zaman güldüğümü hatırlamıyorum . melek teyze " bak senin gibi güler yüzlü güzle bir kızım olsa hiç sıkılırmıydım ben ." melek teyzeyi gerçekten de çok sevmiştim samimi ve sevgi dolu bir kadındı . kapıdan içeride gördüğüm kadın girdi" hanımım oda hazır ." melek teyze ayağa kalktı bende onun ile beraber kalktım. " sağol Hatice. seni tanıştırayım asya bu Hatice kaç yıldır emekçi arkadaşım yoldaşım. " Hatice teyze utanmış gibi kafasını önüne eğdi . Hatice teyze " Hoşgelmişsin kızım odanı hazırladım bir eksik olursa söylemekten çekinme ." başımı salladım " teşekkür ederim Hatice teyze ." melek teyze omuzuma yavaşca vurarak " kızım sende özür dilemekten başka birşey yapmıyorsun bir rahatla .... Hatice sana odanı göstersin sende git bir yerleş ." Hatice teyzenin peşine takılarak yukarı çıktım Hatice teyze en sondaki odayayı gösterdi .odaya girince kocaman bir deniz manzarası ile karşılaştım insanın içi açılıyordu koca deniz benim ayaklarımın altında gibi hisediyordum . Ben manzaraya takılı kalınca Hatice teyze ." buranın denizi herşeyi çok güzeldir." - evet bencede öyle. dedim büyülenmiş gibi. Hatice teyze " deniz gören bir evde oturunca manzarasıda böyle güzel olur ." -"Hatice teyze " dedim merakla "deniz burdan ne kadar uzak."? Hatice teyze " biraz arkada kalıyor ama genede gidilebilir bir mesafe . başımı onaylar şekilde salladım. Hatice teyze " neyse kızım sen yerleşmeye bak istediğin gibi dekore et bende akşam yemeği için hazırlıklara başlamam lazım ." Hatice teyze odadan çıkınca odayı keşfetmeye başladım. iki kişilik bir yatak kocaman bir dolap ve bir çalışma masası kocaman bir kitaplık vardı oda beyaz renkle kaplanmıştı ve pembe desenleri de vardı . valizimi açarak kıyafetlerimi boş dolaba yerleştirdim sevdiğim kitaplarımıda kitaplığa koydum odaya şöyle bir bakınca bin kat güzledi istanbuldaki odamamdan o odadaki hiç bir eşya yı ben seçmemiştim benimsememiştim ama bu odayı aşırı derecede benimsedim . yoldan geldiğim için kıyafetlerimi de değiştirmem gerekiyordu . kısa kollu bir tişört ve siyah bir pantolon giydim kolumun yarası yüzünden üzerine mor renklerinde bir hırka giydim . Evi gezmek çok istiyordum ama şuan ne yeri ne de sırasıydı . aşağı indiğimde akşam olmuştu bile önce oturma odasına gittim ama kimsecikler yoktu daha sonra mutfaktan ses gelince mutfağa yöneldim. melek teyze ve Hatice teyze yemek yapıyorlardı melek teyze kafasındaki türbent in iki uçlarından kafasının başında başlamış aşırı derecede yemeğe konsantre olmuş şekide yemek yapıyordu . Hatice teyze beni görünce " bir istediğin mi var kızım .?" melek teyze de başını kaldırarak bana baktı ve gülümsedi " birşey mi oldu kızım eksik gidik mi var ." başımı hayır anlamında salladım " yok herşey çok güzel teşekkür ederim ." melek teyze önlüğünü çıkararak masaya koydu yanıma geldi Hatice teyzeye dönüp " Hatice sen geri kalan şeyleri yap bizde oturalım. " Hatice teyze başıyla onaylayıp yemeğe geri döndü. bizde melek teyze ile oturma odasına gittik . Meleke teyze koltuğa oturdu bende bitişiğindeki koltuğa geçtim. melek teyze " evet nasıl buldun odanı .?" - çok güzle ama sanki misafir odası değil gibi yoksa başkasının mı odası .? melek teyze gülerek " kimin odası olucak ki bu yaşlı kadın sadece bir oğlu birde emektar arkadaşı ile yaşayan biri. " " bence kendinize böyle demeyin genç ve dinamiksiniz sadece oda gerçekten genç kız odası gibiydi de ondan dedim ." melek teyze " ay bunca yıldan sonra iltifat duymayalı baya olmuş. senin geleceğini önceden baban söylemişti ondan bizde hazırladık odanı hep bir kızım olsun istemiştim ondan böyle özenerek hazırladım ." babamın bunu çok önceden planlamıştı ve bana da son dk haber vermişti onun gözünde haber verilme gereği bile duymayan bir insandım ve benden kurtulmuştu . melek teyze ile çay içtikten sonra sofrayı hazırlamaya başladık hep beraber daha önceden hiç masaya yardım etmemiştim daha doğrusu bana evde iş yaptırmıyorlardı. benim görevim onların ne istiyorlarsa onu yapmak tı başka da bir görevim yoktu . biz masayı hazırladık masada 4 tabak vardı . melek teyze en başa oturdu bende onun yanındaki sandalyeye oturdum Hatice teyzede çorbalar koyup karşıma geçti . melek teyze " Hatice kap gel bana şu telefonu da bende şu uşağı bir arayım öldümü kaldı mı belli değil ." Hatice teyze yerinden kalkarak hızlıca masadaki telefonu melek teyzeye verdi . melek teyze numarayı bulup kulağına koydu . bir süre bekledikten sonra . melek teyze " ula nerdasun saat kaç haberin varmi .? ... kaçta geleceksin ... gecikme " . melek teyze telefonu kapayıp hızla masaya atar gibi koydu . haitce teyze " gelmiyormu hanımım " melek teyze " yok ne gelmesi biraz geç gelecekmiş beyefendi. bide diyor ki yok arkadaşlarım var mış daha yarış bitmemiş miş.... ben o motosikleti alıp başına kırayım da görsün gününü !" Hatice teyze " genç tir olur böyle şeyler ". dedi ortalığı yumuşatmak için elinden geleni yapıyordu ama melek teyze pek etkilenmemiş olacak ki " ha zaten bir benim oğlum genç bak asya ya ne kadar uslu yerinde duran herşeyi bilen aklılı zeki bir kız bide benim oğluma bak eve gelişi belli değil . ama ben ona gösteririm. " yemeği yerken hiç Bu kadar eğlenmemiştim melek teyze ve Hatice teyze hep tatlı tatlı alıştılar bazende bana sorular sordular .Benim evimde asla böyle bir sohbet olmazdı herkez ölüm sesizliği ile yemek yerlerdi . yemek bitince hep beraber sofrayı topladık melek teyze ne kadar sen yapma biz yaparız desede süs gibi durmak istemiyordum . eğer bu evde kalacaksam işin ucundan tutmalıydım. sofra kalktıktan sonra herkez odasına dağıldı . odaya ne kadar alışamasamda sevmiştim bence buda bir başlangıçtır . en sevdiğim kitabımı alarak yatağa uzandım kitabı okumaya bitirince kitabı yerine bıraktım ve kendimi uykuya teslim ettim . ❤️HOŞGELDİN YENİ HAYAT HOŞGELDİN YENİ BEN ❤️. merhabalar .. Fırtınalı Aşk kitabına başlamış bulunmaktayım . Umarım beğenirsiniz . Beğeni ve yorum yapmayı unutmayın ♡ |
0% |