Yeni Üyelik
5.
Bölüm

BARON

@ealena

Gürültülü bir sesle gözlerimi açtım.

 

Uykulu gözlerle etrafıma bakarken . Sağ tarafta duran ednayı gördüm.

 

Korkarak bana bakıyordu. Yerdeki kırılmış vazoya görünce sesin ondan geldiğini anladım .

 

Edna " Prensesim affedin .!" dedi. " etrafı temizlerken düştü ."

 

Elimi gözlerime götürüp avuşturdum .

 

" Sorun değil ." Dedim bir tek .

 

 

 

İçeriye sızan güneş ışığını görünce gülümsedim ama gülümsemem fazla sürmemişti .

 

Babamın bana uygun gördüğü adam ile bugün yada yarın elbette tanışacaktım .

 

 

 

Bundan kurtuluşum olmayacağını biliyordum ..

 

 

 

Yataktan kalktığımda edna hala yerdeki kırılmış parçaları topluyordu .

 

Üzerime sabahlığımı giydim.

 

Artık eskisi gibi mutlu olamıyordum . Yüreğimde kocaman bir yük vardı .

 

Edna " hemen hallediyorum Prensesim ." Dedi.

 

Yere eğilip yerdeki parçayı aldım .

 

 

 

Edna " prensesim siz dokunmayın ben alırım.!" dedi .

 

Parçayı topladığı kenara bıraktım .

 

" Neden Prensesim diye mi sana yardım edemiyorum .?" dedim .

 

Edna başını sallayarak " tabikide . Siz yüce kral Edwın kızı prenses Andalinasınız . " dedi.

 

Dediğine gülerek " Ne kadar da kolay deniyor . Prenses olmak ." dedim kendi kendime.

 

Prenses olmak kolay zannediyorlardı.

 

Ayağa kalkarak " sende bırak başkaları temizler .! " Dedim.

 

Edna başını sallayarak yanıma geldi.

 

Berber kıyafet seçtik .

 

 

 

Edna beni titizlikle hazırlarken. Kırmızı düz bir elbise giydim üzerine yakutla bezenmiş tacımı taktım.

 

 

 

 

 

Edna " Her zamanki gibi çok güzelsiniz prenses Andalina. !" dedi hayranlıkla bana bakarak.

 

Tebessüm ederek . Aynaya geri baktım .

 

 

 

Bu saçlar bu gözler ne anlamı vardı ki . Ömrüm 4 duvar arasından tekrar 4 duvar arasına sıkışacaktı .

 

 

 

 

 

Edna yüzümdeki değişikliği görünce.

 

 

 

" İçinizi rahat tutunuz prensesim . Eminim ki her şey gönlünüze göre olacaktır. ." dedi.

 

 

 

Edna da dediğinden emin değildi. Ama beni mutlu etmek için diyordu.

 

Kendime gelerek" artık hayal yok edna! Artık hayal dünyasında yaşamayacağım.! Bitti .!" Dedim. Kararlı bir sesle .

 

Edna şaşırarak " ama prensesim .!" dedi.

 

Ednaya bakıp ." Hayal ederek elime hiçbirşey geçmiyor. Bak kral babamın bana seçtiği kişi ile evlenmek zorundayım. Buda mı hayal .! Değil .!.. neyse ne ! Yemekten sonra hazırlan zindana gideceğim.!" Dedim. Edna önüne Eğilerek " Ama prensesim .!" dedi korkarak .

 

Sarayın kuralları belliydi .

 

 

 

Zindana yada kölelerin bulunduğu ortama kesinlikle girmem yasaktı.

 

 

 

Ama içimdeki merak duygusu bunlardan daha baskındı .

 

 

 

Kafamı sallayarak. " ne diyorsam o edna .! " Dedim.

 

 

 

Odadan çıkarak. Yemek alanına doğru yürüdüm.

 

Saraydaki insanlar beni gördükçe önünde eğiliyordu.

 

Bu beni güçlü hissetirsede bir yanım her zaman eksik kalacaktı .

 

Yürürken karşıma kuzenim Luna çıktı .

 

Luna ile aramız iyi değildi . Babasının ölümünden sonra bizim saraya taşınmışlardı . Babam onlardan haz etmediği için pek ortalarda gezinmezdiler. Luna önünde eğilerek.

 

 

 

" Prensesim. " Dedi.

 

Önünde durup " ne var .?" dedim.

 

luna gülümseyerek. " Duydum ki sayın prenses evleniyorlarmış ." dedi.

 

Kaşlarımı çatarak " ne demeye çalışıyorsun.?"

 

Luna ." Ne diyebilirim sayın Andalina . Bu güzel habere çok sevindiğimi söylemek istedim ." dedi .

 

Elimi yumruk yaparak sıktım. Olay çıkarıp itibarımı zedelemek istemiyordum .

 

" diyeceğin bittiyse .. " dediğim anda luna yanıma kadar geldi kulağıma yaklaşarak " Ne üzücü değilmi Artık hayallerindeki o prensi beklemeyeceksin.?" dedi küçümseyerek.

 

Geri çekildiğinde dişlerimi sıktım .

 

" SEN NE CÜRETTLE .!" Dedim.

 

Luna eğilerek " kusura bakmayın prensesim . " dedi . Dediklerinde tek bir tane bile inandırıcılık yoktu . Cümlesine devam ederek " izninizle.!" Dedi ve yanımdan yürüyüp gitti.

 

Ben sinirle onun arkasından bakarken sıktığım elim tırnak izleri oluşmuştu .edna yanıma gelerek sessizce ." Sakin olun prensesim ." dedi.Ednanın konuşması ile kendime geldim. Etrafımdaki insalar bana bakıyordu .

 

Kendimi düzeltip gülümsedim.

 

" Gidelim .!" Dedim.

 

Kraliyet için saygı , zarafet, güç ve yaptıkların hakaretler çok önemliydi. insalar bunlara göre sana saygı duyarlardı .

 

Babamdan korktukları için benimde insalar ile iç içe olmam yasaktı.

 

Yaptığım en ufak hareket bile kraliyet ailesine zarar verebilirdi.

 

Kapılar iki yana açıldı .

 

Upuzun sofra da çeşit yemekler ile donatılmıştı. İçeriye girdiğimde babam yoktu .Masaya oturdum .

 

Babam bir kaç dakika sonra içeriye girdi.

 

Hızla ayağa kalkarak eğildim .

 

Babam beni umursamadan kendi koltuğuna geçti.

 

Ağır bir şekilde oturarak bana baktı.

 

Bende yerime sakince oturdum.

 

İkimizde servis yapılırken babam bıçağı ile hafifçe önündeki eti kesti.

 

 

 

O anda içeriye bir adam girdi.Adam elinde tuttuğu mektubu krala taktim etti.

 

Babam mektubu okumaya başladı .

 

Merakla ona bakarken. Babam " Güzel.. " Dedi .

 

 

 

Babam bana bakarak ." Kral Alex ve prens Tiger yakın zamanda saraya teşrif edeceklermiş. " dedi.

 

 

 

Yediğim yemek az daha boğazımda kalacaktı .

 

 

 

Öksürürken yanımda duran bardaktan su içtim.

 

Daha adını bile yeni öğrendiğim bu adam ile nasıl bir evliliğim olacaktı.?

 

 

 

Babam mektubu adama geri verdi. Bana bakıp " anlaşıldı değil mi her şey Andalina.? sorun istemiyorum. ! ." dedi uyarıcı bakışlarla .

 

Sesindeki tehdit apaçık belli oluyordu .

 

Başımı sallamakla yetindim . Ayağa kalkarak.

 

" izninizle Dairemde yapmam gereken işerim var." dedim . Babam " İyi git . Şimdiden çeyizini toplasan iyi edersin ." dedi ve uzanarak şarabından yudum aldı.

 

Kaderime küfrederek odadan çıktım .

 

Edna arkamdan koşturarak geliyordu .

 

" Prensesim durun .!" dedi.

 

Benim adımlarım o kadar hızlıydı ki.

 

Aramızdaki mesafeyi fark edince ben bile şaşırmıştım .

 

Edna nefes nefese yanıma geldi .

 

" prensesim kötü bir şey mi oldu.?"Dedi.

 

Elimi ile yüzümü sildim .

 

" Bana derhal bu prens Tiger araştır..!" Dedim. Edna başımı sallamakla yetindi .

 

Tam yürüyecekken tekrar durdum . Arkamı dönerek .

 

" zindana gidelim .!" Dedim.

 

Edna " prensesim .!" Dedi.

 

Umurumda bile değildi krallığında, kurallarınıda. Son kez istediğim şeyi yapacaktım. Aklım onaylamasa da kalbim beni oraya itiyordu

 

Oses kulağımdaydı.

 

Merdivenlerden aşağıya inerken edna da arkamdan geliyordu .

 

Bahçeye çıktığımda sıcak güneş tenimi yakmıştı .

 

Hava çok sıcaktı.

 

İki asker bizi görünce başını eğerek selamladı.

 

Onları umursamadan zindanın olduğu tarafa doğru yürüdüm .

 

Önüne geldiğimde askerlerden biri başını eğdi .

 

" Sayın prensesimiz size nasıl yardım edebilirim.?" dedi.

 

" Bana yardım etmenize gerek yok . İçeriye gireceğim" dedim emin bir sesle.

 

Askerler birbirlerine şaşkınca baktı.

 

" kesinlikle olmaz prensesim .buraya gelmeniz yasak .!" dedi

 

 

 

Edna kolumu tutarak " gidelim prensesim ." dedi kısık sesle .

 

 

 

Başımı dik tutarak " Ben Anoryanın tek ve biricik prensesi Andalina . Siz kimsiniz benim hakkımda yasaklardan bahsediyorsun . Şimdi önümden çekilmezseniz son göreceğiniz yüz benimki olur!" Dedim. tehditkar bir tavırla.

 

 

 

İkiside yutkunarak bana baktı.

 

 

 

Bir yandan kurallar bir yandan ben vardım .

 

Diğeri " Kurallar ..." dediğinde elimle sözümü böldüm ." kurallarda benim, krallıkta benim. Benim olduğum yerde kuralları ben koyarım.! Şimdi çekiliyor musunuz yoksa ben sizin kelleniz ile ilgilenmeyelim ." dedim. İkiside aynı anda kapıyı açtı .

 

 

 

Kapı sonuna kadar açıldığında beni uzun ve karanlık bir tünel bekliyordu .

 

Somurtarak içeriye geçtim ednada mecburen benle girdi.

 

Bir askerde peşimizdeydi .

 

Ben önden yürürken önüme gelen örümcek ağları ile uğraşıyordum . Çok havasız ve soğuktu. Rutubet kokuyordu.

 

Uzun bir tünelden sonra tünelin ucu iki ayrılıyordu.

 

Asker yanıma gelerek " bağışlayın prensesim ama hala aradığınız şeyi söylemediniz ?" dedi.

 

Tüneller bakarak " geçen gün bir adamın sesi yankılandı bu zindanda ... o ses her neyse benim kulağıma kadar geldi. O adamı görmek istiyorum." dedim .

 

Asker dediğim cümleden sonra rengi atmıştı. " O adamdan mı bahsediyorsunuz. " dedi .

 

" hangi adam .?" dedi.

 

Asker ."Onu dediyseniz o adam ile sizi karşılaştıramam ." Dedi .

 

Anlamayan gözlerle ona baktım. " ne demek o asker .! Ben istediğim kişiyi görürüm .!" Dedim.

 

Asker " affedin prensesim . Ama o adam hiçte normal değil. Size zarar verir diye korkuyoruz yanlış anlamayın. " dedi.

 

Askerin yarım yamalak anlattığı şeyler ile donup kalmıştım.

 

Edna araya girerek " açık konuş Asker.!" Dedi .

 

" Prensesim. O adam dediğiniz kişiyse katiyen görüşemezsiniz . Onu zindanda değil ayrı bir hücrede tutuyoruz. Geldiği günden beri 10 dan fazla askerimizi öldürdü. Zincirler ile zor zapt ettik . " dedi.

 

Kaşlarımı çatarak " o bir insan.!" Dedim.

 

Asker dediğime yorumsuz kaldı .

 

Yola bakarak ." nerdeyse götür beni !" Dedim.

 

Asker şaşırarak bana baktı ." Prensesim...." Dedi.

 

" yolu göstermezsen bu zindanı sizin başınıza Yıkarım !." Dedim.

 

 

 

Asker parmağı ile yolu gösterdi.

 

Eteğimin iki ucunu tutarak oraya doğru yürüdüm .

 

 

 

Nedensizce kalbim hızlı atıyordu . Bir şey beni oraya çekiyordu .

 

Ben ise nedensizce oraya sürükleniyordum.

 

Tünelin basıklığı, karanlığı ve tozu aşırı rahatsız etse de asla vazgeçmedim. Edna meşale yakarak yanımdan yürüyordu.

 

Bir insan buradan nasıl geçebilirdi .

 

Sonunda vardığımızda etraf her zamanki gibi kapkaranlıktı . Edna meşale ile yanıma geldiğinde sonunda aydınlanmıştı . üç ayrı oda gördüm .

 

Edna " çok korkunç !" dedi .

 

Askerde yanımıza geldi " Prensesim ne olur vazgeçin kralın kulağına giderse hepimizi öldürür!" dedi.

 

Bir anda askerin yakasına yapıştım. " O öldürmese bile ben öldürürüm.!" Dedim.

 

Asker yutkunurken metal sesi duydum.

 

Art arda metal sesleri yankılandı " sesin geldiği yeri aç !" Dedim.

 

 

 

Asker istemeyerek odalardan birinin kapısını açtı. Kapının açılımı çok sesiydi. kapının gıcırtısı odayı doldururken yavaşça oraya doğru yürüdüm.

 

 

 

Kapının ucundan hafif baktım.

 

 

 

Bir adam vardı ama dört bir yanından yukarıya zincirlenmişti üstü çırılçıplaktı.Vücudunun farklı ve belli yerlerinde kesikler ve izler vardı .

 

Bu izlerin çocuğunun kırbaç izleri olduğu aşikardır.

 

Asker bana onaylamayan bakışlar ile baksada ben odaya yavaşça girdim .

 

Kafasından ellerinden ayaklarından hatta belinden bile bağlıydı .

 

 

 

Hiç bu kadar zincir ile bağlanmış birini görmemiştim .

 

Adam ayaktaydı ama kafası önüne düşmüştü .

 

Askere dönüp elim ile çıkmasını işaret ettim . Asker istemeyerek kapıdan uzaklaştı .

 

Adamın vücudu bir yerden tanıdık geliyordu .

 

Kırbaç ve kesikler olmasa iyi bir vücuda sahipti.

 

Elleri ayakları dahil her yerinde kurumuş kan vardı.

 

Hafif öne doğru gittim . Bir yanım deli gibi korkuyordu her an o zincirlerden kurtulup üzerime atlayacak gibiydi . Ama bir yanım merak duygusu ile kaplıydı.

 

Adam hafif kıpırdanınca refleks olarak geri çekildim .

 

Adam kafası hariç ellerini hareket ettirmeye başladı .

 

" sen ..!" Dedim.

 

" defol .!"

 

Adamın sesi olduğunda fazla korkunç çıkmıştı . Sesindeki ruhsuzluk her halinden belli oluyordu ..

 

Düşüncelerimden kurtularak " İyimisin .?" dedim.

 

Hala yüzüme bakmıyordu .

 

" Size gidin dedim ! " dedi kükrercesine . Bir anda Asker tekrar kapıya geldi .

 

Elim ile durmasını işaret ettim .

 

Tekrar gidince. " Gitmiyorum .!" Dedim. Kararlı bir sesle .

 

Ah be Andalina adamı gördün işte daha ne diye duruyorsun ? .. gitmek istiyorum ama bir şey beni buraya çekiyordu ..??.

 

Adam gülmeye başlayınca neye uğradığımı şaşırdım. Kahkahaları duvarlardan çarpıp tekrar kulağımda yankılandı .

 

Kafasını kaldırmadan gülüyordu.

 

Ellerini oynatmaya çalışınca ağızından ince bir inilti kaçtı.

 

Ellerinin etrafı kanla kaplıydı .

 

" Sana yardım edebilirim .!" Dedim bir anda.

 

 

 

Ne dedin ne dedin ! Sen saçmalıyorsun Andalina.!

 

Ben ne demiştim.?

 

Adam kafasını kaldırarak bana baktığında nefesim kesilmişti .

 

Kafasını kaldırdığında ilk önce siyahtan da kara gözlerini gördüm.

 

Gözlerindeki öldürecek kadar kin nefret vardı. Ona bakmak tüylerimi diken diken etmişti .

 

Yüzünü incelemeye başladım.

 

Bu o adamdı . O gün askerlere bile bile savaş açan adamdı .

 

Yüzü ilk gördüğüm günden daha kötüydü.

 

Kaşından kan akıyordu yüzünün çoğu yerlerinde kurmuş kan vardı.

 

Bu halde olduğu halde genç bir adam olduğu belliydi.

 

Yüzünün kaplayan saçları onun kusurlarını örtmeye çalışsa da gözlerindeki nefreti örtemiyordu .

 

Ben donmuş Bir şekilde ona bakıyordum.

 

Saçlarımı arkaya atıp bir adım daha ona yaklaştım .

 

Bulunduğum yer rutubetten nefes almak çok zordu .

 

Bir adama birde etrafa baktım .bir insan burda bir gününü geçirse güneşi unuturdu. Kim bilir kaç gündür buradaydı.

 

" Adın ne ?" dedim merakla .

 

Adam gözlerini bana dikti.

 

Korkumu belli etmemeye çalışıyordum. Her yerinden zincirlenmiş bu adam nasıl olurda bu kadar korku salabiliyordu .

 

 

 

Adam kalın ve soğuk sesiyle " ADIM YOK!" Dedi.

 

 

 

 

 

Adımı yoktu .?

 

Nasıl olurdu .?

 

" ailen sana bir ad takmadı mı ?" dedim merakla.

 

Adam dediklerime hiçbir cevap vermedi sadece baktı .

 

Onun gizemli hali benim daha çok ilgimi çekiyordu.

 

Konuşmayacağım anlayınca " Bundan sonra senin adın Baron .!" Dedim.

 

Yüzümü dikkatle incelemeye başladı .

 

" Neden yapıyorsun bunu .?" dedi. Sesinde tek bir umut bile yoktu .öleceğine inandığı belliydi .

 

" çünkü senin gibi birine ihtiyacım var .! Benim yakın korumam olacaksın !" Dedim.

 

Andalina !

 

Evet...

 

Ne dedin sen az önce.?

 

Ne Dedim.

 

Bende onu soruyorum Andalina. Ne dedin.?

 

Ne Dedim.?

 

Koruma dedin!

 

Evet Dedim.!...ben bir köleyi korumam yapmıştım bütün kuralları yıkarak.

 

Dediğimin farkına vardığımda iş işten geçmişti .

 

Andalina!

 

Evet ..

 

Ona ad verdin..

 

Verdim .

 

Ne verdin?.

 

BARON .

 

Ne demek.?

 

Soylulara verilen bir isim .Dedim kendi kendime.

 

Sen köleye soylu ismimi verdin .?

 

Evet . Verdim ..

 

Kuralları çiğnedin!

 

Çiğnedim.

 

Pişman mısın? .

 

Değilim.. değildim . Nedense içimde tek bir tane bile pişmanlık yoktu . Baron ismi çok kullanılmazdı. Kullananlar ise nadirdi.

 

Baron ... Ona bu adı ben vermiştim.

 

Adamın sesi düşüncelerimden arınmama sebep olmuştu bana bakarak " İstemiyorum !" dedi .

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ona bir adım daha yaklaştım kendi dediklerime şaşırmışken onun dediklerine daha çok şaşırmıştım. Ona altın tepside kurtuluş sunmuştu.

 

 

 

 

 

" Anlamadım.?" Dedim .

 

 

 

Gözlerini gözlerime dikti .

 

" kraldan da sendende hiçbir sik istemiyorum .! Şimdi geldiğin yere geri dön !" Dedi bağırarak.

 

Zincirleri çekiştirerek üzerime gelmeye çalıştı .ama zincirler bana ulaşmadan onu durdurdu. Ben yere düşerken o ise acımasızca bana baktı .

 

Askerler içeriye hızla doluşmuştu neye uğradığımı şaşırmıştım. Bütün herşey saniyesinde gerçekleşmişti .

 

İki asker onun dizlerine vurarak yere düşürdü .

 

" Hadsiz köpek !karşında bu ülkenin prensesi var .! " dedi.

 

Bir tanesi ona yumruk atınca diğeride aynı şekilde attı .

 

Ben donmuş bir şekilde olanları izlerken. Adama yumruk atmaları onda bir etki yaramıyordu.

 

askerlerden biri saçlarına asılarak onu bana döndürdü. Tam gözlerimin içine bakıyordu.

 

" af dile hemen !" dedi .

 

Gözlerimiz çakıştığında hiç bilmediğim duygular yaşadım .

 

Dudağı patlamıştı gözümün önünde dövülmüştü . Yavaşça ayağa kalktım.

 

Gözlerindeki ateşi görebiliyordum .benim ise sadece korku vardı .

 

Onu döven askere dönüp " Yemin ederim ki . Seni öldüreceğim ." dedi tehditkar bir sesle .

 

Az önce dayak yememiş gibi kararlıydı .

 

Asker sinirle elini yumruk yapıp ona vuracakken Onların arasına girdim.

 

Askerin kolunu tutup kenara ittim. " size buraya gelmemenizi söylemiştim !" Dedim bağırarak .

 

Asker yumruğunu indirip yüzüme baktı

 

" Prensesim o adam size zarar verdi . Size hakaret etti . " dedi.

 

 

 

Onun önüne kendimi siper etmiştim .

 

" BUNDAN SONRA ONA KİMSE DOKUNMAYACK .! Dokunan olursa kendisini onun yerinde bulur !" Dedim.

 

Askerler korkarak gittiler. Ben hala baronun önündeydim. ona çok yakındım . arkamın ona dönük olmasına rağmen nefes sesini duyabiliyorum.

 

Yavaşça arkamı döndüm. O yüzünü kaldırmış bir şekilde bana bakıyordu.

 

" Bundan sonra sana kimse dokumayacak!"Dedim.

 

Adam ise " kendimi tutmaya çalışıyorum prenses . Lütfen gidin.!" Dedi neyi ima ettiğini anlamamıştım .

 

" Neden gitmemi istiyorsun .?" dedim merakla .

 

Adam ellerini çekiştirdi." Öfke nöbeti geçirirsem size zarar verebilirim." Dedi.

 

gitmek istemiyordum daha fazla yanında kalmak , konuşmak istiyordum.

 

Adam kafasını önüne eğince konuşmamızın bittiğini anladım .

 

Dışarıya çıkarken son bir defa ona baktım .

 

Askerlere dönüp " yaraları temizlensin.! Yiyecek bir şeyler verin !" Dedim. Ve zindandan çıkmak için yürüdüm .

 

Edna arkamdan gelirken ben hızla buradan çıkmak istiyordum. Tünellerin içinde yankılan sesler vardı . Sesler kulağımı rahatsız ediyordu .

 

Nihayet zindandan çıktığımda güneş gözlerimi kamaştırdı .

 

Varanlıkta kalmış onlarca insan vardı .

 

Edna " o adam ile ne konuştunuz acaba .?" Dedi .

 

Dediklerimi düşünerek" onun adı artık Baron.! Ona benim yakın korumam olması için fırsat verdim ." dedim ...

 

Sarayın bir diğer kuralı =Hiçbir köle ile konuşma kendi krallığından soğuyabilirsin !

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%