Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Giriş

@ebi_books

"Senin nasıl yapıldığını bilmiyor olman sihrin var olmadığı anlamına gelmez."

Hiç sihrin gerçekten var olduğuna inandınz mı?Ya da garip varlıkların bizden uzak bir yerde gerçekten yaşadığına.

Elbette hepiniz hayaller kurmuşsunuzdur.Bu hayallerin gerçek olduğu ve farklı zaman dilimlerinde yaşandığına inanmadığınız sürece henüz delirmemişsiniz demektir.

Bir kız vardı.O da inanmıyordu gerçekten bunların var olduğuna.

Elflerin,perilerin,vampirlerin,farklı yaratıkların hatta uçan atların bile.Fakat aramızda ve aranızda küçük bir fark vardı.O henüz bu kavramları bilemeyecek kadar küçüktü ve hiç hayal dünyası olmadı.

Yaşayacaklarından habersiz gözlerini bu uçsuz bucaksız, bazen aydınlığın hakim olduğu ama bazen gerçekten acıları olan bu dünyada açtı.

O gün her zamanki gibi bir sabahtı aslında.Küçük Esil ailesiyle beraber piknikteydi.Henüz altı yaşlarındaydı.Güzel bir yaşamı vardı.

Çizgifilmlerdeki perilere hep inanmıştı.

Rüyasında gördüğü yaratıklara garip insanlara.

Ama bilmiyordu.

Bir gün o gördüğü varlıkların hepsinin içine düşeceğinden habersizdi.

Sihirili boyutta ise her şey değişmeye başlamıştı.Elf krallığında bir elf çocuğu eğitim için Koruyucu okuluna gönderilicekti.Babasının hırsları arasında sıkışmış bir elf çocuğu.Henüz dokuz yaşlarındaydı.

Periler her zamanki gibiydi.İçlerindeki enerji fazla olsa bile her zaman korunmaları gerekirdi.

Narin varlıklardı.O gün başlarında bir cenaze vardı.Bir peri kızı acımasız bir liderle evlenmişti.Bu evlilikten bir çocukları vardı.Ne kadar birbirlerini sevselerde acımasız lider hırsları uğruna o peri kızını yok etmişti.Küçük Milen ise öylece oracıkta kalmıştı.Neyseki babası onun eğitilmesi için onu Koruyucu okuluna yollamaya karar vermişti.

Element kralı her zamanki gibi güçlü ama bir o kadar da naif kişiliğiyle oğullarıyla ilgileniyordu.Tam dört oğlu vardı.Dört elementi temsil eden.Toprak,Rüzgar,Ateş ve Su.Karakterleri tıpkı temsil ettikleri elementler gibiydi.

Sırak'lar da ise ilk defa bir kişi Koruyucu okuluna seçilmişti.

Altı yaşlarındaki Arda.

Sırak'lar bu evrenin lanetlenmiş ruhlarıydı.

Efsaneye göre yıllar önce iki insan birbirlerini çok sevmiş.Fakat aralarındaki sevgi masumluğunu yitirdiği an lanetleniceklermiş.Bu nedenle birbirlerine asla dokunmamaları gerekiyormuş.Bir gün dayanamamışlar.En sonunda birbirlerine dokunmuşlar ve o gece lanet onları ve yaşadıkları köyü sarmış.Köyde yaşayan insanların artık boyunları ve kolları simsiyahmış.

En sonunda bir bilgeye sormaya karar vermişler.Bilge kişi onlara şöyle söylemiş."Eğer kendi ırkınız dışında birine dokunursanız o kişinin bedeni tamamen kararır ve rüyalar alemine dalar.Daha sonra delirir ve ölür."

Lanetlenmişlerdi ama bu lanetin iyi bir yanı vardı.Sağlık güçleri.Onlar en iyi şifacılardı.Sağlık güçlerini kullandıkları an lanet kalkıyordu ve hastayı iyi edebiliyorlardı.En iyi doktorlar hep onlardaydı.Zamanla Sırak'ların sayısı tam elli milyona ulaşmıştı.

O gün garip bir gün olduğunu basit köy halkları dahi fark etmişti.Köy halkları genelde pek baskın değillerdi.Sihirsiz değillerdi fakat büyüleri önemli büyüler değildi.Eşyaları hareket ettirmek tarla ekmek gibi basit güçleri vardı.

Küçük Merve kaderinin bu olmadığını fark etmişti.Güçleri vardı ve eğitilebilirdi.Tek çaresi Koruyucu okulunun müdürüne mektup göndermekti.Profesör Cenk.

Profesör Cenk mektubu aldı.Bu hoşuna gitmişti.Bir kız çocuğu kaderinin değiştirmek için hiç kimseye ihtiyaç duymamıştı.Bu nedenle Merve'nin mektubunu kabul etti ve okula aldı. Merve, hırsları,güç ve kaderi uğruna her şeyi geride bıraktı.Artık kimsesizdi.

Vampirlere gelecek olursak.Zaten çok küçük yaşta eğitiliyorlardı.Ama bu küçük Kaan'ın hiç hoşuna gitmiyordu.Ailesi Kaan'ın iflah olmayacağını anlayıp koruyucu okuluna göndermeye karar vermişti.

Zihin Krallığında ise bir şeyler biliniyordu.Onlar zihin varisleriydi.En güçlülerden bir tanesi.Varis kız Mira da Koruyucu Okuluna gitmeye hak kazanmıştı. Zihin varisleri kehanetten haberdarlardı.Bir insan kızının geleceğinden de.

Köylerin birinde farklı bir çocuk vardı.Herkesten farklı.Asiydi ve bu yüzden çok dayak yemişti.Fakat zekiydi.Bu zekasının harcanmasından korkuyordu.Henüz altı yaşlarındaki Mert gizlice köyden ayrıldı.Hedefi Koruycu okuluna girmekti.Kaçak bir şekilde.Ve bunu başarıcağa benziyordu.Profesörler,bu asi çocuğun azmine şan vermeye karar vermişlerdi.

Son olarak küçük Berk için hayat hiç bir zaman toz pembe olmamıştı.Babası bazen eve gelirdi ve annesi üzerinde denenen büyü sebebiyle delirmişti.Berk,kendi annesinden kaçamazken kendini Koruyucu Okulunda buldu.

Dokuz muhafız çocuk.Esil,Merve,Milen,Mira,Berk,Kaan,Arda,Mert ve son olarak Can.Sekizi altı yaşında ve içlerinden biri dokuz yaşında.

Henüz kehanetteki yerlerini bilmiyorlardı.

Fakat gelecekte bilecekleri tek bir şey vardı.Kehanet olmasa dahi her evrende birbirlerini bulabilirlerdi.Hepsi birbirlerini tamamlıyordu.

Okulun görüp görebiliceği en güçlü grup olacaklarından habersizlerdi.

Bağlarının her şeyden öte bir aile olacağından da.

Evren hakkında bilinen bir gerçek vardı.Zeka ve güç seviyeleri.Zeka seviyelerinin bir sınırı vardı.İki yüz elli ve altı zeka seviyesi genelde gerçekten aptal olurdu.İki yüz elli ve üç yüz elli seviye olanlar, onlar normal insanlardı.Üç yüz ve dört yüz seviye arası insanlar ise zeki olanlardı.
Toplumun üzerinde bir zekaya sahiplerdi.Genelde bunlar eğitilir ve muhafız olarak yetiştirilirdi.
İnsanlar zeka seviyesi ne kadar fazlaysa o seviyeye yaklaşabilirdi ona göre güçlenebilirdi.

Fakat dört yüz seviyenin üzeri.İşte bu seviyeden ilerisi gerçekten nadir görülen bir türe sahipti.Genelde en güçlü hatta en delileri onlardı.

Zeka onlara bahşedilmiş bir hediye değil bir cezaydı adeta.Çok düşünmekten akıllarını kaybedebilirlerdi.Çok küçük yaşta kendilerini koruyamayacak yaştalarsa bu tehlikeliydi.Nadir görüldükleri için şu ana kadar bir tehtid oluşturmamışlardı.

Biri hariç.Gölge.O tam dört yüz on zeka seviyesine sahipti.Aydınlık tarafın en büyük kaybıydı ve karanlık tarafın ise en büyük şansı.

Fakat kimse bilemezdi Koruyucu Okuluna alınacak sihirsiz bir kızın hem aydınlık hem de karanlık tarafın en büyük şansı olacağını.

Aslında bakarsanız şans olup olmadığı tartışılır.

Okulu güçlü kılan yegane şey başındaki dört büyük Profesördü.

Profesör Cenk.Okul müdürüydü.Güç seviyesi alışılanın üstüydü.

Profesör Serhat.O Sırak'lardan biriydi.Sıraklardan bir profesör vardı.Bu herkes tarafından dikkat çekmişti.Çünkü çoğu kişi buna karşıydı.

Profesör Celal.Güce ulaşmak için gençliğinde feda ettikleri vardı.Yaşamak zorunda kaldıkları.Ama şüphesiz gücünün ve hırsının yanında en zekilerinden biriydi.

Son olarak Profesör Metehan.Gelmiş geçmiş en güçlüsü.Mükemmeliyetçiydi.Güç ayrımı yapmazdı karanlık ya da aydınlık.Hangisi güçlüyse ona ulaşırdı.Şu ana kadar ona en uzun süre dayanabilen öğrenci sadece üç yıl dayanabilmişti.O kadar güçlü ve değişik eğitim yolları vardı ki üç yıl eğittiği öğrenci bile fazlasıyla güçlüydü.

Birinin gözünde hırsı ve mükemmeliyetçi adımları görürse o kişiyi eğitirdi.

Dördü de yıllardır arkadaştı.Dostlukları dillere destandı ve söz sahibi insanlardı.

Önlerinde ise alınması gereken büyük bir karar vardı.

Bir insan kızı.Esil gözlerini açtığında kendisini bu garip okulda bulmuştu.Profesörlerin ise daha başlarına aldıkları beladan haberleri yoktu.

Bu hikaye sihre olan inançlarını yitirmiş garip varlıkların ve hayal dünyalarının hiç gerçek olamayacağını düşünen insanlar için değildir.

Her zaman sihre ve farklı zaman aralıklarına inananlar içindir.

Daha çok küçük yaştayken kendini peri sanıp uçmaya çalışanlara...

Bir gün koşan saati olan bir tavşanın peşinden harikalar diyarına geçeceğine inananlara...








Öncelikler selam.

Umarimm beğenmişsinizdir sizi çok seviyorum ve benimle bu yola çiktiğiniz için teşekkür ederim.

Adı üstünde giriş bölümü olduğu için biraz kısaydı diğer bölümler biraz uzun soluklu haberiniz olsun.

Değer verip okuduğunuz için teşekkürler.

Sizi seviyorum umarım gerçekten güzel bir yola çıkmışımdır.

Loading...
0%