Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1. Bölüm / Yemin

@ebrarhayal2733

Kitapta ki olaylar hayal ürünüdür.

 

Tanıtım bölümünü okumadan okuma :)

 

Öncellikle herkese selam böyle bir kurgu yazmayı hiç düşünmüyordum aslında çünkü böyle şeylere gerçekten karşıyım ve asla desteklemiyorum .

 

Ben bu kitapta töreye ve her şeye karşı güçlü olan bir kadını yazmak istedim sadece umarım kendimi anlatmışımdır.

 

Böyle olaylar maalesef günümüzde de var ve hala yaşanıyor ve bu çok kötü bir şey gerçekten.

 

Bu kitapta ne olursa olsun artık kendini ezdirmeyen ve güçlü bir kadın olan

Ezo Leyla Eroğlu var .

 

Bu kitapta ağa olmaya zorlanan ve kendini kaybetmiş bir çok töre kuralına karşı çıkan güçlü bir Alaz Xidrekan var.

 

( Xidrekan boğazdan "h" harfi ile söylenir.)

 

Lütfen yorum yaparken insanların kırılıp kırılmayacağını düşünün ve öyle fikirlerinizi yazın buna dikkat ederseneniz sevinirim :)

Kitabımı ve kitaplarımı artık bu platformda ve inkspired uygulamaları üzerinden de paylaşacağım umarım seversinizz❤️‍🔥

 

&&&

Bazı şeyler kalbinizi kırar ama gözünüzü açar.

 

***

 

Zerrin hanım sıkıntıdan yatamıyordu bir türlü içinde büyük ve güçlü bir sıkıntı oturmuştu sanki hemde nefesini kesecek kadar daha fazla dayanamayan zerrin hanım yavaşça kendini toparlayıp oturdu ve yanında ki kocasına baktı yorganı üzerinden çekip yataktan çıktı ve üzerine bir şeyler geçirip sessiz ama dikkatli bir şekilde odadan çıkıp teresa girdi derin ,derin nefes alıp geri verdi aldığı nefes yetmiyordu sanki zerrin hanıma.

 

Zehir oluyordu adeta ve o aldığı nefes sıkışıp zorluyordu kalbini . Başında ki yazmasını düzeltip kendi katındaki banyoya girip abdest alıp çıktı ve salona girip namaz kılmaya karar verip rabbine dua etti içinde ki sıkıntıyı alması için çocukları ve eşi için dua etti zerrin hanım selam verip ellerini kaldırdı ve yukarıya doğru baktı.

 

"Allahım benim güzel ve kudretli rabbim sen bu içimdeki sıkıntıyı alasın ve bu sıkıntıyı hayır eyleyesin sen eşimi ve evlatlarımın acısını bana göstermeyesin yarrabim." Diyerek son dualarını edip topladı seccadeyi ve eline kuran-ı kerimi alıp okumaya başladı.

 

***

 

Zerrin hanım kuranı kerimi 3 kere öpüp anlına koyduktan sonra oturduğu yerden kalkıp elindeki kutsal kitabı

Yüksek bir yere koyup odadan çıktı ve oğlu ömerin odasının önünde durdu.

 

Derin bir nefes alıp geri verdikten sonra kapıyı açıp odanın içine sessiz bir şekilde girip yatağa doğru gittiğinde oğlunu göremedi yatak bomboş ve adeta jilet gibiydi.

 

Zerrin hanım oğlu ömer için çok endişeleniyordu son zamanlarda .

Ve bunu her düşündüğünde durgunlaşıyordu . son 4 gündür oğlu eve geç geliyor du niye geç geliyorsun diye sorduğunda oğlu ona işler çok diyip duruyor du.

 

Zerrin hanım ne kadar inanmasada oğluna inanmak istiyordu tek dileği şuanlık oğlunun doğru söylemesiydi.

Umarım oğlum kendini ve bizi zora yada başımızı öne eğecek bir hareket yapmamışsındır dedi.

 

&&&

 

Zerrin hanım geç saatlere kadar oğlunun odasında bekledi gelmesi için ama nafile saat neredeyse gece 4 idi ama ömerden ne bir haber ne de ses vardı işte bu dakikalar ve saatler arasında içindeki yangın alevlenmeye başladı.

 

Bir umutla bir kaç saat daha bekleyip oğlu ömerin odasından çıkıp odasına doğru giderken kızı ezo 'nun odası çarptı gözüne ve kızının odasına doğru adımlamaya başladı.

 

Kızının odasının kapının önünde durup yavaşça kapıyı açıp ardından sessizce kapattı kapıyı kapattıktan sonra odada biraz ilerleyip yatakta uyuyan güzel kızına baktı gülümseyerek.

 

Sessiz adımlar ile yatağın ucuna kadar gelip yavaşça oturdu ve uyuyan kızını izledi zerrin hanım eşi sidar ağa ile hep bir kız çocukları olmasını isterlerdi.

Ve çok şükür ki allah onların isteklerini kabul etmiş ve onlara bir kız evlat vermişti.

 

Elini yavaşça kızının güzel saçlarında gezdirdi ne güzeldi kızının saçları uzun parlak ve rengi karışık bir saçları vardı hafif dalgalı ve düz sacları ufak burnu dolgun pembeyi andıran ama kiraz gibi kırmızı dudakları güzel renkli gözleri vardı kızı ezo'nun ve biliyordu ki kızı ezo her geçen gün dahada güzelleşiyor du.

 

Biraz daha kızının yanında kalıp oturduğu yataktan kalktı ve kızının saçına küçük bir öpücük kondurup sessiz adımlarla çıktı odadan ve tekrar kendi odasına doğru ilerledi.

 

Kendi odasına sessizce girip yatakta uyuyan eşinin sıcak kollarına girdi hemen ve sıkıca sarılıp gözlerini yumarak birazda olsa uyumaya çalıştı aslında daha doğrusu için de ki sıkıntıyı uyuyarak dindirmeye çalıştı.

 

____________&&&_______&&&____________

 

Sabah gözüne gelen ışıklar ile uyandı ezo yatağından yavaşça kalkıp odasında ki banyoya girip elini yüzünü güzelce yıkayıp saçlarını düzelttikten sonra banyodan çıkıp dolabından giymek için kıyafet alıp hızlıca üstüne giyip odasından dışarıya çıkıp merdivenler den aşağıya inip mutfağa girdi yüzünde her zaman ki olan gülümseme ile ve mutfakta ki çalışanları olan elif ve hasret hanımla ayak üstü bir sohbet edip sofrayı kurmaya yardım etti tabi yardım ederken hasret hanım biraz kızmıştı ona sen evin kızısın bırak biz yapalım diye ama ezo bunları duymazlıktan gelmiş ve kendi bildiğini yapıp yardım etmişti.

 

Ezo da böyle idi deli inatçı bir o kadar da uysal ve ailesine bağlı bir kızdı ve okulunu kitaplarına aşık bir kız dı odasında ki raflarında bir çok okuma kitabı vardı hepsi ezo için bir başka idi ve hepsi ayrı ayrı özeldi onun için en çok sevdiği kitaplar arasında ise kürk montalı madonna vardı kimilerine göre anlaşılmayan bu eseri ezo çok seviyordu leyla için kitaplar başka idi her zaman kitap onun için başka bir dünya bilgi ve yaşam kaynağıydı zaten kim kitap okumayı sevmezdi ki?

 

Hasret hanımın ona seslenmesi ile sedirde oturan annesi ve babasının yanına gidip oturdu ve hemen babasının yanağına bir öpücük kondurup kocaman gülümsedi "rojbaş baw" demeyi de unutmadı ona gülerek bakan sidar ağa da elini kızının saçlarında gezdirerek konuştu "rojbaş leylam " diyerek kızının anlına ufak bir öpücük kondurup geri çekildi .

 

Baba kızı izleyen zerrin xanım pek bir keyifliydi şimdi yüzünde ki tatlı gülümseme ile izliyordu eşi ve kızı ezo leylayı sonra aklına gelen şeyle gülümseyip konuşmaya başladı gülen yüzünü somurtup " Dedikleri doğruymuş kızlar hep bir babacı dokuz ay karnında büyüt besle çilesini çek en az sen sevil nıç nıç nıç " diyerek bakmaya devam etti baba kıza

 

Ezo babası'nın yanından kalkıp annesinin yanına gelip annesinin iki yanağına öpücükler kondurup sıkıca sarıldı "sanada rojbaş dâyem " diyerek bir kere daha öpüp annesinin elinden tutup öptü " Hem kıskanmayasın sen benim annemsin canımsın sultanım sın" diyerek baktı annesine

 

"Daha az önce gülüyordun hatun de hele noldu şimdi diyesin " dedi sidar ağa kaşları havada bir şekilde

 

"O o zamandı sidar ağa şimdi de böyle " dedi zerrin xanım .

 

Annesinin ve babasının bu hâline gülerek ayağa kalktı ezo " Hadi sofra hazır yemek yiyelim " dedi ama aklına gelen ile hemen annesine döndü ve annesinin kulağına eğilip konuştu

"Daye abim nerede ? Bugünlerde çok geç gelir babamda farkında bir kargaşa çıkmasın ?" Diyerek annesinin konuşmasını bekledi leyla

 

Zerrin hanım derince yutkunup ona merakla bakan kızının gözlerine bakıp konuştu "İşi vardır kızım bu aralar abin pek bir yoğundur sen merak etmeyesin abini hem deyesin bana ödevini yaptın mı sen ?" " Peki anne ve evet ödevimi yaptım biraz kendimi yorgun hissediyorum kahvaltıdan sonra iznin olursa odamda dinlenebilir miyim ?"

 

"Leylam neyin var dır güzelim hasta mısın yoksa bana mı söyle miyorsun?"

 

"Annem sakin ol sadece yorgunum hasta değilim "

 

"İyi peki madem yemekten sonra iyice dinlenesin emi güzel kızım " diyerek gülümsedi zerrin hanım annesini gülümseyerek onayladı ezo ve hep birlikte sofraya oturup kahvaltı etmeye başladılar .

 

Ama nerden bile bilirlerdi ki bu onların aslında belkide son ve mutlu günleri olduğunu.

 

Hayatta böyleydi işte neyin ne zaman olacağı bilinmiyordu .

 

Sessiz geçen kahvaltıdan sonra ezo müsade isteyip sofradan kalkıp merdiven lere doğru ilerleyip yavaş yavaş merdivenleri çıkıp odasının önüme geldi ve kapıyı açıp odaya girdikten sonra kapıyı kapatıp odasında ki banyonun içine girip aynadan kendine baktı içinde birden bire bir sıkıntı oluşmuştu ne olmuştu ki bir den bire şimdi musluğu açıp ellerini yıkadıktan sonra yüzünü güzelce yıkayıp boynuna da biraz su serptikten sonra suyu kapatıp yüzünü havluyla kurutup banyodan çıktı ve kütüphane sinin önüne gelip bir kitap alıp okumaya başladı...

 

♧♧♧

 

Zerrin hanım ve sidar ağa avluda oturmuş kahvelerini yudumluyorlardı

Zerrin hanımın içinde geceden beri olan sıkıntı hala devam ediyor du kaçkere namaza kalktı artık sayısını bile bilmiyordu içinden yine dualar etmeye başladı zerrin hanım tekrardan ama dualar bile akşamdan beri içindeki bilinmedik derdi alamıyordu rabbine tek duası kötü bir şeyin olmamasıydı.

 

Sidar ağa derin bir nefes verip elinde ki kahve bardağını önünde ki sehpaya tekrar sırtını yasladı oda gece pek uyuyamamıştı karısının durgun ve dalmış hallerini görünce onunda gece yaratmadığını anladı hemen. İçinde anlamdıramadığı büyük ama kendini belli etmeyen bir dert vardı ve sanki her saniye dahada artıyor ve onu boğuyordu .

 

Sidar ağa gözlerini karısı olan zerrin hanıma çevirdi ve buruk bir tebessüm etti . Karısı zerrin ile görücü usulü evlenmiş ve ona evlendikleri bir kaç ay içerisinde tanıyarak aşık olmuştu . Karısı zerrin ile görücü usulü evlenmelerine rağmen karısı hep ona gülen yüzle bakmış ve onu hep karşılamıştı her zaman çok vicdanlı ve merhametli olmuştu ve karısının duru bir güzelliği vardı her defasında şükür ediyordu allaha ona böyle bir eş nasip ettiği için .

 

Kızı karısının huylarının aynısıydı ve sidar ağa bu durumdan çok mutlu idi çünkü her zaman karısına benzeyen bir kız çocuğunun olmasını istemişti . Belki kızı ezo karısının simasına benzemiyordu ama huyu benziyordu ve ona göre kızı ezo dünyanın en güzel kızıydı . Tekrar gözünü karısına çevirdi

 

Sidar ağa bu sefer emin oldu karısının bir şeye canı sıkılmıştı oturduğu yerde kendini düzeltti.

 

"Neyin vardır hanım canın neye sıkkındır deyesin hele kocana " diyerek baktı karısına.

 

Zerrin hanım ona seslenen kocasıyla aklında ki kötü düşünceleri kovdu şimdilik . "Bir şeyim yoktur ağam gece yatamadım ondandır " dedi hızlıca.

 

"Zerrinim ben senin kaç senelik kocanım senin iyi olup olmadığını elbet bilirim diyesin bana güzel gözlüm neyin vardır de hele bana?" Dedi kendinden bile beklemediği naif bir sesle.

 

"Nasıl anlatsam söylesem bilemedim sidarım ana içimde geceden belli bir sıkıntı vardır bende bilmem ıçimdeki dert nedir bilmem lakin gece kaç kere namaza durdum bilmiyorum belki geçer diye ettiğim duaların bile sayısını unutmuşum " dedi sıkıntı ile

 

"Kötü düşünmeyesin hatun allah hayır etsin de bu içindeki sıkıntı bizi mutlu edecek bir şeye dönsün ."

 

"Amin sidarım amin. "

 

( Buna gülmek istemem normal mi ?

XSHJDFDJ )

 

Sidar ağa karısına bir şeyler daha söyleyecek ken büyük tahta kapı gürültüyle açıldı biran da . "Sidar ağa!Çık dışarı!" Gelen mehmet xidrekan dı

Öfkesi yüzünden ve elinde tuttuğu silâhtan belli oluyordu.

 

Sidar ağa hışımla oturduğu yerden kalkıp mehmet ağa'nın önüne geçti .

"Destur! Mehmet ağa destur ne hakla evime böyle gelirsin!?" Dedi sinirle bağırarak.

 

"Destur demek öylemi ulan senin oğlum olcak şerefsiz kızımı kaçırmışmış kızımı! Sen hala destur dersin "

 

Sidarağa'nın aldığı nefesini veremedi duyduklarından sonra oğlu ömer bilirdi buraların adetlerini törelerini yapmazdı o kardeşini ve ailesini ateşe atacak bir şey yapmazdı yapamazdı kıyamazdı küçük kardeşine oğlu ömer inanmadı sidar ağa duyduklarına yapmazdı ömeri. "Sen nedersin mehmet benim oğlum böyle bir şey yapmaz " Dedi inanmayarak .

 

"Yaptı diyorum sidar yaptı göz göre göre yaptı senin oğlun bilmezmi töreyi tek oğlun var sidar ağa oda ölecek senin oğlun yüzünden şereftim namusum iki paralık oldu millet neler der iki aşiretin arkasından sen hala oğlum yapmaz diyorsun!" Dedi dahada sesini yükselterek mehmet ağa.

 

Sidar ağa duyduklarıyla daha da kahroldu şimdi anlıyordu içindeki sıkıntının sebebini ağlama sesiyle karısına baktı sidar ağa karısı zerrin yere çökmüş iki büklüm ağlıyor ve ağıtlar yakıyordu gözleri merdivenlere kaydı kızı ezo hızlıca merdivenleri inip annesinin yanına oturdu ve onu sakinleştirmeye çalışıp konuşmaya başladı bir yandan da babasına bakıyordu ezo.

 

Sidar ağa kafasını mehmet ağaya çevirip baktı " Olmaz oğlum ölemez mehmet " dedi sidar ağa acı çekerek her zaman dik duran yaşlı adam ayakta zor duruyordu âdeta.

 

"Aşiretlere haber verildi ölüm istediğimi söyledim ." Diyerek parmağını sidar ağaya sallayarak konuşmaya başladı hemen .

 

"Her şey senin elinde sende şimdi burda karar ver sidar ağa kızın mı yoksa oğlun mu bilirsin aşiretlerin çoğu yanımdadır ya oğlunun ölüm acısını çekeceksin yada kızının sevmediği bir adamla evlendirip her geçen gün vicdan azabından sen öleceksin! "

 

"Iyi veresin kararını sidar! İyi veresin."

 

Ezo duyduklarına inanamadı bu adam ne söylüyordu böyle abisi gerçekten yapmışmıyda ona böyle bir hainliği kalleşliği sırtından mı vurmuştu onu sanki her duyduklarıyla dünyası dahada yıkılıyordu başına o yapamazdı evlenemez dı o dahonun daha okulu vardı Allahım sen yardım et dedi acıyla yalvararak allaha lütfen bu bir kabus olsun dedi .

 

Gözlerini karısı ve kızından çekip karşısında ki adama baktı sidar ağa ya kızı ya oğluydu zaten 2 tane çocuğu vardı nasıl birisini yakacaktı o çocukları arasında hiç ayrımcılık yapmamıştı ki ama oğlu ölürse aşiret ağasız kalacaktı kızını seçerse kızını yaşarken öldürecekti ve kendiside ölecekti aynı şekilde allahım sen affet beni dedi içinden hangi günahımın bedeli bu yarabbim bana bir yol göster diyerek kafasında ölçtü tarttı .

 

Ya karısı zerrin oda ölürdü kendisiyle birlikte affedin dedi içinden ailesine affedin beni dedi ve ağzından çıkacak kelimeleri toplamaya çalışarak söyledi.

 

"B-b-berdel dedi zorlukla sidar ağa ve derince yutkunup nefes almaya çalıştı.

 

"Öyleyse ben gidip haberi ileteceğim diğer aşiretlere "diyerek adamları ile geldiği gibi gitti mehmet xidrekan.

 

Gitmişti elbet ama arkasında koca bir harabe bırakmıştı o harabede hayaller umutlar ve güven kalmıştı geri gelmemek üzere belkide...

 

Ezo babası'nın ağzından çıkan cümlelere inanamadı yapmazdı babası abisi ona bir darbe vurmuşken babası da bir darbe vurmaz sanırken oda yapmıştı babası da ezoya bir darbe vurmuştu ezo hızlıca ayağa kalkıp babasının karşısında durdu göz yaşları içinde babasına baktı yapma der gibi istemiyordu ağlamak ama göz yaşları ondan bağımsız bir şekilde akıp gidiyordu.

 

Içine kaçmış sesiyle Zar zor konuştu ezo "b-baba"dedi acı çekerek görsün istedi babası onun halini "b-baba"dedi tekrar yine seslenerek daha sonra ayakları bedenini taşıyamayarak yere çöktü sidar ağa'nın ayakları önüne kafasını eğdi sanki suçlu oymuş gibi .

Ve zorlayarak kendini konuştu ezo "Baba lütfen ben daha çok küçüğüm okulum var benim lütfen verme beni onlara baba" diyerek yalvarıyordu babasının ayaklarına çökmüş bir halde.

 

Annesi zerrin hanım'ın ise içi yanıyordu biricik kızları oğlunun hatası yüzünden töreye kurban gidiyordu.

 

Başını yana çevirip zorla yutkundu sidar ağa ve ona yalvaran kızına baktı.

 

"Keşke kızım keşke elimden bir şey gelse"

 

"Baba ben... Ben e-evlenemem ben yapamam lütfen baba ."

 

"Beyim bir şey yapasın kurbanın olayım bir şey yapasın benim kızım küçüktür onu hor görürler."

 

"Elimden bir şey gelmez hanım görmez misin gelse zaten yaparım canımı bile veririm ... Ama yapacak bir şey yoktur elim kolum bağlı dır diyerek kızının önüne çöktü sidar ağa ve kocaman sarıldı canından çok sevdiği kızına .

 

"Beni affedesin kızım ben seni koruyamadım affedesin kızım ben sana baba olamadım. "Dedi acıyla

 

Genç kız başını kaldırıp ona kızarmış gözlerle bakan babasına baktı ve ayağa kalktı onla beraber babası da kalktı ayağa ve kendini geri çekti burnunu çekip derin bir nefes verdi ve babasının gözlerinin içine baktı hiç bir duygu olmadan .

 

"Bugünü hiç unutmayasın sidar ağa çünkü ben hiç bir zaman unutmayacağım her zaman aklımda olacak sen oğlun için kızını töreye kurban ettin keşke abim kadar değerim olsaydı ama yemin ederim ki bundan sonra ne senin gibi babam ne de o şerefsiz gibi bir abim var allahtan tek dileğim ahım yakanıza yapışsın ve unutmayın ki ben bugün düştüm ama elbet bir gün ayağa kalkacağım işte o zaman herkes ezo leylayı görecek." Diyerek son kez annesi zerrin hanıma ve karşısında ki babasına bakıp hızlıca merdivenlere gidip merdivenleri çıkmaya başladı.

 

Bazen en güvendikleri vurur du sırtından insanı ezoya da böyle olmuştu oda bugün en güvendikleri tarafından sırtından vurulmuştu .

 

Bazı şeyler bizi kırar ama gözümüzü açar ...

 

Ezoyu bugün en çok sevdiği ve güvendiği iki kişi vurmuştu sırtından öldese öleceği insanlar hançer saplamıştı yüreğine .

 

Ve töre yine bir hayat çalmıştı sadece hayat değil hayel ve duygularıda çalmıştı

 

&&&

 

Xidrekan konağında sesler asla dinmiyordu alaz ağa ve mehmet ağa karşı karşıya gelmiş birbirlerine sesini yükselterek konuşuyorlardı babasına hep saygı duyan alaz ikinci defa karşı çıkıyor du babasına birincisi ağalıktı alaz büyüyüp yaşadığı topraklarda töre kan istemiyordu ama o bile artık karşı çıkamıyor du hiç kimse bir birini dinlemiyordu bugün ki olaydan sonra zilan xidrekan ömer eroğlu ya kaçtığından beri herkes bir yükselmişti zilan hata yapmıştı ve bunu elbet bir gün iyi bir şekilde öğrenecekti.

 

" Alaz lafımı ikiletmeyesin !"

 

"Baba "

 

"Alaz dedim!"

 

"SİZİN AĞZINIZDAN ÇIKANLARI KULAKLARINIZ İŞİTİRMİ! HE İŞİTİRMİ!?"

 

"BEN BİR ÇOCUKLA EVLENMEM EVLENEMEM O DAHA ÇOÇUK ÇOCUK ONUN OKULDA OLMASI GEREKİYOR OKULDA!? ANLIYORMUSUNUZ ?"

 

"ALAZ ! BEN SENİN BABANIM BEN NE DERSEM O !"

 

"BABA! SEN KARDEŞIM IÇIN BAŞKA BİR İNSANIN BİR ÇOCUĞUN HAYATINI KARARTIRSIN HAYATINI ! "

 

"OĞLUM annem etme bende istemezdim böyle olmasını ama yapacak bir şey yoktur baban doğru söyler."

 

"Ana canım anam sende mi sende mi babamı tutarsın o kızı en iyi sen anlarsın diyordum ama sende düşene bir tekme atarsın ."

 

"Oğlum be-"

 

"BEN BİR ÇOCUKLA EVLENMEM BEN PEDOFİLİ DEĞİLİM ... ŞUAN SİZİN YÜZÜNÜZDEN KENDİMDEN İĞRENİYORUM ."

 

"ANA BABA DİYİN BANA BEN O KIZA NASIL KARIM DERİM HE DAHA ON ALTISINDA BU BU KIZ."

 

"ALAZ! Bende böyle olsun istemezdim ama oldu ölmüşle dirilmişe çare yok "diyerek boğazını temizle di mehmet ağa.

 

"Bütün ağalar toplandık ve berdele karar verildi bende böyle olsun istemezdim ama oldu ! " oda istemezdi böyle olsun ama ölmüştü kızının ölümünü bile istemişti ama şimdi mecburdu mehmet ağa.

 

"Oğlum sakinleşesin hele oturup bir düşünesin" dedi ayşe xanım sakinbir sesle

 

"Ne sakinliği ana ne oturup düşünmesinden bahsedersin yok öyle bir şey!"

 

"Alaz kendine gel!" Dedi bawer kardeşi alaza uyarıcı bir ses tonu ile

 

"Baba kararını söyleyesin " dedi alaz son kez

 

"O kızla EVLENECEKSİN " dedi mehmet ağa son kararım der gibi

 

" Peki öyleyse madem kararını verdin baba öyle ise eyvallah babam ben artık gidiyorum."

 

"Oğlum alaz'ım sen nedersin annem" diyerek hızla çöktüğü yerden kalkıp oğlunun yanına geldi ayşe xanım

 

"Kararım budur ana ben giderim seninde istediğin oldu bawer artık ağada sensin zaten hiç bir zaman istememiştim ağalığı." Dedi babası ve abisine bakarak

 

Son kez annesine sarılıp çıktı büyüdüğü konaktan babasının abisinin ve annesinin arkasından ona söylediği sözleri duymazlıktan gelerek .

 

Ama babasının son kez söyle diği söz canını çok yakmıştı babası onu evlatlıktan red etmişti peki sadece bumu yakmıştı canını tabi ki hayır annesinin arkasından ona söylediği sözleri ve ağıtlarıda yakmıştı canını

Ama gitmesi gerekiyor du kendi hayatı yıllar önce mahfolmuş tu zaten şimdi belkide o kızın hayatını giderek kurtarabilirdi umuyordu öyle olmasını

 

Ve o gün alaz xidrekan doğup büyüdüğü amad topraklarını artık geride bırakmıştı hiç dönmemek üzere belkide.

 

Kim bilir bilir belki de bir şey olurda geri dönerdi amed'in sıcak ve bir o kadar güzel topraklarına ...

 

________________&&&______________

 

Tam iki gün olmuştu bu süre zarfında aşiretler toplanmış ve bir karar verilmişti berdel olacaktı yine aşk uğruna bu topraklarda iki insanın hayatı bitiyordu hayalleri bitiyordu kardeşleri yaşasın diye kurban ediliyor ya da kendilerini feda ediyorlardı .

 

Bazı şeylerin affı olmazdı ezo iki gün önce yemin etmişti ve o gün ezo ölmüştü .

 

Ama o gün ölen sadece ezo değil ezonun hayatı hayelleri

Kitapta ki olaylar hayal ürünüdür.

Tanıtım bölümünü okumadan okuma :)

Öncellikle herkese selam böyle bir kurgu yazmayı hiç düşünmüyordum aslında çünkü böyle şeylere gerçekten karşıyım ve asla desteklemiyorum .

Ben bu kitapta töreye ve her şeye karşı güçlü olan bir kadını yazmak istedim sadece umarım kendimi anlatmışımdır.

Böyle olaylar maalesef günümüzde de var ve hala yaşanıyor ve bu çok kötü bir şey gerçekten.

Bu kitapta ne olursa olsun artık kendini ezdirmeyen ve güçlü bir kadın olan
Ezo Leyla Eroğlu var .

Bu kitapta ağa olmaya zorlanan ve kendini kaybetmiş bir çok töre kuralına karşı çıkan güçlü bir Alaz Xidrekan var.

( Xidrekan boğazdan "h" harfi ile söylenir.)

Lütfen yorum yaparken insanların kırılıp kırılmayacağını düşünün ve öyle fikirlerinizi yazın buna dikkat ederseneniz sevinirim :)

Bazı şeyler kalbinizi kırar ama gözünüzü açar.

***

Zerrin hanım sıkıntıdan yatamıyordu bir türlü içinde büyük ve güçlü bir sıkıntı oturmuştu sanki hemde nefesini kesecek kadar daha fazla dayanamayan zerrin hanım yavaşça kendini toparlayıp oturdu ve yanında ki kocasına baktı yorganı üzerinden çekip yataktan çıktı ve üzerine bir şeyler geçirip sessiz ama dikkatli bir şekilde odadan çıkıp teresa girdi derin ,derin nefes alıp geri verdi aldığı nefes yetmiyordu sanki zerrin hanıma.

Zehir oluyordu adeta ve o aldığı nefes sıkışıp zorluyordu kalbini . Başında ki yazmasını düzeltip kendi katındaki banyoya girip abdest alıp çıktı ve salona girip namaz kılmaya karar verip rabbine dua etti içinde ki sıkıntıyı alması için çocukları ve eşi için dua etti zerrin hanım selam verip ellerini kaldırdı ve yukarıya doğru baktı.

"Allahım benim güzel ve kudretli rabbim sen bu içimdeki sıkıntıyı alasın ve bu sıkıntıyı hayır eyleyesin sen eşimi ve evlatlarımın acısını bana göstermeyesin yarrabim." Diyerek son dualarını edip topladı seccadeyi ve eline kuran-ı kerimi alıp okumaya başladı.

***

Zerrin hanım kuranı kerimi 3 kere öpüp anlına koyduktan sonra oturduğu yerden kalkıp elindeki kutsal kitabı
Yüksek bir yere koyup odadan çıktı ve oğlu ömerin odasının önünde durdu.

Derin bir nefes alıp geri verdikten sonra kapıyı açıp odanın içine sessiz bir şekilde girip yatağa doğru gittiğinde oğlunu göremedi yatak bomboş ve adeta jilet gibiydi.

Zerrin hanım oğlu ömer için çok endişeleniyordu son zamanlarda .
Ve bunu her düşündüğünde durgunlaşıyordu . son 4 gündür oğlu eve geç geliyor du niye geç geliyorsun diye sorduğunda oğlu ona işler çok diyip duruyor du.

Zerrin hanım ne kadar inanmasada oğluna inanmak istiyordu tek dileği şuanlık oğlunun doğru söylemesiydi.
Umarım oğlum kendini ve bizi zora yada başımızı öne eğecek bir hareket yapmamışsındır dedi.

&&&

Zerrin hanım geç saatlere kadar oğlunun odasında bekledi gelmesi için ama nafile saat neredeyse gece 4 idi ama ömerden ne bir haber ne de ses vardı işte bu dakikalar ve saatler arasında içindeki yangın alevlenmeye başladı.

Bir umutla bir kaç saat daha bekleyip oğlu ömerin odasından çıkıp odasına doğru giderken kızı ezo 'nun odası çarptı gözüne ve kızının odasına doğru adımlamaya başladı.

Kızının odasının kapının önünde durup yavaşça kapıyı açıp ardından sessizce kapattı kapıyı kapattıktan sonra odada biraz ilerleyip yatakta uyuyan güzel kızına baktı gülümseyerek.

Sessiz adımlar ile yatağın ucuna kadar gelip yavaşça oturdu ve uyuyan kızını izledi zerrin hanım eşi sidar ağa ile hep bir kız çocukları olmasını isterlerdi.
Ve çok şükür ki allah onların isteklerini kabul etmiş ve onlara bir kız evlat vermişti.

Elini yavaşça kızının güzel saçlarında gezdirdi ne güzeldi kızının saçları uzun parlak ve rengi karışık bir saçları vardı hafif dalgalı ve düz sacları ufak burnu dolgun pembeyi andıran ama kiraz gibi kırmızı dudakları güzel renkli gözleri vardı kızı ezo'nun ve biliyordu ki kızı ezo her geçen gün dahada güzelleşiyor du.

Biraz daha kızının yanında kalıp oturduğu yataktan kalktı ve kızının saçına küçük bir öpücük kondurup sessiz adımlarla çıktı odadan ve tekrar kendi odasına doğru ilerledi.

Kendi odasına sessizce girip yatakta uyuyan eşinin sıcak kollarına girdi hemen ve sıkıca sarılıp gözlerini yumarak birazda olsa uyumaya çalıştı aslında daha doğrusu için de ki sıkıntıyı uyuyarak dindirmeye çalıştı.

____________&&&_______&&&____________

Sabah gözüne gelen ışıklar ile uyandı ezo yatağından yavaşça kalkıp odasında ki banyoya girip elini yüzünü güzelce yıkayıp saçlarını düzelttikten sonra banyodan çıkıp dolabından giymek için kıyafet alıp hızlıca üstüne giyip odasından dışarıya çıkıp merdivenler den aşağıya inip mutfağa girdi yüzünde her zaman ki olan gülümseme ile ve mutfakta ki çalışanları olan elif ve hasret hanımla ayak üstü bir sohbet edip sofrayı kurmaya yardım etti tabi yardım ederken hasret hanım biraz kızmıştı ona sen evin kızısın bırak biz yapalım diye ama ezo bunları duymazlıktan gelmiş ve kendi bildiğini yapıp yardım etmişti.

Ezo da böyle idi deli inatçı bir o kadar da uysal ve ailesine bağlı bir kızdı ve okulunu kitaplarına aşık bir kız dı odasında ki raflarında bir çok okuma kitabı vardı hepsi ezo için bir başka idi ve hepsi ayrı ayrı özeldi onun için en çok sevdiği kitaplar arasında ise kürk montalı madonna vardı kimilerine göre anlaşılmayan bu eseri ezo çok seviyordu leyla için kitaplar başka idi her zaman kitap onun için başka bir dünya bilgi ve yaşam kaynağıydı zaten kim kitap okumayı sevmezdi ki?

Hasret hanımın ona seslenmesi ile sedirde oturan annesi ve babasının yanına gidip oturdu ve hemen babasının yanağına bir öpücük kondurup kocaman gülümsedi "rojbaş baw" demeyi de unutmadı ona gülerek bakan sidar ağa da elini kızının saçlarında gezdirerek konuştu "rojbaş leylam " diyerek kızının anlına ufak bir öpücük kondurup geri çekildi .

Baba kızı izleyen zerrin xanım pek bir keyifliydi şimdi yüzünde ki tatlı gülümseme ile izliyordu eşi ve kızı ezo leylayı sonra aklına gelen şeyle gülümseyip konuşmaya başladı gülen yüzünü somurtup " Dedikleri doğruymuş kızlar hep bir babacı dokuz ay karnında büyüt besle çilesini çek en az sen sevil nıç nıç nıç " diyerek bakmaya devam etti baba kıza

Ezo babası'nın yanından kalkıp annesinin yanına gelip annesinin iki yanağına öpücükler kondurup sıkıca sarıldı "sanada rojbaş dâyem " diyerek bir kere daha öpüp annesinin elinden tutup öptü " Hem kıskanmayasın sen benim annemsin canımsın sultanım sın" diyerek baktı annesine

"Daha az önce gülüyordun hatun de hele noldu şimdi diyesin " dedi sidar ağa kaşları havada bir şekilde

"O o zamandı sidar ağa şimdi de böyle " dedi zerrin xanım .

Annesinin ve babasının bu hâline gülerek ayağa kalktı ezo " Hadi sofra hazır yemek yiyelim " dedi ama aklına gelen ile hemen annesine döndü ve annesinin kulağına eğilip konuştu
"Daye abim nerede ? Bugünlerde çok geç gelir babamda farkında bir kargaşa çıkmasın ?" Diyerek annesinin konuşmasını bekledi leyla

Zerrin hanım derince yutkunup ona merakla bakan kızının gözlerine bakıp konuştu "İşi vardır kızım bu aralar abin pek bir yoğundur sen merak etmeyesin abini hem deyesin bana ödevini yaptın mı sen ?" " Peki anne ve evet ödevimi yaptım biraz kendimi yorgun hissediyorum kahvaltıdan sonra iznin olursa odamda dinlenebilir miyim ?"

"Leylam neyin var dır güzelim hasta mısın yoksa bana mı söyle miyorsun?"

"Annem sakin ol sadece yorgunum hasta değilim "

"İyi peki madem yemekten sonra iyice dinlenesin emi güzel kızım " diyerek gülümsedi zerrin hanım annesini gülümseyerek onayladı ezo ve hep birlikte sofraya oturup kahvaltı etmeye başladılar .

Ama nerden bile bilirlerdi ki bu onların aslında belkide son ve mutlu günleri olduğunu.

Hayatta böyleydi işte neyin ne zaman olacağı bilinmiyordu .

Sessiz geçen kahvaltıdan sonra ezo müsade isteyip sofradan kalkıp merdiven lere doğru ilerleyip yavaş yavaş merdivenleri çıkıp odasının önüme geldi ve kapıyı açıp odaya girdikten sonra kapıyı kapatıp odasında ki banyonun içine girip aynadan kendine baktı içinde birden bire bir sıkıntı oluşmuştu ne olmuştu ki bir den bire şimdi musluğu açıp ellerini yıkadıktan sonra yüzünü güzelce yıkayıp boynuna da biraz su serptikten sonra suyu kapatıp yüzünü havluyla kurutup banyodan çıktı ve kütüphane sinin önüne gelip bir kitap alıp okumaya başladı...

♧♧♧

Zerrin hanım ve sidar ağa avluda oturmuş kahvelerini yudumluyorlardı
Zerrin hanımın içinde geceden beri olan sıkıntı hala devam ediyor du kaçkere namaza kalktı artık sayısını bile bilmiyordu içinden yine dualar etmeye başladı zerrin hanım tekrardan ama dualar bile akşamdan beri içindeki bilinmedik derdi alamıyordu rabbine tek duası kötü bir şeyin olmamasıydı.

Sidar ağa derin bir nefes verip elinde ki kahve bardağını önünde ki sehpaya tekrar sırtını yasladı oda gece pek uyuyamamıştı karısının durgun ve dalmış hallerini görünce onunda gece yaratmadığını anladı hemen. İçinde anlamdıramadığı büyük ama kendini belli etmeyen bir dert vardı ve sanki her saniye dahada artıyor ve onu boğuyordu .

Sidar ağa gözlerini karısı olan zerrin hanıma çevirdi ve buruk bir tebessüm etti . Karısı zerrin ile görücü usulü evlenmiş ve ona evlendikleri bir kaç ay içerisinde tanıyarak aşık olmuştu . Karısı zerrin ile görücü usulü evlenmelerine rağmen karısı hep ona gülen yüzle bakmış ve onu hep karşılamıştı her zaman çok vicdanlı ve merhametli olmuştu ve karısının duru bir güzelliği vardı her defasında şükür ediyordu allaha ona böyle bir eş nasip ettiği için .

Kızı karısının huylarının aynısıydı ve sidar ağa bu durumdan çok mutlu idi çünkü her zaman karısına benzeyen bir kız çocuğunun olmasını istemişti . Belki kızı ezo karısının simasına benzemiyordu ama huyu benziyordu ve ona göre kızı ezo dünyanın en güzel kızıydı . Tekrar gözünü karısına çevirdi

Sidar ağa bu sefer emin oldu karısının bir şeye canı sıkılmıştı oturduğu yerde kendini düzeltti.

"Neyin vardır hanım canın neye sıkkındır deyesin hele kocana " diyerek baktı karısına.

Zerrin hanım ona seslenen kocasıyla aklında ki kötü düşünceleri kovdu şimdilik . "Bir şeyim yoktur ağam gece yatamadım ondandır " dedi hızlıca.

"Zerrinim ben senin kaç senelik kocanım senin iyi olup olmadığını elbet bilirim diyesin bana güzel gözlüm neyin vardır de hele bana?" Dedi kendinden bile beklemediği naif bir sesle.

"Nasıl anlatsam söylesem bilemedim sidarım ana içimde geceden belli bir sıkıntı vardır bende bilmem ıçimdeki dert nedir bilmem lakin gece kaç kere namaza durdum bilmiyorum belki geçer diye ettiğim duaların bile sayısını unutmuşum " dedi sıkıntı ile

"Kötü düşünmeyesin hatun allah hayır etsin de bu içindeki sıkıntı bizi mutlu edecek bir şeye dönsün ."

"Amin sidarım amin. "

( Buna gülmek istemem normal mi ?
XSHJDFDJ )

Sidar ağa karısına bir şeyler daha söyleyecek ken büyük tahta kapı gürültüyle açıldı biran da . "Sidar ağa!Çık dışarı!" Gelen mehmet xidrekan dı
Öfkesi yüzünden ve elinde tuttuğu silâhtan belli oluyordu.

Sidar ağa hışımla oturduğu yerden kalkıp mehmet ağa'nın önüne geçti .
"Destur! Mehmet ağa destur ne hakla evime böyle gelirsin!?" Dedi sinirle bağırarak.

"Destur demek öylemi ulan senin oğlum olcak şerefsiz kızımı kaçırmışmış kızımı! Sen hala destur dersin "

Sidarağa'nın aldığı nefesini veremedi duyduklarından sonra oğlu ömer bilirdi buraların adetlerini törelerini yapmazdı o kardeşini ve ailesini ateşe atacak bir şey yapmazdı yapamazdı kıyamazdı küçük kardeşine oğlu ömer inanmadı sidar ağa duyduklarına yapmazdı ömeri. "Sen nedersin mehmet benim oğlum böyle bir şey yapmaz " Dedi inanmayarak .

"Yaptı diyorum sidar yaptı göz göre göre yaptı senin oğlun bilmezmi töreyi tek oğlun var sidar ağa oda ölecek senin oğlun yüzünden şereftim namusum iki paralık oldu millet neler der iki aşiretin arkasından sen hala oğlum yapmaz diyorsun!" Dedi dahada sesini yükselterek mehmet ağa.

Sidar ağa duyduklarıyla daha da kahroldu şimdi anlıyordu içindeki sıkıntının sebebini ağlama sesiyle karısına baktı sidar ağa karısı zerrin yere çökmüş iki büklüm ağlıyor ve ağıtlar yakıyordu gözleri merdivenlere kaydı kızı ezo hızlıca merdivenleri inip annesinin yanına oturdu ve onu sakinleştirmeye çalışıp konuşmaya başladı bir yandan da babasına bakıyordu ezo.

Sidar ağa kafasını mehmet ağaya çevirip baktı " Olmaz oğlum ölemez mehmet " dedi sidar ağa acı çekerek her zaman dik duran yaşlı adam ayakta zor duruyordu âdeta.

"Aşiretlere haber verildi ölüm istediğimi söyledim ." Diyerek parmağını sidar ağaya sallayarak konuşmaya başladı hemen .

"Her şey senin elinde sende şimdi burda karar ver sidar ağa kızın mı yoksa oğlun mu bilirsin aşiretlerin çoğu yanımdadır ya oğlunun ölüm acısını çekeceksin yada kızının sevmediği bir adamla evlendirip her geçen gün vicdan azabından sen öleceksin! "

"Iyi veresin kararını sidar! İyi veresin."

Ezo duyduklarına inanamadı bu adam ne söylüyordu böyle abisi gerçekten yapmışmıyda ona böyle bir hainliği kalleşliği sırtından mı vurmuştu onu sanki her duyduklarıyla dünyası dahada yıkılıyordu başına o yapamazdı evlenemez dı o dahonun daha okulu vardı Allahım sen yardım et dedi acıyla yalvararak allaha lütfen bu bir kabus olsun dedi .

Gözlerini karısı ve kızından çekip karşısında ki adama baktı sidar ağa ya kızı ya oğluydu zaten 2 tane çocuğu vardı nasıl birisini yakacaktı o çocukları arasında hiç ayrımcılık yapmamıştı ki ama oğlu ölürse aşiret ağasız kalacaktı kızını seçerse kızını yaşarken öldürecekti ve kendiside ölecekti aynı şekilde allahım sen affet beni dedi içinden hangi günahımın bedeli bu yarabbim bana bir yol göster diyerek kafasında ölçtü tarttı .

Ya karısı zerrin oda ölürdü kendisiyle birlikte affedin dedi içinden ailesine affedin beni dedi ve ağzından çıkacak kelimeleri toplamaya çalışarak söyledi.

"B-b-berdel dedi zorlukla sidar ağa ve derince yutkunup nefes almaya çalıştı.

"Öyleyse ben gidip haberi ileteceğim diğer aşiretlere "diyerek adamları ile geldiği gibi gitti mehmet xidrekan.

Gitmişti elbet ama arkasında koca bir harabe bırakmıştı o harabede hayaller umutlar ve güven kalmıştı geri gelmemek üzere belkide...

Ezo babası'nın ağzından çıkan cümlelere inanamadı yapmazdı babası abisi ona bir darbe vurmuşken babası da bir darbe vurmaz sanırken oda yapmıştı babası da ezoya bir darbe vurmuştu ezo hızlıca ayağa kalkıp babasının karşısında durdu göz yaşları içinde babasına baktı yapma der gibi istemiyordu ağlamak ama göz yaşları ondan bağımsız bir şekilde akıp gidiyordu.

Içine kaçmış sesiyle Zar zor konuştu ezo "b-baba"dedi acı çekerek görsün istedi babası onun halini "b-baba"dedi tekrar yine seslenerek daha sonra ayakları bedenini taşıyamayarak yere çöktü sidar ağa'nın ayakları önüne kafasını eğdi sanki suçlu oymuş gibi .
Ve zorlayarak kendini konuştu ezo "Baba lütfen ben daha çok küçüğüm okulum var benim lütfen verme beni onlara baba" diyerek yalvarıyordu babasının ayaklarına çökmüş bir halde.

Annesi zerrin hanım'ın ise içi yanıyordu biricik kızları oğlunun hatası yüzünden töreye kurban gidiyordu.

Başını yana çevirip zorla yutkundu sidar ağa ve ona yalvaran kızına baktı.

"Keşke kızım keşke elimden bir şey gelse"

"Baba ben... Ben e-evlenemem ben yapamam lütfen baba ."

"Beyim bir şey yapasın kurbanın olayım bir şey yapasın benim kızım küçüktür onu hor görürler."

"Elimden bir şey gelmez hanım görmez misin gelse zaten yaparım canımı bile veririm ... Ama yapacak bir şey yoktur elim kolum bağlı dır diyerek kızının önüne çöktü sidar ağa ve kocaman sarıldı canından çok sevdiği kızına .

"Beni affedesin kızım ben seni koruyamadım affedesin kızım ben sana baba olamadım. "Dedi acıyla

Genç kız başını kaldırıp ona kızarmış gözlerle bakan babasına baktı ve ayağa kalktı onla beraber babası da kalktı ayağa ve kendini geri çekti burnunu çekip derin bir nefes verdi ve babasının gözlerinin içine baktı hiç bir duygu olmadan .

"Bugünü hiç unutmayasın sidar ağa çünkü ben hiç bir zaman unutmayacağım her zaman aklımda olacak sen oğlun için kızını töreye kurban ettin keşke abim kadar değerim olsaydı ama yemin ederim ki bundan sonra ne senin gibi babam ne de o şerefsiz gibi bir abim var allahtan tek dileğim ahım yakanıza yapışsın ve unutmayın ki ben bugün düştüm ama elbet bir gün ayağa kalkacağım işte o zaman herkes ezo leylayı görecek." Diyerek son kez annesi zerrin hanıma ve karşısında ki babasına bakıp hızlıca merdivenlere gidip merdivenleri çıkmaya başladı.

Bazen en güvendikleri vurur du sırtından insanı ezoya da böyle olmuştu oda bugün en güvendikleri tarafından sırtından vurulmuştu .

Bazı şeyler bizi kırar ama gözümüzü açar ...

Ezoyu bugün en çok sevdiği ve güvendiği iki kişi vurmuştu sırtından öldese öleceği insanlar hançer saplamıştı yüreğine .

Ve töre yine bir hayat çalmıştı sadece hayat değil hayel ve duygularıda çalmıştı

&&&

Xidrekan konağında sesler asla dinmiyordu alaz ağa ve mehmet ağa karşı karşıya gelmiş birbirlerine sesini yükselterek konuşuyorlardı babasına hep saygı duyan alaz ikinci defa karşı çıkıyor du babasına birincisi ağalıktı alaz büyüyüp yaşadığı topraklarda töre kan istemiyordu ama o bile artık karşı çıkamıyor du hiç kimse bir birini dinlemiyordu bugün ki olaydan sonra zilan xidrekan ömer eroğlu ya kaçtığından beri herkes bir yükselmişti zilan hata yapmıştı ve bunu elbet bir gün iyi bir şekilde öğrenecekti.

" Alaz lafımı ikiletmeyesin !"

"Baba "

"Alaz dedim!"

"SİZİN AĞZINIZDAN ÇIKANLARI KULAKLARINIZ İŞİTİRMİ! HE İŞİTİRMİ!?"

"BEN BİR ÇOCUKLA EVLENMEM EVLENEMEM O DAHA ÇOÇUK ÇOCUK ONUN OKULDA OLMASI GEREKİYOR OKULDA!? ANLIYORMUSUNUZ ?"

"ALAZ ! BEN SENİN BABANIM BEN NE DERSEM O !"

"BABA! SEN KARDEŞIM IÇIN BAŞKA BİR İNSANIN BİR ÇOCUĞUN HAYATINI KARARTIRSIN HAYATINI ! "

"OĞLUM annem etme bende istemezdim böyle olmasını ama yapacak bir şey yoktur baban doğru söyler."

"Ana canım anam sende mi sende mi babamı tutarsın o kızı en iyi sen anlarsın diyordum ama sende düşene bir tekme atarsın ."

"Oğlum be-"

"BEN BİR ÇOCUKLA EVLENMEM BEN PEDOFİLİ DEĞİLİM ... ŞUAN SİZİN YÜZÜNÜZDEN KENDİMDEN İĞRENİYORUM ."

"ANA BABA DİYİN BANA BEN O KIZA NASIL KARIM DERİM HE DAHA ON ALTISINDA BU BU KIZ."

"ALAZ! Bende böyle olsun istemezdim ama oldu ölmüşle dirilmişe çare yok "diyerek boğazını temizle di mehmet ağa.

"Bütün ağalar toplandık ve berdele karar verildi bende böyle olsun istemezdim ama oldu ! " oda istemezdi böyle olsun ama ölmüştü kızının ölümünü bile istemişti ama şimdi mecburdu mehmet ağa.

"Oğlum sakinleşesin hele oturup bir düşünesin" dedi ayşe xanım sakinbir sesle

"Ne sakinliği ana ne oturup düşünmesinden bahsedersin yok öyle bir şey!"

"Alaz kendine gel!" Dedi bawer kardeşi alaza uyarıcı bir ses tonu ile

"Baba kararını söyleyesin " dedi alaz son kez

"O kızla EVLENECEKSİN " dedi mehmet ağa son kararım der gibi

" Peki öyleyse madem kararını verdin baba öyle ise eyvallah babam ben artık gidiyorum."

"Oğlum alaz'ım sen nedersin annem" diyerek hızla çöktüğü yerden kalkıp oğlunun yanına geldi ayşe xanım

"Kararım budur ana ben giderim seninde istediğin oldu bawer artık ağada sensin zaten hiç bir zaman istememiştim ağalığı." Dedi babası ve abisine bakarak

Son kez annesine sarılıp çıktı büyüdüğü konaktan babasının abisinin ve annesinin arkasından ona söylediği sözleri duymazlıktan gelerek .

Ama babasının son kez söyle diği söz canını çok yakmıştı babası onu evlatlıktan red etmişti peki sadece bumu yakmıştı canını tabi ki hayır annesinin arkasından ona söylediği sözleri ve ağıtlarıda yakmıştı canını
Ama gitmesi gerekiyor du kendi hayatı yıllar önce mahfolmuş tu zaten şimdi belkide o kızın hayatını giderek kurtarabilirdi umuyordu öyle olmasını

Ve o gün alaz xidrekan doğup büyüdüğü amad topraklarını artık geride bırakmıştı hiç dönmemek üzere belkide.

Kim bilir bilir belki de bir şey olurda geri dönerdi amed'in sıcak ve bir o kadar güzel topraklarına ...

________________&&&______________

Tam iki gün olmuştu bu süre zarfında aşiretler toplanmış ve bir karar verilmişti berdel olacaktı yine aşk uğruna bu topraklarda iki insanın hayatı bitiyordu hayalleri bitiyordu kardeşleri yaşasın diye kurban ediliyor ya da kendilerini feda ediyorlardı .

Bazı şeylerin affı olmazdı ezo iki gün önce yemin etmişti ve o gün ezo ölmüştü .

Ama o gün ölen sadece ezo değil ezonun hayatı hayelleri umutları ve daha da önemlisi duyguları ölmüştü.
Artık hiç bir güç ezo leyla eroğlunu eskiye döndüremiyecekti döndüremezdi de .

Bundan sonra sadece ezo vardı sadece ezo leyla vardı.

***

Bugün üçüncü gündü üç gündür olduğu gibi ne yemek yemişti nede su içmişti sadece yatağında oturarak boş boş duvarı izlemişti.

Bu üç gün içinde abisi ve yengesi bulunmuş tu ama ezonun umrunda bile değil di ve bunların hepsini arkadaşı dilara dan öğrenmişti çünkü üç gündür odasındandışarıya çıkıyor du ve kimseyle konuşmuyordu zerrin hanım kızının odasına sürekli geliyor ve konuşmaya çalışıyor du ama ezo duvara bakmaktan başka bir şey yapmıyordu yapamıyordu .

Berdele karar verilmişti ve
bugün xidrekanlar ezoyu almaya gelecekti .

Her genç kızın hayalidir sevdiği adamla evlenip gelinlikle evden çıkmak . Ama bu hayali ezo hiç bir zaman düşünmemiş ve istememişti onun hep hayali okulunu bitirip mesleğini eline almaktı.

Ama bu hayalini abisi babası ve başta töre olmak üzere elinden alınmıştı .

Her şey için çok zordu bu üç gün içinde iki tane hayat bitmişti .
Ama ezoyemin etmişti ve zamanı gelince ezo hiç bir zaman eski ezo olmayacaktı .

Onu düşürenler den intikam alacaktı ya ölümle ya da yaşarken öldürecekti ne olursa olsun kendine verdiği yeminini tutacaktı.

O Ezo Leyla eroğlu idi zamanı gelince ismi gibi gece olacaktı.

&______________________________________&

***

Öğlen olmuştu ve dilara hala ezonun yanında durmuş ona bir şeyler anlatıyor bazende ağlıyor ve gizlice hemen yaşlarını silip arkadaşına bakıyordu ezo onun için bir arkadaştan daha fazlası idi kardeşiydi canıydı ama kardeşinin canını yakmıştılar rabbinden tek dileği kardeşini bu hale sokanların beter olmasıydı .

"Ezo' m güzelim bari benimle konuş lütfen hiç olmazsa ağzına iki lokma sok yada su iç lütfen seni böyle gördükçe canım acıyor kardeşim. "

Ezo kafasını günler sonra ilk kez baktığı duvardan çekip kardeşi gibi olan dilaraya baktı oda kendisi yüzünden perişan olmuş tu acıyan boğazına inat zorla yutkunup tekrar önüne döndü ne söyleyecekti ki ne söyleyebilirdi .

Aslında söyleyecek çok şey var dı ama ezo susmayı seçti zamanı gelince konuşacaktı .

"Peki güzelim konuşma sana bir şey demem gerekiyor... B-b ben gelirken duydum senin yanına xidrekanlar gelecekmiş bir iki saate "

"Nedenini bilmiyorum ama sanki bir şeyler karıştırıyorlar gibi hissediyorum sadece konuşucaz demişler ama bilmiyorum ezo ıçimde kötü bir his var sanki "

Daha fazla konuşmadı dilara konuşsa da bir şey fark etmiyordu değişen hiç bir şey yoktu sadece sessizlik ve kötü hisler vardı herkesin için de.

***

Xidrekanlar çoktan gelmiş salonda oturuyorlardı sidar ağa'nın bir den ayaklanmasıyla mehmet ağa sakince yerinden kalkıp sidar ağayı peşinde götürerek avulaya çıkartıp sinirle ona bakarak parmağını sallayarak konuşuyordu ve mehmet ağa kadar sidar ağa da sinirliydi iki ağada sınırlı ve gergin bir şekilde konuşuyorlardı daha doğrusu konuşmaya çalışıyorlardı
Ama aslında ikisi de bir birini pek dinlemiyordu.

Aslında konu çok belliydi ömer ve zilan'ın hatasını ve ezo ile alaz'ın berdeli konuşuyorlardı sidar ağa berdeli zorla kabul etsede şimdi ise bozmak istiyor ve bu yüzden Kavga çıkarıyordu sidar ağa ise kararın artık verildiğini ve lafın ağızdan bir kere çıktığını söylüyor ve bu evlilik olacak diyordu. Ama kimse bilmiyordu alaz'ın amedi terk ettiğini mehmet ağa'nın korkusu bu idi işte alaz'ın gittiğinin duyulması ve ortalığın karışmasıydı ama O mehmet xidrekan dı o amed'in ağasıydı ve o ne isterse olurdu .

Mehmet ağa elini sidar ağa'nın omzuna koyup sıkmaya başladı ve kulağına eğilip konuştuktan sonra çekilip o korkutucu bakışlarını atıp elini iki kere koyduğu omza vurup çekmişti elini.

Ve onlara bakan hizmetli kadına bakıp ezoyu çağırmasını istedi.
Hizmetli kadın anlamayarak sidar ağaya bakınca birden mehmet ağa'nın ona bağırmasıyla sıçrayarak hemen ezoyu çağırmaya gitti .

Ezonun kapısının önüne gelip çaldıktan sonra hızlı bir şekilde bir şeyler söyleyip ezo ve dilara ile aşağıya indi .

Ezo merdivenler den yavaşça inip geçen gün evlerini basan mehmet ağa'nın önünde durup ona buz gibi sert bir ifade ile baktı ona yumuşak bir ifade ile bakan adama şaşırsada kaşlarını çatıp acıyan boğazına inat zorla yutkunup "Beni çağrışırmışsın mehmet ağa " diyerek günler sonra konuştu ilk defa mehmet ağa yumuşak ifadesini silip sert ifadesini takındı yüzüne hemen "Doğru dur kızım seni çağırdım ... Sen artık xidrekanların gelini sayılırsın o yüzden benimle birlikte konağa gelmen gerektir"
Dedi ne kadar yüzünde olan sert ifade olsada bu sözleri babacan bir şekilde söylemişti.

Ezo şaşırmıştı herkesin korktuğu bir ağa'nın onunla ılımlı bir şekilde konuşmasına ne derse desin zaten dediği olmayacaktı ağlama sesi ile arkasına baktı annesi zerrin hanım yine ağlıyordu ve kabul etme diyordu gözleriyle ezo annesinin güzel gözlerine bakıp acı bir tebessüm sundu ve karşısında ona bakan mehmet xidrekana bakıp başını salladı kabul ettiğini söyleyerek .

"İstersen yanına eşya al kızım al-" ezo hemen sözünü kesti "Bir kaç bir şey alıp geleceğim " diyerek merdivenleri çıkıp odasına girip bavuluna bir kaç parça elbise ve gerekli bir kaç malzeme alıp odasına göz gezdirdi aklına gelen anılarla acı bir tebessüm edip derin bir iç çekti "Bazı güzel anılarda yakarmış insanın canını bunu şimdi daha iyi anlıyorum "dedi kendi kendine.

Bazı şeyler kalbinizi kırar ama gözünüzü açar ezonun da gözü açılmıştı artık .

Odasında ki aynaya baktı uzun uzun ve konuşmaya başladı "özür dilerim senden " dedi aynada ki yansımasına bakıp" Bunu hiç hak etmemiştin ama sana söz bu konaktan çıktıktan sonra artık eski ezo olmayacak ağlamak artık olmayacak acı olmayacak sadece hırs güç ve intikam olacak ... Kötü insanlara gece olacaksın ve en önemlisi artık duygu olmayacak. " yanındaki valizi alıp sürükleyerek ardından getiriyordu yavaş yavaş merdivenleri inip ona doğru gelen annesine baktı.

Annesi bir an da ona sarılıp öpmeye başladı onu annesini durdurup elini öpüp anlına koydu ve sıkıca sarıldı ağlayan annesine ezo ve dudaklarını annesinin kulağına getirip annesini yıkacak sözlerini söyle dı " Hakkını helal et zerrin eroğlu benim hakkım sadece sana helaldir ama şunu bilesin artık senin bundan sonra ezo leyla eroğlu diye bir kızın yoktur ne bu dünyada ne öbür dünyada karşıma çıkmayasın çünkü karşında o eski ezoyu görmeyeceksin ." Diyerek annesinin yanından gidecekken kolundan tutulmasıyla annesine baktı.
"E-ezom kızım yapma annem ben naparım sensiz " dedi yalvararak zerrin hanım. "Artık ezo yok zerrin hanım ezoyu siz bitirdiniz öldürdünüz ezo diye bir şey kalmadı şimdi bırakasın kolumu da gideyim yoluma " dedi içi acıyarak .

Kolunu annesinden kurtarıp mehmet ağa ile çıktı doğup büyüdüğü konaktan ve baktı son kez büyüdüğü konağa ve annesinin arkasından dediği sözler ve ağıtları yaktı içini ne çok isterdi yaşadığı şeylerin kabus olmasını ama artık her şey için çok geçti ve her şey olduğundan daha çok gerçekti.

Ve Ezo Leyla Eroğlu doğup büyüdüğü konaktan çıkmadan önce oraya duygularını hayellerini ve ruhunu gömmüştü .

Ayyy umarım beğenirsiniz ya biraz karışık oldu ama kusura bakmayın lütfen canlarım :)

Umarım ezoyu anlayışla karşılarsınız

Seviliyorsunuz kuşlarım 💖

Zerrin hanım ezonun davranışını sizce hak etti mi

Ezo Leyla Eroğlu hakkındaki düşünceleriniz neler

Alaz Xidrekan hakkında düşünceleriniz neler Canlarım

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum

Oy ve yorumlarınız çok olursa bölüm gelecektir

Bir sonraki bölüm de görüşürüz kuşlarım :) 💗

4027 kelime

Yazım yanlışlıklarıvarsa orada ki satıra yazarsanız sevinirim :))

Kopyala yapıştır yaptığım için sacmala ve eksiklik olan yerleri söylerseniz çok sevinirim şimdiden teşekkürler hoşçakalın hayalin kuşları 🕊️

Loading...
0%