@ebrarhayal2733
|
İç sesimde olmasa ölürdüm yanlızlıktan
Oğuz Atay ~
1 hafta sonra...
Koskoca bir haftada o olaydan sonra ezo artık olması gerektiği gibiydi ama bazı şeyler için hala zaman vardı.
Bazen istemsizce eğer alaz xidrekan olsaydı ne olurdu diye düşünüyordu ama sonra hemen kendine geliyordu.
Ve bazen iyiki de gitmiş diyordu amed'in kanlı topraklarından. Amed yani diyarbakır hiç görüldüğü gibi bir şehir değildi içinde mahzun insanların kanı vardı ve en önemlisi töre denen yıllardır hatta asırlardır süren bir illet vardı ve insanlar töre denen şey yüzünden ya ölüyor yada zorla sevmediği bir insanla evleniyordu.
Evet doğru okudunuz bu töre denen illet Doğu Anadolu'da hala devam ediyordu . Ve kimse o cahil ve güçlü katillerin önüne geçemiyordu kim kızının yada oğlunun ölmesini isterdi ki ? Yada kızının oğlunun başka bir insanla zorla evlenmesini aklı başında hiç bir anne baba istemezdi ama gerçekler her zaman acıdır.
İnsanoğlu alışıyor her şeye. Acılarına mutluluğuna hayatına girip çıkan insanlara kaybettiklerine kazandıklarına göz yaşına acı tebessüme. Bitti dediği anda yeniden başlıyor du hayat . En garibide bu değil miydi zaten yok diyorsun yok bundan sonra yapamam diyorsun ama ondan sonrası öyle bir geliyor ki bizlere yani insanoğluna yaşamak düşüyor bazen bazı şeyleri tatlı tatlı kabullenerken bazı şeyleri ise acı acı kabulleniyorsun.
Her acı insanı büyütür olduğundan daha da olgunlaştırırdı istesekte istemesekte ne yazık ki bir noktada böyle oluyordu ve büyüyorduk fakat içimizdeki küçük çocuk hep aynı yerde kalıyordu ne kadar söküp atmak istesekte o hep orada ki yerinde daima kalacaktı. Bazı insanlar mutlu kalıyordu bazı insanlar yaralı korkak veye cesur...
Ezo nasıl mıydı o artık olması gibiydi kimsesizdi artık kendinden başka kimseye güvenmiyordu son olaylardan sonra ettiği yeminler ve sözlerinde ki gibi bir kadındı kendini ezdirmeyen cesur dik başlı .
Ama bazı şeylerin hala zamanı vardı mesala yaşatacağı acı yada intikam.
Ezo Leyla kendine verdiği sözleri hep tutardı ve tutmuştuda geriye sadece zaman kalmıştı elbet bir gün o beklediği zaman gelecek ve herkes ezoyu görecekti.
^_^ ^_^ ♡
Ezo ve esra avluda oturmuş kahvelerini yudumluyorlardı . Esra yine yapmıştı yapacağını ve sürekli ders çalışıp kitap okuyan yengesinin kolundan tutup yalvar yakar avluya getirip oturtmuştu her ne kadar yengesi homurdanıp istemesede. Çünkü biliyordu yengesini bu 1 haftada çözmüştü onu her ne kadar yengesi ondan uzak durmaya çalışsa bile yengesi o olaydan sonra çok değişmişti adeta sanki hiçbir şey hissetmeyen sadece dışarıda ki insanlara iyiyim imajı veren bir insan olmuştu ama esra hakikatı biliyordu .
Bazı şeyler dışardan olduğu gibi değildi.
Esra parmağını kahve fincanında gezdiren ezoya baktı sanki bir şeyler düşünüyordu daha fazla ortamda ki sessizliğe dayanamayarak konuşmaya karar verdi . " Y- ezo " diye seslenip dikkatli bir şekilde yengesine bakmaya devam etti . Ezo ona seslenen esra yı duyunca elini bardaktan çekip kendisine bakan esra ya baktı "Söyle esra" dedi sesinde yorgunluk vardı ama bunu belli etmek istemediği için normal bir ses tonunda konuşmaya özen gösterdi başarabildi mi orası muamma idi .
Esra derin bir nefes verip gülümseyerek konuştu " Ezo'm ben diyorum ki çarşıya çıkalım bugün geldiğinden beri hiç çıkmadın dışarı hem alışveriş yapıp biraz gezip nefes alırız he?" Diyip umutlu parlayan gözleri ile bakmaya başladı.
Ezo esra'nın diğer cümlelerini hiç duymamıştı sadece ezo'm dediği yerde bir kaç saniye kulakları işitmez oldu sanki çünkü annesi onu hep ezo'm ay parçam diye sever koklardı.
Evet annesini özlemişti hemde çok ama annesininde az da olsa suçu vardı babasının karşısında dikilip hayır diyememişti sadece ağlamıştı peki ya babası sidar ağa o ne mı yapmıştı biricik oğlu ömer eroğlu için kendisini töreye kurban etmişti o anı hatırlayınca dudaklarında haftalar sonra gerçek bir gülümseme peydah oldu ilk defa o gün ssöylediği kelamlar geldi aklına keşke abim kadar değerim olsaydı ama yemin ederim ki bundan sonra ne senin gibi babam ne de o şerefsiz gibi bir abim var allahtan tek dileğim ahım yakanıza yapışsın ve unutmayın ki ben bugün düştüm ama elbet bir gün ayağa kalkacağım işte o zaman herkes ezoyu görecek demişti.
Her ne kadar gitmek istemesede kafasını onaylar bir şekilde sallayıp "olur " diyerek kahvesinden bir yudum aldı. Esranın ona hızlı bir şekilde sarılıp ayağa kalmasıyla son anda kendini yanmaktan kurtarmıştı esra ellerini çırpıp hoplayarak hızla konuştu." Tamam o zaman ben hazırlanıyorum sende hazırlanınca burda buluşuruz" diyerek koşarak merdivenlere çıktı ezo giden esranın arkasından baktı keşke herkes senin gibi olsa esra saf temiz güzel kalpli ve herkesi anlayan umarım dedi umarım kalbin hiç kırılmaz ve hep mutlu olursun çünkü ben başaramadım ama başaracağım allah önüne senin gibi insanlar çıkarsın diyerek ayağa kalktı ve üst kattaki odasına gitmek için merdivenlere çıktı ve odasına gitti onu izleyen gözlerden habersiz.
***
İki genç kız hazırlanmış bir şekilde aşağıda buluşmus ve arabaya binip onu güldürmek için her türlü şeyi yapan esra ya bakıyordu ezo onun kırılmaması için bir kere içten bir tebessüm sunmuştu yanındaki güzel kıza araba durduğunda hızlıca inip ilerlemeye başladılar ve yakınlarda ki lüks bir mağazaya girip kendilerine kıyafet seçmeye başladılar .
Ezo kendi zevkine göre bir kaç rahat bir şeyler ve bir kaç tanede şık abiyeler almıştı. Elinde ki kıyafetlerle kasaya gidecekken esranın ona seslenmesiyle durup ona baktı ve elindeki mini kırmızı elbiseyi gösterip munzurca sırıtmaya başladı. "Güzellik bunu benim için dener misin rica etsem " diyip tatlı tatlı bakmaya başladı bu sefer .
Ezo esranın elinde ki elbiseyi görünce içinden güldü daha geleli yarım saat olmuştu ve esra onun hemen zevkini anlayıp ona göre bir elbise getirmişti ezo esra yı kırmamak için denemeyi kabul etti ve esranın elindeki elbiseyi alıp kendi aldıklarını ona verdikten sonra "olur denerim tabi" diyerek kabine girip üstünü çıkartıp elindeki kırmızı elbiseyi giyip düz saçlarını iki yana atıp eliyle düzeltip aynadan kendine baktığında mavi gözlerini kapatıp tekrar açtı ve gerçekten çok güzel olmuştu aynada ki görüntüsünü beğenince yerdeki siyah topuklu ayakkabıları giyip kabinden dışarı çıktığında ona hayranlıkla bakan esra ile gülümsedi .
Esra bir yandan şok olmuş bir yandanda ezonun güzelliğine bir kez daha hayran kalmıştı ezo çirkin bir kıyafet bile giyse kendi güzelliği o elbiseyi harika yapardı buna şimdi daha da emin oldu ezo gerçekten çok ama çok güzeldi .

(Ezo Leyla 'nın giydiği elbise . Şimdi bazıları diyecek ki bunlar aşiret nasıl böyle giyiniyor diye sizlere şöyle söyleyeyim aşiretler diye kıyafete karışacaklar diye bir şey yok ve zaten bu kurgu ona göre yorum yaparken insanların kırılıp kırılmayacağını düşünün ve ezo hep böyle giyinecek.)
Yanlarından geçen kadın görevli ezoyu görünce şok olmuştu geldiğinden beri gözleri sürekli olarak ezoya kayıyordu ve üstünde ki elbise ile güzelliğine güzellik katığını düşündü ve içinde ki şeyleri söylemek için konuştu ." Çok güzel olmuşsunuz efendim elbise ile güzelliğinize güzellik katmışsınız" diyip gülümsedik ten sonra bir cevap beklemeden gitti ezo ağzı açık ona bakan esrayı görünce şaşırdı .
"Esra kendine gelir misin acaba hadi artık gidelim vallaha yoruldum ben " diyerek onu hafif sarsarak kendine getirtti . "Ezo kaya gibi olmuşsun yawrum bu güzelliğin başına bela olacak " diyip göz kırpan esra ile ezo kafasını ya sabır anlamında iki yana sallayıp teşekkür ettikten sonra kabine gidip hızlıca çıkarttıklarını giydikten sonra elbiseyi ödeyip mağazadan çıktılar ve yürümeye başladılar.
Esra hemen eve gitmek istemiyordu çünkü ezo geldi geleli hiç dışarı çıkmamıştı bu yüzden onu bir kafeye götürmek istedi ve yanında ki ezoya bakıp gülümsedi . "Ezo gel seni bir yere götüreceğim inan bana çok seveceksin." Demesiyle ezo durup esraya kaşlarını çatıp baktı ve "Nereye götüreceksin beni esra yorgunum hem ders çalışmam gerek." Demesiyle esra suratını asıp önden yürümeye başladı.
Ezo önden giden esranın arkasından bir sabır çekip hızlı adımlarla ona yetişti esra yı kırmak istemiyordu çünkü ezo görüyordu esranın onu mutlu olması için yaptıklarını bu yüzden gitmeye karar verdi her ne kadar yorgun olsada . "Hadi götür beni istediğin yere merak ettim şimdi " diyerek esra ya baktı yürümeye devam ederken esra kafasını hızlıca ezoya çevirdi ve ciddi olup olmadığına baktı ve ciddi olduğunu görünce gülümseyip ezonun elini tutup hızlıca istediği kafeye götürdü.
💣💥💥
Ezo esranın kendisini getirdiği kafeyi beğenmişti ve şimdi iyi ki de geldim diye düşünüyordu yanlarına gelen garsona 2 şekersiz çay ve tatlı isteyip giden garsondan sonra ezo ona merakla bakan esra ya baktı ve " Teşekkür ederim " diyip sustu.
Ama bu bile esra yı çok mutlu etmişti ezonun mutlu olmasını çok istiyordu ve bu hikâyede en çok ezo hak ediyordu mutlu olmayı ona göre ezoya görede esranın hakkıydı en çok mutluluk.
Esra gerçekten çok ısınmıştı ezoyu görür görmez ve onu ablası yerine koymuştu çünkü onun daha önce hiç ablası olmamıştı evet zilan vardı ama zilan ona hiç bir zaman ablalık yapmamıştı ama karşısında ki kız onun üzüldüğünü görünce hemen onu mutlu olması için teklifini kabul etmişti.
Esra 'nın kafasını karıştıran çok şey vardı ve belki ler ile dolu bir sürü soru aklını allak bullak etmişti.
"Ezo ben senden özür dilerim " dedi birden esra tam bu esnada garson gelmiş ve çay ve tatlıları verip gitmişti ezonun kaşları çatıldı . "Anlamadım esra neden benden özür diliyorsun?"
Esra duyduğu soru ile acı bir tebessüm etti " Her şey için herkes için en başta babamın yaptıkları için ve abim seni bırakıp gittiği için özür dilerim yeliz olayı içinde özür dilerim ama abim seni kurtarmak ve korumak için gitti sen ve abim mutlu olmayı çok hak ediyorsunuz lakin"
"Alaz ağanın terk edip gittiği hatuna bak be ateş ateş bu adam tam bir salak ben olsam böyle bir afeti görsem asla bırakmam bide tam bir fıstık " esranın sözünü kesen kelâmlar bu olmuştu sinirle yan taraflarında oturan iki adama baktı esra daha sonra ezoya baktı yengesi neden bu kadar sakin idi .
"Ezo b-"
"Esra otur yerine yengem!" Diyip ayağa kalktı ve az önce konuşan adamın yanında durdu ve elini hızlıca masaya vurdu "Duymadım bir daha söyle! O kelâmları! Hayde !" Dediğinde sırıtan adamla sinirleri tepesine çıktı .
"Peki o zaman günah benden gitti " diyerek elini adamın ensesine koyup kafasını oturduğu masaya geçirip diğer eliylede kalkmaya çalışan diğer adımın kafasında masada duran şişeyi geçirip onun da kafasını masaya vurdu ve sabah beline koyduğu silahı çıkartıp iki adamın üstünde gezdirdi .
Ve bağırarak konuşmaya başladı. "BİR DAHA SÖYLE LAN OROSPUNUN SIÇTIĞI BİR DAHA SÖYLE " diyip silahın emniyetini açtıktan sonra havaya iki el ateş etmesiyle içeride ki herkes korkuyla dışarı çıktı.
Cam kırılma sesiyle arkasına baktığında korku ile ona bakan esrayı görünce içinde bilmediği duygular geçti. "Esra dışarı çık!" Diyen sert sesiyle esra ya baktı baktı tekrar hala orada olduğunu görünce sinirle bağırarak konuştu "ESRA DIŞARI ÇIK!!" Demesiyle tekrar onun hakkında konuşan iki şerefsize baktığında kafasına şişe vurduğu herif yerde iki metre yatıyordu diğerine baktığında korku ile elinde ki silaha baktığını görünce adamın üstüne doğru yürüyüp yanında durdu "KALK LAN AYAĞA İT" demesiyle adamın kafasını iki yana sallayarak red etmesiyle sinirle gülerek kafasının yanına silahla ateş ettiğinde adam hızla düşe kalka ayakta durunca gülümsedi " DÜŞ ÖNÜME LAN !" dedikten sonra kafeden çıkıp önünde ki adamı itip düşmesini sağlayınca kafenin etrafına doluşan amed ahalisine baktı ve kendinden emin bir şekilde konuşmaya başladı.
"BEN EZO EZO LEYLA BUNDAN SONRA HAKKIMDA EN UFAK BİR KÖTÜ KONUŞMA İFTİRA VE DEDİKODU DUYARSAM BUNLARI YAPANLARI BULUR VE ÇARŞININ ORTASINDA SALLANDIRIRIM YEMİNİM OLSUN Kİ YAPARIM BEN EZO LEYLA EROĞLU BUNDAN SONRA NE SİDAR EROĞLU DİYE BİR BABAM! NEDE ÖMER EROĞLU DİYE BİR ABİM VARDIR !NE ÖLÜME NE DİRİME BU BÖYLE BİLİNSİN !ŞİMDİ DAĞILIN VE DUYMAYANLARA SÖYLEYİN ARTIK ESKİ EZO LEYLA YOK! BENİM DEVRİM BAŞLIYOR ŞİMDİ DAĞILIN HAYDE! " diyerek önünde çökmüş adamın iki ayağına sıkıp silahını beline koyduktan sonra esranın elini tutup garsonun önüne geldiğinde eline dört yüz lira verip yoluna devam etti.
Bu sözlerden sonra bazıları şaşkınlıkla bakıyor bazıları ise gurur duyuyordu xidrekanların gelini ile.
Bazıları ise üzülüyordu töre yüzünden bir kızın hayatının böyle olmasına ve ailesi ile arasının bozulmasına.
Ama herkesin bir imtihanı vardı ezonun imtihanı ise küçük yaşta töreye kurban edilip müstakbel kocası tarafından terk edilmekti.
Ama kimsenin bilmediği bir şey vardı ezo leyla bir söz veya yemim ettiyse onu ne olursa olsun yerine getirirdi .
Ve bazı şeylerin artık zamanı geliyordu.
Ezo Leyla yani Gecenin devri başlıyordu...
Öncellikle herkese selam bölüm hiç istediğim gibi değildi ve içime sinmedi son aylarda halam,kuzenim ve bir kaç yakınımı kaybettim ve bu beni çok etkiledi bu yüzden biraz kafamı toplamak istiyordum bu yüzden burayı boşladım panodan da söyledim ama burdanda söylemek istedim.
Kafamı toplamış değilim hala kötü bir durumdayım yorgun bitik ve durgun bu halle böyle bir bölüm yazmak istemiyordum ama bayadır bölüm atmıyordum umarım siz beğenirsiniz.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Profilimde ki Asker Hanım mı? Kitabıma da destek olursanız çok sevinirim şimdiden teşekkür ederim hoşçakalın hayalin kuşları...
Yazım yanlışlıkları varsa orada ki satıra yazarsanız sevinirim :))
|
0% |