Yeni Üyelik
6.
Bölüm

5. Bölüm [ ZAMAN :/) ]

@ebrarhayal2733

Buraya herkes ne sevdiği emojiyi koyabilir mı? ;)

 

Sonra çekildim bir kenara,

Seyrettim bütün olup biteni.

Baktım kimde ben ne kadarım,

Kim bende ne kadar kalmış diye.

 

Özdemir Asaf 🤍

 

 

 

Mem Arat'ı çok severim

çocukluğumdan beri bölüm şarkısı değil istiyen dinleyebilir .

 

Mem Ararat - Zîz

 

Bu bölümü yazıyorum ama ne hissettiğimi inanın ki hiç bilmiyorum. Umarım uzun bir aradan sonra güzel bir şekilde devam eder.

 

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM diyerek başlayalım...

♧♡♧

 

Amed 'in güneşi yakıp kavuruyordu adeta, sıcak güneşin yakıcı ışınlarından kaçmak isteyenler gölgeyi zar zor buluyordu.

 

Zaman su gibi geçip gidiverirdi Amed de de aynen böyle olmuştu. Beş yıl tam tamına beş yıl , su gibi geçmişti lâkin o su gibi akıp giden zamanda bir çok , acı keder ve yas vardı. Bu kederler insanların hayatında büyük bir felaket gibiydi. Kadının bahtsız kaderi onu sevenlerden beş ay mahrum bırakmıştı.

 

Hayat acımasızdı insana insanlara acımazdı .

 

Ve kaderde ne yazıldıysa o olurdu. Bazı şeyleri istesekte değiştiremiyorduk.

 

Beş Yıl Önce;

 

Adar kollarında kanlar içinde olan kardeşi gibi bildiği kuzeni ile hızla hastanenin kapısından içeri girmişti etrafına bakarak yardım edecek birilerini yaşlı gözleri ile arıyordu. Daha sonra korku ile "Doktor! Doktor!" Diye bağırarak o gür sesiyle hastaneyi inleterek yerle bir etmişti sanki korkuyordu kollarında ki kardeşine onun yüzünden bir şey olacak diye.

"Doktor! Yardım edin!" Diyerek devam etti o adar karadağlı gerçekten çok korkuyordu.

 

Eğer olurda küçük kardeşine kendisi yüzünden bir Şey olursa yaşayamazdı hergün yaşarken ölürdü . Doktorların ve bir kaç hemşirenin sedye ile yanlarına koşarak geldiklerini görünce oda kendilerine gelen sağlık ekiplerine doğru yürüdü ve yanlarında durup hemen ezoyu sedye ye yatırdı.

 

Doktorları takip ederek ameliyat hanenin önüne geldi . İçeri girmek için bir hamle yapacakken ona engel olan karşısında ki hemşirenin durup konuşmasıydı. "Bey fendi buraya giremezsiniz yasak lütfen burada bekleyin doktor size haber verecek. " Diyip giden hemşirenin ardından baka kalkmıştı .

 

Hemşire gitmişti gitmesine ama arkasında en kaz altında kalan adamı görmemişti bile. Adar hızlı adımlar ile yanında ki duvarın yanına gelip sert yumruklarını geçirmeye başladı dur durak bilmeden eli soyulup kanlar içinde kalmıştı.

 

Birinin onu durdurması ile baktığında dilarayı görmüştü ona dikkatle baktığında duvara vurduğu eline yüzünü buruşturarak bakıyordu ve birde ağlıyordu. "Yapma adar abi b-ben biliyorum e-ezom iyi olacak!" Dediğinde adar ağlayan genç kızın yaşlı gözlerine bakarak elinde olmadan birazda olsa sakinleşmişti ardından gözlerini yumarak duvara sürtünerek yere çöktü içi yanıyordu yanmasına ama bu kızın nereden haberi olmuştu peki ?

 

...

 

Saatler su gibi akıp giderken duydukları hızlı adım sesleri ile herkesin bakışları aynı yere odaklanmıştı doktor koşarak yanlarından geçip ameliyat haneye girerken adar hızla oturduğu yerden kalkıp ameliyathane kapısının önünde durdu . "Doktor ! Doktor! Ne oluyor!?" Diye seslendi ama ne kapı açıldı nede onu duyan elini sinirle peş peşe duvara durup diğer elini saçından geçirdiğinde duyduğu ses ile sinirleri daha da tepesine çıkmıştı.

 

"Adar ! Adar kardeşim nerede ?nasıl?" Bu soruyu soran bizzat ömer eroğlu nun ta kendisiydi . Yavaşça arkasını döndüğünde ilk etrafına kısa bir göz gezdirdi teyzesi ve dilara çökmüş bir köşede ağlıyordu xidrekanlar da bir köşeye oturmuştu ve içlerinden biri ağlıyordu ama şuan aklında ki yapacakları için pişman değildi ve bunu daha önce yapması gerektiğini düşündü.

 

Seri adımlar ile ömer' in yanına ilerlemeye başladı . Ne kadar sinirli olduğu yüzünden anlaşılıyordu. "Kardeşin demek öyle mi?" Dedi ömer'in tam karşısında durup merakla .

 

Ömer kafa sallayarak onayladı onu. "Evet kardeşim ez-" Lafını kesen şey adar'ın yüzüne geçirdiği sert yumruk olmuştu. "Ne kardeşi ! Lan ne kardeşi ! Şerefsiz!" Diye Ömer'ın yüzüne doğru bağırıp iki yakasını eline aldığinda kolunu tutan kadına delici gözleri ile bankasıyla zilan hızla geri çekildi korkarak.

 

Adar iki yakasından tuttuğu ömeri ileri geri sallayarak sözlerine devam ediyordu. "Ne kardeşi ?! Puşt herif ? Sen adam mısın! Lan he bir daha sakın ezonun adını dahi ağzına almayacaksın!" Demesiyle kafasını karşısında ki adama geçirmesi bir olmuştu. Yediği sert darbe ile yere düşen adam ne olduğu anlayamadan yediği sert tekme ve darbeler ile yavaş yavaş kendinden geçmeye başlamıştı.

 

"Adar dur artık öldüreceksin!"

 

"Adar oğlum!"

 

"Adar dur "

 

Kendisine seslenenleri bile artık duymuyordu çıldırmıştı adeta ne hakla kardeşim derdi bu puşt herif bir abilik bile yapamamıştı adam bile olamamıştı ömer orası ayrıydı.

 

Kollarından zorla çekilmesi ile iki tarafına baktığında güvenlikleri ve zilanı görünce daha da sinirlendi ve sinirli bir nefes verip kollarını kurtarmaya çalıştı en son öfke ile bağırdı. "Bırak! Bırak dedim kollarımı!" Diyerek bağırdığında öfkeli bakışlarını gören güvenlikler ellerini hemen çektiler. "Bakın burası bir hastane lütfen dışarı çakar mısınız?" Diyen güvenlik ile şaşırmış gibi yaparak kaşlarını kaldırdı. "Alla alla bak sen şu işe ben de bilmiyordum zaten! Değil mi?" Diyerek bağırdığında konuşan güvenlikçi adam yerinden sıçradı korku ile bu adamın hiçbir suçu yoktu işini yapıyordu sadece lâkin adar bunu düşünecek durumda değildi .

 

"B-bakın lütfen sakin olun sizi anlıyorum üzgün ve sinirlisiz ama sakin olmalısınız rica ediyorum. " Korku içinde konuşan adamla adar sabır çekercesine eli ile yüzünü sıvazlayıp adamlara kafası ile gitmesini işaret ettiğinde iki adamda hızla orayı terk etmişti.

 

Arkasını dönüp baktığında sidar ağa'nın tam dibinde olduğunu görünce sert bir şekilde nefesini dışarı verdi.

"Senin burada ne işin var sidar ağa!?" Tehlikeli sesini duyan sidar ağa hiçbir tepki vermiyordu. "Kızımı görmeye geldim adar sen de artık kendine gel sesimi çıkartmıyorum diye korkuluk olmuyorum burada." Dediği şeyler üzerine adar elini sertçe sidar ağa'nın omzuna koyup sıkmaya başladı. Aynı zamanda da kulağına eğilerek ağır sözleri ile yaşlı adamı yerle yeksan etti.

 

"Senin burada işin yok! sidar ağa sen adam bile değilsin onu geçtim bir baba bile olamadın madem böyle bir şerefsizdin neden teyzemle evlendin yada çocuk yaptın lan! Sen benim gözümde adam bile değilsin sen şerefsiz kızını oğlu için kurban edip yaşarken öldüren bir pislik katilsin gözümde buraya gelip babacılık oynama sidar şimdi oğlunu ve gelinini alıp buradan Siktir git yoksa büyüğüm demem saygı demem ezerim Seni! Sakın ama sakın bir daha seni oğlunu ve gelinin zilanı ezo'nun yanında değil 5 kilometre yakınında bile görürsem olacaklardan ben sorumlu değilim şimdi al arkanda ki iki salağı ve burayı terk et!." Gözlerini yaşlı adamın gözlerine kenetledi ve ona gözleri ile de öldürdü elini iki kere omzuna sertçe vurup ağlayan zerrin hanım 'ın yanına gidip dizlerinin üstüne çöktü.

 

Elini teyzesinin eline sarıp ufak bir öpücük bıraktı. Ve onu kendisine çekerek kolları arasına aldı.

 

***

 

Burada zaman bir türlü durmuyordu adar her ne kadar xidrekanları kovsada onlar gitmemiş ve hem gelinlerini hemde onlara evlât olan kızlarını bekliyorlardı. Zerrin hanım ise hiç durmaksızın göz yaşları içinde dizlerinin üstünde ağıt yakıp duruyordu . Aynı zamanda orada ki herkesinde ağıtları ile yüreklerini yakıyıp kavuruyordu .

 

Bir annenin burada yüreği yanıyor ve nefes alamıyordu her ne kadar sakinleştirici alsada asla sönmüyordu içinde ki ateş dinmiyordu kaybetme korkusu....

 

Ezo ameliyata girdi gireli tam iki buçuk saat olmuştu ama ne bir ses ne de bir seda yoktu . En çokta bu korkutuyordu ya zaten.

 

***

 

"Hastanın nabzı giderek düşüyor acilen kalbin yanında ki kurşunu çıkartmalıyız! " Diyerek hemşireye baktı doktor. "Doktor bey bu imkansız eğer biz o kurşunu çıkartırsak hasta kriz geçirir zaten nabzı çok düşük." Korkuyla konuşan hemşireye baktı .

 

"Bunları bende biliyorum ama bunu yapmam lazım ...Dışarıda ki ağıt yakan annesi ve abisi diğer sevdikleri için her ne olursa olsun ben bu riski alacağım . Hem bu kız çok güçlü diğer iki kurşunda çok tehlikeli yerdeydi ama dayandı ! Yine dayanacak kendi için onu sevenler için dayanmalı!" Doktorun kararlı sesi ile bir daha hiç kimse konuşmaya cesaret edememişti.

 

...

(Peki bilgim olmadığı için bir şeyler salladım kusura bakmayın lütfen 🙏😊)

 

" Neşter,Bez."

 

"Burda"

 

"Kap ve cımbız"

 

"Arkadaşlar kurşunu çıkaracağım herkes tetikte olsun !" Dediğinde yavaşça kurşunu çıkarttığı anda yarayı dikmek için atacağı adımda makineden çıkan sesler ile hemen geri yerine oturdu.

 

"Doktor bey hastanın nabzı yok!" Hemşirelerin korku ile aynı anda söylemişti.

 

"Çabuk losyon ve şok makinesini getirin çabuk!" Dediği anda herkes koşusturuyordu.

 

Eline aldığı makine ile bir birine sürttü

"150"

"150 tamam." Doktor duyduğu komut ile iki göğüsün üstüne koydu .

 

"Hastayı ayaklarından tutun" Diyen yardımcı doktordu.

 

"Hemşire 200" dediğinde

 

"200 hazır." Komutunu alıp tekrar aynı işlemi yaptı.

 

"Hemşire 250"

 

"Hazır!"

 

"Hadi ! Hadi pes etmek yok ailen dışarıda seni bekliyor . 350 yap! " Dediği anda tekrar makineyi aynı işlemi yaptı.

 

"Hadi küçük kız başarıcaksın hadi!! "

 

"Doktor bey hastanın nabzı tamamen gitti." Diyen hemşireye baktı . " Hayır olmaz hadi 400 ver çabuk!" Diye bağırarak konuştu.

 

"Ama d-"

 

"Hadi!!"

 

Dediğinde hemşire tekrardan 400 verdi lakin orada duyulan tek ses

 

Dıııııttt.... Dııııııııtttttt

 

Seslerinden ve doktorun sesinden başka bir şey değil di...

 

Peki ne olmuştu şimdi bir can daha mı gitmişti .

 

Yine ve yine tekrardan bir annenin yüreği evlat acısı ile mı yanmıştı peki ama neden ?

 

Nedeni mecburluk , cahillikten Başka bir şey değildi.

 

Ve yine töre can ve hayat almıştı .

Lakin aynı zamandada geri vermişti aldığı bir kaç şeyi.

 

🕊☀️

 

....

 

Sabah telefonumdan çalan alarm ile gözlerimi yavaşça açıp ayağa kalktıktan sonra banyoya girdim ve kısa bir duş alıp işlerimi halledip banyodan çıktıktan sonra giyinme odasına girip bir takım elbise giyip aynanın karşına geçtim düz olan saçlarımı kabarmaması için düzleştirip hafif bir makyaj yapıp kırmızı rujumu sürdüm ve hazır olan çantamı alıp yatağa bıraktım.

 

Odamdan çıktım ve merdivenleri inip avluda ki kurulmuş masaya kısa bir göz gezdirip mutfağa girecekken arkamdan duyduğum naif ses ile durdum." Ezo'm bu ne güzellik böyle yengem ışık saçıyorsun." Arkamı dönüp bana ışıldayan gözlerle bakan hazal'a baktım. "Abartma hazal her zaman ki halim hem sen kendine bak asıl " Dediğimde yanakları hemen kızarmıştı .

 

"Ay kız utandım ya" Diyip hızla gittiğinde hafifçe gülümsedim.

 

Artık anlamıştım ben bir hazal'a birde esram'a kıyamıyordum tabii birde ali asaf vardı. Masaya doğru gidip yerime oturduğumda yeliz ve yasmin xanım 'ın bana olan bakışlarını görünce içimden bir kahkaha attım.

 

"Hele şunun haline bak nıç nıç!" Diye konuşan yasmin xanıma baktım .

 

"Biliyorum çok güzel olmuşum yasmin xanım iltifatınız için sağolun ama siz yaşlandığınız için benim gibi değilsiniz he sanki beliniz de çökmüş?" Diye ona bakarak konuştuğumda gözleri şokla açıldı ve kendine bakmaya başladı kafamı çevirip baktığımda bawer abi hazal ve esraların gülmemek için kendilerini tuttuğunu gördüm.

 

"Terbiyesiz! Sen nasıl benimle konuşursun ?!" Diye cığırdığında ona alayla bakış atıp önümdeki tabağa yemek koymaya başladım.

 

"Valla ezo yengem doğru söylüyor ." Demişti armanç. Hemen ardından armağanda konuşmuştu.

"Bende sana katılıyorum ikizim ezo yengem haklı." Dediğinde onlara kısa bir şekilde bakıp hafif pek belli olmayan bir tebessüm sundum.

 

"Haklıymış hıh!" Bunu söyleyen tabi ki yeliz di .

 

Bugün mehmet ağa ve ayşe xanım yoktu önemli bir işleri olduklarını söyleyip bir kaç gün önce gitmiştiler.

 

"Ezo bugün şirkete gelecek misin?" Sorusu ile kafamı kaldırıp bawer abiye baktım .

 

"Evet geleceğim. " Diye cevap verdim.

 

"Tamam o zaman sen önden git ben hazal ile hastaneye gidip geleceğim." Diye konuştuğunda bakışlarım hazalı buldu. "Hazal neyin var?" Dedim tek kaşımı havada iken . " Bir şeyim yok sadece kontürole gidicem. "Dediğinde kafamı salladım . "Peki ben çıyorum o zaman ." Diyip kalktığım esnada bana doğru koşarak gelen ali asafı görmemle yerimde durup onun gelmesini bekledim . "Leylaaa " Diye bağırak yanıma gelip kollarını havaya kaldırdı onu kucağıma almam için .

 

Hafifçe eğilip onu kaldırıp kucağıma aldığımda küçük dudakları ile yanağına minik bir öpücük kondurup geri çekildi.

"Günaydın leyla." Diyerek gülümsediğinde kafamı salladım. "Sanada günaydın canım. "Dediğimde kocaman gülümsemesi ile bana baktı.

 

"Ali asaf ezo'nun kucağından inip yanıma gel annecim işe gidicek ezo." Hazal'ın konuşması ile asaf sıkıca bana sarıldı onu bırakmamı istemediğini belli ederek . "Sıkıntı yok hazal ." Diyerek konuştum.

 

"Leyla ben şeni çook özledim beni anneme götüyme." Dudaklarını büzerek konuşması ile kafamı yana çevirip gülmemek için kendimi bu çocukla olunca kaybettiğim duygularım gün yüzüne çıkmaya çalışıyordu.

 

"Ama asafçım yemek yemen gerekiyor hem yemek yemelisin ki büyümelisin." Diye konuştuğumda ilk başta kaşlarını çatsada sonra kafasını salladı. " Evet haklısın güjelim hem büyümem gerekiyor benim yokşa şenle evlenemem ." Dediğinde hızla yanağımı öpüp kucağımdan aşağıya inip koşarak annesinin yanına gitmişti .

 

"Ali Asaf seninle daha önce ne konuştuk annecim ?"

 

"Asaf ablacım sen daha 4 yaşındasın ." Diyen armağandı .

 

"Ya abla !anni! "Diyerek itiraz ediyordu küçük asaf .

 

Kolumda ki saate baktığımda geç olduğunu görünce seri adımlar ile merdivenleri çıkıp odama geldikten sonra çantamı yatağın üstünden alıp içine baktıktan sonra odadan çıkıp kapıyı kilitledikten sonra çıktığım merdivenleri inip konaktan dışarı çıktığımda adamlara arabamı getirmelerini söylediğimde hemen getirmişlerdi.

 

Arabamın arka kapısını açıp çantamı koyduktan sonra şoför koltuğuna oturup kapıyı kattığım esnada yan kapının açılması ile oraya döndüm.

"Efendim yanlız gitmeniz doğru değil " Dediğinde ofladım. "Neyin yanlış veya doğru olduğunu bilecek yaştayım daniel!" Sinirle konuştuğumda hiç beklemeden cevap verdi. "Elbette leydim ama bu tehlikeli olabilir izin verirseniz yanınızda gelmek istiyorum biliyorsunuz ki-"

 

"Tamam daniel geç otur !" Dediğimde hiç beklemeden oturduğunda hızla gaza bastım. Ne yapayım hız yapmayı seviyordum. "Umarım sizi kızdırmadım leydim?" "Hayır kızdırmadın daniel bugün keyfim pek bir yerinde ." Dediğimde kafasını sallamıştı.

 

"Şuradan rojda açsana daniel."

 

"Peki efendim. "Dediğinde rojdanın sesi dolmuştu arabanın içi.

 

"Daniel?"

 

"Evet efendim."

 

"Sana söylediğimi yaptın mı?"

 

"Elbette yaptım her şey istediğiniz gibi."

 

"Eyvallah daniel."

 

"Önemli değil efendim."

 

...

. E

. Z

. O

...

 

Arabayı şirketin önünde durdurduğumda kapımın açılması ile inip yürümeye başladım. Ardımda ki ayak seslerinden danielin de arkamdan geldiğini anladım.

 

Şirkete girdiğimde herkesin bakışları bana dönmüştü ve herkes günaydın ve benzeri şeyler söylediğinde onlara başım ile onaylıyordum.

 

Asansöre bineceğim esnada asistanım da yanıma gelmiş ve beraber binmiştik 12. Kata basıp asansörün çıkmasını bekledik. "Günaydın ezo hanım. "Diyen asistanım toprak ile ona kısa bir şekilde bakıp. "Sanada günaydın toprak." Dediğimde asansör de ki aynadan güldüğünü gördüm.

 

Asansörün durup kapıların açılması ile inip kendi odama doğru ilerlerken durduğumda benim durmam ile duran toprağa baktım . "Toprak odama gelmeden önce her zaman ki kahvemden ve arşivde ki kırmızı büyük dosyayı getirmeni istiyorum. "

 

"Tabii efendim hemen getiriyorum." Derdemez hızla gittiğinde bende kendi odama girip yerime oturduğumda masanın üstüne yeni konulmuş dosyalarım ile ilgilenmeye başladım.

 

Dosyalar ile ilgilenirken toprak gelip kahvemi ve istediğim dosyayı getirmişti.

 

~~ €žõ łəýłą ~~

 

İşlerim neredeyse bitmek üzere iken esra aramıştı ve şakasız 1 saattir beni ikna etmeye çalışıyordu.

 

"Ya ezo annemle babamda geldi bak hep birlikte gidicez eğleniriz biraz lütfen benim hatırım için ."

 

"Bak istediğini giy bu sefer seni zorlamayacağım hem 1 saat oturur gidersin lütfennn ."

 

Derin of çekip eli şakaklarıma götürdüm.

 

"Geldiğimde hazır ol esra yoksa seni beklemeden gideceğim ." Demem ile sevinç çığlığı atamasi ile kulağımın çınlaması bir olmuştu.

 

Daha fazla dayanamayıp telefonu kapattım ve masanın üstünde ki şirket telefonunu aldım.

 

"Alo ezo hanım?"

 

"Toprak daniel'e odama gelmesini söyler misin?"

 

"Hemen efendim iletiyorum kendisine." Dediğinde telefonu kapatıp yine aynı yerine koydum ve önümde ki dosyaları dikkatle toplayıp masamı düzene soktum ayağa kalkıp odamda ki koltuğun üstünde ki çantamı aldığımda kapının çalması ile gir komutunu verdiğimde içeri daniel girmişti.

 

"Beni çağrışırmışsınız leydim?"

 

"Evet seni çağırdım daniel adamlara söyle çıkıyoruz."

 

"Peki leydim ama nereye gideceğiz ?" Sorusu ile of lafım ve cevap verdim.

 

"Esranın her zaman ki işleri daniel yani eve gidiyoruz konağa ." Diye söylediğimde kafasını sallamıştı.

 

"Peki o zaman ben aşağıya iniyorum ."

 

"Beklebiraz daniel." Dediğimde bakışları tekrar bana dönmüştü.

 

"Buyrun ."

 

"Sidar ağa ve ayşe xanım da gelmiş bir tanıdıklarının düğününe gideceğiz ve olayları biliyorsun kimseye belli etmeden adamların sayısını arttır ne olur olmaz önlem almalıyız. " Dediğimde beni onaylamıştı. "Peki efendim ama sanki bir şeyler den şüphe ediyorsunuz gibi geldi doğrumu ?"

 

"Doğru daniel bilirsin sevmeyenim çok amed te ."

 

"Biliyorum leydim fakat seveniniz de var sevilmeminizin nedeni yaptığınız eylemler ."

 

"Haklı eylemler ve bu eylemler sayesin de bir adım var "dedim yyarım ağaz sırıtarak.

 

Onunda güldüğünü gördüm .

 

"Amed'in Delisi ve Deli kadın dı değil mi?" Dedim.

 

"Evet efendim ikisinide söylüyorlar ama bir şey daha söylüyorlar ." Dediğinde kaşlarım çatılmıştı.

 

"Ne diyorlar ?"

 

"Amed'in Güzeli diyorlar neredeyse bütün amed . Hatta başka şehirlere kadar duyulmuş isminiz. " Duyduklarım ile hem şaşır hemde mutlu olmuştum . "Anladım. Hadi çıkalım geç kalmayı sevmem ."

 

🌸🔥☀️

 

Son kez aynadan kendime baktığımda gülümsedim üstümde kırmızı gögüs kısmı dekolteli ve yırtmaçlı bir elbise vardı.

 

Arkamı dönüp masanın üstünden parfümümü sıkıp aylaynirimin üstünden bir kez daha geçtim ve makyajima baktıktan sonra elimde çantam ile aşağıya inerken duyduğum ıslık sesi ile bakışlarım bana hayranlıkla bakan esra ve hazal'a döndü. İkısıde gayet şık olmuştu . Esranın üzerinde uzun kollu diz kapaklarına gelen küçük bir yırtmaçlı elbise vardı. Hazal ise lacivert bir elbise giymişti ve derin bir dekolte vardı göğsünde bakışlarım bu sefer bawer abiye döndü ondada lacivert bir takım vardı lakin bir türlü yerinde duramıyordu sanırım karısını kıskanıyordu.

 

Esranın yanıma gelip beni baştan aşağı tekrardan hayranlıkla süzmesi ile elimi esranın koluna koydum. "Hayırdır esra aşık oldun sanırım gözlerini benden alamıyorsun." Alayla söylediğim sözlerden sonra yüzünü ekşitip tekrardan gülmeye başladı. "Evet oldum karşımda taş gibi hatun var böyle bir afeti görüpte aşık olmayan ya kördür ya da hasta."

 

"Sağol esra sende çok güzel olmuşsun." Dememle gözleri şaşkınlık ile açıldı.

 

"Hazal duydun değilmi bunu ezo söyledi hem de bana !" Dediğinde

 

Uyarı dolu sesimle konuştum . "Esra!''

 

"Vallaha ben de duydum esra bizim huysuz dan bugün enerji akıyor!" Bunu diyende hazalın ta kendisiydi.

 

"Hazal!" Esraya yaptığım uyarıyı hazal'a da yapınca gülüşerek sustular.

 

"Neyse hanımlar hazırsanız gidelim anamlar önden gittiler." Bawer abisinin konuşması ile ona doğru döndüm.

"İkizler ve ali asaf gelmiyor mu bawer abi?" Sorum ile oda bana dönmüştü.

 

"Yok ezo ali asaf uyuya kalınca armanç ve armağan yanında kalmak istedi . Yeliz ve halamda burada kalıcak zaten ." Dediğinde kafamı tamam anlamında sallayıp arabamın yanına geldim. "Esra sen benimle gel hazal ile bawer abi önden gitsin. "

 

"Tamam." dediğinde ön koltuğa oturduğunda konak kapısının orada duran danieli işaretim ile yanıma çağırdım. "Buyrun leydim."

 

"Daniel ben esra ile kendim gideceğim sende adamlar ile arkamızdan gel ama aramızda mesafe olsun... Ve birde bana burada leydim deme burada sadece ezo hanımdım unuttun mu?" Dediğimde hemen cevap vermişti.

 

"Hayır hayır unutmadım efendim ağız alışkanlığı kusura bakmayın bir daha olmayacak. Siz önden gidin ben ve adamalar ardınızdan geleceğiz hemen."

 

"Tamam dikkatli olun ." Diyip arabanın arka kapısını açıp çantamı koyduktan sonra şoför koltuğuna oturup kapıyı kapatıp arabayı çalıştırdım.

 

"Neden bu kadar geç geldin? " Esranın sorusu ile ona itafen konuştum.

 

"Daniel ve adamları tembih ettim esra ." Diyip ona döndüğümde kaşlarının çatıldiğini gördüm. "Daniel bizimle gelmiyor mu? " Hayır o konakta adamların başında kalıcak ."

 

"Analdım." Diyip önüne dönmesi ile kaşlarımı çatıp önüme dönüp tekrardan yola dikkatimi verdim.

 

Normalde burada kesmeyecektim lakin çok yorgunum ve sizi baya beklettin umarım beğenirsiniz uğur böceklerimm 🤍

 

Ezo Leyla nasıl ↪

 

Esra hakkında düşünceleriniz neler ↪

 

Ali Asaf 'ım hakkında düşüncelerinizi Alayımmm➡️

 

İkizler hakkında fikirleriniz ➡️

 

Hazal ve bawer çifti ?➡️

 

Adar Karadağlı hakkında düşünceleriniz neler en çok bunu merak ediyorum 😊↪

 

Yasmin xanım ve yeliz ? ↪

 

Daniel hakkında ne düşünüyorsununuz acaba ???

 

Hepiniz seviliyorsununuz hoşçakalın hayalin kuşları 🕊🤍...

 

 

Loading...
0%