Yeni Üyelik
7.
Bölüm

6. Bölüm [ GECE 🌃 ]

@ebrarhayal2733

 

Hiçbir kadın asla güçsüz değildir! Yanlız kendi gücünün farkında değildir.

 

"Benim kitabımda af yoktur !"

 

Kitapta geçen bütün yerler tamamen hayal ürünüdür!

 

Düzenlenmiştir lakin yazım hatası olan yerleri gördüğünüz yerlere bir işaret koyarsanız sevinirim :)

 

&&&

 

Ezo neredeyse bir buçuk saattir düğüne gelmiş ve aynı yerinde oturuyor bazen kendisine gelen önemli mesajlar ve aramalarla ilgileniyordu. Esra ise ezo onu kırmayıp geldiği için çok mutluydu resmen sevgi patlaması yaşıyordu ezoyu halaya çağırmak istemişti ama onu darlamayacağına söz verdiği için çağiramamiştı.

 

Hazal ve bawer ise halay başı olmuştu lakin bawer karısının güzelliğinden dolayı kıskançlıktan resmen kuduruyordu. Bu durum hazal'a resmen keyif veriyordu.

 

Ayşe xanım kadınlara ayrılmış yerde diğer xanımlar ile sohbet ederken mehmet ağa da diğer ağalarla sohbet içindeydi.

 

Ezo Leyla ise artık sıkıntı dan patlayacak raddeye gelmişti çalan telefonu ile oturduğu yerden kalkıp müzik sesinin uzak olduğu müsahit bir yere gelip telefonunu açtı. " di ciao." Diyerek açmıştı telefonu.

 

"Devi venire ." Karşı tarafın sözünü duyunca kaşlarını çattı ama hemen eski haline getirdi. Nefesini sert bir şekilde verip telefonu kulağından çekip hiçbir şey demeden kapattı çünkü söyleyecek konuşacak bir şey yoktu.

 

Elinde tuttuğu çantasına telefonunu koymadan önce esra' ya kısa bir mesaj yazıp çantasına koydu. Daha sonra seri adımlar ile düğününün olduğu konaktan çıkıp arabasının yanında durup açtıktan sonra bir işaret verip arabasına binerek uzaklaştı.

 

***

 

Arabasını büyük konağın önünde durdurup arabadan çantası ile birlikte inip kilitledikten sonra adamların kapıyı açmaları ile içeri girdi ve merdivenleri çıkıp odasının önünde durup elinde ki anahtarla kilitlediği kapıyı açıp içeri girdi ve üstünü değiştirip kendini yatağa bıraktı.

 

°°°

 

Genç kadın korku ile bağırıp koşarak yardım istiyordu ama kimse ona yardım etmiyordu çünkü onlarda korkuyordu ve şunu biliyorlardı o kadına yardım ederlerse ölürlerdi ve sadace ölmekle kalmazlardı...

 

"Lütfen yardım! edinn lütfen!..Yalvarırım öldürecekler beni."

 

Genç kadının nefesi giderek bitiyordu ve bir yandan da bu durumda onu korkutuyordu kalbi yakalanma ve ölme korkusu ile o kadar hızlı atıyordu ki bayılma raddesine gelmişti.

 

Gördüğü ışıklar ile gülümsedi ve son hızla oraya doğru koşmaya başladı. Içinden bin bir dua ediyordu gördüğü ışıklar onu bir marketin önüne getirmişti . Gördüğü yaşlı adama doğru ilerlerken yaşlı adamın korku ile içeri kaçması ile açılan ağzı kapanmıştı.

 

"Kaçma ! Gel buraya elbet yakalayacaksın müjde ! Beni dinle yoksa patron sadece seni öldürmekle kalmaz!" Genç kadın duyduğu sesler ile hızla arkasına dönmüştü lanet olsun dedi kendi kendine bulmuşlardı onu yine . Önüne dönüp arkasına bakmadan gücünün yettiği kadar koşmaya başladı . "İmdatt yardım edin lütfen !"

 

"Yardım ediinnn! Lütfenn!"

 

Herkes ona sağır olmuştu resmen gördüğü yol ayrımına girdi ve hızını daha da çoğalttı tekrar döndüğünde gördüğü ışıkları ve camı açık olan bina ile oraya doğru bağırarak gitti. "Yardım edin lütfen lütfen!" Acıyan sesine inat yardım çığılığı ile üst katların ışığı teker teker sönüyordu durmadan akan göz yaşları yüzünden artık etrafı göremeyecek raddeye gelmişti.

 

Göz yaşlarını kolu ile silip acıyan ayaklarına rağmen seri adımlar ile yavaş yavaş giderken duyduğu ses ile durdu. "Kaç kızım ! Kaça bildiğin kadar kaç ! Ben sana yardım edemiyorum kusura bakma ama sende görürsün halimi o peşinde ki adamlar çok zalim onlarla biz başa çıkamayız onlarla sadece bir deli başa çıkabilir." Diyen yaşlı teyze ile acı bir tebessüm etti.

 

"Dediğin gibi teyze onlar çok zalim onlar da vicdan yok acıma yok onlar insan bile değil bak yüzüme ." Dedi elleri ile yüzünde ki yaraları göstererek. "Ben bugün öleceğim o adamlar çok yakında ve ben bana yardım etmeyip yardım çığlıklarımı duymazlıktan geldiğiniz için öleceğim. Teyze! Akşam haberlerde görüşürüz!" Genç kadın son sözleri ile peşinde ki adamların sesini duyması üzerine son kalan gücüyle acı içinde olabildiğince koşmaya başladı.

 

O kadar korkuyordu ki nereye gittiğini bile bilmiyordu. Sürekli yeni yollara saparak izini kaybettirmeye çalışıyor du her gün öleceğine bir gün yani bugün ölmek istiyordu. O adamlar görüp görebileceği en kötü insanlardı ona göre. Ayağının bir yere takılması ile kendini bir anda yerde buldu . Ayağının acısına inat kalmaya çalıştı lakin bedeni onu terk etmişti sanki yapmak istediklerinin tersini yapıyordu bedeni ona kimsenin acımadığı gibi şu dakikalarda ona hiç acımıyordu. "Lütfen lütfen sende beni yarı yolda bırakma hadi hadi!" Delirmiş gibiydi sanki yerden kalkmaya çalışıyordu ama bir türlü kaçamıyordu.

 

Ne kadar da acınası bir durumdayım dedi kendine . Son kez tüm gücünü toplayıp ayağa kalktığında acıyan ayağı ile topallayarak hızlı adımlarla yürümeye başladı. Duyduğu koşuşturma sesi ile arkasına baktığında korktuğu başına gelmişti o vicdansız herif gelmişti hemde kendisini bizzat öldürmek için. "Müjde kaçma buraya gel!" Diye kükreyen adamla titreyen ayaklarının üstünde sıçradı adeta.

 

"Bırak beni lütfen bırakta gideyim yeterince zarar verdin bana öldürünce ne geçecek eline ?"

 

"Çok şey geçecek müjde ama sen bunu anlamadan gebereceksin! Yakalayın çabuk işe yaramazlar!" Diye bağıran adamla yanında ki ler korku ile patronlarının dediğini yaparak genç kadın 'ın üzerine doğru koşmaya başladılar onların kendisine doğru koşmaları ile müjdede nefes nefese kalmış bir halde topallayarak koşmaya başladı hemen.

 

Gördüğü yol ayrımına girip tekrar döndüğünde çıkmaz sokağın duvarı ile bütünleşmekten son anda kurtulmuştu.

"Hayır hayır !" Arkasını döndüğünde onu ve adamlarını gördüğünde titrek bir nefes verip akmaya hazır olan göz yaşlarını serbest bıraktı kalbi korku ile çarpıyordu ve bu onun canını çok acıtıyordu.

 

Genç adam karşısında korkudan titreyen kadına sırıtarak bakıyordu. Aklına gelen şeyler ile gülümsemesi genişledi. "Yolun sonuna geldin müjde!" Diyerek kahkaha attı ve kadının üstüne doğru yavaş yavaş ilerlemeye başladı. "Bugün öleceksin! Müjde ve bunu ben bizzat kendim yapacağım hemde zevkle !" Diyerek geriye doğru giden kadının üstüne daha da gitti. "Benden ne istiyorsun! Ne ?"

 

"Senden canını istiyorum müjde sadece canını ama ondan önce biraz eğlenmeye ne dersin?" Sırıtarak sorduğu soru ile müjde 'nın kaşları çatılmıştı ve aynı zamanda karşısında ki adamdan daha da iğrenmişti.

 

"Hayır derim şerefsiz pislik!" Yüksek sesi ile adamın çenesi seğrildi ve sinirden gerilen yüzü ile ne kadar korkutucu olsa da müjde geri adım atmayacaktı.

 

"Ne dedin bana sen lan orospu!" Tam kadına doğru hamle yapacak iken durdu . "Sende kimsin?" Yakın korumasının sesi ile arkasına döndüğünde siyah pelerinli birini görünce sinirden yüksek sesle güldü. "Sende kimsin ? Kahramancılık oynamak için çok geç çünkü birazdan şu kadına sıktıktan sonra senin sıran gelecek !" Dediğinde duyduğu kahkaha sesi ile adam daha da sinirlenmişti.

 

Kendisine doğru gelen kişi ile adamının önüne geçip silah çekmesi ile pelerinli kişi silahı tek bir hamle ile karşısında ki adamdan alıp koluna sakladığı bıçağı adama saplayarak tek tek üzerine gelen adamları hallettikten sonra ona korku dolu gözler ile bakan adamın üzerine doğru ilerledi. Tam karşısında durduğunda adamın kendisinden korktuğunu daha net anlayınca bu ona inanılmaz bir zevk verdi.

 

"Sen kimsin ! Ve ne hakla benim adamlarımı öldürürsün !" Karşısında ki pelerinli kişininin şapkasına elini uzattığı anda kolunun ters döndürülüp karnına yediği sert darbe aynı anda olmuştu dudaklarından acı bir inleme çıktı.

 

"Non ci proverei se fossi in te, stupido stronzo!" Kısık ve ürkütücü sesi ile söylediği sözlerden sonra adam anlamasa bile dışarıdan belli olacak şekilde titriyordu resmen.

 

Hıçkırık sesi ile başını kaldırıp baktığında kadının o halini görmek onu deli etmişti. Hiçbir kadın böyle şerefsizler için göz yaşlarını akıtmamalıydı onun için.

 

Dikkatini tekrar adama verdiğinde kolunu bırakıp ensesini tuttuğu gibi yanda ki duvara fırlattıktan hemen sonra silahını çıkarıp susturuyucu kontrol ettikten sonra adamın bacaklarının arasına sıktı. O saniyede adamın acı çığlıkları bütün amed'i inletmişti. O zalimlerin celladıydı o masum insanlara zarar verenlerin karanlığıydı gecesiydi. Onun kitabında ne af vardı ne de acıma onun duyguları yoktu onun zaafları yoktu ve olamazdı olmamalıydı.

 

Elinde ki silahı beline yerleştirdikten sonra elinde ki siyah deri eldivenlerini düzelterek arkasını dönerek karanlığa karıştı .

 

°°°

 

Hazal bawer ve esra mehmet ağa ile ayşe xanım saatin geç olması ile düğünden ayrılarak kendi konaklarına geldiklerinde herkes odalarına çekilmişti . Hazal ise çok susadığı için mutfakta bir kaç bardak su içtikten sonra ilk olarak armağanın odasına girip kızının uyuduğunu gördüğünde odadan çıkıp yan odaya yani armanç'ın odasına girip baktığında üstü açık olan oğlunun üstünü örtüp odadan çıkıp küçük ali asaf'ın odasına girip yanında bir kaç dakika durup üzerini iyice örttükten sonra odadan çıkarak kendi odasının önüne geldiğinde kapı kolunu indirip içeri girdiğinde kolundan tutulup sert bir şekilde duvara yaslanması ile kalbi korku ile çarpmaya başlamıştı . Aldığı tanıdık koku ile gözlerini açtığında ona koyulaşmış gözlerle bakan kocasını görünce az önce korkuyla çarpan kalbi şimdi ise heycanla çarpıyordu.

 

"Nefes al güzelim ." Duyduğu sözler ile nefesini tuttuğunu yeni idrak etmişti ve tuttuğu nefesini yavaş yavaş verdi.

Kocasının elleri beline sarılınca onunda otomatik olarak elleri boynuna dolamıştı. "Bawerim?" Sorgu dolu sesi ile kocasının aşık olduğu yüzünde gezdirdi gözlerini. Kendisine sorgu ile bakan karısına daha da yaklaşıp araların da ki mesafeyi yok etmişti.

"Güzel karım." Diyerek anlını karısının anlına yaslamıştı. "Efendim." Karısının heyecandan titreyen sesi ile mutlu olmuştu.

 

Burnunu karısının burnuna sürterek yavaşça yanağında gezdirerek kulağının dibinde durdu nefesini karısın kulağına üfleyerek konuştu. "Güzel karım güzelim. "Kocasının kısık sesi ile mayışan hazal bir türlü kendine gelemiyordu. "Bu kadar güzel olman hiç adil değil ." Dediğinde dudaklarını karısının kulağının arkasına bastırmıştı . Hazalın adeta içi titriyordu. "Bana bugün bir söz vermiştin ve tutmamıştın değilmi ?" Diye sorup burnunu karının boynuna sürterek aynı zamanda küçük öpücükler bırakıyordu karısının ince boynuna . "Ne ne sözü kocam?" Kekeleyerek sorduğu soru ile gözlerini dayanamayıp kapattı. Ama ne sözü olduğunu kendisi de çok iyi biliyordu.

 

"Hmm... Demek hatırlamıyorsun jınamın . O zaman sana bu konuda zevkle yardımcı olacağıma söz veriyorum. " Dediğinde dudaklarını karısının dudaklarına sürterek karısından bir cevap bekliyordu.

 

"Sana yardımcı olmamı istiyor musun karım söyle kocana ." Dediğinde dudaklarını karısının yanağına bastırdıktan sonra çenesine minik bir buse kondurup karısının kapalı olan gözlerine bakıp gözleri ile güzel yüzünü izledi. "Bilmiyorum. "Diye kısık bir şekilde mırıldandı . Bawer karısının bu hâline gülümseyip dudaklarını karısının dudaklarına bastırıp geri çekildi lakin arada yok denilecek kadar mesafe vardı.

 

Bir elini karısının elbisesinde olan yırtmanç 'a görürüp okşamaya başladı ve tekrar karısının dudaklarını öpmeye başladı. Ağzına inleyen karısı ile yavaş olan öpüşünü sertleştirdi.

 

Dudaklarını adeta parçalayan kocasına aynı şekilde karşılık vermeye başlamıştı hazal ama bu raddeye nasıl geldiklerini bilmiyordu. Bir anda geriye çekilen kocası ile gözlerini zorlukla açtı.

 

"Sence de bir cezayı hak etmiyor musun hazal'ım ?" Kocasının etkileyici sesi ile hazalın nesefi kesilmişti sanki.

"Eğer o ceza senden gelecekse kabul kocacım." Cilveli sesi ile dudağına sert bir şekilde kapanan kocası ile gülümsedi bu adamı çok seviyordu .

 

Adamda kadını çok seviyordu.

 

Sabahın ilk ışıklarına dek özlem gidermişti karı koca.

 

(Çok utandım... Ne ben yazdım ne siz okudunuz 🙈 )

 

 

Zaman öyle bir geçer ki neyin ne olduğunu anlayamayız . Zaman bazen bize mutluluklar getirirdi bazen ise acı.

Ve zamanın bize getirdiği hiçbir şeyi unutamazdık .

 

Xidrekan konağı küçük ali asaf sayesinde şenlenmişti. Küçük çocuk sabah erkenden kalkmış ve herkesi tek tek uyandırmıştı . Herkes sofrada oturmuş ezo leylayı ve avjin xanımı bekliyordu.

 

Ezo Leyla küçük ali asaf 'ın onu her zaman ki saatinden erken uyandırması sonucunda kalmış ve kısa bir duş alıp bakım yapıp giyindikten sonra asistanı toprak'ın kendisine gönderdiği mailleri kontrol edip önemli olanları cevaplamıştı bu gün fazla yoğun değildi imzalaması gereken iki üç dosya ve yöneticiler ile kısa bir toplantısı vardı.

 

Önünde ki laptopu kapatıp oturduğu yerden kalkıp aynadan kendisine baktıktan sonra odasından çıkmış ve merdivenleri inerken evin çalışanı olan kejenin ona seslenmesi ile basamakta durmuştu.

 

"Ezo avjin xanımım seni odasında bekler ." Diyerek söyledikten sonra ezonun cevabını beklemeden hızla yarım bıraktığı işi yapmaya gitmişti.

 

Ezo durduğu basamakta arkasını dönüp indiği basamakları geri çıktığında derin nefesler veriyordu.

 

Ve içinden umarım beni deli edecek şeyler söylemezsin diye konuşmuştu. Çünkü avjin xidrekan da kendisi gibi deliydi adeta gençliğinde kök söktürmüştü amede adeta .

 

Ezo Leyla geldiği odanın kapısının önünde durdu ve kapıyı çaldıktan hemen sonra içeri girip ardından içeri girip kapıyı kapattı .

 

Yaşlı kadın içeri giren müstakbel gelinini görünce sevindi . Çünkü bu deli kızı ilk tanıştıkları anda sevmişti lâkin bu deli kızla uğraşmayı çok seviyordu .

 

Oturduğu koltukta yana doğru kayıp dizinin üstünde olan ellerinin birini yanına vurarak otur işareti verdi.

 

Ezo hiçbir söz söylemeden yaşlı hanım ağa'nın yanına oturdu ve ona doğru dönüp yüzünde ki anlamdıramadığı deqlere ve yaşlı kadının kahverengi gözlerine bakarak konuşmasını bekledi.

 

Ama iki kadında bir süre bir birlerinin yüzüne bakıp incelemekten başka bir şey yapmadı odada adeta ölüm sessizliği vardı.

 

Yaşlı kadın karşısında ki gelinin yüzüne ve mavi gözlerine baktı. Tam şu dakikalarda dahada emin olmuştu amed halkı abartmıyordu gelini ezo kesinlikle çok ama çok güzel ve zekiydi hatta az bile söylemişler dedi gelinin güzelliğinin konuşulması onun göğsünü kabartıyordu. Amma velakin şöyle bir gerçek vardı ezo anlatılanlardan daha da güzel di ve gelininin yaptıklarını duyunca gurur duymuştu ve aynı gençliğim diye geçirip duruyordu içinden .

 

Gelini ezo da kendisi gibi hem güzel hemde deliydi ve o bugün aldığı kararın çok doğru olduğunu anladı .

 

Ezo odadaki ölüm sessizliğinden gerçekten çok sıkılmıştı ve artık yaşlı kadının konuşmasını istiyordu. Neredeyse yarım saattir bakışıp durmaktan feci şekilde bıkmıştı ama bir yandan da meraklı idi çünkü karşısında ki bu kadının diyeceklerini gerçekten merak ediyordu.

 

Boğazını temizleyerek konuşmak için hamle yapacakken bu hamleyi avjin xanım yapmıştı.

 

"Seninle ne konuşacağımı merak edersin değil mi?" Diyen kadınla ezo onun sorusunu eş geçerek cevap verdi.

 

"Beni neden çağırdınız avjin xanım? " Diyerekten geçiştirdi.

 

"Seninle daha önce konuşmamız gereken konuları konuşmak için çağırdım ezo gelin ." Dediğinde ezo sinirle elini yumruk yapmıştı o bu kelimeyi hiç ama hiç sevmiyordu lakin şuan buna takılmaması gerektiğini kendine söyleyerek düşündü bu kadın onunla ne konuşacaktı ki ve neden bu kadar beklemişti.

 

 

 

 

 

 

Herkese selam canlar bu 1 haftadır uyuyamıyorum bir türlü ve eve sürekli misafir geliyor onlarla ilgileniyorum bölümü zar zor anca fırsat buldukça yazdım umarım beğenirsiniz :)

 

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yazarsanız

çok sevinirim benim için çok önemli

 

Wattpad ;

 

ebrarhayal2733

 

İg ;

 

ebrar_wattpad

 

Alaz ve Ezo Leyla yı merak edenler inta hesabıma bakabilirr

Bir sonra ki bölüm de görüşürüz hayalin kuşları hoşçakalın 🕊🦋

 

Loading...
0%