Yeni Üyelik
15.
Bölüm

|•15. BÖLÜM•|

@ebrrqry

Sabah geç kalksamda apar topar kahvaltımı etmiş ve okula gitmiştim.

Karnım bugün fazla ağrımasada arada ağrı giriyordu. Derslerimi işlemiştim. Boyamalar yapmış ve yarışma yapmıştık.

2. sınıflarlada ders işlemiş ve onları bedene çıkarmıştım son iki ders.

Onlarla hem top oynamış hemde ip atlamıştım.

Hepsini teker teker ailesine teslim edip koşa koşa eve gelmiştim neredeyse.

Hazırlanmak için bir buçuk saatim vardı. Akşam yemeği saat 8 de başlayacağı için hızlı hazırlanmam gerekiyordu.

Dolapta beyaz topuklu ayakkabımı aramıştım bir kaç dakika. Kurdeliliydi, topuğu düşük bir ayakkabıydı.

"Of nerede bu!"

Elime gelen topuklu ayakkabıyla gülümseyerek kutusunu çıkardım ve yere koydum.

Hemen pembe elbisemi giymek için üstümdekileri çıkardım.

Diz kapağımın üstünde biten pembe elbisem ön taraftan kurdeliliydi. Arkası ise ipliydi, belimi gösteriyordu.

Hızla makyaj masama giderek ufak bir makyajımı yaptım ve saçımı açarak maşamı hazırladım.

Sarı saçlarıma maşa çekip dalgalandırdıktan sonra çekmecelerde bir sürede pembe kurdeleli tokamı aramıştım.

Saate baktım. Ilgaz'ın gelmesine 10 dakka kalmıştı. Belkide daha az. Hatta birazdan burada olurdu.

Aceleyle yeni aldığım beyaz çantamı ararken bir kaç dakikamı böyle geçirmiştim.

"Of nereye koydum ben bu çantayı!?"

Aklıma gelmezken oflayarak kapıya koştum.

Kapıyı açmamla baştan aşağıya Ilgaz'ı süzdüm. Giydiği siyah takım elbise kendisine çok yakışmıştı. Tabiki ceketi çıkarmış ve elinde tutarken beyaz gömleğinin düğmelerinden iki tane açmş ve yakasını göstermişti.

Yutkundum.

Çok yakışıklı olmuştu.

"Biraz beklermisin beni?" dedim dudak büzerek.

Elbisemdeki bakışlarını hızla gözlerime çevirdi. "Beklerim"

Başımı sallayarak onu kapıda bırakarak odama koştum.

Bir kaç dakika yine çantamı aramış ve onu yatağın diğer tarafında bulmuştum.

Hızla poşetinden çıkartarak açtım. Beyaz, küvük kurdeleli ve hafif karelere sahip olan bir çantaydı.

Evet, kombinimi yapmışken tam yapmalıydım. (Heheeh)

İçini gerekli gereksiz her şeyle doldurarak ayakkabılarımı elime aldım.

Tam odadan çıkacağım sırada masaya koyduğum küpelerimi alarak odadan çıktım. Küpelerimde kurdeleliydi.

Telefonunu cebine koyarak ona uzattığım çantamı aldı. Hızla eğilerek ayakkabılarımı giydim ve anahtarımı aldım.

Kapıyı kilitleyerek anahtarı Ilgaz'a fırlattım.

"Çantama koyarmısın?"

Küpelerimi takarken hızlı hızlı yürüyerek Ilgaz'a yetişmeye çalışıyordum.

"Anlaşıldı, bu akşam ben katil olmadan o mekandan kalkamayacağız"

Ilgaz'ın dediğini yarım yamalak anlasamda omuz silktim.

Küpelerimi sonunda takmayı becermişken Ilgaz'dan çantamı aldım.

Araba binmeden önce gülerek etrafımda döndüm ve Ilgaz'a baktım.

"Nasıl olmuşum?"

Tıpkı küçüklüğümdeki gibi sormuştum bu soruyu.

Gülümsedi.

"Prenses gibi olmuşsun civcivim" dedi arabanın kapısını bana açarak.

"Sende prens gibi olmuşsun karam" diyerek teşekkür ettim ve arabaya bindim.

Tıpkı küçüklüğümdeki gibiydik. Kocaman gülümsedim...

Ilgaz mekana girmeden önce koluna girmem için kolunu açarken önce ona sonra koluna baktım.

Gülümseyerek koluna girdim ve alev alev olan yanaklarımla önüme döndüm.

O bu ara sanki çok romantik olmaya başlamıştı.

Omen tanrım! Artık odun değildi.

Onaylandı!

İçeriye girerken bütün herkesin bakışlarının bizim üzerimizde olmasını beklemiyordum. Ilgaz nereye giderse ona ayak uydurup bende kolundan çıkmayıp peşinden gidiyordum.

Önümüzde bir adam ve kadın duruyordu.

"Hoş geldiniz yüzbaşım."

"Hoş bulduk albayım"

Duruşumu biraz daha dikleştirdim. Sonuçta bir albay duruyordu karşımda.

Adam bana bakarak hafifçe gülümdedi ve tekrardan Ilgaz'a döndü.

"Sende hoş geldin. Çok güzelsin maşallah" dedi kadın

"Teşekkür ederim, hoş bulduk" utanıp gülümseyerek.

Tanımadığım insanların bana iltifat etmesi çok hoş ve utanç vericiydi.

"Hayırlı olsun oğlum. Yanıma asla bir kadın yaklaştırmam diyordun?"

Albayın dediğiyle hızla Ilgaz'a baktım.

Gerçekten öyle mi diyordu?

Ilgaz bana baktı. Gözlerime öyle derin bakmıştı ki, ondan gözlerimi kaçırmak istememiştim.

Gülümsedi.

"Yanılmışım."

"Komutanım aldınızmı kokuyu?"

Başka bir adam konuşurken utanarak hızla Ilgaz'dan gözlerimi kaçırdım. Yanaklarım alev alevdi ve başımı hafifçe yere eğmiştim.

O az önce ne demişti?

"Neyin kokusunu evladım?"

"Havada aşk kokusu var"

Bu benim utanmamı daha da çok sağlarken biraz daha Ilgaz'a yaklaştım.

Utancımdan kimseye bakamıyordum. Bir an önce buradan gitmek istiyordum...

Loading...
0%