@ebrrqry
|
"Seni asla bırakmayacağım, söz veriyorum" ~Ilgaz
Ilgaz'la neredeyse mekandaki herkesle konuşmuştuk. Ben onun sevgilisi olarak görülüyordum. Üstümdeki bakışlar git gide beni rahatsız etmeye başlarken iki masa ötedeki adam brnden asla gözlerini ayırmamıştı. Ne zaman gözlerim ona çevrilse bana göz kırpıyordu. Ilgaz'a bunu söylesem mi söylemesem mi diye düsünürken ortamı germek istememiş ve susmuştum. Üstüme bırakılan ceketle kendime gelirken Ilgaz'a bakıp gülümsedim. "Teşekkür ederim" Önüme gelen saçımı kulaklarımın arkasına atarak gülümsedi oda. "Rica ederim güzelim" Hala yaptığı harekette kalmıştım. Herkesin içinde saçlarıma dokunmuştu. Bu benim vücudumdaki kelebekleri hareket ettiriyordu. Hepsi birden uçuşmaya başladığı için bu heyecan bana fazla geliyordu. Memnunmuydum ama bu durumdan? Fazlaca!. Yemekleri dağıtmaya başlamalarıyla oldukça acıktığımı fark ettim. Sonunda ustam be! Ilgaz'ın yanında bir kadının durmasıyla ikisine baktım. "Aaa, Ilgaz'cım. Sende mi burdaydın?" dedi cilveli cilveli. Olsun, ben o cilvesini onun bir yerine so- "Bu bir yüzbaşı akşam yemeği olduğuna göre benimde burada olmam gayet normal Zehra Hanım" Demek ismi Zehra'ydı. Zehra yellozu biraz bozulsada gülümsedi. Göğüs dekoltesi neredeyse göğüslerini gösteriyordu ve Ilgaz'a olan bakışları beni oldukça rahatsız etmişti. "Eşleri olmayanlar, tek gelenler benimle birlikte şurada oturuyor. Sende yanımıza gel lütfen" Ben şimdi yapacağımı bilirdim. Ilgaz'ın konuşmasına izin vermeden atladım hemen. "Merhaba canım, bende burdayım. Tanışmıyoruz seninle, ben Ilgaz'ın kız arkadaşı Eftelya" Kapakss! Zehra yellozu bu sefer cidden bozulmuştu. Yüzü şekilden şekile girerken sinirlendiğini sıktığı ellerinden, kıskandığınıda yüzünden anlamıştım. İşte biri öyle vurulmaz böyle vurulurdu. "Sevgili mi yaptın Ilgaz?" Ilgaz yine konuşacakken izin vermemiştim. "Evet sevgilisi var, oda ben. Niye bir sıkıntımı var, sanki biraz bozuldun gibi" dedim gülmemek için kendimi zorlayarak. Gerçekten şekilden şekile girmeye devam ediyordu. Çantası bir anda Ilgaz'ın kucağına düşerken sinirle ellerimi sıktım. "Aa, pardon. Kusura bakma elimden düştü" Kesin elinden düşmüştür bacım, kesin. Ilgaz çantayı kucağından alacağı sırada hızla ben aldım ve kıza uzattım. "Kusura baktık, bir daha olmasın" Ilgaz bana bakarken bende sinirle Zehra yellozuna bakıyordum. Paçoz. Oro- Sakin ol, bir şey yok. "Sana söylemedim. Eminmiyiz senin gibi hala bebeğe benzeyen kızın Ilgaz gibi, yetenekli, heybetli ve dağ gibi adamın sevgilisi olduğuna?" Tırnaklarım tenime batıp canımı acıtırken, onun saçını başını yolmak istiyordum. Ilgaz yumruk olan ellerimi tutarak Zehra yellozuna bakma tenelüzünde bile bulunmamıştı. Bu hoşuma giderken "Yaptığım, veya edindiğim şeyler sizi ilgilendirmez Zehra hanım. Kız arkadaşım hakkında düzgün ve haddinizi aşmadan konuşursanız iyi olur. Eğer konuşmayı bilmiyorsanız, kendi masanıza gidebilirsiniz" dedi. Uzun uzun Ilgaz'a baktım. Zehra'nın yüzüne bile bakmamıştım. Morardığına o kadar emindimki, ayaklarını yere vura vura masanın yanından ayrılmıştı. "Bir daha kendine zarar verme" Gülümseyerek bana bakan Ilgaz'a başımı salladım. "Biraz kıskandın sanki sen?" dedi ekleyerek. Bu cümle beni kendime getirirken öksürerek önüme döndüm. "Seni niye kıskanayım pardonda? Neyimsinki sen benim?" Beni belimden tutarak bir anda kendisine doğru çekmesiyle nefesim kesildi. "Benimle çıkar mısın Eftelya?" Ha? Ne! What? Kalbim deli gibi çarparken, yutkunmakta zorlandım. Ilgaz az önce ne demişti? Ilgaz'ın dediğiyle az önce hayatımın şokunu yaşamıştım. Etrafımdaki kimseyi duymuyor gibiydim sanki. Sesler bulanıklaşmış ve ben sadece Ilgaz'a odaklanmıştım. "Ilgaz" Konuşamadım. Tam yine ağzımı açmışken yüzündeki gülüşün solduğunu fark ettim. "Eftelya, istemezsen anlarım. Sonu belli olmayan bir adamdan da olmaz zaten. Bak ben 14 sene boyunca seni hiç unutmadım. Hiç bir kadını bir gün olurda seni bulurum diye kendime yaklaştırmadım. Ben sana göğüs gererim ama, ben seni her şeyden korurum Eftelya. Kendimden bile, şuan burada hayır de yemin ederim asla israr etmem. Ben, ben sadece seni bir daha kaybetmekle yüzleşemem" Gözünden düşen o yaş benimde gözlerimi doldururken gülümsedim. Ellerimi yanaklarına koyarak gözünden akan yaşı sildim. Ilgaz kimsenin yanında ağlamayı sevmezdi ama o küçüklüğündeki gibi yine benim yanımda ağlıyordu. "Olur tabi, senin gibi adamdan öyle güzel sevgili olur ki. Senin gittiğin günden sonra annem Ilgaz gitti dediğinde ben 5 ay odamdan çıkmamıştım. Günlerce, her saat, her dakika ağlamıştım. Bende seni kaybetmeyi göze alamamki yakışıklım. Seninle çıkarım Ilgaz, seninle her yere çıkarım." diyerek güldüm. Burnumu çektim. Gülümsemem dahada çok artarken oda büyük ellerini yanaklarıma koymuş ve gözümden akan yaşları silmişti. "Güzelim benim" Ellerimi büyük omuzlarına koyarken beni dahada çok kendisine çekip iki elinide belime koydu. Dudağını dudağıma bastırmasıyla heyecandan tükürüğümü bile yutamamıştım. Benden onay bekler gibi beklerken dudağımı hareketlendirdim. Ben hiç öpüşmemiştim.. Masada bir tabak sesi işitirken hızla Ilgaz'ı iteleyerek önüme döndüm ve ondan uzaklaştım. Ayaklarıma bakarken "Çok özür dilerim, ben ben böldüm komutanım. Kusura bakmayın" diyen adam ile derin nefes aldım. Yanaklarım yine alev alev olurken elini dizime koyup sıkan Ilgaz ile huylanarak kıkırdadım. Ayy, biz gerçekten sevgili olmuştuk! Ben bile heyecanlandım. "Sorun yok aslanım" Genç garson yanımızdan ayrılırken Ilgaz çenemden tutarak beni kendine çevirdi. "Yine kızarmışız öğretmen hanım" dedi sırıtarak. Sinirle koluna vurup önüme döndüm. "Sus ya, milletin içinde neden öpüşüyorsak sanki" "Hımm, yani evde öpüşmemizi mi isterdin sevgilim?" "Yani ev en azından daha iyi olurdu, burda herkesin içi-" Dediğim şeyi idrak ederek sinirle Ilgaz'a yine vurdum. Ne diyordum ben ya, evde falan. "Demek öyle isterdin. Tamam evde de öperim seni" Bir daha koluna vurdum. Aksine benim elim acıyordu. "Sus Ilgaz, neler diyorsun sen. 2 dakka oldu sevgili olalı hemen fesatlaştın" Gülerek başıma öpücük koydu ve önüne döndü... "Bugün beraber mi uyu-" Ilgaz'a pofuduk terliğimi fırlatırken havada tutup bana baktı. Şokla ona bakarken bir terliğe birde kendisine bakıyordum. "Dua edelim, terlik başka yerlerimize gelmedi" Bu sefer yastık fırlatırken gövdesine geleceği sırada geri çekildi ve yastık tam önüne düştü. "Git burdan ya off, hemen fesatlaştın sen" Yüzümü koltuğa gömerek sızlanmaya başladım. Zaten karnım ağrıyordu. Saçımda bir el hissederken bekledim öylece. "Şaka yapıyordum civcivim. Sinirlenme hemen" Gözümden bir kaç damla yaş düşerken başımı kaldırdım. Bana kaşlarını çatıp bakmaya başladı. "Güzelim neden ağlıyorsun. Eğer ben bunları dedim diyeyse vallaha billaha şakaydı. Ben sen istemeden asla sana dokunmam." "Ondan ağlamıyorum Ilgaz" dedim burnumu çekerek. "Neyden ağlıyorsun o zaman civcivim?" "Karnım ağrıyor, birde seni kaybedeceğim diye çok korkuyorum" Alnımdan öperek "Seni asla bırakmayacağım, söz veriyorum" dedi. "Asker sözü" diyerek devam etti. "Karnına masaj yapmamı istermisin?" Başımı salladım. Saat gece 12 idi. Arkama oturmasıyla kafamı göğsüne yasladım. Elleri karnımı bulurken masaj yapmaya başlamıştı. Gözlerimi kapatarak derin bir nefes bıraktım. "Seni çok seviyorum Ilgaz. Tahmin edemeyeceğin kadar çok." "Bende seni çok seviyorum civcivim. Tahmin edemeyeceğin kadar çok seviyorum"...
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın (: |
0% |