@ebrrqry
|
"...o bir itelenmeyle kalbim gibi paramparça oldu..."
HAFTAYA PAZAR "Imm!" dedim gözlerimi ağzıma gelen tadla kapatarak. Pastanın kremasını harika yapmıştım. Ben pastayla tüm gün uğraşmış ve birazda bahçe işlerinde yardım etmiştim. Timur ve Vural ışıklarla orayı süslerken, Eren ve Salih'te bahçeyi güzel bir düzene sokmuştu. Polat ise Ilgaz'ı oyalamıştı tüm gün. Pastayla işimin bitmesiyle onayla baktım. Saate gözlerim kayarken gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. 20 dakika vardı Ilgaz'ın gelmesine. Hızla "Üstümü değiştireceğim! 20 dakika var" diyerek odama girdim. Pofuduk beyaz terliklerimi giyerken yüzüme hafif makyajda yaparak odamdan çıktım. Saçlarımı taramış ve açık bırakmıştım. Yaptığım makyaj bile sadece alnık ve rujdan ibadetti. Kendime aynadan gülümserken hızla odamdan çıktım. Pastayı alarak lambaları teker teker kapattım ve bahçeye çıktım. "Yenge daha gel-" "Sana bu işten vazgeçmeyeceğimi söyledim Timur. Ben senelerce bu anı bekledim, lütfen şimdi bunu unutun ve bana yardımcı olun" Hepsi sıkıntılı bir nefes bırakarak başlarını salladı. Gülümsesemde içime bir sıkıntı oturdu. Neden bu kadar bunun olmasına karşıydılarki? "Bizimkiler nerede?" diyen Ilgaz'ın uzaktan duyduğum sesiyle hızla Salih'e baktım. Oda beni anlamış olacak ki hızla lamba düğmesinin olduğu yere koştu ve beklemeye başladı. Hava oldukça kararmıştı. Bu yüzden bizimde bahçede olduğumuz neredeyse hiç belli olmuyordu. Kısa süre içinde bahçede önce Ilgaz'ı sonrada Polat'ı fark ederken hızla pastanın mumlarını yaktım ve Ilgaz'a baktım. Pasta elimdeyken yavaşça ona yaklaşsamda o gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu. "İyi ki doğdun sevgilim" dedim gülümseyerek. Uzun bir süre tepkisiz baktı ve mumları hızla elini bastırarak söndürdü. Salih ışıkları açarken düşen güler yüzümle ona bakıyordum. Soğuk gözleriyle bana bakmaya başladı. Sinirli olduğunu belli olan damarlarından anlamıştım. Neden bu kadar sinirlenmişti ki? Arkasındaki Polat'a dönerek onun yakasından sinirle tuttu. Şaşkınca ona bakarken elimdeki pastayı düşürmemek için hızla masaya koydum. "Ulan, sen demek bu yüzden beni tüm gün oyaladın!" Onu bir kenara iteleyerek bu sefer benim arkamdakilere baktı. "Kimsemi söylemedi?!" "Komutanım yemin ederim yengoma anlatmaya çalıştım ama o anlamadı" Timur'a baktım derin nefes alarak daha sonra tekrardan geri döndüm Ilgaz'a. "Bana bunu neden yapıyorsun Eftelya!?" "Sana ne yaptım Ilgaz?" dedim onun aksine sessiz bir sesle. Sadece geçmişi bir kenara bırakıp, kötü bir anıyı unutmasını istemiştim. Bu gece.. "Benim annem öldüğünden beridirli doğum günü kutlamadığımı bilmene rağmen bana böyle bir sürpriz hazırlıyorsunuz!" Saçlarını çekiştirmeye ve önümde bir oyana bir buyana gitmeye başladı. Ellerimi yumruk yaparak başımı eğdim. "Sana unut demiyoruz zaten Ilgaz, sadece mutlu ol istiyorum!" Bir anda kollarımdan tutup beni sarsmasıyla yutkundum ve dolan gözlerimle ona baktım. Sıktığı derim oldukça canımı acıtırken hiç bir şey söylemek istemiyordum. "İnan bana ben böyle çok mutluyum, neden anlamıyorsun bunu Eftelya? Neden bana eski anılarımı hatırlatıyorsun! Neden bana gözlerimin önünde ölen annemi hatırlatıyorsun!?" Benide bir kenara itelerken yere düşmemek icin kendimi dengede zor tutmuştum. Sinirlerim alt üst olurken derin bir nefes bıraktım. Ilgaz masadaki pastaya bakarak sırıttı. "Annemin bana yaptığı gibi hiç bir pasta lezzetli olamaz!" Pastayı itelemesiyle, kırılan cam ile yerimden sıçradım. Göz yaşları içinde yerde paramparça olan, saatlerce mutluluklar içinde onunla ugraştığım pastaya baktım. "Ilgaz ne yapıyorsun!?" dedi Polat sinirle. 'Annemin bana yaptığı gibi hiç bir pasta lezzetli olamaz!' Haklıydı. Ben onun annesinin sevgisini veremezdim, ben ona harika yemekler, lezzetli pastalar yapamazdım. Titreyen dizlerimle kalbim gibi param parça olan pastanın yanına çöktüm. Ağlayarak yerdekileri toplamaya başladım. O beni sadece kırmamıştı. Ilgaz içimdeki çocuğuda öldürmüştü. "Eftelya bana bırak" dedi Vural. Ona hayır anlamında başımı salladım. "Bu bir daha asla olmasın!" Ilgaz'ın bağırtı sesiyle buğulu gözlerimi ona bile çeviremeden çekip gittiğini adım seslerinden anlamıştım. "Komutanım!" Eren'inde onunla gittiğini fark ederken Salih'te onlara yetişmeye çalışmıştı. Kolumda bir tutuş hissederken başımı kaldırdım. "Pişman olacak" dedi Polat. Oda diğer yanıma gelerek beni kolumdan tutup kaldırdı. "Ben onu -parmağımla pastayı göstererek- çok büyük hevesla yapmıştım ve o bir itelenmeyle kalbim gibi paramparça oldu" Hıçkırık ve gözlerimden akan yaşlar. Önümdeki Polat beni kendine çekerek sıkıca sarıldı. Kollarımı kaldıracak gücü kendimde bulamazken kararan gözlerimle kendimi karanlığa bırakmam uzun sürmedi... |
0% |