Yeni Üyelik
24.
Bölüm

|•24. BÖLÜM•|

@ebrrqry

...asla ayrılmamaya yemin etmiş iki kişi. Önümüze her ne engel çıkarsa çıksın, birbirine söz veren iki kişi...

 

"Hepsi senin yüzünden" dedi Dursun. Ilgaz ne konuşuyor nede onun gözlerinin içine bakabiliyordu.

Onunda içi yanıyordu.

"Kardeşimi güvenip sana emanet ettik! Sen ona bakamadın. Her şey senin yüzünden!"

Mehtap hanım derin bir ağlama içinde olsada oğlu Dursun'un kolundan tuttu ve onu geriye çekti.

"Birbirinize düşerek bir şey elde edemezsiniz oğlum. Yapma, beni seviyorsan ne olur o evladıma bağırma"

Timur ayakta zor duran kadının koluna girerek onu kenarıya çekti ve sandalyelerden birine oturttu.

"Yengem iyi olacak teyze, sen asla merak etme."

Mehtap hanım ona buruk bir gülümseme gönderdi ve başını eğdi.

"Benim kardeşim senin yüzünden orada yatıyor!"

Ilgaz yüzüne bir yumruk yerken öylece durmaya devam ediyordu. Bir yumruk daha yedi ve bir yumruk daha.

Sustu.

Abisi haklıydı, o sevdiği kadına beladan başka hiç bir şey getirmemişti.

"Yapma dedim sana!"

Mehtap hanımın çığlığı etrafı doldururken geriye doğru sendeledi ve gözlerini karanlığa bıraktı.

Dursun Ilgaz'ı bir kenara itelemiş ve annesinin yanına koşmuştu.

Ilgaz gözünden akan yaşlarla hastane koridorunu terk etti...

 

1 HAFTA SONRA EFTELYA

Hayatın beni nasıl vuracağını bilmiyordum. Yada tahmin etmek istememiştim.

Belki bu bir rüyaydı, Ilgaz'la çok mutlu olduğum bir rüya.

Beraberdik biz, asla ayrılmamaya yemin etmiş iki kişi. Önümüze her ne engel çıkarsa çıksın, birbirine söz veren iki kişi.

Kocaman gülümsedim ona. Ilgaz aynı şekilde bana gülümsedi.

"Özür dilerim güzelim, hepsi benim yüzümden."

Koşarak gidip sarıldım ona. Sanki yıllarca görmemişim gibi hissediyordum, oysaki onu daha dün görmüştüm. Beraberdik biz, daha ne isteyebilirdim ki?

"Abin haklı. Sen benim yüzümden burada yatıyorsun. Ne olur beni affet Eftelya, bir daha gelmeyeceğim. Seni rahatsız etmeyeceğim, özür dilerim."

Göz kapaklarım büyük bir ağırlıkla açıldı. Her yerim uyuşmuş gibi hissediyordum. Elime damlayan suyu hissederken başımı yavaşça yan tarafıma çevirdim.

"Beni bırakıp gidecekmisin?" dedim sessiz ve pütürleşmiş bir sesle. Arada derin nefeslerde almıştım, konuşmak şuan o kadar zor geliyordu ki. Kendimi yıllarca konuşmamış gibi hissediyordum.

"Sen beni haketmiyorsun"

Bir anda başını kaldırarak, jeton yeni düşmüş gibi yanaklarında biriken göz yaşlarıyla şaşkınca bana baktı.

"Uyandın. Sen, sen uyandın" heyecanlandığını çok hızlı atan kalbinden hissetmiştim. Derin nefes alışverişleri, kalbinin ne kadar hızlı attığının bir göstergesiydi.

Gözlerimi gözlerine çevirdim. Gözleri kızarmış, dudağında ise bir yara vardı. Aynı zamanda yanağıda morarmıştı.

Tuttuğu elimi bırakarak kolumu kaldırdım. Sızlanarakta olsa titreyen elim yanağını buldu.

"Özlemedin mi beni karam?" dedim gözlerim dolarken.

İki elinide yanağında olan elimin üstüne koydu ve dudaklarına getirerek öptü.

"Canımdan can gitti, sana bir şey olacak diye çok korktum. Nasıl özlemem seni civcivim?"

Gülümsedim gözümden bir damla yaş düşerken. Hızla ayağa kalkarak yüzünü silerek kapıya geçti.

"Uyandı! Doktor yokmu, sevgilim uyandı!" Sesi derinden geliyordu.

Güldüm ama kısa sürdü. Acıyla inlediğim sırada odaya dalan kişilere baktım.

"Allah be! Yengom uyanmış."

Timur'a baktım gülümseyerek. Sonra arkadan gelen abim, annem, doktor ve Ilgaz'ı fark ettim.

Ilgaz uzakta kalırken annem ile abim hemen yanıma geldi.

"Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?"

Gözlerimi bir kaç defa kırpıştırdım. "Yorgun"

"Bu gayet normal, 1 haftadır yatıyorsunuz"

"Ne!" dedim yüksek çıkan bir sesle.

Diklenmeye çalıştım ama ağrıyan vücudum buna engel oldu. Sızlandım.

"Bir şey oldumu annem?!"

Annemin telaşlı yüzüyle hayır anlamında başımı salladım.

"Komadaydınız, böyle tepki vermenizi anlıyorum. 1 gün daha gözetim altında tutulacaksınız. Geçmiş olsun"

Birini gönderip seruma ağrı kesici kattıracağınıda dile getirip odadan çıkmıştı.

Anneme suyu gösterdim. Hızla açıp bana suyu verirken elleriyle içirmişti. Abimde arkamdaki yastığı düzelterek yatakta oturmama yardımcı oldu.

"Timur oğlum, arabanın bagajında yaptığım yemekler kaldı. Hiç biriniz günlerdir yemek yemedi, getirde yiyelim"

Timur ve Uraz aynı anda odadan çıkarken "Anne" dedim.

"Söyle annem"

"Sarmada yaptın mı?" dedim dudaklarımı yalayarak.

Bir kaç kıkırtı sesi duyarken annem alnımdan öperek başını salladı. "Tabi yaptım"

"Şu durumda bile mideni düşünüyorsun ya, pes yani"

Abime dil çıkarttım ve gözlerimi kısarak baktım.

"1 haftadır yemeksiz durmuşum. Mide önemli"

Gülme sesleri artarken abimde gülmüştü.

Ilgaz'a baktım. Uzaktan bana bakıyordu.

Gülümsedim.

Gülümsedi.

Abim öksürürken ona baktım.

"Eftelya'm bize söylemen gereken bir şey var mı annem?" dedi annem Ilgaz'ı göstererek.

Yanaklarım alev alev olurken başımı eğerek gülümsedim.

Sevgili olduğumuzu bilmiyorlardı ki, Ilgaz bugün bunu açık etmişti.

"Daha yeni, vallaha söyleyecektim"

Annemin elini saçlarımda hissederken başımı kaldırdım. Bana onayla gülümsedi ve gözlerini bir kere kırpıp geri açtı.

Bu tamam demekti. Gülümsedim kocaman.

Ilgaz'a baktım.

Bana buruk bir hüzünle bakıyordu. Gülümsese de gözlerinden bir derdinin olduğunu anlamıştım.

Abime çevirdi gözlerini sonra bana tekrardan baktı ve benden de gözlerini ayırdı.

Kendini suçlu hissediyordu. Bunu anlamıştım...

Loading...
0%