@ebrrqry
|
Albay'ın gitmesi üzerine bir kaç dakika sonra doktor gelmişti. Terleyen ellerimi pantolonuma silerek doktorun elindeki iğneye baktım. Battaniyeye sarılı olan Ilgaz'ın bacakları açtı ve Ilgaz'a baktı. "Yap doktor" dedi Ilgaz sıkıntılı bir nefesle. Korkuyordum. Neden bu kadar fazla gerildiğimi anlamamıştım. İçime derin bir nefes çekerken doktor dizlerine iğneyi bastırmaya başlamıştı. Hiç bir tepki vermeyen Ilgaz'a baktım hayal kırıklığıyla. "Hissediyor musunuz?" dedi doktor bu sefer diğer tarafa da iğne batırarak. "Hissediyorum doktor" Duyduğum kelimeyle yutkundum. Ayak parmaklarını oynatan Ilgaz, memnuniyetle başını dikleştirdi. "Asker adama bir şey olmaz" Kendinden o kadar emin konuşmuştu ki. Gülümsedim dolan gözlerimle. Hepimiz derin bir nefes bırakmışken, timde birbirine sarılmıştı gürültülü bir şekilde. Doktor gülümseyerek "Allah ayağınıza taş değdirmesin. Geçmiş olsun" diyerek odadan çıktı. Ellerimi çırparak Timur'a baktım. "Yengo!" diyerek kollarını açmasıyla heyecanla küçük bir çığlık atarak Timur'un üstüne atladım ve ikimizde yere düştük. "Ayyy yaşasın ya, benim sevgilim yürüyecek!" "Yengo in üstümden" diyerek yerde kıvranan Timur'un üstünden kalktım. "Ohh, bir an sandım buldozer geçti üstümden" "Yuh, o kadar kilolu değilim ben!" Timur'a göz devirerek arkamı döndüm ve Ilgaz'ın yanına geçtim. "İyi misin?" "Çok iyiyim prensesim, sen iyi misin?" "Çok iyiyim prensim, çok iyi..."
Zaman nasıl geçmişti anlamamıştık. Ilgaz hastanede kalmak istemediği için eve gelmiştik. Lojmandaydım. Ilgaz'ı yalnız bırakmak istememiştim, o iyileşene kadar onunla kalacaktım. Mutfakta yemek yaparken "Eftelya!" dedi içerden bağıran Ilgaz. "Efendim Ilgaz?" Ellerimi yıkayarak içeriye doğru ilerledim. Kapı pervazından hafifçe eğilerek ona baktım. Yarı çıplak bir şekilde oturuyordu. Kıyafetini havada sallamasıyla derdini anlayarak yanına ilerledim. Tişörtünü alarak başını geçirdim önce. Sonra incilen kolundan derken giydirmiştim. Tam arkamı dönüp geri mutfağa gidecekken beni kolumdan tuttu ve kendisine dönderdi. "Bir şey mi oldu?" Munzurca gülümseyerek belimden tuttuğu gibi beni kendine çekti. Kendimi tutamamış ve onun kucağına düşmüştüm. "Ne yapıyorsun Ilgaz, canın acıyacak" Kalkmaya çalışsamda izin vermemişti. Belime daireler çizip okşamaya başlarken, yüzünü yüzüme yakınlaştırdı. Hızlı atan kalbime ses geçiremiyordum şuan. "Çok özledim" dedi sessizce. Alnını alnıma yaslarken gülümsedim hafifçe. "Bende seni çok özledim" Gözlerini dudaklarımdan çekerek maviş gözlerime baktı ve sonra tekrardan dudaklarıma baktı. Hızlı bir öpücük koydu ve geri çekildi. Dudağımı dudağına değdirerek gözlerimi kapattım. Teşekkür ederim Ilgaz, çok teşekkür ederim sana. Onca kötülüğün arasında hayatımda çiçekler açtırdığın için...
Yazım hatalarım varsa affola. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Hala insta grubu açmakta kararlıyım, yayalım arkadaşlar (: |
0% |