2 HAFTA SONRA

Okuldan çıkıp eve doğru ilerlemeye başladım.

Ilgaz haftaya artık görevine gitmeye başlayacaktı. Eskisine göre daha iyiydi ve çok hızlı iyileşmişti. Günlük zorla pansumana götürüyordum onu.

4 gündür onda kalmayı bırakmış ve eve gelmeye başlamıştım.

Üstümde bu bir haftada değişik bir halsizlik vardı. Eve her gittiğimde hemen yatakla buluşuyordum.

Büyük ihtimalle hasta olacaktım.

Başımdan bela eksik olmuyordu zaten.

Kendimce gülerken annemi aramak için telefonumu çıkardım.

İkinci çalışta açılan telefonla gülümsedim.

"Nasılsın annecim?"

"İyiyim bebeğim, sen nasılsın?" dedi.

"Bende iyiyim..."

Bir süre annemle konuşurken telefonu eve varmamla kapatmıştım.

Kapıyı açacağım sırada Gizey çoktan kapıyı açmıştı.

Gelen yemek kokusu midemi bulandırırken ağzımı kapatarak hızla ayakkabılarımı çıkardım ve banyoya doğru koştum.

"Eftelya, ne oldu? İyimisin kuşum?"

Böğürüyor ama kusamıyordum.

Kendimi biraz daha iyi hissederken kuzoletin sifonunu çekerek ellerimi ve yüzümü yıkadım.

Kapıyı açarken, önümde telaşlı duran Gizey belirdi.

"Sen sapsarı olmuşsun" dedi korkuyla.

Elini alnıma koydu. "Ateşinde yokki. Hastamı oldun sen?"

Koluma girip beni odama ilerletirken "bilmiyorum" dedim.

Beni yatağa oturtarak pijamalarımı giymemde yardımcı olurken, karnımı tutarak hemen başımı yastığa koydum.

"İyiyim ben"

Başımda öyle telaşlı duruyordu ki. Kıyamıyordum bu kıza.

"Güzelim sen iyi değilsin. Bak dünde böyleydin, çok halsizdin. Normalde hiç okuldan geldiğinde böyle olmuyorsun ki."

Yanağımdan öperek odadan çıktı.

Gerçekten bana ne olduğunu bende çözemiyordum.

Okulda bile halsizliğim yüzünden doğru düzgün ders bile anlatamıyordum.

Ilgaz birazdan gelirdi, pansumana gidecektik beraber ama ben gidebileceğimi hiç sanmıyordum.

Beyefendi bensiz bir yere gidemiyorda.

Kendimce kıkırdarken telefonla konuşan Gizey içeriye girdi.

"... teşekkür ederim Polat. Ilgaz'a söyle"

Telefonu gülerek kapatırken gözlerimi kırpıştırdım.

"Polat'la ne iş?" dedim gülerek.

"Hiç ya" dedi beni geçiştirerek.

Yakında foyası ortaya çıkardı nasıl olsa.

Halsizce gözlerimi kapatıp açarken Gizey'in sıkıntılı bir nefes çektiğini fark ettim.

"Dur yemeğe-"

Sözünü bölen kapı ziliydi. Kapı bir kaç tıklatılırken tekrardan zile basıldı.

Gizey kalkıp giderken ben ayağa kalkacak gücü bile kendimde bulamamıştım.

Acaba kimdi bu alacaklı bir şekilde kapıyı çalıyordu.

"Sevgilim!"

Ilgaz'ın endişeli sesi kulaklarıma dolarken odanın kapısından hızla içeriye girerek hafif boşluk kalan yere oturarak ellerimi tuttu.

"Hastamı oldun sen?"

"Sadece halsizim ve midem bulanıyor o kadar. Büyütülecek bir şey yok"

Ilgaz ayağa kalkarak yarasını önemsemeden beni kucağına aldı.

"Ilgaz, ne yapıyorsun! Ya-"

"Bir şeyim yok civcivim. Sen bana baktın, şimdi sıra bende. Hastaneye gidiyoruz."

Beni odamdan çıkartırken Gizey'e de bir şeyler söylüyordu.

En sonunda evden çıkmamızla beni ön koltuğa oturttu ve terliklerimi ayağıma geçirerek kendiside hızla ön taraftan dolandı.

"Ya bir şeyim yok Ilgaz, abartıyorsunuz. Alt tarafı biraz midem bulandı."

"İyi olduğundan emin olmam gerekiyor"

Başımı iki yana salladım sen akıllanmazsın der gibi.

Üstelik yaralı haliylede beni taşımıştı.

Güçlü sevgilim benim..

Başımı cama yaslayarak yorgunca gözlerimi kapattım.

Kendimi karanlığa bırakmamda böylelikle uzun sürmemişti...

"Güzelim geldik"

Ilgaz'ın sesiyle bir anda sıçramıştım. Açtığı kapıdan yavaşça inerken beni ilerletmeye başladı.

"Ne çabuk uyudun sen öyle?"

"İçim geçmiş"

Hastaneye girerken acilden sıra aldık.

Elindeki sandviçi oturmuş yiyen kız gözüme takılırken dudaklarımı yaladım. Sonra onun yanında kolundaki pamuğu tutarak toat yiyen kıza takıldı gözlerim.

Karnım derin bir guruldama içinde bana mesaj gönderirken dudaklarım büzüldü.

"Acıktın mı?" diyen Ilgaz'a döndüm hemen.

"Evet" dedim huzursuzca. Bu ara çok iştahlı yiyordum ben. Üstelik doktora adetimin geciktiğinide söylemeliydim.

Ilgaz yanımdan ayrılırken arkasından bebekler gibi ağlama fikrini aklımdan çıkarttım.

Boş bir yere oturmamla Ilgaz'ın da gelmesi bir olmuştu.

Elinde tuttuğu tostu bana uzatırken onun kokusunu önce derince içime çektim.

Sıcaktı ve yemek için heyecanlanmıştım. Yemeden dilimde tadı belirmişti hemen.

Kocaman bir ısırık alırken büyük bir iştahla yavaş yavaş çiğnedim ağzımdakini.

Ilgaz ise bana kaşları çatık baksada ona aldırış vermemiştim...

Acabaa Eftelya'ya ne oluyooorr??? (Dhlajdjf)

Yazım hatalarım varsa affola.