@ebrrqry
|
İZMİR~ 2007 Küçük kız hayatı boyunca hiç kırılmamıştı. İnsanlar neden birbirlerini üzerdiki? O insanlardan nefret eder ve hiç bir zaman gözlerinin dolmasını durduramazdı. Eftelya oyun oynamak için mahalledeki arkadaşlarının yanına gelmişti. Bugün Ilgaz onunla hiç oynamadığı için oda dışarıya çıkmaya karar vermişti. Henüz 7 yaşındaydı. "Bende oynayabilirmiyim?" "Sen babasız birisin Eftelya, bizim babalarımız şimdi gelecek" dedi Cansu. Eftelya gözünün dolmasını engelleyemedi. "Biz babasız bir kızla oynamak istemiyoruz" 'Babasız' O babasız büyümüş küçük bir kızdı. Arkadaşları onu itekleyerek oyunlarına geri dönerken Eftelya ağlayarak evine doğru yürümeye başladı. Öğretmeni hep insanlarla dalga geçmenin kötü bir şey olduğunu söylemişti. Arkadaşları neden onunla dalga geçiyordu? "Eftelya!" Duyduğu sesle başını kaldırdı Eftelya. Dudakları titrerken Ilgaz'a doğru koştu. "Civcivim, neden ağlıyorsun? Yoksa yine düştün mü?" dedi Ilgaz telaşla. Onu sıkıca sararken bir yerinde bir şey varmı diyede bakmaya çalışıyordu. "Karam, ben neden babasız büyüdüm?" Ilgaz bir süre ne diyeceğini bilemedi. "Ben büyüttüm seni, yetmezmi?" dedi bir anda. Ilgaz her zmaan Eftelya'ya baba olmaya çalışmıştı. Kendisi her ne kadar 9 yaşında bir çocukta olsa her zaman Eftelya'nın dediklerini yapmaya çalışmıştı. Onunla hiç sevmediği evcilik oyununu bile saatlerce oynuyordu. "Ordakiler benimle oyun oynamak istemiyorlar karam. Onlar benimle kötü konuşuyorlar" Ilgaz, kendisi için oldukça küçük olan bedeni bir anda kucakladı. Eftelya ağlayarak sümüklerini onun üstüne bulaştırsada bacaklarını Ilgaz'ın beline sararak başını omzuna yatırdı. "Ben kızarım onlara, sen ağlama olur mu? Hem biz beraber oynarız hep, sen asla onlara bir daha gitme. Tamam mı civcivim?" "Damam" ŞİMDİKİ ZAMAN Gözlerimi aniden açarken gördüğüm kabusu sindirmeye çalıştım. Onu görmüştüm, Ilgaz'ı. O, o ölüyordu. Başımı iki yana sallayarak unutmaya çabaladım ama becerememiştim. Gece yarısıydı ve telefonuma o kadar çok bildirim gelmiştiki. Yataktan gece vakti kalkmaya korkarak geri yattım ve telefonumu açtım. İlk başta gözlerim acıyıp dolsada bir kaç saniye sürmüştü.
Abişim; İyi geceler civcivim (: --- Abloşkralı; Ne yaptınız eniştemle!?????!!?? Yoksaa sizzzz Hiii omaayyy gooottt Öpüşüyormusunuz yoksaaammm!???!??!!?? . Ya sabır Allah'ım, ya sabır.. Ablamın hayal gücünü puanlıyoruz. 10 üzerinden +100. Pes yani, benim bile bu kadar yaratılıcığım yoktu. . Fırfırdayı; Hakkarideymişin yeğen Hiç söylemiyonda Ayıpooo Çookk ayıpooo
İnstagramdan da bir sürü beyeni ve yorum bildirimi gelmişken onlara hiç bakmayarak telefonu kapattım ve yaktığım abajurumu söndüreceğim sırada telefona gelen bildirimle durdum. Ekranda Ilgaz'ın ismini görmek ufak bir şok yaşatmıştı. Bu saatte?.
Ilgaz; Lamban neden açık hala? Siz; Sapıkmısın? Ilgaz; Neden uyumadın? Siz; Uyumuştum, uyandım Sen neden uyumadın? Ilgaz; Neden uyandın? Siz; Sanane!
Telefonu kapatarak, gece lambamı -abajuru- kapattım ve başımı yastığa koydum. Bir an önce uyumayı dilesemde telefonuma gelen bildirimle elime alıp baktım. Ilgaz; Uyu Eftelya Gözlerim ağırlaşırken telefonu bırakarak diğer tarafa döndüm ve gözlerimi kapattım. Sırıtışlar içinde uyumam uzun sürmemişti...
Sabah kahvaltısını geç bir saatte yapmıştım. Ilgaz'ın dün gece burada olması beni değişik bir heyecana iterken kendime hakim olmaya çalışıyordum. Bir akım vardı ve beni içine çekiyordu sanki. Bu akıma kapılmamalıydım. Bahçemi düzenlemiştim. Yeni çicekler dikmiştim, bahçe çitlerinide boyamayı unutmamıştım tabiki. Ilgaz hiç bir şekilde gelmemişti bugün. En iyisiydi, en azından benim için. Bahçeden sonunda çıkarak ellerimi yıkadım ve üstümü değiştirmek için odama geçtim. Mavi bir kot pantolon giyip, üstüne beyaz cropumu giydim. Mavi kısa gömleğimide üzerine atarken beyaz el çantamın içini doldurdum. Bahçe kapısını kilitleyerek ayakkabılarımı giydim ve kendimi evden dışarıya attım. Okula gidecektim. Az bir süre kalmıştı. Sonra merkeze iner ve bir kaç okul ihtiyaçlarını alırdım. Benden önceki öğretmen okula yapılan saldırılardan dolayı kaçıp gitmiş. Rojda teyze benimde bir gün gideceğimi dile getirsede gitmeyecektim. Torunu bu sene yeni okula başlıyacaktı. Detayları daha bir öğrenmek için okula gitmem daha iyi olacaktı elbette. 15 dakikada okula vararken yoldan geçen insanların bakışları sürekli beni bulmuştu. Neden bu kadar dikkat çektiğimi beni tanımadıklarına ve ilk defa gelmeme yordum. Okula girerek müdürün odasına doğru ilerledim. Hacer abla okulu temizliyorken ona kolay gelsin diyetek kapıyı çaldım ve gel sesini duymamla içeriye girdim. "Hoşgeldiniz Eftelya hanım" dedi Murat bey hızla ayağa kalkarak. Ona kısaca gülümsedim. Bu adam gözüme çok batıyordu, kötü bir his vardı içimde ama bunu zamanla anlamaya çalışacaktım... "Köyde çok fazla öğrenci yok dediğim gibi. Sabah saat 8'de burada olup 3 ve 4. sınıflara ders vereceksiniz. En kısa zamanda buraya bir öğretmen daha göndermelerini rica edeceğim." Biraz durdu ve devam etti... ... "Peki şöyle yapabiliriz diye düşünüyorum. Haftanın 5 günü okul var ve her sınıfın kendine ait bir konusu ve dersleri var. Benim birinci sınıflara harf öğretirken 2. sınıflar bu durumdan oldukça sıkılır. Pazartesi günü öğleden önce ikinci sınıflara, öğleden sonrada 1. sınıflara ders vermem daha uygun olur gibime geliyor. Salı günü yine öğleden önce 3. Sınıflaraysa ögleden sonra dördüncü sınıflara dersim olur. Yani yapabilirseniz bu daha uygun gibime geliyor ve ayriyeten hafta sonu cumartesi gününüde okul günü olarak alabilirim. Böylece 6 gün ders olur ve ben 3+3 olarak ayırabilirim. Yani bütün sınıf eşit bir şekilde ders işler" Derin bir nefes alarak arkama yaslandım. Hiç durmadan konuşmak beni oldukça nefessiz bırakmıştı. Bu planım umarım olurdu çünkü öğrencilerimin kafasını karıştırmak istemezdim. Geriye kalan bir tatilim vardı benim gün içinde. Oda pazar günüydü. Elbette her insan daha fazla tatil yapmak isterdi ama öğrenmeye ihtiyacı olan çocukların haklarını yiyemezdim. "Harika bir fikir. Bunu bakanlıkla konuşacağım Eftelya hanım. Elbette bu sizin için çok yorucu olur" "Tabikide olacak ama bence değer" dedim gülümseyerek. Bana bu fikir aklına yatmış gibi başını sallayınca gülümsemem arttı. Umarım gerçekten bu fikir olur ve işe yarardı. Okul için bir şeyler yapacak olmak şimdiden beni mutlu etmeye başlamıştı. "Başka bir sorunuz?" "Yok teşekkür ederim" "O zaman haftaya başlayacak olan yeni işiniz hayırlı olsun Eftelya hanım" Sağolun diyerek ayaklandım ve odadan çıktım. 17 kişiye çeşit çeşit eşyalar alacak ve onları mutlu edecektim. Ellerimi heyecanla çırparak okuldan çıktım ve temiz havayı içime çektim. "Bekleyin beni öğrenciler, ben geliyorum!"
|
0% |