Yeni Üyelik
6.
Bölüm

|•6. BÖLÜM•|

@ebrrqry

3 GÜN SONRA

Bugün okulda ilk günümdü. O yüzden sabah erkenden kalkmıştım.

Güzel bir kahvaltımı etmiş ve heyecanla odama çekilmiştim.

3 gün önce merkeze çıkmadan Ilgaz'ı bir çok kez aramıştım ama telefonu kapalıydı. Bende otobüsle gitmiş ve geri dönmüştüm.

Çocuklara yeni boyalar, boyama kitapları ve bir çok bana lazım olacak gereçler almıştım. Bugün ders işlemeyi düşünmüyordum daha çok çocuklarla ilgilenecektim.

Dün Murat bey beni aramış ve bu fikiri kabul ettiklerini söylemişti. Bende köyde kapı kapı gezerek söylemiş ve evime dönmüştüm.

Bugün pazartesiydi ve ilk saatlerimi 1. sınıflarla geçirecektim.

Evden çıkarak okula doğru yürümeye başladım.

Siz; Bensiz bir yere gitme diyorsun, arıyorum telefon kapalı.

Attığım mesaj tek tık olurken nefesimi bıraktım. Ya bir şey olduysa?

Yok canım, koskoca heybetli odun gibi, taş gibi adama ne olacaktı.

Aşık mısın bacım?

Ne alaka?!

Okula varmamla içeriye girdim. Yavaş yavaş okula öğrenciler gelirken onları sınıfa yönlendirmiştim.

Zilin çalmasıyla yüzümü buruşturdum. Bu zili en kısa zamanda daha eğlenceli bir hale getirecektim.

Sınıfa girerek kapıyı kapattım.

Köye yeni birileride gelmiş olacakki artık birinci sınıflar 10-15 kişi olmuştu. Allah'tan öğrenciler için aldığım her şeyi koli koli almıştım. Yani fazlaydı.

"Merhaba çocuklar. Ben öğretmeniniz Eftelya"

Hepsi bir ağızdan merhaba derken kocaman gülümseyerek tebeşirle tahtaya ismimi yazdım.

"Şimdi bende sizi tanıyayım ama listeye göre başlayacağım"

Sınıf listesini alarak ilk sıradaki kişiye baktım...

Herkesi teker teker tanımıştım. İlk iki dersimiz birbirimizi tanımakla geçmişti.

Hepsiyle iyi anlaşmıştım ve bu beni çok mutlu etmişti.

Sınıfa girerek masama oturdum ve hızla okul defterini doldurdum.

"Öğretmenim arkanızdaki duvarda böcek var kıpırdamayın" diyen Mert çantasından bir peçete çıkartarak geldi. Ben ona bakarken o peçeteyi duvardaki böceğe yapıştırmış ve almıştı.

Güldüm.

Harbi çocuktu.

"Seni yerim, teşekkür ederim bir tanem" dememle oda kocaman gülümsemeyle yerine oturdu.

Ayağa kalkarak getirdiğim poşetleri açmaya başladım.

"Öğretmenim elinizdekiler ne?" dedi Mercan.

Gülümseyerek "Bunlar size aldığım şeyler." dedim.

"Bize neler aldınız öğretmenim?"

Cevap vermeyerek önce boyama kalemlerini, sulu boyaları ve pastel boyaları dağıttım. Sonra hepsine birer tane boyama kitabı verdim.

Yüzlerinde gülümseme içime büyük bir şekilde otururken bu mutluluklarına değdiğini anladım. Gözlerim istemsizce dolarken onların çok farklı olduğunun farkındaydım.

Şehirdeki çocukların her şeye çok fazla imkanı varken onların yoktu ve bu beni istemsizce üzmüştü.

Kızlara unicornlu bir kurşun kalem almışken erkeklere örümcek adamlı kalem almıştım. Onlarıda verirken tahtanın önüne geçtim ve poşetleri topladım.

Yerinden kalkan öğrenciler hızla gelip bana yardım etmiş ve sarılmışlardı.

Gözümden akan bir yaşla kocaman gülümsedim.

"Çok teşekkür ederiz!"

"Canım öğretmenim!"

"Canım öğrencilerim"

...

Gün bir şekilde bitmişti. İkinci sınıflarlada ders işlememiştim. Onlarıda tanımıştım ve aldıklarımı dağıtmıştım.

Oldukça güzel bir gün geçirmiştim ve hava kararmaya başlamıştı.

Saat 5 te okuldan ayrılmamla yine Ilgaz'dan mesaj gelmişmi diye bakmıştım ama gelmemişti.

Göreve gitmiştir belkide.

Olabilirdi.

Onu neden merak ediyordum ki?

Bakkala uğrayıp ekmek aldım ve eve geçtim...

Yemeğimi yerken çalan kapıyla televizyonun karşısından kalkarak pijamalarımla kapıya doğru ilerledim.

Kapıyı açmamla karşımda gördüğüm çocuklarım gülümsememe sebep oldu.

"Öğretmenim, bizimle top oynarmısınız?"

Mert, Onur, Akın ve tanımadığım bir çocuk daha elindeki turuncu topla bana bakıyorlardı.

Mercan, Selma ve Irmak'ta elindeki bebeklerle, iple bana bakıyordu.

"Bizimlede evcilik ve ip atlayın öğretmenim!"

"Olur, hemen geliyorum" diyerek üstüme bir hırka geçirdim. Pembe terliklerimi giymeden önce televizyonu kapatmış ve tabakları toplayarak makineye atmıştım. Telefonumu ve anahtarımı alarak kendimi dışarıya atmıştım...

Kahkahalar içinde önce erkeklerle top oynamıştım. Maç yapmıştık ve hepsi çok iyi oynuyordu.

Yarın 3. ve 4. sınıftaki öğrencilerle tanışacaktım.

İlk tanıştığım kişi Hasan'dı.

Neredeyse gece saat 11'e kadar çocuklarla kahkalar içinde bende çocuk olarak oynamıştım. Kızlarla evcilik oynayıp, ip atlamıştık.

Arada anneleri gelip onları çağırsada hiç biri gitmek istememişti. Bende onlara sahip çıkacağımı ve yorulduklarında onları eve bırakacağımı söylemiştim.

Kızlar ipi ortada sallarken atlamaya başlamıştım.

Ben gülerken kızlarda gülüyordu.

"Öğretmenim, son kez ebelemecilik oynayalım lütfen"

Hepsi birbirini onaylarken yorgunca başımı salladım. Her yerim ağrısada yine ve yine onlar için değerdi.

Bir o yandan bir bu yana koşarken "ebe!" dedim hasanı ebeleyerek.

Ondan kaçarken arkama baktım. Bana doğru koşarak geliyordu. Hızla gülerek koşarken birine çarpmamla geriye doğru sendeledim. Tam popo üstü yere düşeceğim sırada belimden tutulup çekilmiştim.

Burnuma dolan kahve ve barut kokusu içime işlerken gözlerimi bir kaç defa kırpıştırdım. Sokak lambasının mahalleyi aydınlattığı kadar sadece yüzünün yarısı belli olan kişiye yani Ilgaz'a baktım.

O, gelmişti.

"Ilgaz" dedim sessiz çıkan sesimle.

Ondan ayrılarak ufakça teşekkür ettim. Yanaklarım yine alev alev olmaya başlamıştı.

"Bu iki oldu" demesiyle ona göz devirdim.

Bu ona ikinci çarpışımdı.

"Ilgaz abii!"

Şaşkınca Onur'a bakarken Ilgaz'ın dizine sarılışını izledim.

Bana sarılınca azda olsa gövdeme sarılıyorlardı.

Yüzüm boyumun kısa olmasına istemsizce düşerken başımı hafifçe kaldırıp önce Ilgaz'a baktım ve tekrardan Onur'a döndüm.

"Aslanım" dedi eğilip onun saçlarını karıştırarak.

"Ebe!"

Arkama dönerken Mercan'a baktım.

Hızla Onur'u ebeleyerek koşmaya başladım.

"Öğretmenim sizi ebeleyeceğim"

"Ebeleyemezsin ki" dedim gülerek. Ilgaz ortaya gelip bize bakarken hızla onun etrafında gülerek dolanmaya başladım. Tıpkı küçüklüğümdeki gibi.

Tıpkı içimki çocuğun ona aşık olduğu bir minik Eftelya gibi...

 

Umarım hoşunuza gidiyordur.. (:

Loading...
0%