@ebrrqry
|
İyi okumalar!. 💫✨💫
Belli olan bir karın ağrımla gözlerimi açmak için zorladım. Başım deli gibi zonkluyordu ve hiç bir yerimi hissetmiyordum. Başımda konuşan bir sürü insan vardı sanki. Yüzümde hissettiğim suyla sıçrasamda gözlerim yavaşça aralandı. Bir süre görüntü yüklenmesede gözlerimi kırpıştırdım. "Sonunda uyanabildin ufaklık" Gelen görüntüyle tanımadığım bu ses beni korkuturken yaşadıklarm tekrardan gözlerimin önüne geldi. Hızla geri çekilerek yataktan büyük bir güçlükle kalktım. Tabi kalktığımda ayaklarım beni tutmadığı için yeri boylamıştım. "Salak" dediğini duydum birinin. Kollarımdan kaldırılıp yatağa fırlatıldım. Gözlük camımdaki damlaları temizledim, etrafıma bakarken. "Sizde kimsiniz!?" derken gözlerimde bir yandan şerefsiz üvey babamı arıyordu. Korkuyordum ama bunu belli etmemeliydim. Kapı büyük bir gürültüyle gıcırdayarak açılırken gözlerim oraya döndü. İşte gelmişti üvey babam. Büyük bir tiksintiyle ona bakarken adamlardan hepsini odadan çıkardı ve sadece beni uyandıranı ve salak diyen kişiyi odada bıraktı. Hepsinde göz gezdirirken tiksintili bakışlarım tekrardan üvey babamı buldu. "Ne istiyorsun benden?" dedim sinirle. Neden bırakmıyordu peşimi? Neden hala bana zarar veriyordu? Evren neden hiç mutlu olmama izin vermiyordu? Çenemden sert bir şekilde tutarak beni kendine çekti. Sinir bozucu bir şekilde gülerek "Hatırlıyormusun sana depoda ne demiştim?" Yutkundum. "Baba lütfen yapma!" dedim acılar içinde. Karnıma geçirdiği bir tekme daha ile ağzıma gelen metal tatla buna dayanamayacağımı anladım. "Hatırlamadın mı?" Yakamdan tutup beni ayağa kaldırsada ayakta duracak gücüm yoktu. Tam yere tekrardan düşeceğim sırada saçımdan tuttu. Acıyla inledim. Kollarımı bile kaldıramıyordum. "Sana hatırlatayım o zaman!" Beni kolumdan tuttuğu gibi gere fırlattı ve karnıma tekme atmaya başladı. Gözlerimden bir bir yaşlar süzüldü. Acıyla inlesemde artık çığlık atamıyordum. "Bana bak seni küçük cadı!" Bağırtı sesi kulaklarımda çınlarken acıyla ona baktım. Buğulu gözlerimi kırpıştırarak, çocukluğumu, hayatımı, her şeyimi mahveden adama baktım. Beni ayağa kaldırdı ve yüzüme bir tokatı indirdi. "Bir gün olurda ayrılırsak, asla şu yakandan ayrılmayacağım. Duydun mu beni? Kendine yeni bir hayatta kursan nefesim asla şu boynundan eksilmeyecek. Asla rüyalarından ve hayatından çıkmayacağım"... Her zaman dediğini yapmıştı. Boynuma doğru eğilirken hıçkırdım. "Beni unutma orospu" Bir anda bir köşeye fırlatılmamla başımı çarptım duvara. Başım deli gibi dönerken daha fazla dayanamayarak kendimi karanlığa bıraktım... - METİN MİRZA'DAN (BİYOLOJİK BABA) Gece Aldığım arama ile hızlıca bütün korumaların hepsini arka bahçeye çağırmıştım. Çekmecemden aldığım silahı sağ elimde sert bir şekilde tutarak bütün perdeleri çekip hızla odadan çıktım. "Baba, sen arka ben ön tarafa gidiyorum!" diyen Alper oğlumu onayladım. Onunda elinde bir silah vardı. Hızla ikimizde meridvenlerden aşağıya indik. "Mirza, neler oluyor?" diyen hayatımın anlamına baktım. Elimdeki silahı hızla arkama saklayarak tek elimle yanağını okşadım ve onu kendime çekerek alnından öptüm. "Bir şey yok hayatım. Sen kızımızıda al ve odaya çıkın. Kapınıda kilitle." Gözlerindeki korku beni üzsede bizim ailemizde böyle şeyler hep olurdu. Düşmanımız çoktu. Başını salladı. Tam arkamı dönüp gideceğim sırada "Baba!" sesini duydum. Etrafta derin bir sessizlik oluşmuştu sanki. Günce'den ilk defa böyle bir acı sesi duymuştum ve o bana ilk defa baba demişti. Yutkundum. Hızla salona doğru koştum bağırarak. "Kızım!" "Baba, Günce'yi götürüyorlar! Yetiş." Alper'den duyduğum son ses ile kalbime bir ağrı girdi. Kırılan camdan baktım. Boğazıma oturan yumru nefes almamı engelliyordu. Kırılmıştı benim bebeğim, koruyamamıştım onu. Bir kez daha kayıp gitmişti elimdenz fark etmemiştim. "Kızım!" Karımın feryadı evi doldururken boşluğa bakmaya devam ettim... - SERCAN Şirketten çıkarken araba anahtarını güvenliğe fırlatarak beklemeye başladım. Arabam getiren güvenliğe teşekkür ederek arabaya bindim ve telefonumu sağ koltuğa fırlattım. Alper ve Gökay dışında genel olarak beni arayan yoktu. Bir çoğu iş içindi zaten. Direksiyonu sıkarak telefonumdan gözlerimi ayırdım. Bengü denen kız yüzünden bana inanmayan bir ailenin yanında elbette duramazdım. Düşmanım Kara'nın altına yatmış bir orospuydu o. En değerli ganimetlerimizin gizli yerine ona veren ve bütün çökümümüzü sağlayanda oydu. Babam yinede bana güvenmemiş ve kız kardeşimize güvenmişti. Bütün ailemizi darmadağın etmişti o. Oysaki hep güzel olacağını düşünmüştüm. Bir kız kardeşe sahip olmanın çok ayrıcalıklı olacağını düşünmüştüm. Telefonumun çalarken hiç bakmadan radyodaki görüntünün düğmesine bastım. "Evet?" "Oğlum!" Annemin yaklaşık 6 senedir duymadığım sesi kulaklarıma doldu. Ağlamaları ve içli çekişleri arabayı doldurdu. Kaşlarım çatıldı, sıktığım direksiyonu dahada fazla sıkmaya başladım. "Oğlum ne olur buraya gel! Kardeşin, kardeşini yine aldılar elimizden." Duyduklarımı anlamaya çalışırken hışırtı sesleriyle hala ne olduğunu anlamamıştım. "Abi" Sesini duydum. Bu Gökay'dı. "Aslanım neler oluyor? Neden ağlıyorsun bakayım sen?" "Abi, sana ihtiyacımız var. Günce, ikizimi kaçırdılar." Günce mi? Oda kimdi? Derin bir nefes vererek arabayı hızla kenara çektim ve camı açtım. "Abi, buraya gelirsen her şeyi anlatacağız. Telefondan olmaz, acilen buraya gelmen gerekiyor!" Bip bip... Alper'in de ağlamaklı çıkan sesi artık beni sinirlendirmişti. Hızla asistanımı arayarak benim için bir özel bir jet tutmasını söylemiştim. Bugün Mardin'e gidecektim. Bakalım neler oluyordu ve bu Günce denilen kız kimdi?.. - GÜNCE'DEN Gözlerimi aralayarak ağrıyan başımı tuttum. Hala aynı yerimdeydim. Yavaşça inleyerek ayağa kalktım ve titreyen bacaklarım beni tutamasada zar zor dayanarak bir kaç adım attım. Yerde bir süre gözlüğümü aradım. Sonunda bulmamla taktım ama camı çatlamıştı. Biraz etrafı inceledim ilk başta. Acıyan karnımı hafifçe tutarak uyandığım ahşap yatağa baktım. Gözlerim dolaba gitti. İlerleyerek dolapları açtım önce. İçinde bir tane sopa ve iki tane bot vardı. Sabah olmak üzereydi. Doğan güneşin ışıkları kapalı camdan sıyrılmaya çalışırcasına içeriye giriyordu. Sopayı bir elime alarak cama doğru ilerledim. Dışarda gözlerimi gezdirdim ilk başta. Dümdüzdü etraf. Otluk bir alandı sadece, sonra upuzun bir yol vardı. Aşağıya baktım. Kimse olmasada üvey babamın beni kolay kolay böyle rahat bırakacağını sanmıyordum. Öylece düşünmeye çalışırken gelen ayak sesleriyle hızla açtığım dolabı kapatarak yatağa oturdum ve elimdeki sopayı battaniyenin altına sıkıştırdım. Odanın kapısı açılırken içeriye biri girdi. Bana bir süre öylece baktıktan sonra önüme tepsiyi fırlatırcasına koydu. Arkasını dönüp yavaşça ilerlerken hızla sopayı aldığım gibi yataktan kalktım ve sopayı var gücümle kafasına geçirdim. "Ah" Başını tutup yere düşerken, bir kafasından kanlar akan yerdeki adama, birde elimdeki sopaya baktım. Ben az önce ne yapmıştım!?..
✨💫✨ Nasıl olmuş bölüm sizcee?? Bölüm : 18.12.2024 07:59 tarihinde eklendi |