@ebrrqry
|
Evde Ayla hanım, boksör abi ve hizmetçiler dışında kimse yoktu. 2 kişi okula giderken, 2 kişide işe gitmişti. Ayla hanım az önce Mirza beyle konuşmuştu. Bende bugün günlerden cuma olduğu için pazartesi okula başlayacaktım. Benide Gökay'la aynı okula yazdıracaklarını söylemiştiler. Üstelik bu okul kendilerine aitti. Eroğlu Koleji. Akşam olmak üzereydi. Kimse gelmeden biraz evi tanımak amaçlı gezmeye başlamıştım. Arka bahçede voleybol sahası ve basketbol sahası vardı. Biraz daha köşe tarafta kalan, oldukça büyük bir havuzda duruyordu. Oturma alanlarıda vardı, çardaklarda çok güzel ışıklandırılmıştı. Burda birde bahçivan olduğu için kulübede vardı. Tabi dünkü yağmurdan dolayı her yer çamur olmuştu. Bahçeden çıkarak salondan oturma odasına geçtim. Salon farklı bir alan, oturma odası farklı bir alandı. Burada oldukça geniş ve güzeldi. Ayla hanımın tarzı gerçekten güzeldi. Oturma odasından çıkarak uzun holde ilerledim. Sağda kalan ilk kapıyı açtım. Banyoydu. Kapıyı kapatarak yavaşça etrafa baka baka ilerlemeye başladım. Geniş sürgülü kapıyı önümde farkederken mutfak olduğunu fark ettim. Mutfağa girerken Fatma abla beni görmüş ve "Bir şey mi oldu kızım?" dedi. "Yok fatma abla, içeriyi geziyordum sadece" dedim gülümseyerek. Mutfak gerçekten bir salon kadardı. Yemek masası bir taraftayken L şeklinde olan beyaz ve siyah ağırlıklı dolap ve tezgah çok güzel duruyordu. "Sana kolay gelsin o zaman Fatma abla" dedim. "Otur sana portakal suyu vereyim" demesiyle yanına geçtim. "Nasıl yapıyoruz, yardım edeyim. Hem Ayla hanımada yaparız bir tane. Belki oda içer" dedim heyecanla. Bana gülümseyerek başını salladı ve dolaptan bir kaç tane portakal çıkarmaya başladı. Sıkma makinesinide çıkartmaya çalışırken bende bıçakla portakalları teker teker kestim. Kestiğim portakalları alarak makinenin başına taktı ve kapağını kapattı. "Kaç yıldan beridirli burdasın Fatma abla?" dedim makinenin içinde çok hızlı dönen meyveye bakarak. "Ben 25-30 yıldan beri burada çalışıyorum" "Baya olmuş" dedim şaşkınlıkla. İkimizde bir süre susarken kendimi daha fazla tutamadım. "Fatma abla sana bir şey sorabilirmiyim?" "Tabi sor kızım?" dedi üç tane bardak çıkartırken. "Hani 4 tane abim varmış ya. Neden sadece üçü burada?" dedim. Gerçekten 1 abimin nerde olduğunu merak ediyordum. Neden İstanbulda tek başınaydı ki? "Bengü, yani senden önceki kız bu aileyi darma duman etti. İki kardeş birbirine düşman oldu, herkesi birbirine doldurdu. En büyük abin ise onun yüzünden İstanbul'a gitmek zorunda kaldı. Hem düşmanını abisine karşı kışkırttı hemde ailesine karşı." Anladım dercesine başımı sallarken bu Bengü denen kızın ne kadar fena olduğunuda düşünüyordum. O da tıpkı üvey annem ve üvey babam gibiydi. O da şeytan yüzlüydü. Kendisinden başka kimseyi düşünmüyordu. "Teşekkür ederim Fatma abla" derken portakal suyunuda elime uzattı. Diğer bardağıda tepsiye koyarken önüme iteledi. "Hadi annene götür" 'Annene' Derin nefes alarak kendi bardağımıda tepsiye koyarak, tepsiyi elime aldım. "Görüşürüz Fatma abla" diyerek mutfaktan çıktım. İlk başta salona giderken boksör abi dışında kimsenin olmadığını fark ettim. Onun yanına gittim. "İçermisin?" dedim tepsiyi biraz öne doğru uzatırken. Alayla gülerek elimdeki tepsiye vurmasıyla portakal suyu üstüme dökülmüş ve elimdeki tepsi yere düştüğü için iki bardakta param parça olmuştu. Yutkundum. "İstemez!" Hızla beni iteleyerek salondan çıkıp giderken Ayla hanımın sesi duyuldu. "Oğlum ne-" "Sus anne!" Ellerim sinirden yumruk olurken camlara basarak Kutay Eroğlu'nun arkasından koştum. "Bekle!" dedim çığlık atarak. Merdivenlerden bir kaç basamak çıkarken durmuştu olduğu yerde. Hızla iki basamak çıkarak başımı kaldırdım ve ona baktım. "Amacım senin gözüne girmek değildi. Sadece seni görünce içermisin diye sordum. İçmek istemiyorum demen yeterliydi! Elimdeki tepsiyi iteleyerek cevap vermen görgüsüzlükten başka bir şey değil!" Beni alaya aldığını sağa doğru kıvrılan dudağından anlasamda sinirimden etrafı görmüyor gibiydim. "Bana saygılı davran seni bücür" Arkasını dönüp gidecekken üstünden tutup çekiştirdim. "Asıl sen saygılı davran diyeceğimde belliki aileniz öğretememiş size saygıyı. Bitti artık, bende seni bundan sonra görmezden geleceğim. İnsan yerine koyabilirmiyim seni şüpheli!" Üstünü tiksinircesine bırakarak arkamı döneceğim sırada kolumu sıkı sıkıya tutmuştu. "Bana bak kızım, eğer bana bir da-" Canımı acıttığı için gözlerim çoktan dolmaya başlamıştı bile. Derin bir nefes alıp kolumu daha da fazla sıkarken, kemiklerimin kırıldığını hissetmiştim sanki. "Eğer bana bir daha böyle davranırsan seni doğduğun yere gömerim!" Kolumu itekler bir şekilde bırakırken kendimi dengede tutamamış ve ağzımdan bir çığlık kopmuştu. "Kızım!" Son duyduğum ses Ayla hanımın çığlıyıydı. Sonrası benim için karanlıktı...
✨💫✨ |
0% |