Yeni Üyelik
9.
Bölüm

🎀 8. BÖLÜM 🎀

@ebrrqry

💫✨💫

YAZAR'DAN

Gökay kendini bilinmeyen bir acının içinde hissederken, o kardeşi yoğun bakımdan çıkana kadar buradan ayrılmak istemiyordu.

Haber aldığı gibi nasıl gelmişti hastaneye bilmiyordu. O ilk defa korkuyordu bu kadar. İlk defa bir ikizi varmış gibi hissetmeye başlamıştı. Bu his hemen bitemezdi..

Alper ise perişandı. Gözlerindeki yaşları tutamazken buraya doğru gelen babasını fark etti.

Çınar ve Kutay'da ortada yoktu.

Mirza bey hüngür hüngür ağlayan karısının yanına giderken Gökay'da yerde oturan abisinin yanına gidip oturdu.

"Sence o iyi olur mu abi?" dedi gözleri dolarken.

Kardeşine baktı Alper. Gülümsedi o yaşlı gözleri içerisinde.

"Tabiki iyi olacak aslanım, o bizim kardeşimiz. Bizim kanımızı taşıyor."

"İyi olsun abi o, ben daha ona onu sevdiğimi söyleyeceğim."

Alper kardeşinin omzuna kolunu geçirerek onu kendine çekti ve başından öperek saçlarını okşadı.

Gökay ise gözünden akan yaşlarla öylece yoğun bakım odasına bakıyordu...

"Hasta başından büyük bir darbe aldığı için geçici olarak hafıza kaybı yaşayabilir. Alper odama gelirmisin, seninle önemli bir şey konuşmam gerek."

Alper doktorla beraber uzaklaşırken Ayla hanım feryatlar içinde yere düştü.

"Daha yeni geldi, bizi hatırlamayacak mı şimdi o? Daha bana anne bile demedi!"

Metin beyde acıyla karısının yanına düşerken, karısına sarıldı.

"Geçici dendi ama, o güçlü bir kız. Hemen kendine gelirki" dedi Gökay.

Günce'de bir hareketlenme hisseden Gökay hızla gözlerindeki yaşları silerek daha dikkatli bakmaya başladı camdan. Gördüğü şey doğrumuydu? Kardeşi uyanıyordu...

 

ALPER'DEN

Doktor Yusuf beyin odasına gelmemizle hızla masasına oturarak bana baktı.

"Otur sende" demesiyle derin bir nefes alarak bende oturdum.

Büyük ihtimalle Günce ile ciddi bir konu vardı ve bunu herkesin içinde söylemek istememişti.

Umarım durumu sandığımdanda kötü değildir diye geçirdim içimden.

"Alper, bak bir psikologsun. Benden daha iyi anlarsın sen insanların hareketlerinden neler yaşadığını. Kardeşin Günce size geldiğinden beri ters giden bir şey fark ettin mi?"

Duraksadım. Ne demek istiyordu bu adam?

Günce'nin gözlerinden, davranışlarından hiç bir hareket sezimlememiştim.

"Güncenin sırtında bazı morarık ve izler fark ettim. Günce şiddet mi görüyor Alper?"

Dondum.

Hislerim dondu, duygularım dondu. Gözümden akacak yaşlar bile dondu o an benim için.

Duyduğum şey beni oldukça afallatırken Yusuf hocanın kurduğu her kelimeyi tekrar takrar duydum. Kulağımda çınladı bu ses.

"Ne?" diyebildim en sonunda.

"Bak kardeşim, belli ki bu kız şiddet görmüş. Kollarında da çoğu yerde var bu izlerden. Ayrıca kardeşinin bünyesi oldukça düşük. Çok zayıf biri. Daha dikkatli olun ona karşı çünkü onun bu ilk hastaneye gelişi değil."

Odadan zar zor kendimi atmışken dönen başımla tutunacak bir yer aradım.

Ne demekti şiddet görmüş? Ne demekti benim kardeşim şiddete maruz kalmış?.

Bir süre öylece bekledikten sonra kendime gelmiş ve annemlerin yanına gitmek için ilerlemeye başlamıştım.

Bu konunun asla peşini bırakmayacaktım...

 

GÜNCE'DEN

Gözlerimi açmamla beyaz bir etrafla karşılaştım. Gözlerimi bir kaç defa kırpıştırırken başımı hafifçe yana doğru çevirdim.

Dışarda bir süre göz gezdirirken yutkundum ve diğer tarafa dönderdim kafamı yavaşça.

Camda heyecanla bana bakan bir Gökay görmeyi beklememek beni mutlu etmişti.

Bana el sallarken arkada annem Ayla hanımı ve babam Mirza beyide fark ettim.

Sağ elimi yavaşça kaldırdım ve bende ona el salladım.

Gözünden akan yaşlarla bana gülümsediğini fark ederken bende gülümsedim.

Tabi odaya bir anda giren doktorlarla bu anımız bozulmuştu.

Şuan benim için önemli olan Gökay'ın beni sevmesiydi.

"Kendini nasıl hissediyorsun?"

"İyiyim, biraz başım ağrıyor sadece." dememle başını salladı ve yanındaki hemşireye bir şeyler söyledi.

"Normal odaya alacağız seni şimdi. Baş ağrın içinde serumuna ağrı kesici kattıracağım. Her şeyi hatırlıyormusun peki?"

Nasıl unutabilirdim?

Kutay Eroğlu hiç acımamıştı bana. Evet belki bilerek veya isteyetek yapmamıştı oda. Ama kırılmıştım, incinmiştim.

"Evet hatırlıyorum" dedim en sonunda.

"O zaman bu güzel haberi ailene vereyim..."

Az önce normal odaya alınmıştım ve 2 kişi hariç tüm aile başıma uçuşmuştu. 2 kişide gözükmüyordu zaten. Çınar bey ve Kutay bey gelmemişti.

Bana uzaktan bakarak sadece buruk bir gülümseme gönderen Alper abiye bakıp dudaklarımı büzdüm.

"Beni hiç merak etmedin galiba" dedim. Sesim üzgün çıksada sadece onunla sarılmak için bunları diyordum.

Gülümseyerek yanıma geldi ve alnımdan öperek ellerimi tuttu.

"Hiç merak etmez olurmuyum ben seni bir tanem?"

"Yaa" dedim şirince.

Yanağımdan öptü ve Ayla hanım yüzünden kalkmak zorunda kaldı.

"Bir şey istermisin kızım? İstersen hemen yapabilirim bir şey-"

"Gerçekten gerek yok, bu soruyu bu odaya geldiğimden beridirli soruyorsunuz. Siz bana yetiyorsunuz zaten" dememle gözleri parladı.

"Oyy, tatlı kızım benim. Aynı anası" dedi yanaklarımdan öperek.

Güldüm.

Aynı anneme benziyordum.

Anneme..

Gökay'a baktım. O bana uzkatan bakıyordu sadece, yanıma hiç gelmemişti. Onunda gözleri Alper abi gibi kızarmıştı, gerçekten benim için ağlamıştı yani.

Gözlerimiz denk gelirken gülümseyerek elimle onu yanıma çağırdım.

"İyi misin Günce?" dedi. Yine gözleri dolmuştu.

Duygusal şapşiğim benim. Yerim seni..

Yanıma yavaş yavaşta gelse öylece dururken elimle elini tuttum.

"Sevebildin mi beni?" dedim heyecanla ondan gelecek cevabı beklerken.

Güldü ama gözünden akan bir damla yaş benimde gözlerimi doldurdu.

"Seviyorum tabi" dedi.

Onu elinden çekistirdim kendime doğru. Anlamış olacakki bana sarıldı hemen.

Gözümden bir damla yaş akarken hızla sildim o damlayı.

İlk defa, ben bugün ilk defa mutluluktan ağlıyordum. Her ne kadar yaralanmış olsamda ben, hayatımda ilk defa bir ailenin varlığını hissediyordum...

 

✨💫✨

Yazım hatalarım varsa affola.

Loading...
0%