Yeni Üyelik
11.
Bölüm

•11•

@ebrudenetmis

 

Yerimde sıçrayarak arkamı döndüm ve dönmemle geçen gün çarpıştığım çocukla karşılaşmam bir oldu. İsmi neydi geçen gün çarpıştığımızda söylemişti. Heh Mirza'ydı doğru ya. Hatta Asiye'ye çok benziyor diye düşünmüştüm. Biliyorum biliyorum insanları çok güzel hatırlama şekillerin var. Tatlıca gülümsedim.

"Racon kesmek değil de rica etmek diyelim biz ona."

Genişçe gülümsedi.

"Sizi yanlış anladığım için sizden özürlerimi diliyorum hanımefendi."

Gülümsedim ve elimi göğüsüme yasladım.

"Yo yo beyefendi. Asıl ben sizden özürlerimi diliyorum. Böyle bir yanlış anlaşılmaya sebep olduğum için."

Gözlerinin yeşilleri nedensizce parıldamaya başladı.

"Affedildiniz hanımefendi."

Sol elimi sırtıma ters bir şekilde yerleştirip sağ elimle referans yaptım.

"Teşekkürler üstadım."

O sesli bir şekilde kahkaha atarken bende doğrulup kıkırdadım.

"Oyunun kuralını iyi biliyorsun."

Ciddi sözleriyle tebessüm ettim.

"Sizi memnun edebilmişsem üstadım..."

Dudaklarımı büzüp başımı aşağı yukarı salladım

"Helal olsun bana."

Dudaklarındaki geniş gülümsemesiyle beni izliyordu.

"Asiye ile güzel anlaşıyorsunuz"

Kafamı çevirip ısınan Asiye'ye sevgiye baktım.

"Evet geldiğimde ilk tanıştığım kişi ve çok sevdim onu. Buaradaki kız kardeşim gibi bir şey oldu şu iki günde. Çok çok iyi ve tatlı bir insan."

Kafamı çevirip Mirza'ya baktığımda yüzündeki derin tebessümle Asiye'ye bakıyordu.

"Öyledir benim kardeşim."

Sesi neredeyse hiç duyulmayacak gibi çıksada ben duymuştum. Ve duyduklarımla da olduğum yerde resmen taş kesilmiştim.

Gözlerimi kocaman açıp tüm vücudumu Mirza'ya çevirdim.

"Kadeşim derken?"

Bakışlarını biraz kırgın bir şekilde bana çevirdi ve biraz eğilip fısıldadı.

"Asiye benim kız kardeşim. Hiç kimseye çaktırma lütfen Asiye pek hoşlanmıyor bu durumdan."

Duyduklarımla Asiye'nin yurtda anlattıkları çalındı kulağıma. O bahsettiği abisi Mirza mıyıdı yani?

Üzgünce baktım yüzüne.Yavaşça doğruldu ve ekledi.

"Benim aksine."

Kaşlarım çatıldı.

"Asiye biraz bahsetmişti. Ama gördüğüm kadarıyla sen pek memnun değilsin bu durumdan."

Bakışlarını tekrar Asiye'ye çevirdi.

"Kim kardeşiyle bu durumda olmak ister ki?"

Hiçbir şey diyemedim sadece başımı saklamakla yetindim ve hızla kızlara yöneldim. İki kardeşte birbirini çok seviyor ama bunu belli edemiyorlar. Ne kadar kötü bir durum değil mi? Ama maalesef bazı anlar geliyor parada insanı mutlu edemiyor. Keşke sadece parayla mutlu olabilsek.

Kızların yanına gittiğimde Hala ısınıyorlardı.

"Evvet bayanlar hazır mısınız?"

Hepsi evet anlamında başını salladığında tam ağzımı açmıştım ki açtığım gibi kapatmam bir oldu.

"Sen hazır mısın 3K?"

Yanıma geldi ve resmen dibine kadar girdi. Yavaşça kaşımın biri havaya kalktı.

"Ne demek istiyorsun?"

Biraz daha eğildi.

"Demek istiyorum ki kızları ısınmaya gönderdin ama sen ısınmadın. Onları sen eğitiyorsun ama kendini eğitmiyorsun. Onun yerine başkalarıyla çene çalıyorsun. Onları eğitmek istiyorsan başta kendini eğitmelisin."

Ne saçmalıyor bu?(!) Ben zaten kızlar gelmeden ısındım.

"Ne saçmalıyorsun sen?(!)"

Diye resmen tısladım.

"Onlar gelmeden önce zaten ısındım ben. Gözünün görmediği şey için bilip bilmeden konuşamazsın veya beni yargılayamazsın!"

Doğrulup başını aynen aynen der gibi salladı.

"Nasıl ısındığını gördüm. Daha doğru düzgün potaya topu bile atamoyorsun."

Sinirden göğüsüm hızla inip kalkıyordu.

"Bro kızın nasıl oynadığını hepimiz biliyoruz..."

Bulut hızla Toprak'ın sözünü kesti.

"Yetersiz!"

Hızla başımı kaldırdım ve dişlerimin arasından konuştum.

"Yetersiz mi? (!)"

Eğilip yüzünü yüzüme yaklaştırdı ve fısıldadı.

"Aynen öyle yetersiz."

Sinirden gözlerimin daha da koyulaştığını onun gözlerime bakmasından anlayabiliyorum.

"Ben kendi yeteneklerimin gayet farkındayım."

Dudaklarından hah der gibi bir ses çıktı.

"Demek kendi yeteneklerinin farkındasın?"

Güzel gözleri ile gözlerime daha derin baktı.

"O halde benimle bir maç yap ve bana bunu kanıtla."

Dudaklarım sağa doru kaydı ve ona yan bir gülümseme sundum. Bunu mu istiyordu? İstiyorsa çünkü istediğini alacaktı.

"Memnuniyetle."

Alaycı bir şekilde yüzüme baktı.

"İyi hazırlan 3K. Çünkü sana nazik davranacağımı sanıyorsan, yanılıyorsun."

Yüzünde bir anda alaycı halinden eser kalmadı. Gözlerimin içine bakarak eğildi eğildi ve eğildi. Ta ki dudakları kulağıma değene dek. Olduğum yerde donakaldım. Ve bir anda titremeye başladım. Neden titriyordum ki ben şimdi, bu lanet olmayasıca titreme de nereden geldi? Titrek bir nefes çektim içime. Kulağı ve birkaç tutam saçı yanağıma değiyordu.

"Oyunu kuralına göre oynamak gerekir biliyorsun değil mi 3K?"

Burnundan nefes vererek güldü. Verdiği nefes yavaşça kulağımı yalayıp geçti.

"Ahh tabi ya! Oyunun kuralını iyi biliyordun değil mi (?) Unutmuşum."

Kafasını kaldırdı ve gözlerime baktı. Gözleri koyulaşmış iki ayrı renk olan gözleri tek bir renk olmuş elada tolanmışlardı.

"Hazırlan 3K akşam seni iyi görmek istiyorum. Çünkü oyundan sonra pek iyi olmayacaksın."

Ben şaşkınca yüzüne bakarken bana sırtını döndü ve yavaşça terk etti spor salonunu.

"Ne oldu be az önce?"

İşte şimdi Şeyma'ya kesinlikle hak veriyordum.

•••

 

 

Loading...
0%