
Ebru DENETMİŞ
07/12/2024
02:27
. . . . .
Kulaklarımı dolduran kapı sesiyle gözlerimi hızla açtım.
Ve karşımda Pamira'yı buldum.
"Şey... Ben odaları karıştırdım da çok özür dilerim. "
Yavaşça kalktım ve yatakta oturur pozisyona geldim. Sanırım bu Mira'ydı çünkü Pamira olsaydı özür dilemezdi büyük ihtimalle.
"Hayır hayır sorun değil"
Gülümsedi.
"Şey ben çıkayım. "
Başımı salladığımda odadan çıkmıştı çoktan.
Mira çıktığında saate baktığımda saatin 05:00 olduğunu gördüm. Uykum kaçtığı için ben de kalan bir kaç işimi tamamlamaya koyulmuştum. Bir kaç evrakla işim bittiğinde çekmeceye koyduğum kağıtları aldım ve hepsini masanın üzerine dizdim.
Sadece dışına bakmamalı içini görmelisin.
Gördüğünde ise bedelini ödemelisin, kopardığı kıyametin.
Her an yakalayabilir sizi şeytan görünümlü bir fani,
Faniler yapacağı hareketi iki kez düşünmeli.
Bilmelisiniz ki derinleşmek üzere bu kuyu.
Kuyu'nun sahibi şeytanın kuyruğu.
*****
Güveneceğin insanları iki kez düşünmelisin,
Güvendiğin de ise devamını getirmelisin başladığın işin.
Şeytan yavaşça yaklaşıyor bırakmaya hazır olduğun eli tutmak için.
Eğer tutarsa sorumluluğunu almalısın olacak şeyin.
*****
Kopacak kıyamet, olacak huzur.
Kibir bürüyen vücutlar için;
Ölüm olacak, onur.
Onları nefessiz sanma.
Çevreni saran huzursuzluk,
Onların nefesidir aslında.
*****
Kelebekle tanışmak istiyorsan ,
Bir iki tırtıla katlanmayı öğrenmek zorundasın Küçük Prens
Sanki ilk ikisiyle son ikisi farklı kişiler tarafından yazılmış gibi. İlk ikisi bizi uyarmak için son ikisiyse göz dağı vermek içinmiş gibiydi. Ama bunlar hiç mantıklı gelmiyor?
Katil olan bir insanda mantık aramak ne kadar doğru onu da bilmiyorum ya neyse
İlk kağıda baktım her an yakalayabilir sizi şeytan görümlü fani diyordu ve ertesi gün ilk cinayet haberi geliyordu.
İkinci kağıtta ise Güveneceğin insanları iki kez düşünmelisin,
Güvendiğin de ise devamını getirmelisin başladığın işin.
Yazıyordu. Yazan kişi sanki Pamira ile birbirimize güvenmemizi istiyordu. Güvenip başkalarına inanmamızı sadece birbirimizi dinlememizi istiyor.
Kulaklarımı çınlatan çığlık sesiyle olduğum yerde irkildim , ardından Pamira'nın sesi.
"Mira! "
Hızla kapıya koştuğumda Pamira'yla yüz yüze geldim.
"Ne... "
"Mira yok! "
Kapıyı biraz daha açıp içeriye girdi ve odaya bakmaya başladı.
"Onu gördün mü? Bulamıyorum yok! "
"Sakin ol, lavaboya falan gitmiştir belki. "
Ateş saçan gözleri bana döndü.
"Ne saçmalıyorsun sen! Bakmasam neden yanına geleyim! (?) "
Derin bir nefes aldım.Bu kız bence gerçekten sinir hastasıydı.
"Neredeydiniz en son? "
Elini terleyen alnına attı.
"Odadaydık. Yani... Bilmiyorum ben uyuya kalmışım. "
Endişeden yüzü bembeyaz kesilmişti.
"Sakin ol dışarı falan çıkmıştır. "
Anında korkulu gözleri gözlerimi buldu.
"Ya onu da bulduysa bu manyak herif? (!) Ya ona da bir şey yaptıysa! "
"Buraya girmesi imkansız o kadar korumayı ve güvenliği geçmesi olacak şey değil"
Ellerimle omuzlarını tuttum ve onu biraz sakinleştirmeyi denedim.
"O yüzden şimdi derin bir nefes al ve onu aramaya gidelim. "
Bir süre gözlerimin içine baktı ve derin derin nefesler aldı.
"Tamam."
Odadan çıktığımızda bu katın korumalarından biri geldi yanıma.
"Mira yok, adamlara söyle evin her yerine baksınlar. Bahçeye, evdeki odaların hepsine...tek bir delik bırakmasınlar. "
"Emredersiniz efendim."
Adam hızla uzaklaşırken Pamira'nın sessiz isyanını duydum.
"Eğer şaka yapıyorsan Mira, yemin ederim kendi ellerimle boğarım seni!"
Bu manyak herif her kimse hiçbir sınırı yoktu ve belki de buraya kadar gelmişti. Buradaki hiç kimseye güvenemezdik veelki de en yakınlarımızdan biriydi.
Onları buraya getirerek hata yapmıştım. Belki de evlerinde kalsalardı daha az zarar göreceklerdi.
Pamira yanımdan ayrıldığında ben de peşine takıldığım sırada cebimdeki telefon titremeye başladı.
Hızlı hızlı yürürken telefonu cebimden çılarıp açtım.
"Alo"
"Efendim!"
Bu telaşlı ses Alp'indi .
"Ne oldu Alp. "
" Efendim devriyerler ayrı ayrı üç cadde'de altı ceset bulmuşlar. "
Adımlarım yavaşladı.
"Yaş aralıkları? "
"Yirmibeş ila otuz yaş arası. Cesetlerin hala sıcak olduğu söylendi. Hepsi alındığı gibi otopsiyle gönderildi ama ilk tahmin bunların sadece bir kişi tarafından yapılmadığı."
Bu zamana kadar tüm cesetlerde notlar çıkmıştı, ya bunların hepsi hep birlikte çalışıyordı ya da takiltçileri doğmaya başlamıştı ve eğer taklitçiler doğmaya başladıysa iş daha da kötüleşmeye başlamış demekti.
"Cesetlerin herhangi bir yerinde not veya kağıt var mıydı biliyor musun? "
"Bana öyle bir bilgi gelmedi efendim, ama bir dakika bekleyin hemen sorayım. "
Ve bir kaç saniye süren hışırtıyla bilikte telefon kapandı.
Dünyada zaten yeterince cinayet eğilimli insanlar var ve tetiklenmek için sadece bir hareket bekliyorlar.
Ve o bir hareket çoktan yapılmışken bunların hepsinin önüne geçmek gerekiyor. Ama nasıl? Mesela yeni kanun mu gelmeli?
Gelir gelmesine ama benim tahta geçmem lazım, tüm bu düzeni baştan yapılandırmak için. Babamla konuşsak onunla ortak bir plan yapabiliriz belki.
Şuanlık en mantıklı karar bu, tahta geçmeden bir şeyleri gizli gizli yeterince yapıyorum. Böyle bir olay için kendim çabalasam da olduramam bir yerden sonra. Kocaman ordular babamın bir emriyle beni ortada bırakacak durumdayken işimi sağlama almak en mantıklısı.
Elimdeki telefon tekrar titremeye başladığında bir sessizlik çökmüştü sanki ortama. Kafamı kaldırdığımda
Etrafımda hiçkimsenin olmadığını fark ettim. Ne adamlardan ne de Pamira'dan ses çıkıyordu. Hepsi birlikte bir anda nereye gitmiş olabilirler ki.
"Pamira"
Bahçe o kadar sessizdi ki kendi adımlarımın sesini duyuyordum.
Bu kez daha da sesli bağırdım
"Pamira!"
Telefon tekrar titrediğinde bu kez açtım ve kulağıma yasladım.
"Efendim not bulamadık ama ayrı ayrı bütün cesetlerin göğsüne yazılar kazınmış. Başta bir şey pek anlaşılmıyor ama birleştirildiğinde BİLMELİSİN Kİ KÜÇÜK PRENS, KIYAMET YAKLAŞIYOR!
Oluyor.
Efendim bunu yapanların her biri, ruh hastası psikopat olmalı. Çünkü başka bir açıklama bulamıyorum ben. "
Elimle terleyen alnımı sildim.
"Alp, şu anda senden tek isteğim; olayı takip etmen ve hiç kimseye güvenmemen. Gerekirse otopsiye sen de gir ama küçücük bir parça bile kaçırma. Sadece bizim değil milletimizin de hayatı tehlikede bunu göz önünde bulundurarak görevine devam et. "
"Emredersiniz efendim. "
Telefonu kapattığımda tekrar etrafıma baktım.
"Pamira! "
Yine hiç kimse cevap vermiyordu.
Bahçe'nin bir tarafı ormana bağlı olduğu için yol uzuyordu.
Uzun yolda ilerlerken bir yandan da Pamira'ya sesleniyordum ama etrafta ne bir ses vardı ne de hareketlilik.
"Efendim."
İrkilerek sesin geldiği yöne döndüm.
Korumalardan biri kanlar içinde kalmış bir şekilde karşımda duruyordu.
"Kaçın! "
Dediğinde öylece yere yığıldı.
Hemen yanına eğildim.
"Ne oldu kim yaptı bunu? (!) "
"Kaçın! "
Elini yakasındaki elime koydu ve itti.
"Kaçın sizin için geliyor! "
Tüm gücüyle itti beni.
"Gidin kaçın sizin için geliyor! "
"Kim... "
Solumuzdan gelen bir bıçak kafasını saniyeler içinde vücudundan ayırırken telaşla bıçağın geldiği yöne baktım. Ama hiçbir şey göremiyorum.
Yerden kalktım ve tüm gücümle Lebriz'e koşmaya başladım.
"PRENS! "
Pamira'nın çığlığıyla olduğum yere çakılı kaldım.
"İMDAT! "
Ya o herif Pamira'yı da bulduysa?
"YARDIM EDİN!"
Çığlıklar git gide artmaya başlamıştı.
Çevremde dönüp Pamira'yı görmeye çalıştım ama yine göremedim.
Acı çığlıklar hala devam ederken karşıdan bir ışık görür gibi oldum ve hızla o yöne koşmaya başladım.
Ya Pamira'yı bulacak ya da o psikopatla karşılaşacaktım.
Ve ikinci seçenek en azından şu anlık olmaması gereken bir seçenek.
Yaklaştıkça artan ışık sayesinde gittikçe görüşüm netleşiyordu.
Ve birkaç adımdan sonra bir ağacın dibine çökmüş Pamira'yı gördüm.
Biraz daha hızlı koştum ve yanına diz çöktüm.
"Pamira, Pamira! "
Yüzünü avuçlarım içine aldım.
"İyi misin, iyi misin Pamira? (!) "
Ağlarken kafasını iki yana salladı.
O sırada bir elinin havada olduğunu göz ucuyla fark ettim ve kafamı kaldırıp baktığımda elinin bir bıçakla ağaca saplanmış olduğunu gördüm.
"Bu ne Pamira? (!) "
Tekrar yüzüne baktım.
Her an bayılacak gibi duruyordu.
"Kim yaptı bunu! Adamlar nerede? (! )"
Aniden elini yakama atıp beni kendine çekti.
"Al onları. Gitsinler gitsinler, bakmasınlar bana. Söyle bakmasınlar bana! "
"Ne! Kim bakmasın sana? "
Hiç bakmadan eliyle ağacın arkasını gösterdiğinde donup kaldım.
Bizimle ormana gelen tüm korumaların cesetleri teker teker özenle dizilmiş bir şekilde bize bakıyorlardı.
"Bakmasınlar."
Omzumdan tuttu ve beni sarsmaya başladı.
" SÖYLE BAKMASINLAR! "
"Ah küçük Prens, vah küçük Prens. "
Kulağımıza çalınan robotik sesle; Pmaira bana sığınırken ben, sese kulak kesildim.
"Sizin sağladığınızı zannettiğiniz adalet bak insanlara ne yaptırıyor? "
Ses derin bir nefes alıp braktı.
" Ah küçük Prens, vah küçük Prens şimdi nereye gitmeli ne yapmalı da seni bu azaptan kurtarmalı? "
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |