Yeni Üyelik
4.
Bölüm

Devamini Geti̇rmeli̇si̇n Başladiğin İşi̇n

@ebrudenetmis


... Kuyu'nun sahibi şeytanın kuyruğu...


Bu neydi böyle? Dışarıda o kadar adam varken kim, bu odaya girebilirdi ki! (?)


Elimdeki kağıtla hızla çıktım odadan.


Hadi odaya girmesini geçtim, o kadar önemli bilgiler varken neden sadece bir kağıt parçası bırakıp gitsin ki?


"Barbaros! "


Merdivenlerin sonuna geldiğimde Barbaros'da koşar adım bana yaklaşıyordu.


"Çalışma odama git bütün belgeleri teker teker kontrol et. Tek bir eksik istemiyorum. Eğer bir eksik bulayım o zaman bak gör o adamlarının görmeyen gözünü nasıl söküyorum! "


"Bir şey mi oldu efendim? "


"Senin o kör adamların sayesinde Kemal beyin verdiği belgelerde eksik var! "


"Hangi belge efendim? "


Kağıttan bahsedebilirdim ama daha ne olduğunu bile bilmediğim bir kağıt parçasından kimseye bahsetmeye gerek yoktu. Daha doğrusu bu konu hakkında içimden bir ses hiç kimseye güvenmememi söylüyordu.


" Konumunu da ben vereyim senin için daha rahat olur Barbaros. Hiç uğraşmamış olursun. "


"Öyle demek is..."


Elimi havaya kaldırdım.


"Dediklerimi yap yarın yanıma gel "


Ellerini önünde bağladı.


"Emredersiniz efendim."


Lebriz'den çıktığımda korumalardan biri yanıma geldi.


"Buyrun efendim. "


"Araba getirin dışarı çıkıyoruz. "


Yanımdan ayrıldığında merdivenleri indim ve orada beklemeye başladım.


Bu kağıt bir anda o ölümlerden sonra geldi. Ama nasıl, neden? Bunu bırakan bu insanların öleceğini biliyor muydu yani? Pamira görmeseydi belkide onlar bulunamayacaktı. Ama Pamira sadece gölge gördüğünü söylemişti. Tabii... Tabi yalan söylemediyse. Belki de Pamira bu olanların hepsini biliyordu. Belki de kağıdı da o bıraktı.


Ama bilen insan neden o kadar telaşlansın ? Neden bana öyle davransın?


Elimi saçıma atıp başıma saplanan ağrı yüzünden çektim saçlarımı.


"Saçmalık, sadece saçmalık! Bu olanların başka bir açıklaması olamaz! "


Doğru ya ben daha kendi babama güvenemiyorum o kıza neden bu kadar inandıysam.


Araba geldiğinde benimle birlikte üç koruma daha binmişti arabaya.


"Orman yoluna geç ben, sana tarif edeceğim"


"Tabi efendim"


Gidip soracak eğer o yaptıysa da cezasını kendi ellerimle verecektim. Hiç kimse gelip benim evime rahat rahat giremez benim ülkemde insanları katledemezdi!


Aptal kafam ilk kez gördüğüm birine güvenmek de ne demek! Belki de benim yüzümden öldü o insanlar ben aptal dertlerimden başka bir şey düşünmedim. Daha Kral olmadan hüsrana uğratıyorum halkımı.


Yolu şoföre tarif etmiş kısa sürede varmıştık. Arabadan inip hırsla çıktım merdivenleri. Zile bastım ve beklemeye başladım. Saat gece yarısını geçmiş bile olabilirdi belki ama umurumda bile değildi. Törene bu kadar az kalmışken hiçbir hataya göz yumamazdım. Çok dikkatli ve sabırlı olmam gerekiyordu değil mi? (!) artık bende o lanet sabır kalmadı!


Kapıyı elinde sopa üzerinde pijama ve dağınık saçlarıyla Pamira açtı.


"Ne... Ne oluyor? "


Havada olan sopayı indirdi.


Bir anda sanki içimdeki bütün sinir gitti. Sadece kocaman bir boşluk kaldı.


"Bu saatte ne işin var burada Prens? "


Kendime gelmeliydim, kendime gelmeli ve hesap sormalıydım.


Derin bir nefes aldım. Nefesle birlikte o güzel esinti gitti ve sanki büyük bir alev sardı bedenimi.


"O ormanda ne gördün? "


Elini kapı kolundan çekti.


"Ne? "


"Nasıl biz görmezken sen gördün onları? Nasıl sadece sen? "


"Ne diyorsun anlamıyorum. "


"Diyorum ki senin gördüğün o gölgeler bir anda iki cesede dönmüş."


Birkaç adımla karşısına dikildim.


"Bu konu hakkında bir bilgin var mı?"


"Sen ne demek istiyorsun? Ne söyleyeceksen söyle lafı dolandırma Prens!"


"Seninle yeni tanıştık seni tanımıyorum ve oramanda yaşıyorsun. Bir gölge gördüğünü söylüyorsun ve iki saat sonra iki ceset haberi alıyorum."


Yüz yüze geleceğimiz şekilde eğildim.


"Sence ne demek istiyorum. Bu açı... "


"Kes! "


Elindeki sopayı yere fırlattı.


"Daha fazla ileri gitme yoksa... "


"Beni de mi öldürürsün"


Burnundan güler gibi br nefes verdi.


"Senin farklı olduğunu sanmıştım. Kısa bir an sadece kısacık bir an senin o cani insanlardan farklı olduğunu sanmıştım. "


Kaşlarım çatıldı.


Farklı olmak, farklı olmaya çalışmak hiçbir işe yaramıyordu.


"Konu... "


Sözlerimi telefon sesi keserken gözlerimi Pamira'dan ayırmadan cebimden telefonumu çıkarttım.


"Alo."


"Efendim az önce ilçe emniyetten aradılar sabıkası olan bir suçlu firar etmiş. Çok dikkatli olmalısınız elimizde iki cesed ve bir firari varken Lebrize dönmeniz daha korunaklı olacaktır. Lütfen çok dikkatli hareket edin törene bu kadar az kalmışken bu olayların patlak vermesi hiç iyi değil."


Bir firarimiz eksikti o da oldu!


"Tamam Alp dikkatli olacağım. Barbaros'u ara güvenliği arttırsın."


"Tabi efendim. "


Hadi diyelim ölümleri bu açıklıyor ama bu kağıt, kağıdı kim getirdi ve benim özel odama kadar bırakabildi. Ama belki kameralarda bir şey çıkar. Neden Lebriz'deyken aklıma gelmedi ki! (?)


"Alp."


"Buyrun."


"Yarın gelirken Lebriz'in bir haftalık kamera kayıtlarını da getir. Bakalım, bir şeyler bulabiliyor muyuz. "


"Getiririm efendim, iyi geceler. "


Telefonu kapatıp cebime koyduğumda ortam sessizdi. Alp'le konuştuktan sonra Pamira'ya olan şüphem az da olsa dağılmıştı ama şüphe duymadan edemiyordum.


"O zaman bu kağıt neyin nesi? "


"Ne kağıdı? "


Pamira'nın sesiyle hızla ona döndüm.


Kaşları çatık huysuzca bana bakıyordu.


"Ne? "


"Az önce bir kağıttan bahsettin. Ne kağıdı? "


Kağıttan ona bahsetmeli miydim emin değildim


"Seni ilgilendirmez. "


Bir anda dibime kadar girdi ve gözlerini gözlerime dikti.


"Önce gecenin bir yarısı evime geliyor saçma sapan ithamlarda bulunuyorsun sonra bir telefonla sakinleşiyor ama hala saçma sapan hareketlerine devam ediyorsun. Ya bana da neler olduğunu insanca açıkla ya da... "


Eliyle yolu gösterdi.


"Evimden defol git! "


Bu olurdu,evet gayette gidebilirdim.


"Gidiyorum."


...Sabıkası olan bir suçlu firar etmiş. Çok dikkatli olmalısınız.


... On metre arayla iki ceset bulundu. Kolları ve boğazları kesilmiş....


Ah! Hadi. Ama...


İndiğim birkaç basamağı geri çıktım.


"Kardeşini de al gel siz de bizimle geliyorsunuz. "


Tek kaşı sorgularcasına havaya kalktı.


"Pardon? "


Yorgunlukla bir nefes verdim.


"Bak! gecenin bir yarısı buraya gelip sana bunları söylediğim için üzgünüm ve ne olduğunu da gidince konuşalım ama burada güvende değilsiniz. Bir an önce hazırlanın ve şuradan gidelim. Gidince her şeyi anlatacağım, söz veriyorum her şeyi anlatacağım."


Birkaç saniye yüzüme baktı ve kapıyı yüzüme kapattı. Harika gerçekten harika!


"Pamira bak burası güvenli değil... "


"Defol git! "


Kapnın ardından gelen şey sadece derin çığlığıydı.


Merdivenleri indim ve yanıma gelen korumaya döndüm.


"Birkaç adam daha gelsin evin etrafına dağılsın, bu gece burada kalıyoruz. "


"Emredersiniz efendim. "


Kafamı çevirdiğimde camdaki Pamira'yla göz göze geldiğimde gülümsedi ve bana el salladı. Az önce bana kızgın değil miydi o? O sırada yanında biri geldi ve onu geri çekti. Sonra geri gelip perdeyi çekmeye hazırlanoyordu ki gözleri bana takıldı. Kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu sanırım asıl Pamira buydu. Bana gülümseyen ise kardeşiydi. Birkaç saniye daha yüzüme bakıp perdeyi çekti.


Arabaya geçip oturdum. Güvenemiyorum hiç birine hiç kimseye güvenemiyorum. Ben çocukluk arkadaşıma, kardeşim dediğim adama bile güvenemezken...


Derin bir nefes alıp verdim. Peki o kağıt neyin nesiydi? Neden kötü gün habercisi gibi böyle bir olay zamanı bırakılmıştı.


Bir anda cama tıklatılmasıyla irkilerek cama döndüm. Bu Pamira'ydı. Arabadan inip karşısına geçtim.


"Bir kağıttan bahsetmiştin. "


Başımı salladım ama konuşma gereği duymadım. Derin bir iç çekti.


"Ne kağıdı Prens? (!) "


Yine cevap vermedim.


"Bak, biliyorum bana güvenmiyorsun, ki bende sana artık bir gıram inanmam ama belki de ikimizden başka güveneceğimiz kimse yoktur."


Elini cebine attı.


"Bu kağıdı az önce kitaplarımın arasında buldum ve ben kitaplatımın arasına kağıt koymam Prens."


Gözlerini yüzümde gezdirdi ve kağıdı bana uzattı. Elindeki kağıdı aldığımda çevreye küçük bir göz gezdirmeden sonra kağıdı açtım.


Güveneceğin insanları iki kez düşünmelisin,


Güvendiğin de ise devamını getirmelisin başladığın işin.

Şeytan yavaşça yaklaşıyor bırakmaya hazır olduğun eli tutmak için.

Eğer tutarsa sorumluluğunu almalısın olacak şeyin.


************************************


Yazım yanlışlarım için çok özür dilerim. [̲̅E]



Loading...
0%