Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Şeytan Görünümlü Fani

@ebrudenetmis


************************************


Sözleri bittiğinde ayağa kalktı.


Bende ayağa kalkıp yüzüne baktım.


"Belki bilmiyorsundur okulda bir proje başladı..."


"Biliyorum müdür bey bahsetti. Ama benim böyle bir şeye ihtiyacım yok Prens. İhtiyacı olan biriyle ilgilen."


Ellerimi kabanımın cebine soktum.


"Ben kararımı verdim."


Omuz silkti.


" Kararını verdiysen bir şey diyemem ama benim yardıma ihtiyacım yok."


Sustum. O da bir şey söylememiş yürümeye başlamıştı.


İçimden bir ses Pamira konusunda ısrarcı olmamı söylüyor o yüzden bu konuda ısrarcı olmayı düşünüyordum. Arık içimdeki sese kulak vermiş ve onun ardından gitmeye karar vermiştim. Artık kendi kararlarıma uyacak ve kimsenin boyunduruğu altına girmeyeceğim.


"Evin nerede? Eğer istersen seni bırakabiliriz."


Ellerini cebine soktu.


"Olur."


Çenesiye ormanın ilerisini gösterdi.


"Yolun sonunda."


Yola çıktığımızda Barbaros da bize katılmıştı.


"Barbaros önce Pamira'yı bırakalım. "


"Peki efendim. "


Arabaya bindiğimizde Barbaros, Pamira'ya yolu sormuş Pamira da tarif ettikten sonra sessizliğe gömülmüştük.


Kimseye güvenmiyorum özellikle de ailem konusunda ama belki Pamira ama belki de ona güvenmeliyim. Benimle aynı düşünüyor beni duyunca yargılamadı da.


Hem yardım alırsam belki daha hızlı bir şeyler öğrenirim. Bir şeyler bulmak istiyorum, beni haksız çıkaran ama


ailemin doğru söylediği.


"Dur dur dur! "


Pamira'nın çığlığıyla ona döndüğümde aynı saniyelerde arabada ani fren yapmıştı. Araba durduğunda beklemeden arabadan indiğinde bende onu takip etmiştim. Yoldan ormanın içine bakıyordu.


"Ne oldu? "


"Orada bir şey var. "


Dediğinde ormana biraz daha yaklaşmıştı.


"Gölge gibiydi tam net göremedim, çok saniyelikti."


Yüzünü bana döndü.


" Ama bir şey gördüğüme eminim. "


"Efendim."


Barbaros'a döndüm.


"Herkes gelmiş başlamak için sizi bekliyormuş."


Elimi saçlarıma atıp geriye yatırdım.


Lebriz'e ülke için önemli siyasetçiler gelecekti. Geç kaldım ve bu hiç iyi değil. Hem babam hem bu insanlar beni istemezken hiç iyi değil.


"Alp'i ara toplantıya basit konulardan başlasın."


Alp benim hem avukatım hem de asistanımdı.


Barbaros yanımızdan uzaklaşırken ben de Pamira'ya döndüm.


"Gitmemiz lazım. "


"Ama... "


"Bak bu toplantı benim için çok kritik bir toplantı o yüzden hemen oraya gitmem gerekiyor. Ayrıca göz yanılması olabilir bunu sen de biliyorsun. "


Arabayı gösterdim.


"Lütfen arabaya bin. "


Bu şey onu neden bu kadar rahatsız etti bilmiyorum belki evi burada olduğu için tedirgin olmuştur ama şu an bununla ilgilenmem. Lebriz'e gittiğimde Alp'e söyler bir ekip gönderirim.


Pamira arabaya binerken Barbaros arabayı çalıştırmıştı. Şöyle bir etrafa bakıp ben de arabaya bindim.


"Efendim Alp toplantıyı başlatmış. Gayet iyi gidiyormuş fakat babanız sizi sorup duruyormuş. "


Sinirle soluk verdim. Zaten bir kere de o kadar üst mertebeli insanın içinde beni rezil etmese şaşırırdım.


"Zaten gidiyoruz, Alp devam etsin yeter. "


Bir on dakika sonra tek katlı bir evin önünde durduğumuzda Pamira'nın bakışlarını üzerimde hissettim.


"Teşekkür ederim. "


Başımı eğdim teşşekürüne yanıt olarak.


"Merak etme oraya bir ekip gönderir baktırırım. Ama sen sakın tek başına oraya gitmeye çalışma. "


Ters bir bakış attı bana.


"Gidip tek başıma bakacak kadar deli değilim. "


Cevap vermedim. Zaten o sırada da onun olduğu tarafın camı tıklatılmıştı.


Bakışlarımız oraya döndüğünde sanki Pamira dışarıda gibiydi.


"İkizim."


Başımı salladım.


"Belli oluyor. "


"Benn gideyim artık. "


Arabanın kapısını açtı ve dışarı çıktı,


"Gidelim Barbaros. "


Başıma keskin bir ağrı girdiğinde elimi alnıma atıp yavaşça masaj yaptım. Lebrize gidince bir de babamla uğraşacaktım. Prens miyim yoksa ırgat mıyım belli değil.


Kısa süre sonra Lebriz'e geldiğimizde adamlardan biri kapımı açtığında bir ordu gazeteci yanıma koştu.


"Bora bey hazırlıklar nasıl gidiyor? "


"Efendim siz tahta geçtiğinizde babanızın tamamen çekileceği söyleniyor doğru mu? "


" Efendim bundan sonra nasıl bir yol izlemeyi düşünüyorsunuz? Babanızın oturttuğu düzeni mi devam ettireceksiniz yoksa kendinize yeni bir yol haritası mı çizeceksiniz?"


"Bora bey halk endişeli babanızın 50 yıllık yönetiminden sonra Kralın tahttan inmesi insanlarda bilinmeyen bir korku yaratıyor. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?"


Korumalar gazetecileri uzaklaştırırken bana bu soruyu soran gazeteciye döndüm. Onu tutan koruma anında dururken gazeteci de bana dönmüştü.


"Onlara endişeleri için hak veriyorum ,ancak benim için halk her zaman bir adım öndedir ve önde olacaktır. Ailem yıllardır bu ülkenin başında ve siz de biliyorsunuz ki bu ülkeye çok şey kattı.


Değişiklikler elbette ki olacaktır. Ancak bu kararlar halkın refahı için alınacak ve alınırken halk göz önünde bulundurulacaktır. Tabi ki bu sözlerim sıkıntıları gidermeye yetmez ama onlardan sadece bize güvenmelerini ve arkalarına yaslanıp izlemelerini rica ediyorum."


Adam beni dikkatle dinlemiş ve heyecanla mikrofonu tekrar yüzüme kaldırmıştı.


"Teşekkürler efendim! Bir sorum daha olacak... "


Elimi kaldırdığımda susmuştu.


"Başka soru yok."


Adamda beni zorlamamış mikrofonunu indirmişti.


"Peki efendim."


Lebriz'den içeri girdiğimde salondan konuşma sesleri geliyordu. Salona girdiğimde herkes oturmuş birşeyler anlatan Alp'i dinliyorlardı. İçeri tamamen girdiğimde en başta babam olmak üzere herkesin bakışları bana dönmüştü. Onu umursamadan masanın çevresine dizilmiş insanlara baktım.


"Kusura bakmayın biraz geciktim."


Herkesle teker teker selamlaştıktan sonra yerlerimize yerleşmiştik. Bakışlarım babama döndüğünde kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu.


"Efendim siz gelmeden önce Alp bey konuyu biraz açmıştı ama biz yine de sizinle tekrar dinleyelim. "


Söze giren dış işleri bakanı Selim beydi. Elimi kaldırdım.


"Tabi buyrun."


... 


İki saatin sonunda toplantı bitmiş herkes ayaklanmıştı. Alp'in de ayağa kalktığını gördüm.


"Alp sen kal. "


Sözlerimle hareketleri durmuştu.


"Tabi efendim. "


Herkes çıktığında salonda sadece Alp, babam ve ben kalmıştık. Derin bir nefes aldım zaten çok bile beklemişti.


" Orman yoluna bir ekip gönder, bir baksınlar oralara. Sende git başlarında bekle. Baktıktan sonra da bana haber ver."


"Tamam efendim siz merak etmeyin. "


Masanın üzerinde gezindi bakılşarım.


"Bir de bana Pamira SON'un telefon numarasını bul ,Alp"


"Tabi efendim."


Kafamla minik bir hareketle dışarıyı gösterdim.


"Gidebilirsin."


"İyi günler efendim. "


Babama başıyla selam verip hızla çıktı salondan. Şimdi salonda sadece babam ve ben kalmıştık. Oyalanmadan ayağa kalktım.


"Neredeydin? "


"İşim vardı. "


Sinirle ayağa kaltı.


"Ne gibi bir işin olabilir ki bir düzine politikacıyı dakikalarca beklettin! (?) "


Kaşlarımı çatıp gözlerinin içine baktım. Ne yazıktır ki ona çok benziyordum.


"Siz her işinizi bana söylüyor musunuz? "


Birkaç adımla karşımda dikildi.


"Ben Kralım ben kimseye hesap vermem!"


Parmağını yüzüme doğru kaldırdı.


"Ne kadar yakında tahta geçecek olursan ol sen, her zaman bana hesap vermek zorundasın çocuk!


Sürekli bunu aklından çıkarıyorsun ama ben her zaman senin üstünüm o yüzden ayağını denk al, aklını başına getir! "


Yavaşça kıvrıldı dudaklarım.


"Siz ne zannediyorsunuz bilmiyorum ama ben eskilerin yönettiği yeni kukla olamayacağım. Hiçkimsenin emirleri altında bir ülke yönetmeyeceğim bunu o aklınıza soksanız iyi edersiniz! Yok eğer anlamak istemiyorum diyorsanız da siz bilirsiniz. Ayağımın altında dolaşmayın yeter."


Masnın üzerindeki dosyalarımı alıp çalışma odama çıktım. Beni kukla zannediyorlardı o yüzden bu kadar rahatlar. Ben onlar için bu satranç tahtasında ileri sürülen bir piyonum sadece.


Sandalyeme oturdum ve hırsla açtım dosyanın kapağını aynı hırla kalem kutusundan bir kalem aldım ve dosyaya gömüldüm.


Aradan yarım saat geçmişti ki telefonum çaldı kalemi dosyanın üzerine bırakıp ceketimin iç cebinden telefonumu aldım. Alp arıyordu.


"Alo."


Birkaç hışırtı geldi kulağıma.


"Efendim söylediğiniz üzere ormana geldik. "


"Evet."


"On metre arayla iki ceset bulundu. Kolları ve boğazları kesilmiş. "


Pamira gölge gördüğünü söylemişti ve Pamira'ların evi orada.


Kaşlarım çatıldı.


"Kimlik tespiti yapıldı mı?"


"Evet efendim Esin KOR ve Semih LAL Gastronomi bölümündenler. Hatta Pamira hanımın sınıf arkadaşları. "


Hızla soluk verdim.


"Pamira'nın telefon numarasını buldun mu? "


"Evet efendim size göndermiştim hatta."


Kaç saattir telefona bakmazsam göremezdim tabi.


"Tamam Alp. Olayın tüm detaylarını bana bildir hiçbir eksik istemiyorum. Olay yeri incelemeden sonuç geldiğinde ara beni. Bu olayla bizzat benim ilgileneceğimi de bildir onlara. Altını çiziyorum eksik istemiyorum."


"Anladım efendim siz merak etmeyin. "


Telefonu kapatıp ayağa kalktım. Pamira'yı aramam gerekiyordu. Tam gidiyordum ki masadaki kağıt gözüme çarptı. Anında kaşlarım çatılmış kağıda eğilmiştim. Kağıdı elime aldım ve ters çevirdim.


Sadece dışına bakmamalı içini görmelisin.


Gördüğünde ise bedelini ödemelisin, kopardığı kıyametin.


Her an yakalayabilir sizi şeytan görünümlü bir fani,


Faniler yapacağı hareketi iki kez düşünmeli.


Bilmelisiniz ki derinleşmek üzere bu kuyu.


Kuyu'nun sahibi şeytanın kuyruğu.


************************************


Yazım yanlışlarım için özür dilerim... [̲̅E]


Loading...
0%